En Son Gittiğiniz Tiyatro Oyunu?

Forumda bu konunun olmadığını görünce belki seyrettiğimiz ve etkilendiğimiz tiyatro oyunlarını burada paylaşırız diye düşündüm. Genelde her ay iki tiyatro oyununa gitmeye çalışan insanlardan birisiyim ama bu ayı pas geçmek durumunda kaldım. Geçen ay gittiğim oyunlar Erdal Beşikçioğlu’nun oynadığı Bir Delinin Hatıra Defteri ve tiyatro dünyasında en sevdiğim yönetmen İlham Yazar’ın ellerinden fırlamış Radyo-yu Hümayun’u seyretmiştim.

Birçok insan doğal olarak Bir Delinin Hatıra Defteri’ni etkileyici buluyor, gerek yarattığı ambiyans olsun gerek Erdal Beşikçioğlu’nun performansı olsun unutulmaz anlar yaşattığı aşikar. Yine de belki deli profillerini zamanında çok incelediğimden olsa gerek herkes gibi bir başyapıt olduğunu düşünmüyorum. Diğer yandan Radyo-yu Hümayun oyunu beni müthiş eğlendirdi ve tiyatroyu neden sevdiğimi hatırlattı. Her oyuncunun yeri var oyunda ama Tolga Tekin dikkatimi epey çekti. Ankara’da yaşayan veya Ankara’ya uğramak isteyen herkese tavsiye ederim Radyo-yu Hümayun’u!

8 Beğeni

Aslında pek tiyatroya giden biri olmadım hiç. Ama en son gittiğim Tarla Kuşuydu Juliet oldu. Romeo ve Juliet’ in ölmeyip de evlenmeleri ve çocuk sahibi olmaları komik biçimde anlatılıyor. Oyunculuklar, dekorasyon, diyaloglar güzeldi ve gerçekten salonda kahkahalar yükseliyordu. Buna rağmen zaman zaman bana yapay gelen ve oyundan kopmama neden olan anlar olmuştu. En dikkatimi çeken yan Shakespeare’ in oyuna dahil edilmesiydi ve bu oyunun etkisini çok daha artırmıştı.

3 Beğeni

Başlığı görünce epeydir tiyatroya gitmediğimi hatırladım. En son sanırım 6 ay önce kadar Hayvan Çiftliği’ni izlemiştim. MSÜ İstanbul Devlet Konservatuvarı’nın oyunuydu. Tavsiye ederim :slightly_smiling_face:

2 Beğeni

Tiyatro takipçisi sayılmam. Kız kardeşim, “Abi, oyuna bilet alacağım. Sana da alayım mı?”, diye sormasa tiyatroya gidemem :confused:

En son Nereye? adlı oyuna gitmiştim. Kaçak yollardan Avrupa’ya gitmeye çalışan insanları konu ediniyordu.

İki zaman aralığı içeriyordu: Kaçakların kamyonda saklandığı zaman ve gelecekteki akıbetlerini anlatan zaman.

Konu hakkında yeni bir şey sunmuyordu. Belli kalıplardaki karakterler, alışılagelmiş hikayeleri ve şaşırtmayan davranış kalıplarıyla sergilendiklerinden, oyun, ilgi uyandırmakta zorlanıyordu. Olayların tahmin edilebilirliği durumun üstüne tuz biber ekiyordu.

4 Beğeni

Çok sık olmasa da gitmeye çalışırım.
En son İndia Bankası’nı izlemiştim. Farklı bir konusu vardı. Komedisi pek doyurucu olmasa da değindiği bireyci karakter meselesinin sonuçları vurucu bir şekilde işleniyordu.

2 Beğeni

Çok zaman oldu müfettiş oyununa gitmiştik eşimle.

1 Beğeni

Geçen hafta Kahvede Şenlik Var oyununa gittim, fena değildi, sonu öyle bitmeseydi daha mutlu olabilirdim. İsimler yerine bay-bayan hitapları kullanılıyor, bu da birçok kişiyi irite etmiş; ama ben pek de rahatsız olmadım. Dekoru ise GOP sahnesine rağmen güzeldi.

3 Beğeni

Gitmedim . bu arada forum hakkında yeni bir şey öğrendim . Bizden en az 20 karakter istiyor :joy:

1 Beğeni

Erdal Beşikçi’nin oynadığı Tüy Kalemler.Harika bir oyundu.Bursa’ya tekrar gelirse çok sevinirim.:grin:

3 Beğeni

En son Ankara DT oyunu Siyahlı Kadın’a gittim. Susan Hill’in romanından oyunlaştırılmış. Korku gerilim dozu yüksek bir oyun. Bu tarzı seviyorsanız kaçırmayın :slightly_smiling_face:

Bu sene gittiğim diğer oyunlardan Misafir ve Fare Kapanı’nı da tavsiye ederim.

http://www.devtiyatro.gov.tr/programlar-sehirler-ankara-detay-siyahli-kadin--bir-hayalet-oyunu-.html

1 Beğeni

Peşin not: tiyatro insanı değilim aslında.

Bir Baba Hamlet

Şevket Çoruhlu ve Murat Akkoyunlu’nun iki kişilik dev kadroya dönüştüğü, aslının Sebastian Seidel’e ait olmasına karşın Yücel Erten tarafından harika biçimde ülkemize uyarlandığı bir komedi.

Seyirciyi aktif katılımcı haline getiren de bir oyun. Son zamanlarda bu oyunların sayısı gördüğüm kadarıyla arttı. İşin içine biraz da siyaset girince daha da komik bir hal aldı :slight_smile:

39 Basamak

Şöyle diyeyim, kadro: Demet Evgar, Engin Hepileri, Bülent Şakrak, Okan Yalabık.

Aynı zamanda bir Alfred Hitchcock uyarlaması. John Buchan’a ait aynı isimli romanı uyarlamıştır. Bundan sonra da 39 Basamak daha çok Hitchcock uyarlaması ile anılmış.

Daha da bir şey demiyorum :slight_smile: (şaka, şaka)

Oyun 1935’te geçiyor. Özü aynen korunmuş. Günümüze bir uyarlama yapılmamış. Komedi türündeydi. Oyunculuk zaten bildiğiniz gibi. Keyifli, dinamik, konu olarak bugün için öyle özgün değil, fakat gerçekten sahnede izlediğime oldukça mutlu olduğum bir eserdi.

2 Beğeni

Nisan ayında gitmişsiniz, ben geçen ay gidebildim bu oyuna. Oyuncular çok başarılı değildi sanki? Başrol oyuncusunun seyirciyle etkileşimi bir süre sonra sevimsiz gelmeye başlıyor. Tam olarak erkek-kadın ilişkisini güzel yansıtamadığını düşünüyorum ama elbette güncel bazı noktalara değinmesi önemli. Keşke güncel olarak tartışabilseydik bu oyunu.

1 Beğeni

Ben de İstanbul’da gittiğim birkaç oyundan bahsedeyim:

Profesyonel

İstanbul Devlet Tiyatrosu’nun katkısıyla şu an İstanbul’da kapalı gişe oynayan ve yanlış hatırlamıyorsam yaklaşık 10 yıldır devam eden tiyatro oyunu. Yetkin Dikinciler’in tiyatro oyunu kitaplaştırdığı sunumun üstüne Bülent Emin Yarar’ın harika oyunculuğu eklenince ortaya kaliteli bir iş çıkıyor. Oyunun konusu nispeten Das Leben der Anderen’e benzese de derinliği epey var. Oyunla ilgili tek sıkıntım şu: Zaten beni alıp bir yerlere götürdüler, o son nakavt vuruşunu bekledim ama bir türlü gelmedi :sweat_smile: Finali belki bir parça daha iyi olabilirdi. Yine de kesinlikle tavsiye ederim.

Kahvede Şenlik Var

İstanbul Şehir Tiyatrosu’nu ilk kez denediğim oyundur. Bana göre başarısızdı. Parlayan bir oyuncu yoktu. Kahvedeki bir randevuda, kahvenin sahibinin yönlendirdiği erkek ve kadın ilişkisi üzerinden ilerliyor. İki karşı kutbun beklentilerinin birbiriyle uyuşmamasının sebeplerini irdelerken toplumsal birkaç soruna işaret ediyor. Yine de bunu anlatış şeklini ben pek başarılı bulamadım.

Kral Lear

Zorlu Center’ı görmemi sağlayan ve oradaki sahnenin neden ayrı bir seviye olmamı sağlayan oyun. Şu ana kadar gittiğim oyunlar arasında herhalde görsellik ve anlatım şekli açısından en kaliteli oyun olabilir. Kadrosunda Haluk Bilginer, Berfu Öngören, Nazlı Bulum, Arif Pişkin, Kaan Turgut gibi isimler var. Kral Lear’ın toprağını paylaştırdığı üç kızıyla olan ilişkisinde kralın veya dükün yönetirken etrafındaki insanların etkisinin yanı sıra bu durum esnasısnda baba-kız/babaoğul ilişkilerinin de ne derece önemli olduğunun vurgusunu yapan insanlığın en büyük düşmanlarından birisi olan kibrin, gururun, kıskançlığın, intikamın onu nasıl büyük pişmanlıklara yönlendirebileceği ile ilgili fikir veren güzel bir oyundu. Haluk Bilginer’i bir kez olsun canlı olarak görmek ve seyretmek büyük bir şans oldu. Teşekkürler usta!

Aile Sırları

August: Osage County filminin senaryosundan uyarlanan tiyatro oyunu. İstanbul’daki kitap kulübündeki arkadaşlarımla beraber gittik ve epey beğendik. Amerika’da kırsal kesimde yaşayan bir ailenin yaşadığı sorunlara odaklanan oyunda oyunculuklar gayet başarılıydı. Sonra ne yaptım? Filmini seyredeyim dedim ve meğersem bu filmde şu oyuncular varmış: Meryl Steep, Julia Roberts, Chris Cooper, Benedict Cumberbatch, Ewan McGregor… Sinema dünyasının bu isimlerinin neden büyük aktör/aktrisler olduğunu bu sayede anladım.

Bir Peri Masalı Radyum Kızları

Madam Curie’nin bulduğu radyum elementiyle ortaya çıkan makyaj malzemelerinin üretimiyle uğraşan kadınların yaşadığı değişimi anlatan çok özel bir tiyatro oyunu. İstanbul’da gittiğim en güzel oyundu (evet, Kral Lear’ı bile solluyor benim için). Üsküdar’dakilere selamlar…

Uzlaşma

Geçen haftasonu gittim ve İstanbul Şehir Tiyatrosu’nda gittiğim ama bahsetmeye değer bulmadığım oyunlara katlayıp gönderebilecek ama yine de büyük beklentiyle seyredilmemesi gerekilen Kramer vs. Kramer tarzı bir oyun. Baba ile annenin çocukları için uzlaşmasını konu alıyor. Bu oyunu da tavsiye edebilirim.

4 Beğeni

Ankara’da iki kez keyifle izlemiştik Profesyonel’i. Güzel müziğini arada açar dinlerim. :slightly_smiling_face:

1 Beğeni

Bir an düşündüm, ne anlatıyordu oyun diye! Hiç etkilenmemişim sanırım, o yüzden pek bir şey hatırlamıyorum.

1 Beğeni

Bugün BKM Çarşı’da Özgür Turhan’ın stand-up gösterisine gidecektim ama hava çok kötü olduğu için gidemiyorum. BKM Çarşı ve evimin arası 1.30 saat olduğu için bu havada akşam dönmek aşırı zor olacaktı.

Edit: Aslında gitmeyi düşünen varsa cüzi bir miktara biletleri verebilrim, 3 adet var elimde.

1 Beğeni

Hatırlanacak bir oyun değil gerçekten!! @Rozgun :slight_smile:

@midousuji Evet, bu müzik epey duygulandırmıştı o sırada. Oyunun (az daha filmin yazıyordum) en etkileyici anıydı. Yine de işte sonuda böylesi duygulandırıcı olsaydı, benim için çok özel bir seviyede olacaktı. Bu arada Ankara’da tavsiye ettiğiniz oyunlara umarım gidebileceğim. Radyo-yu Hümayun hala devam ediyormuş orada. Hayatımda beni böylesi eğlendiren başka bir oyun olmamıştı. Gitmediyseniz ona tavsiye ederim :slight_smile:

@ohyespatates Dün öğrenseydim, olabilirdi ama Tuzla’da oturmanın verdiği belli dezavantajlar var! :smile:

2 Beğeni

Radyo-yu Humayun’u geçen sezon izlemiştim. Çok eğlendiğim, güldüğüm oyunlardan birisi. Oyunculuklar ve hikaye gerçekten çok güzeldi :blush:

2 Beğeni

Geçen Cuma Ankara Devlet Tiyatrosu’nun Gidiş Dönüş(Retro) adlı oyununu izledim. Beğenmedim. Oldukça sıkıcı ve bayıcı diyaloglar, güldürmeyen espriler bol bol mevcutttu. Bir de eser komedi olarak başlayıp dram ile bitti bir çizgisi yok. Oyunu izlerken gözlerinizi kapatırsanız çok fark etmiyor tıpkı radyo tiyatrosu gibi. Ben işten çıkıp geldiğim için ilk perdenin yarısında bunu denerken uyuyakaldım. Neyse ki ikinci perdeyi tamamen seyredebildim. Memnun kaldığım tek şey oyuncuların performanslarıydı.

2 Beğeni

Katılıyorum, oyunculuklar genel olarak iyiydi. Özellikle Şahap Sayılgan’ın performansı (Sihirli Annem’in Sadık’ı :slightly_smiling_face:) Hikayenin akılda kalıcı, etkileyici pek bir yanı da yoktu.

1 Beğeni