En Son Gittiğiniz Tiyatro Oyunu?

Bütçemden bir miktarı her zaman tiyatro oyunlarına ayırır ve her ay düzenli gitmeye çalışırım. En son Kumbaracı50 de Filifunun İntikamı isimli oyunu izledim. Evet bir yere kadar gülerek ve eğlenerek izledim. Ama oyun gereksiz uzatılmıştı. Amatör bir üniversite tiyatrosuna dahil olmanın verdiği cahil özgüveniyle ‘eh bizde bu oyunu oynarız ya’ dedim. Tavsiye edebilceğim bir oyun değil ama kesinlikle gitmeyinde demiyorum.

DasDas’da Öykü Karayel ve Reha Özcanın iki kişil oyunu 'Terk’i izleme fırsatım oldu. Konu sıradan ve ilk 10dk ardından final tahmin edilmekteydi. Fakat oyunculuklar beni oyun sonuna kadar sıkılmadan salonda tuttu. ( izlemey başladığım oyundan çıkmak adetim değildir ama kendimi nasıl ifade etsem bilemedim :smile:

Yaklaşık 1 ay önce de Semaver Kumpanya’nın oynadığı CİMRİ oyununu izledim. Güzel bir Moliere uyarlamasıydı. Moliere okuduysanız eğer metinlerindeki yüzeysellikle derinliği nasıl aynı anda idare ettiğini fark etmişsinizdir. Oyuna yansıtmayı başarmılar. Kaliteli oyunculuk. Fırsatı olan kesinlikle izlesin derim.

3 Beğeni

Tavsiyeler için çok teşekkürler Öykü. Cimri’yi listeye aldım, gitmeden önce Moliere okumama da vesile oldun böylece! =)

2 Beğeni

Ayrıca soyadının bana hatırlattığı bir tiyatral şiir dinletisi geldi aklıma. Cem Uslu’nun Turgut Uyar eserlerinden oluşturduğu Dünyanın En Güzel Arabistanı. Yine Kumbaracı50, Moda sahnesi, Bkm gibi yerlerde sıkça oynuyor olmalı. Uzun süredir dinlediğim en güzel dinletiydi. İkinci Yeniler arasından Turgut Uyar anlaşılması en zor hatta anlatması en zor olandır diye düşünüyorum. Cem Uslu bunu cesaretle üstlenmiş.

2 Beğeni

Kendisiyle akraba olmak isterdim… =)

2 Beğeni

Dün Üçüncü Türden Yakın İlişkiler isimli bilimkurgu oyununa gittim. Oyun daha önceden 2001-2003 yıllarında sahnelenmiş ve kapalı gişe oynamış. Tabii ben tamamen şişirilme olduğunu düşündüm. 18 yıl sonra yeni kadroyla, yeni bir kadroyla yeniden sahnelenmeye başlamış. Bileti alırken çok fazla önyargılıydım, oyunun çok kötü olacağını düşünüyordum. Üç arkadaşımı da benle beraber sürükledim. Oyun boyunca gül gül öldüm, ben hiç bu kadar güldüğümü hatırlamıyorum. Bu kadar fazla güldüğüm ne bir film oldu ne bir dizi ne de tiyatro. Kadro çok komik ve enerjikti. Oynayan arkadaşlar çok hoşuma gitti, özellikle eşcinsel uzaylı bir karakter vardı, karakter ve onu oynayan arkadaşa bayıldım. Beklentimi çok düşük tuttuğum için mi böyle oldu bilmiyorum ama ben oyundan çıktığım zaman 1-2 ay sonra tekrar izleyeyim, bu bana yetmedi dedim.

İzleyici sayısı çok azdı, tiyatro sahnesi de yeni açılmış sanırım 2-3 ay olmuş. 3 sıra izleyici vardı. Gerçekten çok üzüldüm, çünkü ne oyun ne de oyuncular bu kadar az seyirciyi hakketmiyor. Herkese tavsiye ediyorum ve bu oyuna şans vermelerini istiyorum.

Bu sitede biletler indirimli olarak satılıyor, eğer gitmeyi düşünürseniz buradan almanız ekonomik açıdan sizin için daha yararlı olur.

Not: Eğer giderseniz oyun hakkındaki yorumlarınızı merak ediyorum.

3 Beğeni

Ya ben geçenlerde gittim Siyahlı Kadın oyununa. Muhteşemdi! Anna Karenina fiyaskosundan sonra sanatı tekrar sevmeye başladım resmen. Keşke daha çok böyle oyunlar görebilsek.

3 Beğeni

Kötü haber bilet fiyatları artıyor. :woozy_face:
İyi haber sahne sayıları artıyor, yeni birçok oyun var.
Gulyabani, Keşanlı Ali Destanı, Amak-I Hayal dikkatimi çeken yerli oyunlar.

3 Beğeni

Ankara Devlet Tiyatrosu sezonu başladı, oyunlara giden var mı acaba? =) Ben 9 Ekim’de Kapan’a; 12 Ekim’de de Lüküs Hayat oyununa gideceğim. Bu oyunları görenler, bilenler varsa tartışabiliriz! =)

1 Beğeni

25 Ekim Eyvah Nadir’e gidiyorum.
Not: Biletlere zam gelmiş :scream:

En son kendi oynadığım oyunun kayıtını izlemiştim :smirk:

1 Beğeni

Ben de bugün Reis Bey oyununa gideceğim. Ankara’ya taşınırken en büyük tesellilerimden biri her hafta tiyatroya gidebilme ihtimalimdi. Ama iş yoğunluğundan dolayı bu bir hayal gibi gözüküyor. Bugün açılışı yapayım da gerisi gelir inşallah.

2 Beğeni

Geçen sezon gitmiştik, şahane bir performanstı.

1 Beğeni

Hadi bakalım, ben de merakla bekliyorum :slight_smile:

REİS BEY
Oyun eleştirisi yazmamıştım daha önce. İşin uzmanı olmadığımdan ya da devamlı bir tüketici olmadığımdan, genel olarak hislerimi aktarayım.
Oyunun temposu çok düşüktü, oyuncular repliğini bitirene kadar düşüp bayılacak gibi oynuyordu. Gerçekten bildiğimden söylemiyorum, tek dayanağım daha önce izlediğim tiyatrolar, ama bana geçen duygu bu şekildeydi. Genel olarak karakter gelişimleri çok keskindi. Yani ana tema bu değişimler olsa bile geçişlerin daha yumuşak olması, yaşanan olayların izleyiciye geçmesi açısından daha doğru olurdu gibime geliyor. Sadece baş karakterin değil bütün karakterlerin bu şekilde keskin karakter değişimleri beni rahatsız etti. Oyunun son perdesinde aradığım tadı biraz da olsa yakalayabildim. Canlı bir performans izlemenin getirileri son perdede açıkça görünüyordu.
Her ne olursa olsun tiyatroya saygım sonsuz. Sonuçta bütün ihtimallere açık olan bir sanat dalı. Oyuncuların emeğine sağlık olsundu.

4 Beğeni

Oyuna giden birçok kişinin ortak düşüncesi bu şekilde. İlk perdedeki karakter bir anda değişiyor. Bu ani değişimin seyircide karşılık bulamadığını düşünüyorum. Bu arada oyundan sonra 1988 tarihli filmi de merak edip bakmıştım :slight_smile:

Siz söyleyince ben de merak ettim, en kısa zamanda izleyeyim.


Bugün Muhsin Ertuğrul Sahnesi’nde İki Efendinin Uşağı oyununu izledim. Daha önce Şehir Tiyatroları’nda hiç tiyatro izlememiştim benim için güzel bir deneyim oldu.

Hayatım boyunca izlediğim 3. yetişkin oyunu oldu. Genelde oyunları okumayı tercih ediyorum ama artık tiyatro izlemek istediğim için izlenecek bir oyun arayışına girdiğim bir sırada bu oyunla karşılaştım. Öncelikli olarak izlemek istediğim oyunlara bilet bulamadığım için ve bu oyunun adı ilgimi çektiği için bu oyundan bilet aldım. İyi ki de bu oyuna bilet almışım, bugüne kadar izlediğim en iyi tiyatroydu.

Oyunun hem senaryosunu hem de oyunculukları beğendim. Canımı sıkan tek şey çok sahneye çok uzak bir koltuktan oyunu izlemek zorunda kaldığım için oyuncuların yüzlerini net bir şekilde göremedim.

1 Beğeni

Bu sezon Devlet Tiyatroları’nın birçok oyununa gitme fırsatımız oldu. Yerli Yazarlar Haftası ve Klasikler Haftası kapsamında diğer şehirlerden gelen oyunları görmek de ayrıca güzeldi.

Bu sene Ankara DT’den 12 Öfkeli, Kapan, Maskeliler, Lüküs Hayat, Temiz Ev’i izledik.
Lüküs Hayat ve 12 Öfkeli çok iyiydi, Maskelileri de beğendim.

Yerli Yazarlar Haftasında Şapka (Erzurum DT), Amak-ı Hayal (Diyarbakır DT), Uçmak Hezarfen (İstanbul DT), Keşanlı Ali Destanı (Bursa DT)'nı izleme fırsatımız oldu.
Amak-ı Hayal çok güzeldi, kareografi ve dekorlar çok farklıydı. Kitabını da çok severim ayrıca. Keşanlı Ali Destanı ve Uçmak’tan da çok memnun ayrıldık.

Geçen cumartesi sonlanan Klasikler Haftası’nda da Hırçın Kız (İstanbul DT), Yanlışlıklar Komedyası (Van DT), Windsor’un Şen Kadınları (Antalya DT), Yanlışlık (Diyarbakır DT) ve Aziz Dostum Çehov (İstanbul DT)'u izledik. Özellikle Hırçın Kız ve Aziz Dostum Çehov’u çok beğendim.

Sezon devam ediyor, gelsin yeni oyunlar, kapanmasın perdeler :slightly_smiling_face:

Haftasonu Devlet Tiyatroları Yaz Oyunları kapsamında sahnelenen 80 Günde Devr-i Alem’i izledim. İstanbul Devlet Tiyatrosu’nun bir oyunu. Gitmeden önce kitabını da okumuştum. Büyük ölçüde kitaba bağlı kalınmış, macera ve koşuşturmaca güzel aktarılmış. Komedi unsurları kitaba göre daha fazla kullanılmış, bence yerinde olmuş. Beş oyuncu birçok karakteri canlandırıyor oyunda, oyunculuklar gayet iyiydi, dekor da öyle. Sahnelerde Jules Verne eseri görmek güzeldi.

3 Beğeni

Dünyada Karşılaşmış Gibi.
https://anlatamazsin.blogspot.com/2021/03/dunyada-karslasms-gibi.html
Pandemi olmadan önce gittiğim en son oyun. Tekrar sahnelenmeye başlarsa herkese tavsiye ederim.

1 Beğeni