Dünya Klasikleri Listeleri Güvenilir Midir?

Ben tamamen güvenilir olmadığını düşünüyorum. Nedenlerini açıklamaya başlayayım.
Dünya Klasikleri listeleri neye göre belirleniyor? Meraktan soruyorum. Çünkü bu listelerde neredeyse hiç fantastik veya bilimkurgu örneği göremiyoruz. Mesela bence Mülksüzler bu listelerin hepsine girebilecek kadar iyi bir kitap. Bu kitapların seçilmeme sebebi sadece yazıldıkları türler de değil. Bu listelerde neredeyse hiç yakın zamanda yazılmış kitap görmüyoruz. Ve bu tarz kitapların çoğu yakın zamanda yazılmış. Ben yakın zamanda yazılmış en az o klasikler kadar iyi kitaplar olduğuna eminim. Yakın derken 1970 sonrasını kast ediyorum. Ayrıca burada daha da büyük bir sıkıntı var. Bu listelerde ki kitapların neredeyse tamamını Avrupa özellikle de Rus veya Fransız edebiyatı oluşturuyor. Diğer ülkeler Mesela çok başarılı bir yazar olmasına rağmen hiçbir Kemal Tahir kitabı ingilizceye çevrilmemiş. Listeyi hazırlayan kişi muhtemelen ingilizceden okuyacağı için bu kitaplar ne kadar iyi olursa olsun o tarz listelere alınamaz. Eğer Türk olmasak adını bile duymazdık. Halikarnas Balıkçısı’nın kitapları çevrilmemiş. Yine Türk olmasak duymayacağımız çok başarılı bir yazar. Çevrilenlerin de çok az sayıda kitabı çevriliyor. Mesela Sabahattin Ali’den Kürk Mantolu Madonna çevrilmiş ama benim daha başarılı bulduğum Kuyucaklı Yusuf çevrilmemiş. Sait Faik’ten sadece bir seçme öyküler kitabı basılmış yani çoğu öyküsü çevrilmemiş. Yusuf Atılgan’dan Anayurt Oteli çevrilmiş ama Aylak Adam çevrilmemiş. Şimdi biz Türk olduğumuz için bu yazarları biliyoruz. Eğer Singapurlu olsak bilecek miydik? Belki de bu kalitede veya üstünde bir sürü Singapur romanı var ve bilemeyeceğiz. Singapur sadece örnekti bu dediğim her küçük ülke için geçerli. Bu durumda sadece İngilizce çevirisi olan kitapları seçen bunların içinden de batı ülkeleri edebiyatını daha öne koyan ve üstüne bazı türlerden neredeyse hiç kitap seçmeyen ve neredeyse hiç yakın zamanda yazılmış kitap seçmeyen bir liste ne kadar güvenilirdir?

4 Beğeni

Postmodernist araştırmacıların yıllardır tartıştığı bir şey bu konu aslında. Senin bahsettiğin bu klişe olmuş, iyice edebiyata yerleşmiş/oturmuş bu kategoriye Batı Kanonu deniyor. Adı üstünde sadece Avrupa ve Amerika’yı kapsıyor. Genelde beyaz erkek yazarların eserleri seçiliyor. Kadın yazarlar azınlıkta ve bu azınlıkta sadece Viktorya dönemi yazarları var. Sadece evrensel ve günümüzde geçerli olabilecek temalara sahip kitaplar seçiliyor. Tabii klasik denince akla 1900 öncesi geliyor. O yüzden Mülksüzler veya herhangi bir 20. yy bilimkurgu eserin klasik olarak anılması için en az 100 sene daha geçmiş olması gerek.

2 Beğeni

Çoğunlukla katılıyorum. Edebiyat otoriteleri tarafından bilimkurgu ve fantastik biraz küçümsenen türler. Halbuki Yaban Diyarlarda Yabancı, Cesur Yeni Dünya, Vakıf gibi o listelerdeki bir çok kitabı katlayacak bilimkurgu eseri var. Veya Tolkien gibi bir dehanın hiç o yüksek prestijli ödüllere yakıştırılmaması gibi.
Türk Edebiyatında dünya genelinde bilinen bir-iki yazar hariç neredeyse küresel anlamda yok. Orhan Pamuk’un Nobel Edebiyat Ödülü’nü almasından anlaşılıyor zaten bu durum. Kaliteli bir yazar Orhan Pamuk, çok severim. Ama ödülü almasının tek sebebi muhtelif dünya dillerine çok iyi bir biçimde çevrilmiş olması. Yoksa Oğuz Atay’ın, Ahmet Hamdi Tanpınar’ın, Yusuf Atılgan’ın, Yaşar Kemal’in yanında sönük bir yazar. Yaşar Kemal’de diğer dillere çevrilmiş olsa da, Pamuk’a göre daha az popüler.

Yakın zamanda yayınlanmış eser meselesine gelince de, postmodern edebiyata küskün bir kitle var. 19. yüzyıl ve 20. yüzyılın ilk yarısının klasiklerine odaklı okurlara yapılmış bu listelerde ister istemez çağdaş yazarlar geri planda kalıyor, çünkü çoğunluğun “klasik” tanımında yayımlanma süresi de etkili bir faktör.

1 Beğeni

Cemil Meriç-Kırk Ambar

2 Beğeni

Valla ben okuduğum dünya klasiklerini iyi ki okumuşum diyorum. Bence oldukça güvenilir bir liste. %70 dünya klasiklerini sevdiğim için benim için çokta bir sıkıntı olmuyor. Bilim kurgu ya da fantastik türüde okurum ama en sevdiğin kitaplardan üçünü say derseniz üçüde dünya klasiği olur.

2 Beğeni

Öncelikle Dünya Klasikleri dünyanın en iyi X kitabı demek değil. Bu listeler Batılılar tarafından, Batı medeniyetini öğretmesi için, Batı üniversitelerinde okutulan kitaplar arasından seçilmiştir. 1909’da Harvard’ın başkanı böyle bir liste oluşturmuş. 1920’lerde de diğer Amerikalı akademisyenler bu fikri genele yaymak istemiş.

Zaten birçok liste Dünya demez, sadece Klasikler der. Adı Dünya Klasikleri olan tek meşhur liste Oxford’un. O da ilk olarak Grant Richards isimli bir yayınevi tarafından Dünya Klasikleri ismiyle çıkmıştır, yayınevi batınca Oxford seriyi satın alıp adını korumuştur.

Bu arada 20. yüzyılda yayınlanıp, o listelerde olmayan ama Amerikan okullarında okutulan birçok kitap var. 1984, Fahrenheit 451, Cesur Yeni Dünya, H.G. Wells vs.

5 Beğeni

Ama bu listeleme işi kişiden kişiye değişeceği için forum olarak kendi listemizi mi yapsak ?

Forumca yapılacak bir liste yine taraflı olur. Burada daha çok bilimkurgu ve fantastik severler var. Herkes kendi listesini yapsın, türlere göre kapsamlı bir çok liste var zaten.

Forumun ortak olarak alacağı bir karar olduğu için forumdakilerin tarafında ki bir liste olacaktır.

Sahi tüm liste kaç kitaptır, Dünya klasiklerini kim seçiyor belli değil tam olarak. Benim bildiğim en uzun liste Hasan Ali Yücel serisine ait o da 385 kitap. Bu sayı artmaya devam ediyor ki eminim başka yayınlarda Dünya klasikleri olarak geçip de bu 385 kitabın içinde olmayan pek çok kitap da vardır. Forum olarak 500 Dünya klasiği diye bir liste oluştursak güzel olabilir bence. (500’den fazla da olabilir) Bu arada Hasan Ali Yücel serisi de “klasikler” olarak geçiyor. Dünya klasikleri demiyor. Türkiye İş Bankası yayınlarının bir de modern klasikler serisi var o da ayrı. Bildiğim kadarıyla 140 tane de öyle var. 1984 kitabı gibi aşırı ünlü bir kitap ise Can yayınlarında geçer ki çünkü yazarın ölmesinden 70 sene sonrasına kadar telif hakkı düşmez. Daha sonra tüm yayınlar basar. 2021’de tüm yayınlar basacak…

2 Beğeni

Zaten yapmıyor muyduk? Sahi @Ozgur, n’oldu ona, Kayıp Rıhtım Klasikleri anketi?

Bence bu çok iyi fikir. Önümüzdeki senelerde de o listeyi eritiriz.

@Mazotci @Ozgur’nin bir girişimi vardı ama sonuç ne oldu bilmiyorum.
@Onuryigit Modern edebiyat ne zaman başlıyor peki? Mesela Oxford listesinde çok sayıda 1900 sonrası kitap var. Genelde 1950 öncesi ama fark etmez. Modern edebiyatın ne zaman başladığıyla ilgili net bir tarih verebilir misiniz? Hatta 1984 bile alınmış. Benim asıl sıkıntım 225 kitaplık listede antik Yunan ve romayı batı sayarsak bunlar dışındaki ülkelerden alınmış kitap sayısının iki olması. Biri Ömer Hayyam Rubaileri, diğeri ise Mevlana’dan Mesnevi. Doğu edebiyatı hor görülüyor.
@Mazotci Dünya Klasikleri çok iyi kitaplar ona lafım yok. Sadece bu kitap listesi yapılırken kitapların neredeyse hepsinin bazı ülkelerden seçilmesi doğru gelmiyor. Diğer ülkelerin bu kadar az sayıda kaliteli eser yazdığına inanmıyorum. Yukarıda yazdığım gibi oxford listesinde batılı olmayan roman yok.
@M3rett0 bilgiler için teşekkür ederim. Ama bazı hatalarınız var. 1984 Oxford listesinde var. Beğenilen H.G. Wells kitaplarının çoğu 19. yüzyılda yayınlanmış.

Eski öğretmen filmlerini izlerseniz eğer göreceksiniz ki bu kitaplar derslerde tek tek işleniyor. Öğrencilere önce bu kitaplar okutuluyor, sonra derslerde detaylı olarak inceleniyor ve daha sonra sınavlarda bu kitaplardan soru çıkıyor. Seçilen bu kitaplar Batı değerlerini, felsefesini, edebiyatını ve Hristiyanlık dinini en iyi yansıtan kitaplar genelde. Ömer Hayyam ve Mevlana’nın kitaplarının bu listelere girmesi bile bir mucize.

Avrupa ve Amerika’nın eğitim sistemi günümüzde bu kadar katı olmadığı için bildiğim kadarıyla bu listeler, Kilise okulları ve bazı elit okullar dışında zorunlu olarak okutulmuyor. Artık daha evrensel kitaplar okutuluyor.

1 Beğeni

Aslında mucizeden öte o iki kitabın çok sayıda ingilizce baskısının olması ve batılı edebiyat tarihçilerinin o iki eseri yakından tanımasından kaynaklı.

Belki eskimoların yüzlerce yıl önce yazılmış, yazıldığı dönem içinden çıktığı toplumu etkilemiş ve hala anlattıkları güncel olan eserleri olabilir ama “eskimoca” olmaya devam ettiği için bundan Dünya’nın haberi olmaz, kitap da Dünya Klasiği olmaz.

2 Beğeni

Mucize derken kendi kültürleri dışındaki eserlerin yer almasını kastetmiştim. Yoksa bu kitaplar her türlü klasik listesine girmeyi hak eden kitaplar.

Harvard listesini bir daha inceledim de adamlar Kuran’dan ayetlere bile yer vermişler. Listeleri eksik olabilir ama kesinlikle gereksiz kitap yer almıyor.
image

1 Beğeni

Virginia Wooof’a göre Modernizm 1910 Aralık ayında başladı.

‘‘On or about December 1910 human character changed,’’ Virginia Woolf once observed. Relations between ‘‘masters and servants, husbands and wives, parents and children’’ shifted, she wrote, ‘‘and when human relations change there is at the same time a change in religion, conduct, politics and literature.’’

1910-1945 arası üretilen edebi metinler, modernist edebiyat altında toplanır.

Modern ve modernist kelimeleri arasında fark olduğu için, mesela İthaki Modern serisi 1900 başlar ve günümüze kadar olan yazarları/eserleri kapsıyor.

Fazla ilerletemedik toplamda 130 civarı kitap var önerilen. Katılımın daha fazla olması için farklı bir yönteme geçeceğim ama bunun için bilgidayarımın gelmesi gerek :sweat_smile: O da aralık başında falan olacak.

Tolstoy’un, 1903 müydü neydi, aday gösterilip de kazanamadığı ilk Nobellerden başlayarak, Booker’dı, şuydu buydu, yazarların adlarını da taşıyan bin türlü saygın ödül (korku, bilimkurgu, fantastik, polisiye, kimi ararsanız) 20.yy. itibarıyla boy gösterdiğinden ve “dünya klasikleri” döneminde hemen hiçbiri mevcut olmadığından, bu iki kriteri tamamlayıcı olarak görüp, geriye dönük olarak da, hakkı yenmiş eserleri yazılı ve görsel kaynaklardan öğrenip edinmek yeterli bir çabadır bence.

Aksi şekilde, “şu ödülleri bu sene neden vermemişler ki, sevdiğim yazar dışarıda kalmış” diye de hayıflanılabiliyor. En azından, onlar da bu şekilde hakkı teslim edilmiş biçimde prestij kazanmışlar. Yoksa bakıyorsunuz, bu diğer sanat formlarında da geçerli, bilmemkim şu ödülü 5 kere kazanmış, ama beriki onun ardında kalmış gibi durumlar can sıkabiliyor.

Ahanda örnekler:

Müzik: Taylor Swift, Grammy. Frank Sinatra ilk Grammyler çıktığında zaten yolu yarılamıştı.

NBA: 3 sayı kuralı. Larry Bird, Wilt Chamberlain vb. bu kural gelmiş olsa istatistiklerinde daha yukarıda olacaklardı.

F1: Puanlamalar. Senna, Prost, Schumacher vb. değişen puanlar eşitlenmediğinde çok geride kalıyorlar.

Oscarlar: 1929’a kadar çekilen onca başyapıt ödüllendirilmedi. 1952’de başlayan 10 yıllık Sight and Sound listeleri 42-32-22’de yapılsa başka başka filmlerle başlayıp liste farklı şekillenecekti. Ki sonra boy gösteren ya da formu değişen kategoriler oldu. Cannes vb. festivaller de sinemanın doğumuna göre çok geç başladı.

Gibi gibi. Bugün bakıyorsunuz, Coetzee şu ödülü şu kadar almış, rekoru paylaşmış diye bilgi alıyorsunuz, lakin Flaubert’in, Çehov’un öyle bir madalya geçmişi yok. Onlar sosyal medyanın olmadığı, her alanda bir ödül töreninin bulunmadığı dönemde, kulaktan kulağa, dilden dile çevrilerek bu mertebeye çıktılar, dönemin ruhunu yaşattılar ve yansıttılar. Victor Hugo ve Dumas’ın "giyotin edebiyatı"nı tam o dönemde, o bölgede yaşayıp birebir bize miras bırakmaları gibi.

Sorun “bölgesel” olmaktan öte, “tür” yelpazesinin “belki resim ve dans haricinde” kısır tutulmasında bence. Tiyatrodan miras “drama” teması hem sinema hem edebiyat için yeterli oldu neredeyse her zaman, üstüne birkaç tür serpiştirmek yeterli göründü, melezler arada kaynatılır şekilde. “Kostüm drama”, “tarihi drama” vb. “Tarihi kurgu” mesela. E, polisiye de var? Ajanı, casusluğu ayrı, hafiyesi, polis dosyası ayrı, soruşturması, cinayet davası ayrı, “gerilim”, “gizem” deyip geçmekle olmuyor. Agatha Christie’nin bile tek kitabının ancak yer bulduğu, bilimkurgunun, fantastiğin “doğumuna yol açmış” öncülerinin yeterli görüldüğü listelerde suç ararken bunu da düşünmek lazım. Zira “tamamlayıcılık” mefhumu işlevini görüyor, ama tür karmaşasında hâlâ daha bir arpa boyu yol alındığını, en azından bu iki alan için, düşünmüyorum. Edebiyat için, kitapçıların raf düzeni bile minimal ölçekte bu ayrıma prim sağlıyor, Ellington’un “iyi müzik ve kötü müzik” ayrımı gibi, kitapları “ucuz” ve “kaliteli” olarak ikiye bölüp, okuru da “tarafını seç” ayrımcılığına mecbur bırakıyorlar.

Ödüller demişken, hele ki trend olan, en çok satan kitapların yorumlarına göz attığınızda, çoğu okurun beğeni değil pişmanlık kaleme aldığını, “sürü psikolojisinin” reklam ve yönlendirmeyle, dimağları değil, kasaları doldurmaya yönelik işlediğine şahit olursunuz.

Yakın zamanda hiçbirinin önemi kalmayacak ve stream servislerinin sinema izleyicisine sunduğu gibi, sanal zeka asistanı da okura özel tavsiyelerle bu genelgeçer listelere ihtiyacı ortadan kaldıracak. Ama, içinde kadın yok diye, siyahisi, Uzak Doğulusu yok diye, hiçbir zaman büyük ustalar yok sayılmayacak. Şuraya Tolstoy’un mezarını da bırakayım, kapanışımız manidar olsun.

Dünya klasiklerinin neler olduğu, kaç tane olduğu, hangi dönemde ve nerede yazılmış oldukları aslında belirsiz bir konu.

Genellikle uzun bir süredir iyi bilinen, aradan uzun zaman geçmiş olmasına rağmen hâlâ okunan kitaplar bu listeye giriyor. Aşağıdaki diğer özellikleri karşılasa bile günümüzde çok fazla okunmuyorsa bu listeye dâhil edilip basımı yapılmıyor.

Gördüğüm kadarıyla 20. yüzyıldan önce yazılmış, kısmen 20. yüzyılın ilk yarısını da kapsayan kitaplar bu listeye girmiş oluyor. 20. yüzyılın ikinci yarısı ve 21. yüzyılda yazılmış ve bir dünya klasiği olmuş kitaplar dünya klasikleri adı altında pek basılmıyor. İş Bankası Yayınları ise bunları Modern Klasikler adıyla basıyor.

Türk edebiyatının dünya klasiği sayılabilecek örnekleri de bu listelere dâhil edilmiyor. Onlar da Türk Klasikleri adıyla basılıyor.

Dünya Klasikleri listelerini çok fazla batı yönelimli olmakla eleştirebiliriz diye düşünüyorum. Bu listelerdeki kitapların hatırı sayılır bir kısmı Avrupa, Kuzey Amerika ve Rusya menşeli. Dünyanın kalanından klasikler bu listelerde ne yazık ki çok daha az yer tutuyor.

Bilimkurgu ve fantastik türlerinin dünya klasikleri listelerinde çok fazla örneği yok. Çünkü bu iki türün görece daha yeni olduklarından kaynaklı bir sorun. Belirsiz bir tarihten sonra yazılmış eserlerin dünya klasiği sayılmaması durumu var. Ama dünya klasikleri listelerinde bazen bilimkurgu da görüyorum. Mesela Jules Verne’nin bazı eserlerini zaman zaman bu listelerde görmek mümkün. Bazı yayınevleri ise bilimkurgu klasikleri diye ayrı bir dizi oluşturuyorlar.

Kısacası dünya klasiklerinin ne olduğuna dair kesin bir şey yok. Yayınevleri kendi tercihlerini yapıyorlar. Ortak özellikler ise yukarıda açıkladığım gibi.

Ama yanlış anlaşılmasın dünya klasikleri adı altında yayınlanan eserler kötü değildir. Sorun eserlerde değil listelerdedir. Bu listelerdeki pek çok kitap gerçekten de efsanedir.

Bence de kendi dünya klasikleri listelerimizi yapabiliriz. Bence bu alanda bazı şeylerin değişmesi gerek. Modern çağda yazılmış ve bir klasik olma unvanını edinmiş eserler de bu listeye eklenmeli. Bilimkurgu ve fantastik türlerinin çok saygın örnekleri var. Bunlar da listeye eklenmeli. Bence Türk edebiyatının önde gelen bazı örnekleri de bu listeye eklenmeli. Liste batı yönelimli olmaktan çıkmalı. Dünyanın farklı yerlerinden eserler de bu listede daha çok yer bulmalı. Liste daha kapsayıcı olmalı.

Ancak bu çok kapsamlı ve zorlu bir iştir sanıyorum.