Çürüyen Tenlerde Parfüm

Yaşadığımı sanıyorum kalbim çürürken.
Soluk soluğa yalnızım, uzağım hislerden.
Kentin sokaklarındayım, manzaram sisli.
İnsanları izliyorum, hepsinin bir yerlere yetişme derdi.
Bir üst geçidin ortasındayım; altımda akan trafik, korna sesleri…
Bazıları işten eve, bazıları seks için otele, birileri hastaneye yetişmeye çalışıyor.
Yüzlerce hikaye aynı yolun üstünde.
Kafamı kaldırıp bakıyorum gökyüzüne… Dolunay daha bir parlak bu gece.
Sonra yeniden karışıyorum insanların arasına.
Tartışma sesleri, gülüşmeler, büyük kahkahalar ve çığlıklar.
Tüm sesler nüfuz ediyor kulaklarıma.
Rüzgar saçlarımı dalgalandırıyor, can veriyor parfüm kokularına.
Çürüyen tenlere bulaşmış parfümler, koklanmaya muhtaç tenler…
Kaybolmuş hislerin içinde yüzen sevişmeler!

Sokak lambasının sarımsı rengi kırarken karanlığı, kurşuni bir renkle boğuluyordu ruhum.
Bir banka oturdum.
Elinde bira şişesiyle, çakır keyif bir kadın yanaştı yanıma.
Biraz meraklı, biraz tedirgin gülümsüyordu.
Müsaade istemeden yanıma oturdu…

“Bir arkadaşım vardı senin gibi, çok düşünceli bakardı etrafına. Anlamlar çıkarmaya çalışırdı insanlardan… Kendini 5. Kattan aşağı bırakana kadar” deyip uzattı yarım kalmış şişeyi.
“Anlamlı bulmasam da seviyorum yaşamayı, henüz ölmeye niyetim yok!” dedim.
Güldü bir şey demeden.
Gökyüzü tüm çıplaklığı ile sergiliyordu yıldızları bu gece.
“Biliyor musun ben de daha önce yaptığım hiçbir seksten keyif almadım” diyor kadın.
Dinlemiyorum onu. Yıldızlar güzel, onları seyrediyorum.
Bir yandan biramı yudumluyorum.
Kendimi dışardan izliyor gibiyim.
Yabancılaşıyorum kendime, bu koca kente
Uzaklaşıyorum hislerimden yeniden
“Evim fazla uzak değil” diyor kadın “Eğer biraz daha bira içmek istersen kapım açık”
Boğuluyorum.
“Bir kere beni sevdiğini söyler misin?” diye soruyorum.
Kadın gülüyor. Başını yukarı kaldırıp “Ama seni tanımıyorum” diyor.
Ayağa kalkıyorum, elini tutuyorum. “Canım bira içmek istiyor” diyorum.
Tanımadığım bu yabancı kadının evine doğru yürümeye başlıyoruz…

Duygusuz dokunuşlar, tanışmadan buluşan vücutlar.
Hissiz bu dünya, yalancı tüm güvenler.
Yere düşmüş yıldızlar, gömülmüş tüm sözler…
Asla sevilmemiş kalpler!

-Koray Verakan-