Duyguların Anlaşılmasının Duygulara Etkisi

İzlediğim bir dizide şöyle bir replik vardı:

  • : İki insanın birbirine aşık olabileceğine inanmıyor musun yani?

  • : Olmaz olurlar mı? Tek sorun insanların aşk olarak adlandırdığı şeyin aslında zamanla tükenen beyindeki biyokimyasal reaksiyonlar dizisi olması. Bilim insanıyız biz. Romantik duygularımıza mahal veren mekanizmaları anlıyoruz diye korkmuş hissetmemize gerek yok. Deneyimden bir şey götürmüyor sonuçta.

  • : Götürmez olur mu? Hem de her şeyi alıp götürüyor. Aşk sadece bilimden ibaret değildir. Manevi bir kavramdır. Bizi aşmış bir gizemi kabullenişimizdir aşk. İnsanlara şarkıları, şiirleri yazdırır.

Sadece aşk için değil, her duygu için bakalım. Duyguların anlaşılması deneyimdeki hazzı yok eder mi? Siz ne düşünüyorsunuz?

5 Beğeni

Hsngi diziydi bu ? Tanıdık geldi.

1 Beğeni

Aşkın bilimsel tanımı çok doğru olmakla beraber maalesef sürekliliği sağlanamıyor yani en fazla iki yıl içinde o aşktan eser kalmıyor, sudan çıkmış balığa dönüyorsunuz ve sonrası sevgiye dönüşse bile aynı tutkuyu barındırmadığı için yine yeterli gelmiyor. Aşkın bu yönünü bilmek şahsen beni hiç etkilemedi çünkü aşk hesaplı bir duygu değildir ve kendiliğinden gelişir. Aşık olduğunuz ilk zamanlar karşı tarafı çok iyi analiz edemeyebilirsiniz fakat tanıdıkça ya uzaklaşırsınız ya da daha çok bağlanırsınız, tek sorun ise sonucun asla değişmeyeceği gerçeğidir ve o aşk er ya da geç bitecektir.

Aşk dışında her duygu kontrol edilebilir. Aşkın bir sonunun olduğunu bilmek bana göre aşık olmaya engel değildir ve zaten hiç kimse bilinçli bir şekilde aşık olmuyor.

Nefret, öfke, sempati ya da diğer tüm duyguların beynin kontrolünde olduğunu bilmek ise insanı biraz daha temkinli davranmaya teşvik ediyor. Öfke kontrolü sağlanabiliyorsa ve başarmak mümkünse, insan kendini frenlemeye başlıyor ancak tüm bunlar için belli çalışmalar gerekli olduğu da unutulmamalıdır.

2 Beğeni

Duygular beyin tarafından yaratılan bir illüzyondur ve bu oyunu bozmayı başardığınız an, hiç kimse ya da olay size acı vermez veyahut öfkelendiremez.

Kendi adıma beyin gücü ile nelerin değişebileceğine şahit olmuş birisiyim, bu sebeple herkese beyin ve psikoloji üzerine araştırma yapmalarını tavsiye ediyorum.

2 Beğeni

Sadece şurasına değinirsem eğer, değişir tabi ama bence hayır. Çünkü duygular bir nevi elimizde olmayan şeyler gibi. Yani yukarıda Sheldon (kesin Sheldon demiştir böyle bi lafı) demiş ya biyokimyasal bir mekanizması var diye. Öyle de olsa, elinde olmadan içinde moleküler düzeyde gerçekleşiyor. Yani biz nasıl oluştuklarını ve neler olduklarını anlayabilsek bile, reel düşüncelerle açıklasak bile bunu her an aklımıza getirmeyeceğimizden etki etmez duygulara. Benim düşüncem bu. Aynı zamanda Bahri Karaçay’ın Dna’lı bi kitabı vardı. Orada da dediğine göre, insanların doğduklarında ileride nasıl bir karaktere sahip olacağını anlayabiliyormuşuz biyokimyalarından ve genetiklerinden. Yani ileride iyimser, neşeli mi yoksa karamsar, depresif mi olacağınız bile daha bir şey yaşamadan belli gibi. Bunu duyduğumda bende “E ne anladım o zaman?” hissi yaratmıştı ama sonuçta davranışlarını belirleyen şeyler değil. Yani kontrol tamamen genlerinde değil. Neyse konu saptı. Düşüncem bu :d

2 Beğeni