Son birkaç yıldır (sadece pandemi dönemi değil, ondan önce de) bilimkurgu sinemasının gidişatından pek memnun değilim. Çünkü üretilen filmlerin çok azı yeni ve orijinal. Her yıl IMDB’de yılın bilimkurgu filmlerine bakarım ve gözüme birkaç şey çarpar:
- Süper kahraman filmleri bu kategorinin çoğunu işgal eder. Saygı duyarım ama süper kahraman filmleri bence bilimkurgunun dışında kendine has bir kategori olarak değerlendirilmeli.
- Eski işlerin tekrarı. Daha önce yapılmış ve beğenilmiş bir filmi tekrar çekmişler. Bu filmler güzel olabilir ama aynı konuları daha ne kadar izleyeceğiz?
- Eski işlerin devamı. Daha önce yapılmış, beğenilmiş ve konusu da bir sonuca bağlanmış bir filme yıllar sonra zorlama bir devam filmi yapılmıştır.
- Bilimkurgu ile hiç alakası olmayan filmler. Filmdeki tuhaf bir olay ya da değişik bir teknolojik cihaz, filmi bilimkurgu sınıfına sokmaya yetmiştir. Film güzel olsa dahi bilimkurgu sayılabileceğinden şüpheliyim.
Bunları elediğim zaman her yıl çok az gerçek bilimkurgu filmi görüyorum. Onların içinde de bazıları gerçekten kötü çıkıyor. Hâl böyle olunca bir bilimkurgu seyircisi olarak yılda bir ya da iki tane, şanslıysam üç tane izlenmeye değer yeni ve farklı bilimkurgu filmi bulabilirsem seviniyorum.
Bu nedenle iyiden iyiye, bilimkurgu sinemasının öldüğünü düşünmeye başlamıştım. Bu konuda fikrimi değiştiren şey ise DUST oldu. Gelelim DUST’ın ne olduğuna.
Kelime anlamı “toz” olan DUST, bir bilimkurgu kısa filmleri topluluğu. Kendi açıklamalarında şöyle yazıyor:
DUST, insanlığın geleceğini bilim ve teknolojinin merceğinden keşfeden düşündürücü bilimkurgu öyküleri sunuyor.
DUST, pek çok platformda yayın yapıyor. Bunlardan biri de ücretsiz kullanabildiğimiz Youtube. Kendi Youtube kanallarında her hafta bir bilimkurgu kısa filmi yayınlıyorlar.
Platformda şu âna kadar bir sürü film yayınlanmış durumda. Bazıları kötü, bazıları ise başyapıt. Eserlerin kısa film olmasının bir iyi bir de kötü yanı var.
İyi yanı, beş dakikada anlatılacak konuyu iki saatlik sinema filmine dönüştürmek için sündürmek, gereksiz pek çok şeyle doldurmak zorunda kalmıyor oluşları. Filmler anlatmak istediğini yormadan anlatıyor ve sonunda vay be dedirtiyor.
Kötü yanı ise bazı kısa filmlerin tadı damağınızda kalıyor, daha fazlasını istiyorsunuz. İşte bu noktada kanaldaki diğer bol miktarda ücretsiz kısa film imdadımıza yetişiyor.
Kısacası DUST, bilimkurgu sinemasına dair inancımın yok olmasını önlüyor, bilimkurgu açlığımı dindiriyor.
“Takip ettiğimiz ve ilham aldığımız Youtube kanalları” başlığı yerine DUST için ayrıca bir başlık açmamın nedenine geleyim. Böylesi bir kütüphane kendi ayrı başlığını hak ediyordu. Bu başlık altında birbirimize DUST filmleri önerebiliriz. Filmlerin eleştirisini yapabiliriz.
DUST’ın kendi resmî sitesi de var ama siteye şu an için Türkiye’den erişim yok. Fakat Youtube kanalı ve sosyal medya hesaplarına ulaşabilirsiniz. Aşağıdaki bağlantıdan DUST’ın Youtube kanalına girip filmleri izlemeye başlayabilirsiniz. Filmlerin çok azında Türkçe altyazı var ve bazılarında altyazı sorunlu ama Youtube’un otomatik altyazı çeviri özelliği bu açığı önemli ölçüde kapatıyor. Ya da benim gibi İngilizcenizi geliştirmek için Türkçe altyazı işine hiç girmeyebilirsiniz.
Bu arada siz de kısa bilimkurgu filmleri yapıyorsanız, filmlerinizi yayınlanması için DUST’a gönderebilirsiniz.
İlk film önerilerini de ben yapayım. Ama konularını anlatarak size spoiler vermeyeceğim. Zaten kısa filmler. İzlemek çok zamanınızı almayacaktır.
R’ha
DUST’ın en çok izlenen filmlerinden.
Satisfaction Guaranteed
Bence ilginç bir film ama yaşça küçüklere göre değil.
FTL
Bu film DUST kanalında değil ama ben ilk kez izlediğimde öyleydi. Bu nedenle burada paylaşmayı uygun gördüm.
