Karşımızdakinin sağı bizim solumuzdur ya, ben onun yaş farkıyla alakalı olduğunu sanırdım.
Dizilerin sonu olmadığını düşünürdüm; sebepse Arka Sokaklar’dı :))
Arka Sokaklar’ı düşündükçe ben de dizilerin sonu olmadığını düşünmeye başlıyorum… Kurtlar Vadisi’ni de unutmamak gerek.
Çocukken, ilahi güçlerin varlığına inanırdım ve herkesi kendim gibi zannederdim. İnsanların anlaşamama sebeplerini anlamazdım; yetişkinlerin iletişim kurmak konusunda çocuklardan çok daha geride olduğunu, yaş aldıkça ‘anlaşmanın’ çok zor olduğunu anladım. Çünkü büyükler, doğruyla eğriyle değil, işlerine geldiğini gibi konuşur, işine gelirse anlarlardı… Onlar için haklı veya haksız, işine gelen tarafa göre şekillenirdi.
Büyüklerin büyüdükçe ‘birey’ olmayı bir kenara bırakıp fikirlerini kabul ettirebilmek yahut toplumda kabul görebilmek için daha çok birbirinin, bir topluluğun arkasına sığındığını farkettiğimde, kişisel gelişimim açısından kendime yapacağım en büyük iyiliklerden birinin ‘iletişim’ becerimi çoğunluk gibi büyüdükçe kaybetmemek ve hiçbir zaman ‘korunmak, yahut kabul görmek için bir topluluğa karışıp görünmez olmamak’ olduğunu anladım ve uzun yıllardır da bunlar için kendimi besliyor aksi olmaması için çaba gösteriyorum.
Çocukken çok fazla çizgi film animasyon vs izlediğim için büyülü bir an gelecek ve hayvanlarla konuşmaya başlayacağım diye düşünürdüm. Bu düşüncem pek de değişmiş sayılmaz aslında hala bekliyorum
Kurtlar Vadisi farklı ama. Adamlar bir dizi çekmiş ve 97 tane 1 saatlik bölümden sonra dizi bitmiş. Bittikten sonra beğenilen ilk serinin ekmeğini yemek için başka senaristler ve yönetmenler devam dizisi çekmiş. Yani dizi bitmez değil bitmiş ama çok tuttu diye başkaları zorla devam ettirmiş.
@nitpicker küçükken Elyon Ülkesi serisini okumuş muydunuz?
Okumadım maalesef. Kitapların kapağına bakınca biraz narnia günlüklerini anımsattı bana.
İlk kitap tam dediğiniz gibi normal birinin bir şekilde hayvanlarla konuşma gücü alması temalıydı. Çocukken severek okumuştum.
Çocukken ben hariç diğer insanların robotlar tarafından kontrol edildiğine inanıyordum.
Ben gidersem herkesin daha mutlu olacağını düşünürdüm. Sanki benim varlığım herkesi çok mutsuz ediyormuş gibi gelirdi. Buna o kadar çok inandım ki 3.5 yaşında evi terk ettim. Annem de kaybolduğumu düşünerek epey korkmuştu.
Islık çalınca şeytan gelir, çalma derlerdi. Ben de durup durup ıslık çalardım ki, şeytan cehennemden yanıma gidip gelip yorulsun eziyet çeksin. Umarim bu yüzden aramız çok açılmamıştır Sir Şeytan. ://
İskender kebabı Büyük İskender icat etmiş sanıyordum. Bursa’daki bir dönercinin adıymış. asddffsdfscadfv
7-8 yaşlarında gittiğim yüzme kursunda, benden büyük bir kız beni kapalı kaydıraklara jilet yapıştırıldığına inandırmıştı. O kız yüzünden bu jilet olayının bir şehir efsanesi olduğunu çözene dek su kaydıraklarından kayamadım.
Zihnime nasıl bir korku tohumu ekmişse artık bu yaşımda bile kaymadan önce tedirgin oluyorum. :d
Bu yaklaşım benim inandığım şeyden daha gerçekçi bence
4-5 yaşlarında sadece Türkiye diye bir devlet olduğunu, tüm dünyayı kapladığını hatta diğer ülkelerin bizim illerimiz olduğunu düşünürdüm. Ah ah çocukluk… Karanlık zamanlardı
Evet bunu ben de çok düşünürdüm
Hatta anneanneme küçükken “Sana renkleri öğretebilirim” diyordum
Yağmur yağdığında Allah yukarıdan kovayla su döküyor sanardım ve ezanı okuyanların Allah’ın arkadaşları olduğunu sanardım…Gerçekten çok küçüktüm😂