Düş Yiyen Cüceler

Öykü Seçkisi'nde okumak için: https://oykuseckisi.com/dus-yiyen-cuceler/

Tavan arasından bozma çalışma odamda dolanıp duruyordum. Neden böyle oluyor? Kafamın içinde, gözlerimin önünde tüm hikâye. Başı sonu kusursuzca, tüm vuruculuğuyla ortadayken, şu aptal bilgisayarın, beyaz kâğıdına geçemiyor. Hele o ilk cümle, neden kulaklarımda çınlayıp durduğu halde görünmez olmaya inat ediyor? Melankoli, hüzün, yalnızlık gibi koşulları sağlamışken, beni Virginia’dan eksik kılan ne olabilir? Ya da…

1 Beğeni

Bilimkurgu yazarlarının çok yaptığı bir hatayı yapmaman beni etkiledi. Özellikle Fantastik yazanlar, akıllarına bir fikir geldi mi hemen bu fikri genişletir, günümüzde her birinin bir İnternet Dizisi olan bir “evren” yaratmaya çalışırlar. Sense bu yaratıcı fikri sade ve akıcı bir anlatımla adeta bir “ekmek arası bilimkurgu” öyküsüne dönüştürmüşsün. Keşke senin gibi yazanlar daha da çoğalsa. Öykünü çok beğendim. Başka öykülerde karşılaşırız umarım. :slight_smile:

1 Beğeni

Şimdi böylesine motive edici bir yorumu nasıl sindereceğimi düşünüyorum. Çok teşekkür ederim. Zaman ayırıp okuduğunuz ve hak edip etmediğime henüz karar veremediğim güzel yorumunuz için :pray:

1 Beğeni

Genelde aktüel bir dille hiciv, sık sık yanına eklemlenen konularla sırıtır fakat sizin çalışmanızda oldukça akıcı, uyumlu ve sürpriz sonuyla yaratıcı bir etki oluşturmuş. Kaleminize sağlık.

1 Beğeni

Merhaba, çok teşekkür ederim. Yorumunuz beni çok mutlu etti. Sağolun, görüşmek üzere 🙋

1 Beğeni

Başlığın ilgimi çekmesiyle ilk olarak sizin öykünüzü okudum. Öncelikle şunu söylemem gerekir ki sahneler arası geçişlerde okuyucu rahatsız etmeden, tabiri caizse uykusundan uyandırmadan hikâyeyi akıcı bir hâlde devam ettirmek benim gözümde müthiş bir iştir. Çoğu iyi yazar da bunu fark ettirmeden yapar. Düş mü gerçek mi derken o aralıkta da mizahî bir yöne kaymışsınız ki ‘‘Nah Boyutu’’ ve ‘‘Pırt Kanalı’’ gibi kavramlara da bayıldım :smiley:.

Üslubunuz da yeterince berraktı. Hatta bir nesneyi okuyuca verirken onu sadece ismiyle değil özellikleriyle de vermişsiniz ve bu da benim dikkat ettiğim güzel detaylardan biridir. Ayrıca diyalogların bitiminde çoğu yazarın atladığı bir şeyi sizin atlamamanız da hoşuma gitti. Belki tarz meselesidir ya da değildir fakat diyalogların ardından karakterlerin ya da nesnelerin o anki durumunu, yüz ifadesini veya beden hareketini belirtmek okuyucuya daha iyi bir tahayyül ortamı sunuyor.

Öykünün başında çokça soruyla karşılaşıyoruz. Karakter derin bir sorgulama içerisinde, bunu fark ettirmek istediğiniz çok açık. Fakat şahsi fikrime göre eksik bulduğum şey ise konunun özünün ağırlığı karşısında karakterimizin ruh hâlinin hafif kalması. Belki de bana öyle gelmiştir bilmiyorum ama kendi cansız bedenini dışarıdan gören bir insanın tepkisi o bir paragraflık kısımda hafif kalmış gibi geldi. Belki de biraz daha derin cümleler kurulabilirdi.

Söyleyeceklerim bu kadar sanırım :slight_smile:. Güzel, kısa bir öyküydü. Kaleminize sağlık.

1 Beğeni

Merhaba, düşünceleriniz karşısında mutluluğumu nasıl tarif ederim bilemiyorum. Okunmak çok ama çok güzel ve üstüne eleştiri almak ise tadından yenmez bir durum benim için. Analiz etmiş yazmışsınız nasıl teşekkür etsem az. Daha derin, bir anlatım için belki çok aceleci ya da eksik olabilirim lakin ben karaketeri kurarken zaten yapı olarak biraz yersiz zamansız ve tutarsız olarak düşünmek istedim. Bilemiyorum belki düşüncem çok iyi geçmemiş olabilir. Okurken sıkıcı bir dram oluşsun istemedim ama sığ kalmış olabilir o bölüm. Çok teşekkür ederim görüşmek üzere 🙋

1 Beğeni

“Ağzıma sıçayım! Bok gibi kalmıştım. Bok gibi ölmüştüm daha doğrusu.” sonrasında hiç ummadığım bir noktaya gitmesini çok beğendiğimi söylemek isterim. Bu kadar “boktan” bir durumu aynı anda hem trajik hem de komik aktarmanın ne kadar önemli olduğunu bir kez hatırladım. Elinize sağlık :slight_smile:

1 Beğeni

:face_with_hand_over_mouth: Aslında normal hayatımda hiç küfür etmem. Umarım yerinde olmuştur. Çok teşekkür ederim okuyup, analiz ettiğiniz için. Görüşmek üzere 🙋