Öykü Seçkisi'nde okumak için: Gece Yarısı Gölgeleri – Aylık Öykü Seçkisi
Çığlıkların karanlığın içinde saklandığı o birkaç saniyelik anda Rodin, ölümünden bu yana olanları düşündü. Bir gece yarısı gölgesinin pençelerinde boğazından akan kanın sıcaklığı ile nasıl boğulduğunu zihninde tekrar canlandırdı. Böylesine bir vahşete tanık olduğu için ev arkadaşı adına derin bir hüzün duyuyordu. Ve şimdi çok değer verdiği ve adına üzüldüğü bu arkadaşının benzer bir kaderle… (DEVAMI…)
Merhabalar.
Karanlık, bunaltıcı, ölüm dolu bir öykü. Soru sormalı, vurgulu tarza bayılırım. Sizde bunu başarılı biçimde kullanmışsınız.
“Peki ya hayaletler? Hayaletler de tekrar ölebilir miydi?”
“Ölümü arzulamıştın. Onu çağırdın. Seni duyduk ve geldik. Bir ölüm dileğine bir ölüm.”
Yada kullanmış mısınız?
Şaka bir yana beğendiğim bir mini öykü oldu. Ancak bazı noktalar üzerinde eleştirel fikirlerim var.
Bu öykü, ilginç bir konuyu işliyor ve okuyucuyu hemen içine çekmeyi başarıyor. Ancak, bazı noktalarda anlatımın biraz belirsiz olduğu ve karakterlerin duygusal derinliklerinin tam olarak keşfedilmediği hissediliyor. Özellikle Rodin’in içsel çatışmaları ve duygusal zorluklarıyla ilgili daha derinlemesine bir açıklama ve gelişim beklenirdi. Ayrıca, Gece Yarısı Gölgeleri’nin varlığı ve Rodin’in bu varlıklarla olan etkileşimi hakkında daha fazla açıklık sağlanabilirdi.
Öykünün sonunda, Rodin’in ölümünün intihar olup olmadığına dair belirsizlik, okuyucuda derin bir düşünce uyandırıyor. Ancak, bu belirsizlik öykünün sonunu biraz yarıda bırakmış gibi hissettirebilir. Okuyucu, daha net bir kapanış veya açıklama bekliyor. Ya da ben bekledim diyelim.
Genel olarak, öykünün atmosferi ve temaları etkileyici olsa da karakter gelişimi ve hikaye akışı açısından daha derinlemesine bir işleme öyküyü daha başarılı kılardı. Daha açıklayıcı bir anlatım ve karakterlerin duygusal zenginliğinin daha iyi keşfedilmesi, öykünün potansiyelini daha iyi ortaya çıkarabilir.
Öyle işte. İyi yazmalar.
Öykünün konusu başlarda ilginç gibi görülse de ilerleyen paragraflarda bu ilginçlik kayboluyor. Öykünüzün kısa olması da bu ilgi çekici konuya destek olamamasının en büyük sebebi. Kaleminize sağlık.
Öncelikle öykünün kısa olmasına rağmen içine çektiğini söylemem gerek, benim hoşuma gitti
Biraz eleştirel bakacak olursam da gerek karakterlerin kişilikleri, ruh halleri, gerek öykünün biraz çabuk bitirilmesi bakımından eksik kalmış gibi geldi. Biraz daha detay olmalı diye düşünüyorum. Emeğine sağlık.
Bana göre öykünüz giriş bölümünden sonuca doğru ilerlerken irtifa kaybetmiş. Cümlelerin ayarlarıyla biraz oynamanız anlatımınızı kuvvetlendirebilir. Birkaç noktaya değinmek istiyorum.
Bu şekilde Sara işten döndükten sonra konuşabiliyorlar ve Rodin, arkadaşının hayatında hâlâ bir parça da olsa yer alabiliyordu. Bu onun yaşıyormuş gibi hissetmesine neden oluyordu.
Lacan’ın öteki tanımında olduğu gibi varlığımızı duyumsamak ve endişemizin yatışması için gerçek hayatta da bir yankıya ihtiyaç duyarız. Karakterimiz bu açıdan insani özelliklerini muhafaza ediyor.
Silüetlerin sayısı arttı, görme sıklığı sürekliliğe bindi.
Bazen hepimiz, bir şeyler yazarken kullandığımız birleşik eylemlerin gerçekten var olduğunu sanma yanılgısına düşüyoruz. Sürekliliğe binmek kulağa makul gibi gelse de böyle bir birleşik fiil yok. Burada basitçe …, onları giderek daha çok görmeye başladı. denilebilir. Siz eminim daha yaratıcı versiyonlarını bulursunuz.
Günden güne bu histen kurtulmak ve o lanet yaratıkları bir daha görmemek için daha çok ölmek istedi.
Burada ölmeyi daha çok arzular hale geldi demek istemişsiniz gibi geliyor. Daha çok ölmeyi istemek anlatım olarak biraz tuhaf hissettirdi.
Yankılar kesildiği an Rodin, kendi bedeninden kovulduğunu,
Yalın, güzel bir ifade.
Ellerini yüzüne siper ederken neden onu erkenden hastaneye yatırmadıklarını merak etti. Ama cevabı zaten biliyordu. Hepsi Rodin’in birgün bunu yapacağından emindi bir şekilde, eğer onu hastaneye kapatmış olsalardı onunla geçirecekleri zamandan olurlardı. Hem Rodin, sevgi ile ikna edilebilen bir yapıya sahipti. İçlerindeki son umut tanesi onun bu yanına tutunmuştu bunca zaman. Ama şimdi elinde büyük kesme bıçağı ile mutfak kapısının girişinde duruyordu.
Burada bir motivasyon kusuru ve tezatlık var. Kimse zaten cevabını kendince verdiği bir şeyi o an merak edip tekrardan ‘Doğru ya şöyle düşünmüştük’ demez. Öte yandan psikiyatrik hasta olduğu düşünülen ve intihar riski olduğu kabul edilen birinin sevgiyle iyileşeceği fikrinin çevresince kabul edilmesi pek makul değil. Dahası o sahne ile karşılaşan bir arkadaş, bilişsel bir sorgulayış ve çözümlemelerden ziyade anlık hareket etme eğiliminde olur. Örneğin ya donup kalır ya sakince ikna etmeye çalışır ya onu konuşturur vs.
Elinize sağlık.
Öncelikle bir cevap yazmakta bu kadar geciktiğim için çok özür dilemek istiyorum. Yorumunuz için çok teşekkür ederim. Söylediğiniz çoğu şey yorumunuzu okuduktan sonra öykümü tekrar değerlendirmeye almama neden oldu. Ve bahsettiğiniz eksik noktaları daha iyi gördüm. Aslında sonunda bilinçli olarak bir belirsizlik ve soru işareti yaratmaya çalışmıştım fakat bu öykünün de kısalığından dolayı yarım kalmışlık hissi yaratmış. Bunu geliştirmeye çalışacağım. Teşekkürler
yorumunuz için teşekkür ederim. Öykünün kısalığının anlatımı ne kadar zayıflatabildiğini bu şekilde deneyimlemiş oldum. Yorumlarınızla beraber bu eksikliği kapatmaya çalışacağım
Öncelikle vakit ayırdığınız ve detaylı bir inceleme yaptığınız için çok teşekkür ederim. Gözden kaçırmış olabileceğim pek çok noktaya ışık tutmuşsunuz. Özellikle sonda arkadaşın davranışı ve sevgiyle iyileşme konusunda söylediklerinize öykümü tekrar okuyup değerlendirdikten sonra katıldığımı söylemeliyim. Fakat yazarken orada farklı bir his oluşturmak istemiştim ve bu noktada yetersiz kaldığını şu an görüyorum. Yapılan eleştrileri de göz önünde tutarak bu konuyu tekrar işlemek gibi bir arzuya kapıldım Tekrardan teşekkür ederim