Çift Tırnak İşaretinin Kullanımı Hakkında

Kesinlikle katılıyorum ve fotoğrafını paylaştığım örnekteki önemli bir ayrıntıyı da belirteyim: Altta yine tırnaksız biten paragraf aynı zamanda bölümün de son paragrafıydı ve arkasında koskoca bir boş sayfa var. O boş sayfanın ardında da büyük bir puntoyla yeni bölüm numarası var.

Derdimi ve benim de düşündüğüm çözümü paylaşan birini görmek sevindirdi. Teşekkürler @Ishamael.

2 Beğeni

Şuan elimde Mark Twain’den Bir Atın Hikayesi var. Bu kitapta da aynı durum mevcut. Bu kullanımı tek yayınevine mâl etmek yanlış diye düşünüyorum ben. Yaygın bir kullanım haline gelmiş rahatsız edici bir durum. Ben de sevmiyorum. Kırıcı olmadan ricacı olursak belki daha itinalı olunabilir.

Diğer açıdan birçok nokta var böyle edebiyatta kullanılan. Kitaplarda görülen her şeyi doğru kabul etmemek, araştırmak gerek olduğunu düşünüyorum. Örneğin tekrardan gibi kelimeler görünce ben de biraz sinirleniyorum.

Ben kitapların çeviri de olsa oldukça muntazam bir Türkçe ile yazılması taraftarıyım. Sürekli okuyan kimseler için bir yerden sonra yanlış kalıplar ve kullanımlar doğruymuş gibi oturuyor ve bu bence hiç hoş değil.

@Ishamael güzel açıklamış. Tek bir tırnak açılıp konuşma kaç paragraf ise verildikten sonra kapatılması daha doğru ve bütün bir yaklaşım olur. Bazen heyecana kapılıp hızlı okuyoruz ve beynimiz otomatik olarak o tırnağı kapatıyor. Sonra bir bakıyorum diyalog birbirine girmiş. Hayda deyip geri başa dönüyorum. Bütün heyecanı baltalıyor bana kalırsa.

2 Beğeni

“Tekrardan” kelimesini görünce neden rahatsız oluyorsunuz ki? :slight_smile: TDK’nın kelime haznesinde kabul görmüş, “tekrar tekrar” manasına gelen bir zarf bu. Kullanılmasında bir yanlış yok.

Yanlış anlamayın, merak ettiğim için sordum. Ben de kullanıyorum çünkü çevirilerimde. Okuru rahatsız ettiğini görmek tuhafıma gitti.

1 Beğeni

Okur olarak düşünceleri önemsiyorsanız sevgili mit, lütfen başlıkta bahsedilen tırnak olayını göz önüne alın. Sevgiler. :slight_smile:

3 Beğeni

Ben açıkçası akıcı okunan bir romanda pat diye takılıyorum bu kelimede. Bunun gibi birkaç kelime daha var okurken rahatsız eden. Bu sebepten ben de TDK’ye baktım. Hatta unutkan olduğum için defalarca baktım. :joy: Aşağıdaki resimi de gördükçe iyice takılır oldum zamanla. Mesela size sormak isterim.

  1. Tekrar tekrar kendini öldürmeyi düşündü.

  2. Tekrardan kendini öldürmeyi düşündü.

Bahsetmek istediğim de biraz bu. İki kullanım bence birinden farklı ve üstteki cümle daha akıcı. Oradaki -dan eki cümlede okurken biraz kaba duruyor. Belki ben yanlış açıdan bakıyor olabilirim. Düşüncelerinizi merak ediyorum.

1 Beğeni

Tırnak olayını göz önüne alıp almamam bir şey değiştirmez :slight_smile: Her şeyden önce son 5-10 senedir hem yurt içinde hem de yurt dışında genel kabul görmüş bir kural bu. Doğrusunun bu olduğu kabul ediliyor. Ben de öyle kullanıyorum. Hadi diyelim öyle yapmadım, her paragrafta tırnağı kapattım veya ikinci ve üçüncü paragraflarda başa tırnak koymadım. Benden sonra kitabı kontrol eden editör o tırnağı oraya illaki koyar :slight_smile: Çünkü genel kabul gören kural böyle. Bizi rahatsız edip etmemesi değil önemli olan; kuralına uygun kullanılması.

Anladım demek istediğiniz. Tabii ki tekrar tekrar ile tekrardanın kullanılacağı yerler cümlenin yapısına ve anlatılmak istenilene, verilmek istenen etkiye göre değişir. Sizin verdiğiniz örnekte “tekrardan” kullanımı yanlış. Ama bu tekrardanın kullanılmaması gereken bir kelime olduğu anlamına da gelmez.

Bir örnek vereyim: He turned again to his daughter.

Şimdi burada “Adam tekrar tekrar kızına döndü,” diyemeyiz. “Adam tekrar kızına döndü,” yazılabilir. AMA… Sadece bir-iki üst satırda zaten “kızına döndüyse” bu eylemi yinelediğini vurgulamak için “tekrardan” da yazılabilir. Oradaki -dan eki okuyucunun dikkatini çekmeye yönelik zaten. Tam da bu yüzden okurken duraksıyor olabilirsiniz hatta :slight_smile:

3 Beğeni

Belki de ben rahatsız edici kullanımlara rastlamış olabilirim. Takdir edersiniz ki herkes bu kadar özenli yaklaşmıyor. Aman canım zaten kullanılıyor, diye her gördüğü yere koymaya başlıyor. Sizin örneğiniz evet rahatsız edici gelmedi bana ama ben hep kendi örneğimdeki gibi denk geldim. :slightly_smiling_face: Bir de peşpeşe oldu mu insan sinir olup takılıyor. Sizin kullanımızda bir sorun yoktur bana göre. :baris:

2 Beğeni

Her şeye rağmen bu çift tırnak olayını sevmiyorum. Çünkü her paragraf başına tırnak konması sanki başka kişi konuşmaya başlamış gibi hissettiriyor. Bir de uzun yazılarda zaten gözüm direk tırnağın başladığı ve bittiği yere kayar. Ona göre okurum. İkisi arasındaki dengesizliği (fazla tırnak durumunu) sevmiyorum.

3 Beğeni

Bürokrasi diyorsunuz yani anladım ne diyeyim. :slight_smile:

2 Beğeni

Konu açılalı bayağı olmuş ama benim de adım geçtiği için bir şeyler karalamak istedim. Hoş, tam olarak çevirimle ilgili ne denmek istediğini anlamadım ama olsun :slight_smile: Ben de genel olarak konu hakkındaki görüşümü paylaşayım.

Öncelikle “çift tırnak işareti” demek bana biraz garip geldi açıkçası, işaretin asıl adı “tırnak işareti”dir. TDK’nın sitesinde çoklu paragraflarda nasıl kullanılacağıyla ilgili bir bilgi yok. Ömer Asım Aksoy’un Ana Yazım Kılavuzu’nda da yok. Bazı internet siteleri çoklu paragraflardan oluşan alıntılarda her paragraf başlangıcına ve bitişine koyulmalıdır demiş; bazıları da her paragrafın başlangıcına ama sadece son paragrafın bitişine tırnak işareti koyulmalıdır demiş. Benim şahsi görüşüm ise alıntılama başladığında tırnağın açılıp, kaç paragraf olursa olsun, alıntılama bitince tırnağın kapatılması; çünkü her paragrafın başına ve sonuna tırnak eklenince sanki birden çok ve farklı alıntı varmış gibi duruyor; sadece her paragrafın başına eklenince de başı sonu daha çok karışıyor alıntının. Öte yandan bir de şiir alıntılarını düşünelim, her dörtlüğün sonunda (hatta belki de her satırın) tırnağı kapatacak mıyız? :slight_smile:

Yukarıdaki bazı yorumlarda çok uzun alıntılarda her paragraf başına tırnak eklenmezse okur alıntı olduğunu unutabilir gibi bir fikir vardı. Cümleler düzgün kurulduktan sonra okurun bir sorunla karşılaşacağını sanmıyorum, kaldı ki ne kitaplar var; en basitinden Oğuz Atay’ın Tutunamayanlar’ındaki noktasız virgülsüz sayfalar örneğini verelim. Şimdi biz “okur anlamaz bunu,” deyip düzenlemeli miyiz? Yazarın tercihi bence biraz.

Son olarak İhsan Bey’in dediği bir noktaya açıklık getirmek gerektiğini düşünüyorum. Kendisi:

diyor; ancak şunu unutmamak lazım, noktalama işaretleri uluslararası kabul gören kurallar değillerdir. Her dilin noktalama işaretleri farklıdır. Örneğin Fransızcada iki noktadan sonra cümle küçük harfle başlar, Türkçede ise büyük harfle. İngilizcede “and”le birlikte virgül işareti de kullanılabilir, oysa Türkçede “ve”nin yanında asla virgül bulunmaz. Fransızcada noktalama işaretleri ve sözcükler arasında boşluk bırakılır, Türkçede bırakılmaz. Noktalı virgüle ise hiç girmiyorum, işin içinden çıkamayız :smiley: Kısacası çevirmen cümleleri çevirirken noktalama işaretlerini de çevirir. Yine de yayınevlerinin ve editörlerin noktalama işaretleri tercihleri konusunda kendisine katılıyorum. O noktada çevirmenin yapabileceği pek bir müdahale olmuyor.

Herkese iyi okumalar :slight_smile:

Ben bunu çok gereksiz buluyorum.
Paragraf bitince kapatıp sonraki paragrafta tekrar açılması daha uygun.
Sonuçta konuşan şahıs bir nefes yahut çok kısa bir düşünme duraklama vs molası veriyordur ard arda uzun uzun konuşsa dahi.
Konuşma bütünlüğünü havada bırakıyor paragrafı kapatmadan yeni çift tırnak ile başlamak.