Dil ve Anlatım

Dil ve anlatım kuralları hepimizi ilgilendiren, doğru kullanıldığında yazılarımızı daha anlaşılır kılan kurallardır. Çoğu zaman forumda bazı kullanıcıları eleştirmemize sebep oluyor, bazen sırf bu kurallara uyulmadığından yazılanları bir türlü anlayamıyoruz veya ciddiye alamıyoruz. Ben de bu konuda kısa bir bilgilendirme yazısı paylaşmak istedim. Bu konu altında sizin de dil ve anlatımla ilgili dikkat çekmek istediğiniz noktalar olursa paylaşın.
Bu yazıyı mangatürk forumundan alıyorum. Sıkıcı olmayan, eğlenceli bir dil kullanılması ve fazla ayrıntıya inilmeden, basitçe yazılması bana bu yazıyı bu foruma aktarma ihtiyacı hissettirdi. Yazıda oynama yapmak istemedim. Olduğu gibi aktardım. Eğer dili fazla alaycı gelirse affedin, olabildiğince sansürledim :slight_smile:

Diabolus Ipsum Amans tarafından yazıldı.

Bildiğimiz gibi sitemizdeki eski üyelerin –adam gibi konuşan zaten bi elin parmaklarını anca geçecek yeni üye var ama- düşüncelerini kelimelere aktarma konusunda pek bir sorunu yok. Ancak yeni üyelerin velet kapsamına giren kısmı mal gibi yorup yapıp onları anlatma konusunda sıkıntı yaşıyor. Benim de hedef kitlem onlar zaten. Belki diğer kısma da biraz yardımım dokunur, bakalım görelim.
İlk önce bağlaçlardan başlayalım. Çoğunluğun sorunu onlar çünkü. Ayrı yazılan bağlaçlarımız “da” ve “ki”dir. Bu iki bağlaç da Türkçe menşeili olmadığı için karışıklık çıkar zaten.
Önceliği “da” ekine verelim. İlkokuldan beri kafamıza kakılan kalıp “dahi” anlamıına geldiğidir ve haliyle doğrudur. Problem ise bu bağlacın bulunma hali olan “da” ile karıştırılmasıdır. Aslında bu karıştırmayı yapmak çok zor çünkü anlam yönünden hiçbir benzerlikleri yok; fakat ben yine de size gerekli olan ipucunu örnek üzerinde vereyim:
a- Bugün Ayşe’de kalacağım.
b- Bugün Ayşe de gelecek.
Şimdi iki cümleyi gözden geçirelim. İlk cümledeki “de” bir bulunma hali belirtiyor.
Yani biri size nerede kalacaksın diye sorduğunda cevap verebilecek bir haldesiniz. İkinci cümlede ise ortama Ayşe’nin de dahil olduğu belirtiliyor. Bu cümlede biri size nerede bulunacağınız hakkında bir soru yönelttiğinde verecek cevabınız olmuyor. İşte püf noktanız da burada ortaya çıkıyor:
Bağlaç “da” size nerede bulunacağınız konusunda bilgi vermez. Kimin/Neyin olaya dahil olacağını gösterir.
Gelelim “ki” bağlacına. Kendisi genellikle Türkçe’deki aitlik ve sıfat yapıcı olan “ki” ile karıştırılır. “Da” ekinden daha az karıştırıldığını bizzat gözlemledim. Normaldir çünkü bu “ki” komple bir cümleyi diğerine bağlar. Örnek üzerinde inceleyelim
a- O kalem benimki mi?
b- Sıradaki kalemi kim aldı?
c- Öyle bir kalem gördüm ki cebimdeki tüm para almaya yetmedi.
Gördüğümüz gibi ilk cümlede bir aitlik söz konusu. Kalemin kime ait olduğu açıkça belirtilmiş. İkinci cümlede ise kalemin sırada olduğu belirtilmiş; ki bu “ki” eki genellikle yer/yön ve zaman belirtir. Üçüncü cümlede ise ilk cümle ikincisine bağlanmış ve bunu yapmak için “ki” eki kullanılmıştır. Püf nokta da burada işte:
Bağlaç “ki”nin önünde zaman eki almış bir eylem bulunmak zorundadır. Onu bulamayacak kadar da kalas değilsinizdir artık.

Şimdi gelelim anlatımınızı kolaylaştıracak kısa ama öz tavsiyelere:
1- Sakın ola uzun uzadıya cümle kurup “Ben edat, yüklem, tümleç, arapası, plase her türlü kullanırım” havasına girmeyin. Uzattığınız kadar saçmalarsınız. Shakespeare değilsiniz hiçbiriniz.
2- Kurallı cümleler kurun. Bu şekilde anlatımınız sade ve akıcı olur, okuyan da sıkılmaz. Banane okuyucudan demeyin, eğer bir tartışmada üstünlük arıyorsanız sözlerinizin anlaşılır ve net olması gerekir.
3- “mi” soru ekinden sonra gelen her ek “mi” ile beraber ayrı yazılır. Örneğin “Bana da gelecek miymiş?” gibi.
4- Noktadan sonra yeni cümleye başlarken, araya bir boşluk koymayı unutmayın. Hem okuyucunun gözü yorulur hem de yazınız düzensiz görünür.
5- Virgüller vurgu belirtiği için, konuşurken hangi kelimeye vurgu yapacaksanız onun sonuna virgül koyun. Örneğin, “Oku da adam ol, baban gibi eşek olma” gibi.
6- İmlaya önem verin. Gerekirse “google” kullanın ama kelimenin gerçek telaffuzunu bilin. Yoksa dalga geçen çok olur.
7- “fekat”, “ama” gibi bağlaçlar adı üstünde cümle bağlarlar. Yeni cümleye başlarken kullanılmazlar.
8- Noktalı virgül keza cümle bağlar. Bu yüzden “ama”, “fekat” gibi bağlaçlarla beraber kullanılmaz. Aynen “ve” ile virgülün aynı yerde kullanılmadığı gibi.

9 Beğeni

@Husey ve @Muhammed_Deger

Hadi iyi dersler, gençler.

Hahahaha İsmail nereden çıktı ya mt duruyor mu hala?

2 Beğeni

Bence gayet güzel bir konuya öz ve direkt bilgi aktarıcı bir üslupla değinilmiş. Hepimizin alabileceği, uygulayabileceği bazı bilgiler olduğunu düşünüyorum. Her şeyi yerli yerinde kullanmaktan da kimseye zarar gelmez bence. Yazı için teşekkürler :krs:

1 Beğeni

Rica ediyorum, tartışmanızı bu konu üzerinden yapın. Burdaki mesajlarınızı da konunun farklı yöne kaymasını engellemek için silin :slight_smile: Bu sizin tercihiniz tabii.

Bu konuyu dil ve anlatım açısından kendini eksik hisseden kullanıcıların okuması için açtım. Şahsi bir hedefim yok. Dil ve anlatım yönünden bir yorumunuz varsa burada tartışalım fakat karikatür ve kişileri hedef alan eleştirilerinizin konusu burası değil.

1 Beğeni

Bir arkadaş beni etiketleyince komedi yollu bir tepki verim dedim. Tabi silerim efenim😁

4 Beğeni

Bir de uyardığınız veya hatasını düzelttiğiniz zaman bu kişiler genellikle ya yanlış anlıyorlar ya da tepki gösteriyorlar. Ben burada veya başka bir yerde yazarken aklıma takılan kelimelere ve kurallara TDK’dan bakıyorum. Buna rağmen yanlış yazmış olabiliyorum. Herkes hata yapabilir. Önemli olan hatalarımızdan ders alıp doğrusunu öğrenmek. Özellikle edebiyat ağırlıklı bir sitede yanlış yazmak ve bunu devam ettirmek bana doğru gelmiyor.

Bu arada yazının amacı güzel ama kullanılan üslup hiç iyi değil.

4 Beğeni

Bu sansür olayını neden çok seviyorlar anlamam. Neyse oldugu gibi paylaşılmalı, hakaretse hakaret küfürse küfür, tvde sansür nette sansür kitapta sansür, heryerde sansür. İgrenç bir olay bence

2 Beğeni

Aslında o kısmı yazının asıl sahibine ithafen yazdım ama alıntılarken bu şekilde oldu. :grinning:

1 Beğeni

Ben de bu konuyu arıyordum. Tekrar gündeme getirmek istiyorum. Çünkü hata yapan çok var. Ayıp olur diye de söylemek istemiyorum. Buraya yazıyorum üstüne alınan olur umarım :slight_smile:

Özeti bence bu

Yani kısaca bağlaç olan ‘‘de’’ dahi anlamında.
Bağlaç olan ‘‘ki’’ konusunda ise yukarıda olmayan bir şey yazmak istiyorum.

Yöntemimiz çok kolay. ki’nin olduğu kelimeyi elimize alırız ve bu ki’nin arkasına bir -ler, -lar ekleriz. Eğer kelimenin anlamı bozulmazsa bu ek olan -ki’dir ve bitişik yazılır. Eğer kelimenin anlamı bozulursa bu bağlaç olan ki’dir ve ayrı yazılır. Hemen örneklerimize geçelim:

  1. Zeynep’in defteri güzel, Kaan’ınki de güzel.

Kaan’ınki ler (hemen -ler ekini getiriyoruz, eğer kelimede anlam bozulmazsa bu ektir. Yani bu kelimedeki ki, ek olan -ki’dir. )

  1. Kitabındakini de çözmelisin.

Kitabındaki leri (burada da ektir.)

  1. Tut ki dünyanın en güzel gözleri eşeklerdedir.

Tut ki ler ( Burada “ tutkiler ” dediğimiz zaman ortaya anlamlı bir kelime çıkmıyor. Onun için bu ki bağlaç olan ki’dir. Ayrı yazılır.)

  1. Odaya döndüğümde baktım ki gitmiş.

baktım ki ler (burada baktımkiler dediğimiz zaman kelime anlamsız olduğu için bu ki bağlaç olan ki’dir. Ayrı yazılır.)

  1. Mevlânâ diyor ki:…

diyor ki ler (burada “ diyorkiler ” dediğimiz zaman anlamsız bir kelime oluyor. Onun için bu ki bağlaç olan ki’dir. Ayrı yazılır.)

Şimdi bir de istisna olarak bağlaç olduğu hâlde bitişik yazılan “ki”li sözcükler var. Onlar da iki elin parmakları kadar, ezberlemek çok kolay.

SOMBAHÇEM
S anki O ysaki M ademki B elkiA H albuki Ç ünkü E ğerki M eğerki

Örnekler:

Belki bir deniz kenarında buluşacağız…

Meğerki sen de beni sevmiyormuşsun…

Sanki bir deniz renginde gözleri…

Kaynak

Kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla :grin:

2 Beğeni

Ayrı yazılacak “-de/-da” ekleri ve bağlaç olan “-ki” en büyük sorun, sanıyorum. Gözlemlediğim kadarıyla kimsenin pek de umurunda değil. Onlarca kitap okusanız bile insan alışkanlıklarından vazgeçemiyor demek ki. Bu tip hataların böyle bir forumda yapılıyor olması oldukça ironik. Ufacık olsa da sinirimi bozmuyor değil fakat sinirimin bozulduğu kişi benim kadar bile bu konuyu düşünmediği için aynı hataları yapmaya devam ediyor.

En sevdiğim savunma da “Ben edebiyat mezunu değilim.” cümlesi. Arkadaşlar, Yaşar Kemal de edebiyat mezunu değildi. Bilmemek değil öğrenmemek ayıptır. “Ben kendi dilim üzerinde kafa yormak istemiyorum, yeterince derdim var, sen çok boş bir insansın demek ki, istersem ayırırım ekleri istersem ayırmam, beni irdeleyeceğine o minik beyninle halledemediğin sorunların üzerine kafa yor. İnsanlara üstten bakmayı ne kadar çok seviyorsunuz anlamıyorum, sen kimsin ulan!? Sen var ya…” Vesaire vesaire, eh, siz de haklısınız, ne diyeyim? Sanırım bu konu üzerinde bu kadar düşünmek bir hata.

En çok buna üzülüyorum zaten. Başka forumlarda olsa bu kadar takılmayız. ‘‘Anla işte ya!’’ deyip geçeriz. Ama bu forumda bunu yapamıyorum şahsen. Acaba yazım hatası yapan arkadaşları etiketleyip mesajı ile birlikte buraya yazsak, alıntı yapsak, çok tepki alır mıyız?

1 Beğeni

“Ulan” kelimesi dışında her ne kadar kitap okuma alışkanlığı olan insanları uyarmış olsak bile cevaplar az çok bu minvalde olacaktır ya da “Ne diyor bu andaval?” diyerekten sallanılmayacaktır. Muhtemelen de “burnu büyük, sahte entel dantel” damgası yiyeceğizdir. Üstüne mesajlarımız “huzur bozucu olma” gerekçesiyle şikayet edilecek, forumdan uzaklaştırma cezası yiyeceğizdir.

İnsan sadece kendini değiştirebilir, başkasını değiştiremez. Bu tezin sağlaması da Türkiye’dir. Hayır, ülkeme düşman değilim bu arada. Gerçekler bu. Sizi bilemem ama ben şahsen böyle düşünüyorum.

1 Beğeni

Buna katılmıyorum. Dedikleriniz çoğu kişide geçerli olsa da herkes için aynı değil kesinlikle. Ama diğer söyledikleriniz büyük ihtimal doğru. Konu ilgi çekse, birçok kişinin buraya yazması gerekirdi…
Halbuki yeni dil öğrensek, mesela ingilizce, bunu kuralları ile öğreniriz. Biriyle ingilizce konuşurken karşı taraf yazım hatası yapsa, ''Adam daha kendi dilini bilmiyor. ‘’ diye tepki veririz. Peki biz kendi dilimizi ne kadar biliyoruz?

1 Beğeni

Çok doğru, katılıyorum. İngilizce konuşan insanlar da hata yapıyorlar, insanlık hali çünkü. İnsanlar birbirlerini uyarmasını da biliyorlar (En tipik örnek “your vs you’re” yazımı). Pek çok kişi anlayışla karşılıyor. Şimdi kompleksli ve sığ davranmak istemiyorum ama “Sana ne birader, de/da ayıramıyorum ama adam oldum, sen olamamışsın.” minvalinde cevaplar bizde daha çok. Belki oldukça taraflı konuşuyorum, bilemiyorum. Genel olarak toplum nezdindeki tahammülsüzlük olabilir, kimsenin kimseye tahammülü yok.

Yanlış anlamayın, bir şeyler yapmaya çalışan insanlara dil uzatmıyorum. @Agape (böyle bir konuya izni olmadan sokmak istemem ama örneklendiriyorum) de pek çok forumdaşımızı düzeltti zamanında. Fakat değişen bir şey olmadı çok. İlgi meselesi.

1 Beğeni

Yararlı bir içerik olmasına karşın şu kısım beni biraz rahatsız etti,

‘‘Ancak yeni üyelerin velet kapsamına giren kısmı mal gibi yorum yapıp onları anlatma konusunda sıkıntı yaşıyor.’’

Bu üslupla birşey öğretilmeye çalışılması bana çok ilginç ve ironik geliyor. Belki duyar kastığımı düşünenler olacak ama karşıdakine ‘mal’ diyerek birşeyler öğretmeye çalışmak biraz kırıcı değil mi sizce de? Şahsen ben devamını okumak istemezdim. Sadece edebiyat mecralarında değil, her platformda dikkat etmeliyiz bu üslup olayına bence.

Zaman zaman online oyun oynadığım platformlarda Türkçe’yi düzgün kullandığım için kadın mısın diye soranlar oluyor, afallıyorum mesela. Çok garip tabulaşmış düşünceler var ülkemizde, gerçekten anlam veremiyorum bazen.

1 Beğeni