Gençler üzerinde olumsuz etki bırakan bir şarkı; Kadına Şiddet, İntihar, Kundakçılık ve 1.3 milyondan fazla izlenme

Önceden çok sevdiğim ve adını unuttuğum bir şarkıyı ararken, yine ergenlik çağında dinlediğim şarkılardan birine denk geldim. Sözleri ve müziği az çok hafızamda olmasına rağmen içeriği hiç aklımda değildi. Bir nostalji havasına bürünerek şarkıyı açtım. Arka planda kulak kabartarak dinlerken şarkıda geçen bir cümle dikkatimi çekti ve beni şok etti. On saniye geriye sarıp cümleyi tekrar dinledim; doğru duymuştum. Şöyle diyordu;

“Seni kullanmak isteseydim tecavüz de edebilirdim. Hiç ısrar etmezdim; ben kolayca unuturum.”

Direkt olarak, “nasıl bir insan böyle bir cümle kurabilir ki?” diye düşündüm ve şarkıyı başa sardım, korkunçtu! On beş, on altı yaşlarında üzerine hiç düşünmeden, ima ettiği ve açıkça belirttiği şeylerin doğruluğunu sorgulamadan, var olmayan platonik aşkların acısını çekerek dinlediğim şarkının ilk kısmı, açıkça bir sapığın ağzından eski sevgilisini nasıl takip ettiğini, nasıl sokağının başında durarak onu gözlediğini ve evinin içini, birlikte olduğu insanı ve hatta pijamasının rengini bile görebildiğini ve bunlardan hoşlanmadığını anlatıyordu.

“Nasıl böyle şeyler dinlemişim ben!” diye hayret edip kendimden ve bu sözleri yazan, kendi deyimiyle 'bu yüzyılın en büyük şairi’nden tiksinerek yorumlara bakmak için ekranı kaydırdım. Bu arada şarkının nakaratında, acı çektiği için yaptığı şeyleri aklayan cümleler kuruyordu. Yorumlar da tıpkı beklediğim gibiydi; bu şarkının kendilerini anlattığını, terk edildikleri için bu şarkıyı dinlediklerini, sözlerin ne kadar anlam yüklü olduklarını söyleyen gençlerle doluydu. Sonra daha iğrenç bir şey oldu; şarkının ikinci verse’ü başladı.

İkinci verse ilkinden daha korkunçtu çünkü bu dizeleri ağzından dinlediğimiz karakter sadece sapıklık ile yetinmiyor, eski sevgilisinin evini kundaklayıp kendisi de içeride yanarak intihar ediyor ve belki eski kız arkadaşını da kendisiyle birlikte yakıyordu. Ve bütün bunların ardından “Sahi, senin daha önce hiç HAYRANIN olmamıştı; belki bundan dolayı itici geliyodur tenim, canım benim!” diyerek akıl hastası bir kundakçı olmasını ‘hayran’ olmak ile haklı gösteriyordu. Aklıma Güleda Cankel ve onun gibi katledilen bütün genç kızlar geldi;

Kendisini sözde sanatçı -ki yaptıkları şeyin sanatı ile hiç bir ilgisi yok- kimlikleri ardına gizleyip içindeki iğrençliği ve ruh hastalığını bu şekilde açıkça gençlere aşılıyorlar.
Biliyoruz/biliyorum ki eğitim sistemimiz ülkemizin en gelişmiş ve en medeni şuura ulaşmış şehirlerinde bile gençlere, özellikle psikolojik açıdan savunmasız bir çağda olan ergenlere kritik düşünmeyi, okuduğunu anlamayı ve en önemlisi empati kurmayı yok denecek kadar az bir düzeyde öğretiyor. Kendini geliştirebilen gençler bunu ya üniversitede yada üniversite çağına ulaştıklarında ancak yapabiliyorlar. Yaşam denen olgunun sadece aşk ve karın tokluğuna hayatta kalmaya indirgendiği ve bu yetersizliğin en çok bulunduğu yoksul kesimde ise eğitim çoğu zaman kendini geliştirme fırsatı olmadan ya ortaokulda ya da lisede sona eriyor. Hal böyle iken korkunç bir çoğunluğu oluşturan bu kesim, medeni insanı meydana getiren bu en önemli unsurları taşımadan bu tarz iğrenç içeriklere maruz kalıyorlar. Bu ve buna benzer, ülkemizdeki toplumsal eksiklikler bir araya geldiğinde insanlar her şeyden önce bir insanın canına kıymanın olası birşey olduğunu, kendisi bir şeyler hissettiği için karşıdaki insanında bir şeyler hissetmekle yükümlü olduğunu zannediyorlar.

** Bahsettiği Şarkı **

Şarkı Sözleri

Sokağından geçenler beni kesiyo delice.
Burada canımı alsalarda emin ol yine gelicem.
Sabır küpüne döndüm, inat lanet olsun demicem
Hangi serseriyle gülüşüyosan, ona geberttir beni de.

Hangi odada uyuduğunu, eve kaçta geldiğini,
Pijamanın rengini, hangi kanalları sevdiğini
Her gün dudaklarını öpen yalan malı sevgilini
Buradan çok net görüyorum ve gördüklerim sevgi degil.

Çok şükür bu sıkıntıdan bir gecelik kurtuldum
Tahmin et senden sonra kaç tane gül kurutuldu
Seni kullanmak isteseydim tecavüzde edebilirdim
Hiç ısrar etmezdim ben kolayca unuturum.

İstediğimi aldığımda susarım, bu yüzden ayaklarım varmaz sana.
Sensizliğe susarım.Bir yanım benim olmana karşı çıktı,
O sanık yeterki benim ol ömür boyu karşılıklı susalım.

Nakarat: x2
Bunlar senin için kıçı kırık bikaç şarkıdan başka bişey değil,
Biliyorumda peki ya benim için?
Her ikimizde insanız, mutlu olmak hakkımız.
Senin içinde fırtınalar yok, peki ya benim içim?

Hiç unutulmıycak satırlarda vardır.
Sana yürekten bıraktığım satırlarca yangın.
Başıma çöker evin, dumanı yakar genzimi.
Külde olsam hatırlıyorum odana batan kendimi

Bu sana bakan gözlerim, sarhoş bir fahişenin
Yüz dolarlık heyecanından dahada tecrübelidir
Sahi senin benden önce hiç hayranın olmamıştı
Belki bundan dolayı böylr itici geliyodur tenim, canım benim!

Ne salak kadınsın sen ben bu ayda doğdum.
Altı yıldır hep bu ayda bir kadınla oldum.
Bu aydan yıl başına tek bi yaprak doğdum
Hatta on iki şarkı yazdım adına her cümlesi doğru.

Her cümlesi yürekten, yalandan laf üretmem.
Hoşuma gidiyo minik kalbimi bilmeden tüketmen.
Kalender takılıyorum bana hayatın verdiğince
Beni sen bile yaşatamassın sükut’a erdiğimde.

Nakarat: x2
Bunlar senin için kıçı kırık bikaç şarkıdan başka bişey değil,
Biliyorumda peki ya benim için?
Her ikimizde insanız, mutlu olmak hakkımız.
Senin içinde fırtınalar yok, peki ya benim içim?

İki milyondan fazla izlenmesi olan benzer bir şarkı:

Siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz?

Aklınıza gelen bu tarz başka şarkıları paylaşabilirsiniz.

7 Beğeni

Vereceğim örnek yok, bu tipleri hiç dinlemem zaten. Bir de dünyanın en iyi işini yapmış gibi burnu havada olurlar.
Önüne gelenin şarkıcı olduğu bir dönemde bunun önüne nasıl geçilir bilmiyorum. Bunlar kötü örnek dediğimizde bir de size ne, sanki dinleyen herkes ona mı uyuyor vs. tepki gösterenler oluyor. Malesef görüyoruz ki kötülüğün bulaşıcı etkisi iyiliğin bulaşıcı etkisinden çok daha fazla. Kimse kimseye özenmez ya da akıllarını kullansınlar madem diye bir şey yok. Her gün haberlerde gördüğümüz bu kadar pislik nereden kaynaklanıyor o zaman?

Eğitimin önce ailede başladığını düşünerek ailelere önemli görev düştüğünü, çocuklarının arkadaş çevrelerine dikkat etmeleri gerektiğine inanıyorum. Okulla da ilgili olmalılar. Kimi veliler okula bile gitmiyor çocuğunun durumunu öğrenmek için.

En basit görülen sigaraya bile çoğu kişi arkadaş çevresiyle başlamıştır. Sonra da gelsin diğer zararlı alışkanlıklar. Zorbalığı, işkenceyi kendini kanıtlama ya da kendini tatmin etme olarak gören bir kesim yetişsin. Özünde iyi olan bir insanın tüm bunlardan daha en başta uzak kalacağını, böyle kişileri arkadaş olarak görmeyeceğini düşünüyorum.

3 Beğeni

Canfeza ve türevlerinden hep nefret etmişimdir. Kendimi bildim bileli rap dinlerim çünkü doğduğum hane bu yol üzreydi. Ama şu başkaldırı müziğine ne zaman ki para, aşk konuları tema edilmeye başlandı ben o andan itibaren bir kenara çekildim. Oysa ki güzel örneklerle doluydu rap

4 Beğeni

Bu cümle her şeyin özeti. Korktuğu, kızdığı, öfkelendiği için her aklına geleni söyleme, her kabalığı yapma hakkını kendinde gören bir kesim var. Bu bazen yalnızca bir şarkı yazmakla veya psikolojik şiddetle kalıyor, bazen fiziksel şiddete kadar varıyor.

Bu kişileri hayatımızdan uzak tutmak bazen sandığımızdan daha zor geliyor. Genelde bu tip erkekler nasıl biri olduğunu gizler, ilişki yerleşince yavaş yavaş karakterlerini açığa çıkarırlar. Sonra her şeyi aslında sevgililerini çok sevdikleri ve korumak istedikleri için yaptıklarından dem vururlar. En büyük aşkı onlar yaşamaktadır, en büyük acıları onlar yaşamıştır.

Kadınlar “O kadar emek verdim, aslında beni seviyor, öfkelendiği için öyle oldu, erkek dediğin kıskanır, bu bir süreç ve zamanla geçecek” diyerek bu insanları akladığı sürece hep aramızda kalacaklar. Ama dediğim gibi, bazen bir kadın için kaç yıllık sevgilisinin böyle biri olduğunu anlamak hem zor, hem de kabul edilebilir değil. Bu yüzden bence kesin yargılarla kestirip atılamayacak kadar ciddi bir sorun bu.

6 Beğeni

Kimmiş bu yüzyılın en büyük şairi olarak kendini niteleyen? Bu parçayı yazan kişi mi? Gerçekten korkunç. Rap müzik hiç dinleyemem, tahammül edemiyorum. Tabii nadir de olsa iyileri vardır elbet. Onlara sözm yok da bu korkunç ötesi cidden!

2 Beğeni

Yine, sıradan düzeyde eğitimin engellemeyeceği birşey değil bence. Kadına aşağılayan ataerkil dile son verildiğinde şiddet de son bulacak.

@merveriii evet, bir yerde kendinsinden bu yüzyılın en büyük şairi olarak bahsediyordu. Aslında yaptığı şeyi ben rap olarak da nitelendirmiyorum zaten kendisi de nitelendirmiyor.

2 Beğeni

Türkiyede gayet normal şeyler bunlar. Youtubedaki ne idüğü belirsiz müziklere gelene kadar her kanalda prime time’da yayınlanan Türk dizileri bu işlerle dolu ve onların her bölümü, her gün, çoluk çocuk demeden milyonlarca kişi tarafından izleniyor :slight_smile:

Kadın çerçevesinden bakılacak ise ben ne zaman televizyonu açsam kıçı yırtılıncaya kadar bağıran, ağlayan, tokat yiyen, intihara teşebbüs eden, sokak ortasında sürünen, tecavüze uğrayan, gözleri şiş, fitne fesat peşinde koşan, yuva yıkan ve sonunda tokatçı, tecavüzcü, zorba “delikanlılar” veya mafya bozuntusu “ağır abiler” ile evlenip mutluluğa eren kadınlardan başka bir şey görmüyorum. Televizyonda “Aşkınız için her türlü pisliği yapabilirsiniz.” ana temalı dizilerden başka şiddet içermeyen bir Türk dizisi yok.

Ülkede kadına şiddet yoktur. Ülkede genel bir şiddet problemi vardır. Ülke insanı kadına şiddete değil yaşan her canlıya karşı şiddet uygulamaya meyilli sapkın bir toplum haline gelmiştir. Durakta durmadı diye otobüs şöförünü bıçaklayan, kapıyı açmadı diye güvenlik görevlisini yaralayan, kaldırımda yavrularını emziren sokak köpeğini arabayla ezen, gürültü yapan komşusunu silahla vuran, sarı yandığında ilerlemedi diye öndeki aracın sürücüsünü levye ile hastanelik eden, altına kaçıran küçücük çocuğu yerden yere vuran insanları tamamiyle görmezden gelip, yanlızca kendini popüler bir gruba dahil ederek toplumda var olabilmek adına “feminist” sıfatını alarak, sadece erkeğin kadına uyguladığı şiddeti bu şekilde cımbızla çekip aldığınız sürece daha kötü günler görmeyi garantilemişsiniz demektir.

Öte yandan bir erkeğin yazdığı “istesem sana tecavüz ederdim, kaçırıdım, el koyardım.” gibi fiziksel şiddet içeren bir şarkı sözü ile bir kadının yazdığı ve Türk pop müziği piyasasında nerdeyse her iki şarkıdan birine denk gelen, herkesin bayılarak dinlediği “oh olsun, dün gece senin yatağında seni aldattım, hak etmiştin, sen erkek değilsin zaten şerefsizsin” gibi duygusal şiddet içeren bir şarkı sözü arasında hiçbir fark yoktur. Şiddet şiddettir ve türüne bakılmaksızın şiddet şiddeti doğurur.

3 Beğeni

Bu şarkıcıları tanımıyorum. Şarkıları da ilk kez dinledim ama bazı noktalarda size katılmıyorum. İyilik ve kötülük kelimelerini kullanmadan anlatırsak;

Öncelikle bunun sanat olduğunu düşünüyorum. Sonuçta sanat sizin, bizim veya onların yanlış olduğunu düşündüğü şeyleri yüceltemez ya da doğru olduğunu düşündüğümüz şeyleri yüceltmeli diye bir kıstas yok.

Böyle yazdığınıza göre bu şarkı sizde bir tiksinme hissi yaratmış. Bazen yanlışlarınızı yücelten eserler doğrularınızı yücelten eserlerden daha güçlü bir etkiyi negatif yönde yaparlar. Yanlışın negatifi doğrudur. Belki de sanatçı bu sözlerle dinleyicide bir tiksinti yaratmaya-pek sanmıyorum ama-çalışmıştır.
Zaten bu gibi sözler ve düşünceler bir çok yabancı şarkıda ya da filmde vardır. Mesela Lars Von Trier, Gaspar Noe filmleri kötü mü? Ya da bu fimleri izleyen herkes o yönde mi etkileniyor?

Bu tipler derken rapçileri mi kastettiniz? Yoksa arkadaşı tanıdığınızdan daha derin bir karakter tahlili mi yaptınız?

Diğer çoğu konuda da katılıyorum.

Rapçilerin kötü örnek oluşturan kısmına dedim. Kliplerine bile bakınca birkaç saniyede belli oluyor tarzları. Ve kötü örnek oluşturmayı bile isteye yaptıklarını düşündüğümden ‘tip’ demekte bir sakınca görmedim açıkçası.

Diğer rapçileri de dinlemem gerçi, orası ayrı mesele.

Öncelikle bu hiç bir yer için normal değil. Bunu belirtmek isterim. Bazı dizilerdeki sorunların farkında olsam da ben şahsen dizi takip eden biri değilim, burada bahsettiğim de diziler değil zaten; Şarkılar.

Bu şarkılar sizin için Youtube’daki ne idiğü belirsiz şarkılar olabilir ama bir milyon üç yüz binden fazla izlemesi var bu şarkının. Hakeza diğer şarkının izlemesi iki milyonun üzerinde ve şu anda bu tür Türkiye’de anaakım ve bu şarkıcı bu türün bilinen isimlerinden.

Evet, haklısınız, ülkede genel bir şiddet var ama kadına şiddet yoktur demek düpedüz saçmalık! Burada benim hiç bir gruba üye olmaya çalışmak, hatta toplumda var olmaya çalışmak gibi bir arzum yok ve hiç de olmadı. Ama sizin ataerkil kadın düşmanı grupların, feminstlerin bazı aptalca söylemlerine sarılarak oluşturduğu söylemlerden etkilendiğiniz açıkça görülüyor. Sizin de belirttiğiniz gibi şiddet sadece fiziksel olarak yapılmaz. Evet son bir kaç yılda Amerikan pop kültürüne özenilerek yapılan bazı şarkılar olabilir ama ne bu şarkıların içerikleri şiddeti haklı çıkarır ne de bu şarkıların olması kadına şiddet olmadığını ifade eder. Kadına şiddet sadece dayakla veya hakaret ile olmuyor. Kadını, toplumsal bir sözleşmenin gereği diyerek ikinci sınıf insan görmek, temizlik yapan ve çocuk bakan bir köle olarak sınıflandırmak da bir şiddettir. Bu ülkede kadınların sokakta yürümekten bile korktuğunu biliyoruz; katilinin peşine takıldığı Ceren Özdemir’in görüntüleri hala gözümün önünde. Durum böyle iken kadına şiddet yok demek bildiğin kadın düşmanlığıdır ve bir kadın olarak siz bunu iddia ediyorsanız durum daha da vahim demektir.

Duygusal şiddet ile fiziksel şiddetin en iğrenç hali olan tecavün arasında dağlar kadar fark var. Bu duygusal şiddeti tabiiki haklı çıkarmaz ama arasında büyük bir fark var ve siz bunu göremiyorsanız maalesef siz de yakındığınız genel şiddetin bir parçasınız demektir.

Şiddetin şiddeti doğurduğunun farkındayım:

Öyle bir durum olduğunu zannetmiyorum. Açıkça kendini haklı çıkaran ifadeler var.

Ben size birşey demedimki :slight_smile: Ben sadece genel anlamda toplumda gördüğümü söylüyorum. Size herhangi bir ithamda bulunsaydım ya mesajınızı alıntılardım ya da kullanıcı adınızı etiketlerdim. Neden üstünüze alındınız anlamadım.

Öte yandan bunları size söyleyebilirim… Tecavüze uğradıktan sonra (fiziksel şiddet) yaşadıklarını kaldıramayıp intihar eden bir kadın ile eve geç geliyor diye ailesi ve çevresi tarafından “erkeklerle düşüp kalkan kötü kadın” yaftası yediği için (duygusal şiddet) dayanamayıp intihar eden kadın arasında “Dağlar kadar” fark olduğunu savunmak, ne yazık ki yukarıda bahsettiğim üzere bu şiddet eylemlerinin hiç durmayacak olmasının bir diğer sebebidir.

Şiddeti sınıflandırmaya kalktığınız sürece ve çok daha kötüsü “dağlar kadar fark” olduğunu savunduğunuz sürece bu durum düzelmeyecek :slight_smile: Bir kadına tecavüz eden kişi de, bir kadının şu veya bu şekilde ele geçirdiği uygunsuz fotoğraflarını internette yayınlayan kişide de benim gözümde aynıdır, aynı işi yapmıştır. Fiziksel şiddete maruz kalan kadın ne kadar kötü durumda ise duygusal şiddete maruz kalan kadın da o kadar kötü bir durumun içerisindedir (ki intihar vakalarında bunu çok net görebiliyoruz.) Fiziksel şiddete ne kadar ceza veriliyorsa, yapılan duygusal şiddetin cezası da o olmalıdır. Arada “Dağlar kadar fark” olmamalıdır.

Youtube izlenmeleri konusuna gelirsek hemen bir örnekle açıklıyım Ajdar Çikşta Muz 7,5 milyon defa izlenmiş. Çikita muz çok izlendi diye ne idüğü belirsiz şarkı olmuyor mu? Ajdar yukarda bahsi geçen rapçilerden daha çok tanınıyor, bu Ajdarı anaakım şarkıcı mı yapar? Böyle deli sorular… Yani izlenme oranına bakarak bir çıkarımda bulunmak nerden tutsanız elinizde kaldığı yanlış bir düşünce.

Kendimi yeterince açıkladığı düşünüyorum o yüzden aynı şeyleri tekrar tekrar yazmıycam ama buna rağmen genel şiddetin bir parçası oldum. Heyoooo :laughing:

Benim belirttiğim bir noktayı kullanarak cevap yazdığınız için üzerime alındım. Yine de benim yazdıklarım kadın haklarını savunan insanları (erkekleri) “toplumda var olmak adını popüler bir gruba dahil olmaya çalışıyorlar” diyerek küçümsemenize bir cevaptır.

Burada benim söylediklerimi anlamamışsınız ve kendi söylediklerinizi de hatırlamıyorsunuz galiba.

Burada erkeğin kadına uyguladığı duygusal şiddetten bahsederek tecavüz ile aynı şeydir demeye getirdiniz ve ben de buna cevap verdim. Ayrıca bu sözlerin kullanıldığı şarkının tam içeriğini bilmediğim halde bunu söylüyorum ki bu şarkılar genelde aldatan erkeklere karşı yazılıyor bu da karşılıklı bir şiddet durumu var demektir. Fiziksel şiddet ile duygusal şiddete aynı ceza uygulanmalı fikri ise insani açıdan yanlış. Eylemler değil, sonuçları ceza oranlarını belirler ve eğer sonuç bir insanı intihara sürüklediyse ağır bir ceza gerektiğine ben de katılıyorum.

Evet şiddetin her türlüsü aynı derecede iğrençtir ama buna kuş bakışı bakıp hepsini aynı kefeye koymak şiddetin sebeplerini ayırt ederek çözüm bulmamıza yardım etmeyeceği gibi insanların haksız cezalara maruz kalmasına da sebep olacak. Birine küfür ederek inciten insanla bir tecavüzcünün aynı kefeye konduğunu düşünebiliyor musunuz?

Ajdar konusunda yanlış bir metodoloji uyguluyorsunuz. Ajdar’ın büyük bir şaka olduğunu toplum her kesimi biliyor. Ajdar şarkılarının altında “beni terk etti kahpe” vb. yorumlar görmeniz mümkün değil -en azından ciddi olanları-. Ajdar’ın dinlenme oranları ile anaakım olamaması ile bu tür rapçiler arasında yine dağlar kadar fark var. Bu insanlar ciddiye alınıyor.

Genel şiddetin bir parçasısınız çünkü kadına uygulanan şiddeti ve nedenlerini yok sayıp erkeğe de şiddet uygulanıyor gibi saçma bir argümanı savunup kadın hakları için yapılan mücadeleye karşı duruyorsunuz ki genel şiddeti doğuran da çoğu zaman ataerkil toplum yapısı.

Evet toplumda var olmak adına feminist kılıfı altına giren kişiler var. Olmasaydı şöyle bir manzara ile karşılaşmazdık.

Kendini bu şekilde ifade eden ve bu ifade şeklini alkışlayan bir güruhu istesenizde küçümseyemezsiniz zaten.

Bakın bu çok feci bir düşüncedir. Tecavüze uğrayan down sendromlu kız için “psikolojisi bozulmamıştır” denip tecavüzcüsünün 2 yıl içerde kalıp çıkmasının sebebi bu cümledir. Kocası tarafından katledilen kadının 16 kere “kocam beni öldürecek” diye karakola başvurup, kocasının 16 kez göz altına alınıp serbest bırakılmasının nedeni bu cümledir. Eylemlere değil sonuçlara bakmak… Feci… Hem bunu diyip hem nası kadına şiddetin bitmesini istiyorsunuz akıl alır gibi değil. Sadece karşınızdakine muhalefet için değilde neyi savunduğunuzu biraz düşünüp yazsanız şu cümleyi kurmazsınız.

Tabiki bir kadını itip düşürmek ile tecavüz edip boğazını kesmenin cezası aynı olmayacak ama kadına herkesin içinde küfür etmenin ve herkesin içinde tokat atmanın cezası aynı olabilir. Tabi sizin savunduğunuz şekilde kadın ölmezse problem yok :slight_smile:

Bu ülkede yüzlerce çocuk telefona “kendini öldür” mesajı geldiği için kendini öldürdü. Yüzbinlerce insan “Whataspp paralı oluyor” mesajlarını ciddiye alıp kimlik bilgilerini çaldırdı. Bu örnekleri çoğaltırsak ansiklopedi olur. Bence toplumun neyi bildiğinden o kadar emin olmayın.

Şöyle bir istatistik veriyim, 2017 yılında 3500 cinayet işlenmiş, bunun 400’ü kadın 3100’ü erkek. Bugün mucize oldu kadın cinayetleri bitti. Artık hiç kadın öldürülmüyor diyelim. Nolcak? Ne olacak? Ne olacağını söyliyim her gün 10 insanın değilde 9 insanın öldürüldüğü hastalıklı bir toplum olarak yoluna devam ediceksin. İnsanın insana yaptığı şiddeti bitirmek için çaba sarfetmeyip kadın erkek diye ayırdığınız sürece değişen bir şey olmayacak… Zaten ilk mesajımdna beri bunu söylüyorum.

Bu ifadenin doğruluğunu veya yanlışlığını değil, haklarını arayan insanların ifadelerine bakarak, hak mahrumiyetlerinin farkında olarak onlaru ciddiye almamanızı tartışmamız lazım çünkü bu çok çok daha büyük bir problem.

Ben hukukçu değilim ve sizi de tanımıyorum lakin bu ifade ile ilgili yanlış bir şey yok. Verdiğiniz örnekler korkunç olaylar lakin hepsi hukukun doğru bir şekilde işlemediğini gösteren olaylar. Yapılması icap eden şey eksiklerin giderilmesidir, yeni haksızlıklara neden olacak yeni kanunlar gelmesi değil. On altı kere tehdit suçu işleyen adam tekerrürden hüküm giymeliydi. Eğer buna dair bir eksiklik varsa bu giderilmeli yoksa da zaten bu sistemin olması gerektiği gibi işlemediğini gösterir. Tecavüz olayında ise bir eksiklik değil, açıkça sistemin olması gerektiği gibi işlemediği çok açık.

Siz, istediğiniz şeyle ütopik bir toplum oluşacağı hayalindesiniz ama böyle bir şey yok. Bir tecavüzcü ile kadını toplum içinde döven kişiyi aynı cezaya çarptıramazsınız. Bunun yıkıcı sonuçları olur ve yapıcı hiç bir şeye ulaşmaz. Bir insanın hayatından onlarca yıl çalmaktan bahsediyorsunuz. Söylediğini düşünmesi gereken sizsiniz asıl. Cezalarla hiç birşeyi değiştirmeniz mümkün değil. Bunu kullandığınız dili, kadınlara olan davranışlarınızı, onların toplumda olmaları gereken yeri kabul ederek yapabilirsiniz ancak. Eğitim ile değişim mümkün olur, cezalar vererek veya yorganaltı ederek değil. Erkekler kendilerini sırf erkek oldukları için kadınlardan daha üstün görmeyi bıraktıklarında, kadınlar yerlerinin erkeklerle aynı olduğuna, bu yeri ancak onların belirleyebileceğine ve gelecek nesillere de bu öğretildiğinde kadına şiddet duracak! Genel şiddeti durdurmanın yolu da yine erkeklerin kendilerini üstün görmekten vazgeçmelerinden, birine saldırmanın hakları olmadığını öğrenmelerinden ve karşı tarafın haklarına saygıyı duymayı öğrenmelerinden geçiyor. Kısacası eğitim. Ajdar

Beni onayladığınız için teşekkür ederim. Bu kişiyi dinleyip ciddiye alarak beğenen onbinlerce kişi var. Milyonlarca kez dinlenen bu tarz şarkılar var ve evet toplumumuz bu tarz şeyleri ciddiye alabilecek kadar az eğitimli ve kültürümüz bunları yüceltip koruyor.

Bunu söylediğinizin farkındayım ve ben de size bu yaklaşımın yanlış olduğunu anlatmaya çalışıyorum. Siz yine burada şiddeti cinayet oranlarına indirgeyip, kadına şiddeti yok sayarak erkekler daha çok birbirini öldürüyor gibi Amerikan sağcısı bir saçmalık ile cevap veriyorsunuz ki yine bu şiddet suçları en çok erkekler tarafından işleniyor. Bu olayların var olduğunu ve nedenlerine inerek o nedenleri ortadan kaldırmanın yapılacak doğru şey olduğunu fark etmedikçe toplumumuz düzelmeyecek.