Film Önerileri

Felsefi ve güzel bir film. Rüyalar, felsefe gibi konular ilginizi çekiyorsa öneririm. Leonardo DiCaprio başrolü üstlenirken, usta yönetmen Christopher Nolan yönetiyor.

Puan: 10/10

images (13)

3 Beğeni

Mishima: A Life in Four Chapters, 1985 (Yönetmen: Paul Schrader)

Film, adından da anlaşılacağı üzere, dört bölümden oluşuyor. “Modern Japonya’nın Leonardo da Vinci’si” olarak takdim edilen ve sanatsal kimliğinin yanı sıra aktif bir politik özne olan Yukio Mishima’nın yaşam hikâyesi işleniyor.

Mishima’nın son gününe paralel şekilde edebî ve sinematik yapıtları ustalıkla canlandırılmış. Mishima, 25 Kasım 1970 tarihinde ve kırk beş yaşındayken seppuku ile yaşamına son vermiştir. Milliyetçi paramiliter teşkilât Tatenokai’nin (Shield Society) liderliğini yapan Mishima, yanına aldığı birkaç yoldaşı ile Ichigaya’ya giriş yapıp general enterne etmiş; akabinde oradaki askerlere bir nutuk çektikten sonra harakiri yapmıştır.

Mishima’nın destansı sonu -belki de- bir projeydi. Sanat ve eylemi bağdaştıracak ilkenin ölüm olduğunu düşünmüştü. Asil samuray geleneği ile mutlak güzelliğin bir terkibini arzulamıştı. Japonya’nın derinde yatan ulusal onuruna sanki 47 Ronin’in ağzından seslenmişti.

"Bronz Çağı’nda sıradan bir adamın yaşam süresi 18, Roma devrinde 22’ydi. Cennet o zaman güzel olmalı. Bugün daha korkunç görünüyordur. 40 yaşına erişen bir adamın güzel ölmesinin imkanı yoktur. Ne kadar çabalarsa çabalasın ruhu çürümeden ölmez." şeklinde nice repliğe ve alıntıya sahip bu filmi mutlaka tavsiye ederim.

Filmden iki kare:

Bu da o karenin gerçek hâli ve Mishima’nın bir fotoğraf çalışması:

Guido Reni’nin Saint Sebastian tablosunu canlandırmıştır Yukio Mishima. Aziz Sebastian ile Mishima arasındaki ilişkiye dair Türkçe yazılar mevcut.

4 Beğeni

Popüler yönetmenlerin özellikle medyada gözden kaçtığını düşündüğüm harika filmlerini derleyeyim dedim, çünkü canım istedi.

5 Beğeni

Japon sinemasında -şu ân için- gözde yönetmenim Masaki Kobayashi’nin üç filmden oluşan serisini izledim.

The Human Condition I: No Greater Love (1959)
The Human Condition II: Road to Eternity (1959)
The Human Condition III: A Soldier’s Prayer (1961)

Toplam dokuz buçuk saat süren ve her filmi iki bölümden oluşan bu efsane seri hakkında ne yazsam yetersiz kalacaktır. Bilhassa spoiler vermemek için konuyu temkinli bir şekilde özetleyeyim:

İkinci Dünya Savaşı cephede ve cephe gerisinde olanca gaddarlığıyla sürerken Kaji (Tatsuya Nakadai) her ân celp kağıdının gelmesini beklemektedir. Askerlikten muaf olmak için kendisine sunulan teklifi kabul eder ve sevgilisi Michiko (Michiyo Aratama) ile evlenerek Güney Mançurya’daki yarı-askerî bir maden işletmesine işçi şefi olarak atanır. Japon yayılmacılığından nasibi alıyor olan topraklarda muzaffer bir milletin ferdidir Kaji. Yine de o, cepheye ve dolayısıyla Nihaî Zafer’e giden trene değil, insaniyet trenine binmeyi tercih etmiştir. Seri boyunca Kaji’nin tercihleri ve seçtiği yol bu minvaldedir.

Savaş karşıtı, sosyalist fikirlere sahip Kaji’nin uzun yolculuğu onun muktedir olanların zorbalığıyla, Kempeitai (o dönemdeki Japon askerî polis birimi) ve hatta askerîyenin tamamıyla, düşman birliklerle ve daima kendisiyle olan hesaplaşmasını çok etkileyici bir şekilde gözler önüne seriyor.

Uzun uzadıya yazmak istemiyorum. Son filmin son sahnesinde kafamın içinde çalmaya başlayan şu şarkı ile bitiriyorum:

(Sözler Konstantin Simonov’un Bekle Beni başlıklı efsanevî şiirine aittir.)

Cem Karaca — Bekle Beni

6 Beğeni

Filmin işlediği konu çok değişikti kesinlikle tavsiye ederim. Bilim kurgu - gerilim tarzı

Bence bu film hakkında konuşmaya gerek yok, sadece izleyin :smiley:

Ben Affleck harika iş çıkarmış, gerilimi çok iyi hissediyorsunuz. Gerçek bir hikayeden uyarlanmış olması da etkili galiba.

2 Beğeni

Argo bana her zaman potansiyeline ulaşamamış; gerek görsel tarzı, gerekse senaryo tercihleriyle olması gerekenden daha naif kalmasından dolayı sıkıcılaşmış bir film gibi gelmiştir.

1 Beğeni

12 Kızgın Adam, Papillion, Yurttaş Kane, Taare Zameen Par.

3 Beğeni

Les Quatre Cents Coups, François Truffaut (1959)
image
Fransız Yeni Dalga’sının en önemli temsilcilerinden François Truffaut’un bolca otobiyografik ögeler içeren filmi: Les Quatre Cents Coups, Türkçe’ye çevrilmiş ve tam olarak filmi anlatan ismiyle 400 Darbe. Sinemada kimi otoriteye göre ‘‘çocuk ruhunu en iyi betimleyen yapım’’ olarak anılır. Bu nitelik bu film için oldukça uygundur fakat çocuk ruhu denilince aklıma gelen bir diğer büyük yönetmen Bresson’ın Mouchette’inden bahsetmeden olmaz. Zira o filmin bende ayrı bir yeri vardır, bir mesajda iki güzel yapım önermiş olayım. Filmin orijinal ismi Fransızca okulu kırmak, çılgınca hayat sürmek anlamlarında bir deyimmiş. Fakat konusu, bir çocuğun nasıl çılgınca hayat sürdüğünden ziyade onu bu duruma getiren etmenler ve vakalar oluyor. Filmin finali ise, sinema tarihinin en iyi sonlarından birisidir. Yalnızca o sondaki karenin anlattıkları için ayrıca upuzun bir yazı yazılabilir.

5 Beğeni

Bir film kurdu ve binlerce film izleyecisi olarak en sevdiğim filmler arasından bazılarını belirtmek istedim…Siyah beyaz ve klasikler olmazsa olmazlarımdandır…

Bisiklet Hırsızları
M Bir Şehir Katilini Arıyor
Frankenstein 1931
Sergeant York
Bir Askerin Türküsü
Ben-Hur
Mobydick
Butch Cassidy and Sundeance Kid
Yedi Samuray
Little Big Man
Gül’ün Adı
Old Boy
Esaretin Bedeli

3 Beğeni

Çok isabetli bir seçim başrol oyuncusunu severim. Japon tarihinin gelmiş geçmiş en iyi iki üç oyuncusundan birisidir. Oyuncunun harakiri filmi dünya sinema tarihinde bir başyapıt ve şaheserdir. Bahsettiğiniz insan manzaraları mini dizi tadında ve dönemi o kadar iyi yansıtmışlar ki kendimi o dönemde olsam ancak böyle yaşanabilir diye içimden geçirmişimdir. En sevdiğim Japon sinema oyuncusu Toshiro mifunedir. Yine dünya sinema tarihinin en büyük üç oyuncusundanda birisidir…

1 Beğeni

Japon Sinemasının bir diğer büyük oyuncusu olsa da diğerleri gibi jön olmadığı için çok konuşulmayan Takashi Shimura’yı da analım. Yedi Samuray’daki Kambei, Rashomon’daki oduncu ve İkiru’daki Bay Watanabe olarak hatırlayabilirsiniz.

1 Beğeni

Akahige üstaz Mufune 'nin en ilginç karakterlerinden biridir. Resminiz ve nikiniz uyumlu olmuş… Japon sinemasının en önemli mevzularından birisi başrol ve yardımcı oyuncuların birbirlerine saygısıdır. Neden bu şekilde dedim bunu izlerken emin olun hissedebilirsiniz. Japon kültüründe ataerkillik çok yoğun yaşanır ve önemli kişilerde buradan ciddi olarak nasiplenir. Ülkemizde de çok az bilinir japon oyuncular genelde film üzerinden okunur halbuki oyuncunun birçok kereler filmin önüne geçtiği yapıtlar o kadar çoktur ki… Naçizane söylemek istedim fikirlerimi…

1 Beğeni

İki tane Netflix filmi önerim var;

1 Beğeni

Son zamanlarda izlediğim iyi filmleri bir paylaşayım istedim:

5 Beğeni

Forumdaşlar, The Godfather tadında ya da daha ağır bir mafya film önerisi olan var mı? Zira mafya içerikli ürün açlığındayım, Kurtlar Vadisi izleyeyim dedim, dizi olduğu için konular filmdeki gibi hızlı işlenmiyor. Yardımcı olursanız sevinirim, tatil bitmeden iyi olur.

Bir Zamanlar Amerika-1984

İspanyol yönetmen Oriol Paulo’nun yönettiği 2016 yılı yapımı "Contratiempo"yu (Görünmeyen Misafir) eğer hâlâ izlemediyseniz mutlaka izlemenizi öneririm. Filmin hem kurgusu çok sağlam hem de final bölümünde sizleri büyük bir sürpriz bekliyor. Gerçekten de “sürpriz sonlu filmler” kategorisinde özel bir yere sahip oldu bu film… Imdb puanı da yüksek: 8.1

Bir de, 1996 yılı yapımı “Primal Fear” (İlk Korku) isimli film, sürpriz sona sahip ilginç senaryolu bir filmdir… Richard Gere ve Edward Norton başrolde oynuyor. İlk başlarda biraz durağan gitse de, son 4-5 dakikada birden şok edici bir sahne devreye giriyor ve hiç beklemediğiniz bir finalle bitiyor film.

2 Beğeni

Ben eğitimle ilgili filmleri çok seviyorum. Her izlediğimde çok duygulanıyorum. Özellikle Freedom Writers, Taare Zameen Par, Dead Poets Society gibi herkesin bildiği filmleri izlediğimde çok hislenmiştim. Son zamanlarda çıkan eğitici filmlerden ise Whiplash’ı bayağı beğendim. Diğer klasik eğitim filmlerinden daha farklı, bambaşka bir filmdi. Benim gibi bu tarz filmlerden hoşlanıyorsanız keşfettiğim şu listeyi de ekleyeyim: https://istanbulbogazicienstitu.com/egitimle-ilgili-filmler-egitici-ve-ogretici-filmler Buradakilerin bazılarını izlememiştim, onlara da başlayacağım yakında :face_holding_back_tears:

1 Beğeni

80’lerdeki Sovyet - Afgan savasi uzerine film onerisi almak istiyorum.

10 yil kadar once izledigim The Beast of War’in ve vakti zamaninda bolca yayinlanmis Rambo III ve Living Daylights disindaki ornekler onerilirse sevinirim.

1 Beğeni