Aramızda Euroleague takip edenler var mı? Eğer varsa Avrupa basketbolu sevenleri buraya alalım.
Hazır yeni sezon başlamışken başlığı açayım dedim. Oyuncuları, maçları, koçları, takımların durumlarını ve daha nice şeyi bu başlık altında konuşalım.
Tartışma başlasın!
Fenerbahçe kaliteli bir 2 numara alabilseydi şampiyonluğun en güçlü adayı olurdu.Yine final oynayacağımızı tahmin ediyorum,bakalım belki o takviye gelirse neden 2.şampiyonluk olmasın ki.Dörtlü finaller için diğer şanslı ekipler tahmin edilen ekipler olacak gibi.Cska,Real ve tecrübesiyle Oly.Bir de ben Baskonia takımını da bu grubu zorlayabileceğini tahmin ediyorum.Efes ve Daçka için final 8 oynayacaklarını sanmıyorum.
En çok 1-2 korkutuyor zaten. Ennis ilerleyen dönemlerde ne yapacak çok önemli. Guduric’in yapacakları da kritik. İkisi de bir şeyler veremezse büyük sıkıntı olacak. Sakatlık gibi durumlarda iyice ayyuka çıkacak. Final döneminde de büyük ihtimalle en büyük açığımız olacak burası.
Ayrıca Barca kötü başlamış. Bununla birlikte Pangos da öyle. Burası biraz üzdü. Çünkü Pangos heyecan uyandıran bir isim
Daçka’yı hiç sanmıyorum. Ancak Efes için emin değilim. Ritimlerini bulur ve bunu devam ettirirlerse potansiyelleri yüksek.
Efes koçtan dolayı ilerleyeceğini düşünmüyorum.Ergin hoca kendini hiç geliştirmiyor.Yönettiği her takımı hemen hemen aynı düzende oynatıyor.Rakip o düzene set çekerse başka aksiyon gösterecek hamle yapmıyor hiç.Tipik üçlük hücumuna dayalı bir kaos basketbolu oynuyor.Yenileceğini düşündüğümüz bazı maçları alacaktır ama ilk 8 sıra için sınırda olurlar.
Guduric hayal kırıklığı oldu bizim adımıza.Geçen canlı yayınlanan bir maçta molada Obra oyuncularla konuşurken ona "Takım için ne zaman bir şeyler yapmaya başlayacaksın " diye serzenişte bulunuyordu.Sonuçta bu kişi Bogdan’ın yerine geldi.Açıkçası Biberovic daha çok ümit veriyor Guduric’e göre.Ennis için ben olumlu düşünüyorum.Yavaş yavaş ısındıracak gibi hoca onu.İçeri penetreleri gayet iyi.Üçlük yüzdesini bir tık artırırsa bizleri memnun edecektir.
Kadronun potansiyeli yüksek, ama koç bunu değerlendiremeyebilir. Zaten ilk düzeltmeleri gereken yer koç kısmıydı, değişikliğe gitmediler. Büyük ihtimalle son 8 gelse bile orada patlar.
Bence hayal kırıklığı denilecek seviyede değil ancak bekleneni veremediği kesin. Zaman zaman potansiyelini göstermesi beklenti oluşturuyor tabii. Bu sene onun için çok kritik. Kendini artık vermesi lazım.
Kaan Kural Ennis için takımın yapısına uyacak doğru bir transfer demişti. Değerli bir parçası hâline gelebilir takımın. Erkenden yapıya ısınırsa, sezonun ikinci yarısında önemli bir rol üstlenebilir.
34 verimlilik puanıyla Jan Vesely harika başladı.
Bu başlığı canlandırayım ve bi flame başlatayım.
Benim gözümde Euroleague’in pek bir değeri yok. Sebebi de neredeyse tüm sponsorlarının Türkiye menşeili olması. Bunu şundan söylüyorum. Ülkemiz dünyada spora en çok önem veren bir ülke değil, ee ekonomiye bakıyorum NBA ile yarışabilecek bir organizasyona full sponsor çekecek kadar da iyi bir ekonomiye sahip değiliz. Hadi tüm bunları geçtim, FIBA, Euroleague, Uleb çekişmeleri ne olacak. Bence basketbol global anlamda futbol kadar iyi organize olmuş bir spor değil.
Oturmuş bir organizasyona sahip değilken NBA ile kıyaslanamaz bence.
Bir basketbolsever bittabi Euroleague sevmeyebilir. Buna herhangi bir itirazım yok. Oynanan basketboldan mı keyif almıyorsun onu tam anlamadım ama. NBA ile aynı ekonomi seviyesine sahip değil ve organizasyon açısından da daha zayıf evet. Bunun yanı sıra organizasyon sıkıntıları Avrupa basketbolunda cidden çok.
Bence NBA, organizasyon kalitesi açısından en iyi “spor” etkinliği. Diğerleri hep daha alt seviyede. Ekonomi açısından da açık ara önde zaten. Peki hem organizasyon hem de ekonomi açısından NBA’in önde olması, diğer sporları ya da organizasyonları değersiz yapar mı? Atıyorum Premier Lig değersiz mi oluyor? 
NBA bu yönlerden iyi diye en çok o mu sevilmeli? Yoo. Zevkin ve hobinin kıyası bu kadar siyah beyaz veya mekanik değil.
Avrupa basketbolu önemli bir geleneği olan bir saha.
Bunun dışında oynanan basketbol keyif vermez yahut organizasyonun eksiklikleri Avrupa basketbolundan kişisel olarak zevk alınmasını engelliyordur, bunları anlarım. Kimse sevmek zorunda değil ki.
Nba playofflari hariç Euroleague ve avrupa seviyesindeki maçlar bana daha ilgi cekici geliyor. Bir defa NBA’deki ezbere hücüm setleri ve kısır savunma ile nba maçları izlenilez bir hal almaya basladi. Bu sezon geç basladigi icin bir çok L.a Lakers maci izleyebildim. Zaten kalibina göre güclü bir Lebron’un boyali alanda pasif kalmasi topa müdahele etmemesi, sadece ribaunt beklemesi, her pas verdiği adamin oyun planina göre atis yapmasi gibi NBA’de cokca gördümüz yildiza dayali oyun kurgulari ve istatistik şisirme çabalari cok rahatsiz ediyor.
Bu sezon en zevk aldigim oyuncu Luka Doncic oldu. Adam bir avrupali gibi savunmasini yapiyor, her topa mudahele ediyor, sut zorlamiyor, arkadaslarina yardim ediyor, oyun kurgusu dişina cikip dogaçlama paslarla adami bulup sayi yaptiriyor. Avrupada sevdigim yan savunma, sayi atilmasindan çok saglam savunmali maçlari daha cok sevmisimdir. 8Oler ve 90lardaki o savunma agirlikli NBA maclarini çok az görüyoruz. 90lar italya futbol ligi gibiyse bugun ispanya futbol ligi izliyoruz. Benim gorusum 90lardaki bir skorer yildizin bugunki savunma setlerinde rahat bir sekilde 30lu sayilara ulasabilecek olmasi.
Anlatmak istediğim tam olarak bu değil. Euroleague maçları çok iyi olabilir fakat organizasyon için yorum yapıyorsak organizasyonu değerlendiririz, ve bana göre Euroleague organizasyon olarak sınıfta kalıyor. Organizasyon olarak değeri çok çok düşük bu yüzden gelir elde edemiyor, bu yüzden kazanan takımlar ile paylaştığı gelirler komik seviyede.
Olaya sportif açıdan bakıyorsan maç maç ve takım takım değerlendirmek lazım. Ben Euroleague’u “parayı basanın dörtlü finale kaldığı” bir organizasyon olarak görüyorum. Bu takımların emeklerini hiçe sayıyorum olarak algılanmasın. Ama bir Şampiyonlar Ligi organizasyonunda bu oluyor mu? PSG olsun City olsun ne paralar harcıyorlar ama kazanamıyorlar. Bu çerçevede bana göre Euroleague’i değerli gösterebilecek istatistik veya metrik bulunmuyor. Yoksa niyetim oynanan oyuna vs değil. Bir takım yöneticisi olsam bir kere kupa aldıktan sonra tekrar bu kupa için yatırım yapmazdım.
Fenerbahçe harici artık Real Madrid ile Cskada gediklisi oldular. 4. hep değişiyor artık. Umarim kupayı Anadolu Efes alır. 
Anadolu Efes’i bekliyoruz dörtlü finale ama şampiyon biz olacağız inşallah, bu sezonun hakkı bu ama biz olamazsak Ergin Ataman’ı sevmesemde Efes olsun.
Bende Ergin Hocayı çok severim ve neden sevdiğimi az çok anlamışsındır. Ayrıca Euroleaugenin artık pek cazibesi kalmadı sanki. Eskisi kadar yıldız tutamıyor takımlar ve bütçe makası artık iyice açıldı. Sanki organizasyonun bir gözden geçirilmesi gerekiyor gibi.
Fiba kendi organizasyonlarına takım çekmek için zayıflattı bence Euroleague ve Eurocup’ı. Takımlar arada kaldı. Birleşse organizasyonlar, birazda ödüller yükselse, yatırım artar. Real ve CSKA bütçeleri çok uçuk, yetişmek için Fenerde çok para harcıyor. Üçlü harici bir takım girebiliyor son dörde.
Evet ne mutlu ki 2 takımımız da F4da ülkemizi temsil edecek. Ben bir gs taraftarı olarak gönlüm efesten yana umarım güzel bir F4 izletirler bize. Ve keşke daha fazla yerli oyuncularımızı görebilsek bu takımlarda.
Euroleague bu şekilde devam ettiği sürece global ekonomik konjektürleri de dikkate alarak çok sürdürülebilir bir yatırım değil bence bu. Ki ben Fenerbahçenin yerinde olsaydım artık çok önemsemezdim. Kupayı aldık güzel bir başarı lakin yatırımın geri dönüşü bence o kadar çok değil. Bu seviyede özellikle ülkemiz kulüpleri için sürüdürülebilir olmaktan çıkıyor bence.
Fenerbahçe için basketbol subesinden yatirim kesmek demek kulüp ile taraftar arasindaki baği tamamen koparmak demek. Futbol takımı o kadar kötü ki yıllardir lig şampiyonluğu kazanamiyor, en son şampiyonlar ligine ne zaman gittiler hatirlamiyorum. Bu sezon o kadar dibi gördülerki ne zaman düzlüğe çıkarlar bilmiyorum. Bu ortamda Fenerbahçe’yi ayakta tutan en önemli subesi basketbol takimi ve Euroleague başarilari. Bu sene Efes süpriz yaparsa ve elenirlerse hem milli ruh ve temsil ettikleri “ülkemizde bunu başarabilecek tek takımiz.” algisida yıkılacak. Fenerbahçe gibi büyük yapilarin başarısızlığı devamlılı haline getirmesi destekleyenleri kaybetmesi (küstürmesi) gibi bir risk doğurur. Kısaca yaşadıklari durum ihtibari ile en son yapacaklari iş küçülme olur.
