Bence okuyun. Ben daha önce bir kere okumama rağmen şimdi yeniden okumayı düşünüyorum.
Yüzüklerin Efendisi’ni okurken de önce filmleri seyredip sonra kitapları okumuştum. Okurken sürekli filmle kıyaslama yapıyorsunuz. Bak burası film de yok, bak burasını filmde daha güzel yapmışlar gibi sürekli kendinizle sohbet etme imkanı veriyor.
Okuduğunuz kitabın görsel halini de bildiğiniz için bence zengin bir okuma deneyimi oluyor.
Filmi beğendiysen mutlaka kitaplarını da okumalısınız.Zaten bir sonra ki film Dune Mesihi olacak.Ben filmi geleceğini öğrenince 2020 yılında 4 ayda 4 kitabını okudum.
Dune Spice Wars’u edindikten sonra genel anlamda evrene merak saldığımdan ötürü serinin kitaplarını edinmeyi düşündüm. Fakat çevirinin Dost Körpe’den çıkmış olması (@Ozgur’un adı geçen çevirmen hakkındaki haklı eleştirileri de aklıma geliyor) aklımda bazı soru işaretleri yarattı.
Özetle, çeviri kısmı ne kadar başarılı? Duruma göre orijinal dilinden okumayı deneyeceğim. (Çeviri hakkında herhangi bir bilgiye ulaşamadım, yüksek ihtimal gözümden kaçmıştır).
Dost Körpe’nin çevirisi gayet iyi eski Kabalcı baskılarını da Dost bey çevirmişti İthaki basacağı zaman çeviriyi gözden geçirip yayınevine yollamış 6 kitabı da İthaki Yayınları baskısından okudum hiç sıkıntı çekmedim.
Son 2 kitap serinin geri kalanı için bir girizgah niteliğinde olduğundan sıkılmanız doğal, ben evreni çok sevdiğimden kitaplara da bayılmıştım. Talihsizdir ki yazar seriyi bitiremeden vefat ediyor, o yüzden 4. kitap bir son niteliğinde olabilir sizler için.
Aksine ben sıkılmadan okudum son kitapları çünkü ilk 4 kitabı 2020 yılında arka arkaya okumuştum sonra Dune Sapkınları ve Rahibeler Meclisi çıktı onlarıda 2021 de sıkılmadan okudum.
Ben seriyi anadilden okudum. Yorum yapabileceğim kadar bile görmedim Körpe’nin çevirisini. Zaten muhtemelen ondan okusam Dune’u da o kadar seviyor olmazdım.
Çok oynama şansım olmadı ama internette ulaşabildiklerime göre oyun, ortalama bir RTS için oldukça yavaş ( en yüksek hızda bile bir buçuk - iki saate çıkan multiplayer maçlarından bahsediyorum). Micro özelinde ise Fremen faction’ı dışında SC2 tarzı bir oyun değil, daha yavaş ve bir tık daha macro odaklı. Böyle bir durumun pek çok kişi için bir artı olduğuna eminim. Savaş tarzını bir nevi minyatür bir Supreme Commander oyununa benzetiyorum ama farklı düşünen olabilir tabii.
Tekrara düşen bir yapısı olup olmadığını görecek kadar oynamadım maalesef lakin oyun içindeki faction’ları birbirinden ayıran temel özellikler neticesinde oyun stillerinin farklılaştığını biliyorum (Atreides vs Harkonnen misal olabilir).
@Ozgur Az çok tahmin etmiştim. Düşüneceğim, teşekkürler.
Cd sini de eski kitapçıdan mı ne almıştık, o zaman Dune neymiş falan bilmiyoruz. Çektik kopyaladık bişiler yaptık, 3-4 arkadaş oynadık baya. Sonra sıkıldık tabi
Edit: Bu arada boş muhabbet mesajı olmasın, ilk çeviri sorusuna da cevap olsun. Körpenin çeviriler beni yormuştu ama çok kötü de değil, daha kötü işleri vardır
Ben okurken elimde Sarmal çevirilerden de 1-2 kitap vardı o zaman evde. Sarmal çeviriler daha iyi demişlerdi birileri, o yüzden karşılaştırayım dedim. Öyle daha iyi gözüken bariz bir tarafı yoktu, bazı terimleri ortadoğu atmosferi havasına daha uygun çevirmişlerdi denilebilir. İngilizce kaynağa da baktım o dönem, genel olarak çevirisi zorlarmış ya zaten dedim sonra çok takılmadım Okunur yani.
Bu aralar yan kitapları da okuyup aradan çıkarayım dedim ben mesela, elimde Kabalcı cepboy baskılar vardı onlardan devam ediyorum. Hem font küçüklüğü ve sayfalar hem de pek iyi olmadığını düşündüğüm çeviri ile beraber memnuniyetim daha düşük. İthaki baskılarda ne kadar elden geçmiştir bilemedim.
Bilim kurgulardaki s*x robotu tasvirini geçirmişler doğrudan. Eserin içeriği ile ne kadar uyumlu okumadığım için bilmiyorum ama üçlemenin ilk kitabın kapağına oranla cidden çok çirkin ve basit duruyor.
Erasmus’u mu çizmeye çalıştı acaba? Erasmus biraz daha insani düşünen, insanları anlamaya çalışan ve insanların üstüne çok kafa yoran bir makinaydı.
Neyse ben zaten yabancıya kapak telifi vermemek için sürekli kendileri çizdirmeleri olayını başından beri sevmiyorum. Arada 3-5 güzel kapak da çıkıyor diye bir sürü saçma sapan kapak çizdiriliyor Yazarın kendi dilinde ilk bastığı kapak neyse onu alın verin abi, sonra special edition bilmem ne falan yaparsınız özene bezene ayrı kapak basarsınız ona hayır demem ama ucuza kaç kaç nereye kadar .
Yurtdışı kapaklarının bazıları çok kötü Türkiye kapaklarını atmıştım redditte bir başlığa baya beğenmişlerdi.
Enginlik serisinin Amerika kapakları çok kötü Expanse fandomunda en çok beğenilen kapaklar Polonya kapakları o yüzden İthaki de Polonya kapaklarının telifini alıp bastı.
Ana serinin hemen hemen yarısındayım ve hayranlığım sürerek okumaya devam ediyorum. Merak ettiğim bir durum var, Butleryan Cihadını merak ediyordum geçen aylarda İthaki yeni baskısını yapmış. Ama yerli yorumlar bir yana yabancı yorumlarda kitap adeta yerden yere vurulmuş, babasının kalitesinde olmadığını, kalite olarak çok yetersiz kaldığını yazmışlar. Okuyanların yorumunu merak ediyorum, oğlu gerçekten yazım konusunda çok mu zayıf?
Ben de oğlunun yazdıklarını almadım. Pek olumlu görüş belirten yok ama renkler ve zevkler tartışılmaz bir yerde de. Belki çoğunluğun beğenmediği bir şeyi sen beğenirsin. Benim kararım almamak oldu o ayrı