Tekil kitap olarak görünüyor.
Ben de yarıladım. Kitapla birlikte 6. bölümde ara verdiğim Dark Matter dizisini de izlemeye başladım. İkisinin de finalini güzel bir kombo ile yapacağım .
Tekil kitap olarak görünüyor.
Ben de yarıladım. Kitapla birlikte 6. bölümde ara verdiğim Dark Matter dizisini de izlemeye başladım. İkisinin de finalini güzel bir kombo ile yapacağım .
Ben de kitabın yarısına yakınını okudum, güzel gidiyor ama çevirisini iyi bulmadım. Bazı yerleri İngilizcesiyle karşılaştırdım, ufak tefek hatalar gördüm ama asıl sorun çevirideki cümle yapılarında. Türkçesini okurken anlayamadığım yerleri İngilizcesine baktığımda anlamakta zorluk yaşamıyorum. Çevirmen İngilizce yapıya fazla bağlı kalmış, Türkçede kullandığımız yapı ve yazım tarzına pek dönüştürememiş sanırım.
Maalesef. Okunmayacak durumda değil ama keşke diyor insan. Bütçeden dolayı büyük çevirmenlere iş yaptıramıyorlar sanırım. Yine de sosyal medyadan uyarmayı deneyin, daha fazla kişi ulaşırsa dikkate alma ihtimalleri artar.
Çeviri sorunu bilindik çevirmenlerde de olabiliyor. Rıhtımda bunun başlığı var girsem çokça örnek veririm ama işteyim vaktim yok. Yani demek istediğim bilindik ya da bilinmedik çevirmen, büyük - küçük yayınevide olsa aynı maalesef. Kaderimizde var bu Aslında çevirideki bazı sorunları editörlerin görüp düzeltmesi gerekmez mi? Sırf suçu çevirmende görmüyorum ben.
Çeviri kısmında editörün yapması gereken şeyler bunlar aslında, haklısın. Ülkede hiç kimse emeğinin karşılığını alamadığı için ne ka ekmek o ka köfte oluyor maalesef.
346’ya geldim, kurgu güzelce oturdu, Adrian reyiz yazımıyla zaten okutuyor. Bir tık daha fazla bilim isterdim (3 yapalım) ama alternatif dünya gelişimleri üzerine yazılan bölüm girişleri çok hoş.
Bana olayların gelişiminin çok hızlı oldu bittiye getirliyor gibi geldi. Ben 400 geçtim yarın bitiririm gibi geliyor. Konularda daha yeni netleşmeye başladı.
Kitabı bitirdim ve karmaşık duygular içindeyim. Fikir çok orjinal olsa da anlatış olarak benin pek tatmin etmedi. Hikaye örgüsünü de çok oldu bittiye ve kopukluklar içerdiğini düşünüyorum. Kitap zaten son 100 sayfada bir yere oturmaya başlıyor. Buraya kadar neyin ne olduğu anlaşılmıyor. Ortalıkta evet bir şeyler dönüyor ama bu karakterlerin motivasyonları orada belli olmuyor.
Kitabın sonunda ise bir anda çok hızlı bir bitiriş var. Yani adamlar birkaç sayfa için işi çözmeye çalışıyorlardı. Sonra bir anda alternatif evrenlere daldılar. Bir anda işi çözdüler ve farklı bir yere gitti hikaye.
Ben de bitirdim kitabı, @Epichan ile benzer düşüncelere sahibim.
Kitabın çevirisini beğenmediğimi daha öncesinde söylemiştim ama bunun yanında yazarın anlatım tarzını da biraz dağınık buldum. Bir şeyler oluyor kitapta ama kimin, neyi, neden yaptığını anlayamadığım için hikayenin içerisine girmekte zorlandım. Kitabın sonlarında belirli ölçüde açıklama getiriliyor bunlara ama o açıklama da her açıdan yeterli değil. Ayrıca kitaptaki ana karakterlerden Mal ve özellikle Lee’nin hikayeye katkısı çok sınırlıydı. Yazar belki onların da bir katkısı olsun diye sonunda dünyayı kurtaracak çözümü onların bulmasını sağlamış ama bu durum karakterleriyle pek uyumlu değildi.
Kitaptaki paralel dünyalar ve farklı evrimsel yollara ilişkin bölümler ise güzeldi.
Bugün bitirdim ben de. Okuduğum en iyi Tchaikovsky kitabı olmadığı kesin. Karakter derinliği biraz eksik kalmış bu defa, ayrıca yazarın cinsel kimlik konusunu bu kadar ön plana çıkarmasını paralel evrenler konulu bir bilim kurguda anlamsız buldum.
Bilim kısmı her zamanki gibi gayet güzeldi ama pace’i tam ayarlayamamış bu sefer Adrian reis.
Çeviri ile ilgili bir kaç göze batan yer vardı, bir de Türkçenin azizliğine uğradık konmayan bir dip not yüzünden. Karakterlerden birinin kod adı Spiker, diğeri ise Kibrit Kutusu. orjinaliyle dönüşümlü okuduğum için fark ettiğim bir durum var, isimler İngilizcesinde Matchbox ve Spiker. Türkçe’ye çevirmediği için sunucu/anlatıcı manasındaki spiker olarak anlıyor insan, halbuki çivici(çivileyen manasında) ya da smaçör denmeliydi.
Elimde olmayan sebeplerden çok yavaş okuduğum bir kitap oldu ama bilim kurgu severlere öneriyorum.
Puanım 7/10
Kitabı ben de birkaç saat önce bitirdim. Beklediğimden iyi çıktığını söyleyebilirim. Çünkü Adrian reisin romanları arasında nispeten puanı daha düşük ve epey de olumsuz yorumları olan bir romandı.
Yazarın anlatımı yer yer sarksa da kısa sürede toparlanıp doludizgin devam ettiği için son 350 sayfasını iki günde hiç ara vermeden okudum. Kitaba dair en büyük eleştirim karakterlerin çok gerçekçi hissettirmemesiydi. Hepsinin özel hayatına, kişilik özlliklerine dair epey bilgi vermesine rağmen hiçbirini tam olarak sağlam bir karakter şekline sokamamış yazar. Ayrıca çok fazla kimlik muhabbeti yapması da biraz can sıkan bir durum olmuş. Kısacası yazarın alametifarikası karakter yaratmak değil gibi görünüyor.
Bunun dışında kitaptaki ara bölümler ve ara bölümlerin kitabın sonunda bağlandığı yer olsun, ilginç spekülatif fikirler olsun, yer yer soluksuz okunan heyecanlı bölümler olsun bir bilimkurgu severin kaçırmaması gereken bir kitap olduğunu düşünüyorum.
Bu vesileyle Adrian reisin diğer kitaplarına olan merakım ve iştahım iyice tavan yaptı.
10/7.5