Fantastik Edebiyatın Alt Türleri

Yazıyı elden geçirip yeni türler ekledim. Gerçekten de yazarken bazı yerlerde çok fazla acemilik etmişim. Herkesten tekrar tekrar özür dilerim.

Her hırsız kötü mü oluyo ya :smiley:

1 Beğeni

The first Law neden dark fantasy oluyor anlamadim. Daha yeni okudum ilk kitabini basbayagi siradan fantazi kitabi, high-low arasi biryerlerde belki. Ama kesinlikle korku ogesi hissetmedim oradan. Anti-hero ise hic yok bence.

1 Beğeni

Baktığım sitede öyle geçiyordu. Ben de ilk gördüğümde çok şaşırmıştım ,grimdark sanıyordum .

Not:zaten karanlık fantezi 2 ye ayrılıyor korku öğesi olan ve grimdark benzeri olan (en azında ben öyle anladım)

Grimdark da degilki. Normal low-hight fantasy

1 Beğeni

Ama Şu sitede öyle demiyor

http://bestfantasybooks.com/grimdark-fantasy.html

Siz daha iyi bilirsiniz benden daha uzun soluklu bir fantazya okuyucususunuz. İyice bir bakın hatamız varsa düzeltelim insanlara yanlış bilgi vermek istemem.

1 Beğeni

Bence listenizi şöyle güncelleyin:

Alt türün tanımını verdikten sonra, tartışmaya yer bırakmayacak sadece bir örneğini verin.

Çünkü bazı hikayeler, genel özellikleri itibariyle bir kaç alt türü birden çağrıştırabiliyor. Bu da hangi alt türün temsilcisi olduğu hususunda kafa karışıklığı yaratıyor.

Örneğin, kaynağınıza göre, Buz ve Ateşin Şarkısı bir kaç alt türe birden giriyormuş. Kaynağınızdaki listeler, heterojenliğe bakmadan, alt türe ait belli özelliği gösteren her hikayeyi bünyesine katarak oluşturulmuş gibime geldi. Elbette, internetteki çoğu liste böyle. Ama alt türü özel kılan meziyetlerin ayırdına varmak için homojen özellikler gösterenleri ayırmak, listenizin güvenilirliği açısından daha sağlıklı olacaktır.

Örneğin, Dark Fantasy için sadece Elric of Melnibone’ü vermeniz yeterli olur.

4 Beğeni

Şimdi bu alt türler gerçekten de kafa karışıklığı ve bir çok tartışmaya sebep olabilecek bir konu. Değinmek istediğim üç eser var.

Sissoylu, Centilmen Piçler ve Kralkatili Serileri bir çok yerde high/epic fantasy olarak geçiyor ancak okunduğunda hiç de öyle durmuyorlar. Açıkçası bu üç eseri hangi türe yerleştirebileceğimiz konusunda kafa yorunca, bunun ne kadar da zor olduğunu farkettim. Kralkatili’ni ve Brandon Sanderson’un eserlerini (bkz. Sissoylu) hard fantasy olarak nitelendirmen gayet mantıklı geliyor. Kralkatili, Ortaçağ’da geçmesine rağmen günümüzün bilim, matematik ve fizik seviyesini o çağda -üniversitede- görebiliyoruz ve serinin büyü türü olarak nitelendirebileceğimiz Sempati ve Pat’in sempatiyi ve diğer fizik kurallarını açıklayışı de bunun bir örneği. Ancak Patrick kitaptaki tek büyünün sempati olmadığını ve high fantasy serilerde olan türde büyülerin -İsimlendirme bu dediğim tüde olmasa da Feyler, Chandrialılar ve Amyrler’in kullandığı güçler/büyüler?- de bu evrende barındığını bize gösterdi veya ipucunu verdi. Her ne kadar fantastik öğe yeterince bulunsa da bir high fantasy kadar fantastik öğe bulunmuyor kralkatilinde. Aynısı Centilmen Piçler için de geçerli, hatta Centilmen piçler -en azından ilk iki kitabı- fantastik açıdan çok daha az öğe bulunduruyor. Sissoylu ise fantastik açıdan dolusuya dolu bir seri. Ancak onda da Kralkatilinde olduğu gibi çok özgün ve hard fantasy türünü açıklarken dediğinin aksine olduça ilgi çekici ancak bunun yanında tutarlı ve mantıklı bir şekilde açıklanan büyü türüne sahip. Kralkatili’nin büyü sistemi de öyle. Bunlar dışında Kvothe ve diğer bahsettiğim iki serinin ana karakterleri Locke ve Kelsier’in anti-kahraman olduğunu düşünüyorum. Bunlar ne çok iyi ne de çok kötü ‘gri’ diye nitelendirebilecek karakterler. Bu yüzden low-fantasy olarak nitelendirilebilecek özelliklere sahipler. Centilmen Piçler’in ilk kitabının büyük kısmı ve Sissoylu’nun neredeyse tamamı bir şehirde geçiyor ve şehir etrafında gelişen hikayeye sahip. Bu açıdan modern dünyada geçmeseler de urban fantasy’yi de andırıyorlar. Bu saydıklarımdan Sissoylu’nun ve Kralkatili’nin Hard fantasy’ye ek olarak Low fantasy’nin de birden çok açıklamasına uyuyorlar. Centilmen Piçler’in grimdark olmasını anlıyorum. Peki Sissoylu’nun da çok distopik bir dünya da geçmesi, oldukça karanlık, sert bir dünyasının ve ortamının olması -cinselik ve şiddet öğrelerini de haliyle fazlasyıla görüyoruz- da grimdark alt türüne girebilecek bir eser bence olduğunu gösteriyor bence. Özellikle bir çeteyi/hırsızları anlatması, soygun ve şehir etrafında gelişen hikayesi, yer altı dünyasını ve aristokrasi atmosferini bolca görmemiz açısından Centilmen Piçler’e çok benziyen tarafları var. Kralkatili de anti-kahramana sahip bir ana karaktere ve fazlasıyla gri diyebileceğimiz realistik karakterlere sahip. Özellikle ilk kitaptaki Tarbean şehirinde -sadece burada değil iki kitabın da bir çok yerinde- yazar, Kralkatili evreninin ne kadar sert ve acımasız olabileceğini gösteriyordu. Bu da beni serinin grimdark türünün özelliklerine sahip olmasını ve low fantasy’ye girebileceğine itiyor. Gerçekten de kafam patladı.

Üzgünüm, türler konusunda çok bilgili değilim ancak üç seri de bu türlerin bir çoğunun özelliklerini taşıyor. Hangi serinin, en çok hangi türü kapsadığını merak ediyorum.

1 Beğeni

Sonunda beni anlayan birisi ancak sissoylu epic fantasty sayılır Ancak urban fantasty anlayısınız tamamamen yanlış sayılmaz hata genç yetişkin turu biledahil edilebilir . Ancak ben epik fantasty demeyi daha uygun buluyorum çünkü bu Sandersonun e pick fantasty anlayışı.

Yine de Kelsier saf iyi diyebileceğimiz bir karakter değil. Hatta kişiliği göz önüne alındığında hedefi için yapmayacağı
hiç bir şey yok karakterin. Kitabın Villian’ı da saf kötü sayılmaz. Elantris’i de okudum, orada da karakterler kötü ve iyi diye ayılmıyordu. Anti kahramanların bulunmasının yanında kitaplar tiplerden ve klişe karakterlerden ziyade karakterlere ve gri olanlarına sahip. Bunun yanında Sissoylu’nun bana post-apokaliptik ve disopik bir hava vermesi de cabası. Spoiler vermeden açıklamam zor olsa da ilk üçlemeyi, daha doğrusu ilk kitabı okuduysanız demek istediklerimi anlamışsınızdır. Sanderson’un epik fantazi anlayışı bu olabilir ama sanki diğer türdeşlerinden çok sıyrılan bir anlayışı var yazarın. Zaten favorim olmasının da nedeni bu sanırım.

1 Beğeni

Kesinlikle öyle sanderson diğer yazarlardan ćok farklı . Epic fantastik adı altında daha modern daha hayalgücünü zorlayan şeyler yazıyor . Fark ettinizmi bilmem ama Sandersonun kitaplarında epik(yani kahraman gibi hissetmesiniz filan …) tad alamazsınız . Onun yerine kitapların sonunda final şoklar yaparak insanları heycanlandırır.

Anti kahraman konusunda da kelsier gri bir karakter ama diğer kitaplardaki geri karakterlerden daha siyah ve beyaz bence tabi bu benim düşüncem.

1 Beğeni

Bu yazıya kaynaklar eklenebilir mi? Yazı sonunda bir kaynakça olmalı.

Kendi rehberimdeki kimi cümleleri bu rehberde okudum. Sonradan gördüm ki konu sahibi kullandığı kaynakları başka bir mesajda belirtmiş.

İnsanın kendi cümlelerini okuması da ilginç oluyormuş :slight_smile:

http://www.kayiprihtim.org/portal/projeler/fantastik-edebiyat-alt-turleri/

1 Beğeni

Üste bir yere koymuş olmam lazım . Yazıyı hazırlarken kayip rihtimdabda yararlanmistim . Ama hepsini değil .:slight_smile: Yukarıdaki Cevapları Okursanız Görürsünüz .

Edit : tamam koydum.

1 Beğeni

Yıllar öncesinin başlığını yeni okudum ve First Law üçlemesinin üç kitabının da Türkçe olarak çıktığı bir gelecekten yazıyorum. Eğer seriyi bitirdiyseniz hala Grimdark olmadığını düşünüyor musunuz? :grin: Ben de ilk kitabı bir low fantezi kitabı olarak düşünmüş ve beklentimi ona göre ayarlamıştım. Bu yüzden finali çok daha şok edici oldu.
Ayrıca Anti-hero yok ne demek altı pov karakterinin altısı da anti-hero. Kahraman olmaya en yakın olanlar Jezal ve West ama ben onlara da kahraman demem. Özellikle Jezal’a hiç demem. Zaten en iyi iki karakter oldukları için en mutsuz iki sonu aldılar.

Okuyalı uzun zaman oldu. Bana cok öyle gelmemişti o zamanlar. Belki şimdi farklı düşünürüm.

1 Beğeni