Birazdan size aktaracağım hikâyeyi bana arkadaşım anlattı,ona da kız arkadaşı anlatmış. İnanmak için hâlâ zorluyorum kendimi. Hikâyesi bittiğinde arkadaşıma boş boş bakmış olmalıyım ki kendisine inanmadığımı söyleyerek payladı beni. Arkadaşımın kız arkadaşı bir uzaylı. En azından arkadaşım öyle söylüyor. Sanal ortamda görüşüp sevişmişler. Uzaylı kız, kendi gezegenindeki ileri bir teknoloji sayesinde arkadaşımla temas kurmuş. Sanki… (DEVAMI…)
Değişik ve ironik bir öykü olmuş. Beğendim. Elinize sağlık. Tam gülümserken kızdım tam kızarken güldüm. Tam ne absürt dediğim yerde gerçekçiliğe evrildi öykü ve böyle böyle akıp gitti. Siz okuyucuyla doğrudan iletişimi seviyorsunuz galiba metinlerinizde. Yanlış hatırlamıyorsam diğer öykülerinizde de rastlamıştım buna.
Öykünün ilk başında “delik” ve “dilek” değişimi bana komik bir anıyı hatırlattı. Türkçe bilmeyen yabancı bir diplomat bir Türk yetkili ile görüşmeye gidecek. Tanışma faslında tercüman tanıştırıyor; “Bu Dilek hanım, bu misal John bey.” John Bey dönüyor ve gayet masumane şöyle diyor “Memnun oldum Delik hanım nasılsınız?”
Ve bu öyküde bence eksik olan duygu, bunca yaşanmışlığa yakışan bir intikam olmaması.
Merhaba,
Bol ülke gerçekli ve göndermeli bir öykü. Yer yer tebessüm ettim, yer yer dişlerimi etime biraz daha gömdüm. Kaleminize, yüreğinize sağlık. Belki de yazar intikamın bir şeyi değiştirmeyeceğine inanıyordur sevgili @Muge_Kocak Sevgiler, öyküler…
Kadroda gençleşme ve Köy Eşeklerini Koruma ve Yaşatma Derneği gibi akılcı esprilerinizi çok sevdim. Öte yandan, maalesef memleketimizde yer alan bunca sorunlar sebebiyle evrende bir kara delik yaratılması absürtlüğü içimi acıttı. Karamizah tadında, akılcı ve dramatik bir kurgu olmuş.
Diğer öykülerinizi de bekleyeceğim, tekrar kaleminize sağlık.
Aaaa, öyküm dahil edilmiş seçkiye😊 dün ilk baktığımda forumda görememiştim ve üzülmüştum açıkçası, sabah sabah sürpriz oldu. Öykümü beğenmeniz beni sevindirdi, teşekkür ederim. Evet haklısınız okuyucuyla iletişime geçmeyi gerçekten seviyorum. Eksik olan şey intikam değil mi, tıpkı gerçek hayattaki gibi.
Ülke gerçekleriyle bilimkurgu ögelerinin harmanlanması, tadında ve hoş olmuş bence. Öykünün beni sürüklediği duygu durumu @Muge_Kocak‘ın da söylediği gibi tam kızarken gülme, gülerken kızma şeklinde oldu.
Okurken keyif aldım. Kaleminize sağlık.
Merhaba,
Öyküdeki ironik dili çok sevdim. İnce düşünülmüş ve güzel kurgulanmış bir öykü olduğunu düşünüyorum. Kara deliği bilim kurguya direkt bağlamaktansa farklı bir yorum getirmişsiniz ki bence bu öykünüzü özgün kılmış. Emeğinize, kaleminize sağlık…
Yani bu kadar neşeli başlayıp bu kadar kötü gitmesi gerçekten karışık duygulara neden oluyor. Sonu da zekiceydi.
İşin asıl üzücü yönü bu öyküyü muhtemelen anadoluda görev yapan bir hekimin yazması. Böyle olmamasını dilerdim ama çok yaygın bir durum galiba bu. Üzücü…
Siz yine de ironiler ve metaforlarla bizi biraz rahatlatmışsınız.
Elinize sağlık.
Öykü salt gerçeklik düzleminde ilerlese hazmı çok zor olurdu. Biraz kara mizah çeşnisi katmak sindirmeyi biraz olsun kolaylaştırdı sanırsam.
Hem büyüdüğüm yer hem de görev yaptığım yerler açısından Anadolu’yu yakından tanıyorum.
Vakit ayırıp okuduğunuz ve yorumladığınız için teşekkür ediyorum. Öykümü beğenmeniz beni sevindirdi.
Selamlar. Kaleminize sağlık. İlginç bir öykü olmuş.
Son sorunun cevabını vereyim. Bu anlattıklarınız gerçek olabilir. Muhtemelen çok benzeri yaşanmıştır da. İşin yürek burkan ve beni öyküye bağlayan kısmı burası oldu. Fikir ve hikâye bakımından başarılıydı. Özellikle şu cümleleri çok beğendim:
Bunun dışında kişisel bir durum; masalsı dili çok sevmiyorum. Bence bu öykü daha ciddi bir üslupla yazılsa çok daha etkileyici olabilirdi. Bir de kızın isminin Kara Delik olması çok zorlama olamamış mı? Gerek var mıydı? Zaten sonunda öykünün temayla ilişkisini anlıyoruz. Ya da o baştaki öykünün seyahati durumu. Bence günün sonunda öyküyü düzenlerken oturup neyin öyküde yeri var neyin yok düşünülmeli.
Öyle ya da böyle güzel bir öyküydü. Güzel düşünülmüştü. Kaleminize sağlık. Görüşmek üzere.
Öncelikle değerli eleştirileriniz için teşekkür ederim. Aslında bu öykünün izleği kafamda ilk belirdiğinde, ciddi bir üslup kullanmayı düşünüyordum. Ancak kalemim kendiliğinden kara mizaha kayıverdi. Pişman mıyım? Değilim, çünkü bu üslubu seviyorum.
Eleştirilerinizden, öykünün giriş bölümüyle (öykünün seyahati) ilgili olanına katılıyorum. Giriş kısmının kafa karıştırıcı olduğu eleştirisi birkaç arkadaşımdan daha geldi. Öyküyü baştan ele alacak olsam bu kısmı tekrar düzenlemeyi düşünürdüm.