Fantastik Edebiyatta Grimdark

Ondan öne, listeyi hazırlayanlar Grim-dark’ın ne oldığunu bilmiyor muhtemelen. Game of Thrones, Malazan, Farseer, Conan grimdark değiller.

3 Beğeni

Hiç fena değil hocam, ben sadece Locke Lamora’yı okudum. Şu an da Gardens of the Moon’u okuyorum. Grimdark cahiliyim.

Bu kadar katı olmamalı bence alt türlerin tanımı. Malazan ve Game of Thrones’da grimdark esintileri yok mu?

Bay Karamsar’ın grimdark tanımı:

2 Beğeni

No. Hatta tam tersi grimdark’ın (kralın kendisi söylüyor).

Edit: Esinti deyince biraz düşündüm. Karanlık bir atmosferi var evet ama seri baştan sona “hope” üzerine kurulu. O yüzden grimdark türünde değil. Esintiden kastın vahşet, şiddet vb. ise bunlar seride fazlasıyla var.

2 Beğeni

Üslup ve atmosferce distopik - check
ahlaki çürümüşlük - check
şiddetli tonun benimsendiği -check
profit??

3 Beğeni

Bence de katı olmamalı hocam.Grimdark’ın ne olduğu günümüz okuyucuları arasında ciddi bir tartışma konusu. İnternet forumlarında gerek okurlar gerek yazarlar tarafından yapılan tonla tanımını bulabilirsiniz. Çoğunun mantıklı dayanak noktaları var. (Bence @Bay_Karamsar 'ınki de gayet güzel bir tanım) Ancak en büyük ortak noktaları şu: Umudun yoksunluğu
Elbette Malazan’da da Got’da da Grimdark esintileri hissediliyor. Hatta Game of Thrones pek çok Grimdark eserin ana esin kaynağı(First Law, Steel Remains akla gelen ilk örnekler), Malazan ise listede benim diyen Grimdark eserden daha karanlık yerlere gidiyor. Asoiaf’ı ele alalım: Onur, doğruluk, ve yüksek idealleri benimseyen aynı şekilde bu ideallere sırt çeviren pek çok karakteri içeriyor. Kitaplar dizisinin aksine onuru,erdemi aptallıkla bir tutan alaycı bir bakış açısına sahip değiller. Erdemin ve acımasız pragmatizmin epitomu olarak değerlendirilebilecek iki karakteri de kişiliklerine uygun seçimleri yapıyorlar ve sonuçlarına katlanıyorlar. Dizisinin aksine Onuru, erdemi aptallıkla bir tutmuyor yani.
Malazan’ın ise ana teması ‘‘Merhamet’’. Muhtemelen bir Grim-dark eserinden bekleyebileceğiniz en son temadır. Okudukça eminim siz de anlayacaksınızdır

8 Beğeni

Farseer ve Greatcoats gibi serilere grimdark’dan ziyade grimsad demek istiyorum. :smiley:

4 Beğeni

“Farseer grimdark mıdır” üzerinde konuşmuştuk daha önce. Grimsad güzel bir tanım olmuş. Ben de tragic fantasy derdim. :slight_smile:

Bu seri kendisinden hiç beklemeyeceğim bir incelemeci tarafından okuma listeme sokuldu. Biraz bilgi verebilir misin acaba?

Şaşkınım ben de gerçekten. Farseer’ı dahil edip Second Apocalypse’i dahil etmemek…

Listenin çoğunun grimdark sayılmayacağına ben de katılıyorum bu arada.

1 Beğeni

Krallığı geri getirmeye çalışan kralın elit askerlerini, daha doğrusu şarkı söyleyen savaşçı yargıçlarını, anlatıyor. Low fantasy Üç Silahşorlar gibi düşünebilirsiniz, ana üçlünün hepsi dövüşte becerikli ama diplomasi ve entrikada zorlanıyorlar. Ana hedeflerini gerçekleştirirken her kitapta bir gizemi çözüyorlar. Aksiyon ve özellikle de düello sahneleri güzel. Çok derin bir seri değil ama ilginç fikirleri var.

5 Beğeni

Sağ ol hocam, röportajın bir kısmını spoiler yemekten korka korka da olsa okudum ve ana mesajını aldım reyizin. Ona göre grimdark’ın temeli nihilizm. Malazan’da bu olmayabilir tabii, ben daha serinin başındayım.

“Nihilism is the key word here: the death of hope, the pointlessness of existence and, by extension, the indifference to suffering.”

Açıklamalar için teşekkürler hocam. “Merhamet” ve “umut” gibi kavramların grimdark’a uymadığını bilmiyordum.

5 Beğeni

Marc Turner, David Anthony Durham, Kameron Hurley, Anna Smith Spark, Scott Oden, Veronica Schanoes, Brian Ruckley, Django Wexler, Jennifer Fallon, Kat Howard, Jeff Samson, Sandra M. Odell, Broke Bolander, Jeff Salyards, Silvia Moreno Garcia, Alex Marshall.

Bu isimleri duyan, okuyan var mı arkadaşlar? Grimdark türünde geçiyorlar.

Reddit/fantasyde konuşulduğunu görmüştüm

1 Beğeni

Bu türde bu kadar kalem oynatan olduğunu bilmiyordum. Bir taraftan da merak ediyorum. Hem okurlar hem yazarlar tarafından neden bu kadar ilgi görüyor? Bu nihilizm, umutsuzluk, anlamsızlık, acıya kayıtsızlık gibi kavramlar çok düşündürücü. Yaşadığımız hayatlarla, zamanın ruhuyla çok örtüşüyor gibi.

3 Beğeni

Nihilizm, edebiyatta yakın zamanda baş gösteren bir tema değil. Babalar ve Oğullar (1862) bu türün ilk örneği olarak anılıyor. Albert Camus, Sartre ve Dostoyevski’yi de bu tarzda yazanların arasına dahil edebiliriz.

Fantezi edebiyatında grimdark’ın bu kadar sevilmesi de herhalde aynı sebeple: Karanlık, kayıtsız ve acımasız dünyalarda anlatılan öykülerin okura daha gerçekçi, yaşam felsefelerine daha yakın ve bu nedenle cazip gelmesi.

3 Beğeni

Bence son zamanlardaki yükselişte @BilgeOzan hocamın dediği gibi “zamanın ruhu” da bir etmen. Özellikle bu janrların okuyucusunun çoğunluğunun olduğu yaş grubunda ciddi bir nihilizm/ümitsizlik var gibi görünüyor.

Mesela en basitinden küresel ısınma sebebiyle belli bir yaşın altındaki herkes aşırı derecede endişeli ve ümitsiz gibi görünüyor.

“Doomscrolling” diye fiil var yahu, hahah. Bence bu ortamda yetişen nesillerin daha fazla grimdark tüketmesi normal gibi.

3 Beğeni

İngilizcesi olanların konuyla ilgili alttaki videoyu izlemesini öneririm. Fantastik edebiyat konusunda en beğendiğim YouTube kanallarından ikisi “Grimdark nedir” sorusu üzerine tartışıyorlar.

2 Beğeni

Siz de böyle hissediyor musunuz bilmiyorum. Bu tür karanlık öyküler bana daha samimi ve dürüst geliyor. Daha gerçek. Daha arzulu. Bütün gürültü patırtının altında daha derin ve yavaş bir şeyler akıyor. Gerçek duygular. Gerçek fikirler. Terapi gibi geliyor. Mesela kendimi ve insanları daha iyi görüyor ve anlıyorum. Anlayınca da öfkem biraz yatışıyor. Şiddetin yıkıcı olduğu kadar iyileştirici bir gücü de olduğuna inanıyorum. Hepimizin az çok yaşadığı ve üstünden atamadığı travmalar vardır. Sanki bunları biraz olsun üstümden atmış hissediyorum.

4 Beğeni

Hocam bu konu üzerine ben de baya düşünmüştüm. Çünkü vaktiyle aşırı severdim ben grimdark, sonradan eskisi kadar sarmaz oldu.

Bence olay şey hocam, anlatılanların sende karşılığı var mı? Yani mesela kendi tecrübemi anlatayım. Ben ağır milliyetçi bir çevrede, bu şekilde büyüdüm. Sonradan fikrim değişti. Savaşları kahramanlar yaratan ermeydanları olarak görmeyi bırakıp çoluk çocuğun gazlanıp feci şekillerde ölmeye gönderildiği kıyma makineleri olarak görmeye başladım. Şimdi böyle bir bakış açısı değişikliği yaşadıktan sonra büyük komutanların yüce seçilmiş kişi tanrı imparatorların falan kahramlanlıklarını anlatan “normal” epik fantezi okuyunca diyorsun ki “ne anlatıyorsun kavas çoluğu çocuğu gazlayıp ölüme göndermişsin işte”.

Bu şekilde düşünüyorsan mesela herşeyin “olduğu gibi” anlatıldığı grimdark kitaplar çok hoşuna gidiyor. Hem dolmuşsun, catharsis etkisi yapıyor hem düşüncelerin onaylanıyor. Hem de taze bir bakış açısı oluyor senin için.

9 Beğeni