Geçtiğimiz aylarda 10 kitaplık bir gotik edebiyat seti yaptıklarını görüp hiçbir yerde tanıtımlarının yapılmadığına içerlediğim güzide yayınevlerimizden Cem’in güzel bir kapak tasarımı ve sunumla -ayrıca uygun fiyatla- kitaplıklarımıza kazandırdığı bu seriyi içeriğindeki kitaplarla beraber buraya taşımak isterim.
Devamının gelip gelmeyeceğine dair kendilerine danıştığımda, piyasa koşulları nedeniyle bir süre yeni yayın yapmayacaklarını öğrenmiştim. İthaki ve Alfa’nın bunca pompalandığı bir ortamda haksız rekabeti ortadan kaldırmak adına, zaten kalitesinden kimsenin şüphe duymadığı Cem’in bu güzel konsept çalışmasından mahrum kalmayalım. Ben instagram hesabımda hoş bir mizansenle serinin sunumunu yapmış ve alçakgönüllülükle kendi sayfalarında da buna yer verdiklerini görmüştüm. Umarım şu dönemde ayakta kalırlar ve güzel işlere imza atmaya devam ederler.
Bu serinin geri planda kalmış olmasının bana kalırsa başlıca sebebi tür okuyucularının zaten şu ya da bu yayınevinden bu kitaplara sahip veya çoktan okumuş olmaları. Basılacak yüzlerce eser varken ısrarla aynı eserleri basmaları zaten dar olan okuyucu kitlesini daha da daralmasına neden oluyor.
Eğer bir yayınevi bu saaten sonra karanlık türde bir seri yapacaksa kıyıda köşede kalmış olan kitapları seçmeli. Alanında karanlık temalı kitaplar basan yayınevlerinin ilgi çeken kapaklarıyla yarışabilmeli. Ne kadar hoşumuza gitmese de böyle bir gerçek var. Yeni nesil farklı ve görsel şov daha çok seviyor. Vampir fontu ve fosilleşmiş görsellerle satış hacmi yakalayamazlar. Hiçbir şey yapmayıp sayfa yanları ve kapağı simsiyah sadece eser adı ve yazar adı bulunan düz bir kapak bile bunlardan daha çok sayış hacmine sahip bana kalırsa.
Bir de önce “korku” denilince cindi, dabbeydi anlayanlara karanlık hazlar, karanlık düşünceler, karanlık psikoloji gibi şeyin daha baskın olduğunu da ifade etmek lazım. Bazen Dracula’ya cin muamelesi yapılınca gülesim geliyor.
