Gerçek Akıllı Telefon 2. Bölüm: Uyanış (İlk Bilimkurgu Denemem)


Merhaba arkadaşlar. Normalde sadece polisiye türde hikayeler yazıyorum ama uzun zamandır bir bilimkurgu hikayesi yazmak istiyordum. Yaklaşık 5 - 6 bölüm sürecek mini bir bilmkurgu hikayesi tasarladım, umarım hoşunuza gider :slight_smile:

1. Bölüm
-SES KAYDI 678-
"Yapay zeka yazılımını bitirdim. Yarın, yani 29 Ocak 2020 tarihinde yapay zekayı telefonun içine tamamiyle kuracağım. Yapay zeka yazılımını telefona aktardıktan sonra robotik ellerle, robotik ayakları yazılıma uyumlu hale getirip, telefona entegre edeceğim.
Ortaya çıkaracağım bu ürün büyük bir ses getirecek… İnsanlar yanlarından bir saniye olsun ayırmadıkları telefonlarıyla dertleşebilecek, onlara “dokunabilecekler” bu benim “Gerçek akıllı telefon” projem"

Enver ses kayıt cihazının kırmızı düğmesine bastıktan sonra kendi tasarımı olan telefona baktı. Telefon dokunmatikti ve basit bir tasarıma sahipti… Onu diğer telefonlardan ayıracak özellik, içine kurulacak olan yapay zeka yazılımına bağılıydı.

Enver insanlardan uzak, ailesinin ona bıraktığı miras ile yaşıyordu. Küçük yaşlardan gelen teknoloji aşkı yüzüne mirasının yarısını harcamıştı. Evine kurduğu bir nevi teknoloji atölyesinde yeni şeyler deniyor, kendi meraklarını tatmin ediyordu… Ama yapacağı bu son icat, onun için bile fazlaydı. İnsanlara “gerçekten akıllı” olan bir telefon sunmak istiyordu. İnsanlar gibi düşünen, hisleri olan ve bir robot gibi hareket edebilen telefon; gerçekten muazzam!

Telefon şirketleri her geçen gün telefonlarıni biraz daha inceltirken, Enver’in tasarladığı telefon son derece kabaydı… Ama onun tasarladığı telefonun kendi duyguları olacaktı…

Enver son notlarını ve formüllerini incelikten sonra “Yarın her şey değişecek” dedi. Yapay zeka yazılımının yüklü olduğu laptopu, robotik kol ve ayakları, son olarakta kendi tasarımı olan telefonu; büyük ve şifreli çelik kasanın içine koydu.

Başarı ve heyecanın vermiş olduğu gururla evinin alt katına kurduğu atölyesinden çıktı. İçine sığdıramadığı mutlulukla, huzur dolu bir uyku çekmek için yatak odasına yöneldi… Belki de uyuyacağı son huzurlu uykuydu!

Eğer hikaye genel itibariyle beni sararsa, 5 - 6 bölümle sınırlandırmayıp daha da uzatabilirim. İlk bölüm çok kısa oldu ama yine de eleştirlere açığım. Umarım hikayenin konusu sıradan değildir

Merhabalar, beni biraz meraklandırdı. Aslında hem sıradan gibi hem değil gibi. Yani yapay zeka çok fazla işlenen bir konu, fakat farklı bir bakış açısından yola çıkmışsınız gibi geldi. Naçizane bir eleştirim olacak; ses kaydında yaptığı işi daha bilimsel terimlerle anlatmasını isterdim. Enver böyle bir teknolojinin mucidiyse daha bilimsel bir rapor hazırlamalı gibi geldi bana. Ses kaydını gerçeğe uygun bilimsel terimlerle verdikten sonra, yazar bize kısaca aslında ne yaptığını anlatabilirdi. Hem bu yazınızı da birazcık daha uzun tutar ve ‘gerçek akıllı telefon’ u daha iyi tanımamızı sağlayabilirdi. Ya da Enver’in aklındaki ve yapmaya çalıştığı ‘gerçek akıllı telefon’u.
Son olarak;

Bu kısmı sevdim çünkü kendi kendine spoiler veren hikayeleri severim. Bunu bazen ben de kullanırım. Okura bir şeylerin ters gideceği sinyalini vermek merak uyandırır bana göre. Bu cümleyle bölümün bitmesi, bana sorular sordurdu. Acaba yarattığı şey kendisine mi düşman olacak? Yoksa ondan kurtulamayacak mı? Yoksa yarattığı şey aslında olumlu sonuçlanacakken belki de doğanın kendi kurallarını bozmaması gerektiğini mi farkedecek? Bu ve bunun gibi sorular.
Umarım devamını da okurum.
Önümüzdeki öykü seçkisi için bir bilimkurgu öyküsü yazdım. Ve benim de ilk denememdi. Onu yazarken baya bir araştırma yaptım, makaleler okudum. Özellikle o konuyla ilgili daha önce hiç bir kitapta ya da fimde görmediğim detayları vermeye çalıştım özgün olabilmek ve bilimkurgu okurunu şaşırtabilmek adına. Bu yüzden sanırım bilimkurgu yazarken ya da benim gibi yazmaya çalışırken bol bol ve derinlemesine araştırma yapmak gerekiyor.

Sonuç olarak devamını bekliyorum; ilhamınız bol olsun :hugs::pray:t2:

1 Beğeni

Yorumunuz için teşekkür ederim. Ses kayıtlarını biraz daha detaylandırıp, bilimsel terimler kullanmayı düşünüyorum; ilk bölümden insanları detaylara boğmak yerine, yüzeysel bir şekilde konuyu aktarmak istedim. Yazdığım hikaye bana göre de hem sıradan, hem değil ama elimden geldiğince farklılık katmaya çalışacağım :slight_smile:

Aklımda bilimkurgu yazma fikri yoktu aslında, ama gözümün önüne bir telefon figürü geldi; elleri, kolları ve duyguları olan bir telefondu; buradan yola çıkıp bu hikayeyi kurguladım. Hem kendi tarzımın dışında denemeler yapmakta eğlenceli oluyor.

Yorumunuz ve eleştirileriniz için çok teşekkürler :slight_smile:

1 Beğeni

Yazdığın hikayeden ayrı olarak, çalışkanlığına, azmine ve üretkenliğine laf etmek istiyorum. Çok istekli ve gerçekten yaratıcı bir ruh halin var. Kısa aralıklarla dedektif şimdide bilim kurgu, iki farklı kulvar, inaniyorum altından da kalkacaksın.
Çoğu kişi yazdıklarını utanarak paylaşmayı sevmez ve kendine saklar oysa sen özgüvenle yaptıklarını yayınlamaktan korkmuyorsun. Bütün bunları bir araya getirdigimde bu yolda yürümeye devam et, tecrübe kazan ve daha güzel işlerle bizleri mutlu et temennisinde bulunmak istiyorum.

1 Beğeni

Güzel yorumunuz için teşekkür ederim. Her ne kadar kendi tarzım polisiye olsa da, “Gerçek Akıllı Telefon” gibi kendi türümün dışında yaptığım kurgular da var… Ama ilk işim Dedektif Sunay Kanmaz karakterini geliştirmek. Yazmaktan ve paylaşmaktan asla vazgeçmeyeceğim! Çünkü biliyorum ki, iyi veya kötü eleştiri almazsam gelişemem. Her hikayem gelişme yolunda bir tecrübe benim için. Güzel yorumunuz için tekrar teşekkürler :slight_smile:

Gerçek Akıllı Telefon 2. Bölüm: Uyanış

-SES KAYDI 679-
“Bugün büyük gün! Tarih 29 Ocak 2020. İnsanlardan gizli bir şekilde yaptığım bu icat birçok şeyi değiştirecek. En son 2018 yılında Elon Musk’ın uzaya gönderdiği Tesla aracı çok ses getirmişti, benim “gerçek akıllı telefon” projem de o kadar ses getirecek! Her şey kuralına uygun ilerliyor… Tek bir korkum var; kendi yaptığım özel işlemci, yani telefonun beyni, yazmış olduğum yapay zeka yazılımı ile uyum göstermezse… Evet, telefonlarında yapay zeka kullanan markalar var ama yapabildikleri çok sınırlı… Aksilikleri düşünmemem lazım! Artık ses kaydı yapmayacağım, bundan sonra gerçekleşecek her şeyi video ile ölümsüz hale getireceğim”

Enver tekrar ses kayıt cihazının kırmızı düğmesine bastı, bunu icada başladığından beri binlerce kez yapmıştı… Rengi beyazdan griye dönmek üzere olan eskimiş önlüğünü giydi. Parmak izleriyle icadını kirletmemek adına, ellerine bir ameliyat eldiveni geçirdi. Hazırlıklarını bitirdiğinde çelik kasanın önüne geldi. Şifreyi girdikten sonra kapak “tık” sesiyle açıldı. Enver soğuk, gri kapağı araladığında kalbi çok hızlı atıyordu. Birleşmesi gereken tüm parçalar karşısında duruyordu; bu gece bu parçalar muazzam bir şeye dönüşecekti. Atölyenin ortasında duran, beyaz renkli masanın üzerine tüm gerekli malzemeleri koydu.

Masanın üzerinde sadece 6 parça vardı; laptop, telefon, kol ve bacaklar ve tabii ki bir sürü kablo… Rakamsal olarak az duran bu parçalar, Enver’in yıllarını ve neredeyse mirasının tamamını almıştı. Enver daha sonra masanın karşı tarafına bir tripot koydu, üzerine ise tam donanımlı bir kamera yerleştirdi; gerekli açıyı ayarladıktan sonra kayıt düğmesine bastı.

-VIDEO KAYDI 1-
Kendi adıma konuşmam gerekirse… Biraz sonra tarihe tanıklık edeceğim. Önümde görmüş olduğunuz bu cihazlar, benim ömrüm! Olay çok basit; elleri ve kolları olan, kendi kendine hareket edebilen ve sahibine bağlı bir telefon…Bu telefon (Enver eline telefonu aldı) tamamen benim tasarımım. Üzerinde sadece bir tane açma kapama düğmesi var.; telefon şuan ki haliyle tamamen bir çöp… Telefona ilk önce kol ve bacakları ekleyeceğim. Bir telefon tutacağından ilham alarak özel bir tutacak geliştirdim. İlk önce kol ve bacakları tutacağa sabitleyeceğim, kol ve bacağın kablolarını, tutacağın içine yerleştirdiğim sistemlere bağlayacağım… Tutacağı telefonun arkasına yerleştirdikten sonra sistemin aktif hale gelmesi için, telefonun şarj soketine tutacağın kablosunu bağlayacağım. Her kol ve her bacak 3 ayrı parçadan oluşuyor; böylelikle daha rahat hareket edebilecekler… Ayrıca kol ve bacaklar hareket ettikçe elektrik üretecek, bu elektrik tutacağın içine yerleştirdiğim sistemden geçerek, telefonun şarj soketine ulaşacak… Yani hareket ettikçe telefon kendini şarj edecek. Ama yapay zeka yazılımı telefonda olmadığı sürece kol ve bacağın bir kıymeti yok! Kol ve bacağı telefona bağladıktan sonra yapay zeka yazılımını laptoptan telefona aktaracağım… O zaman başlayalım"

Enver video kaydı devam ederken anlattıklarını tek tek uygulamaya başladı. İlk önce tutacağın arkasına kol ve bacakları bir kaynak makinesi ile sabitledi, ardından tüm kabloları tutacağın içindeki sisteme bağladı. Hepsini yapması neredeyse iki saatini almıştı ve sonunda istediği gibi olmuştu. En çok merak ettiği şeyi gerçekleştirmişti. Şimdi laptoptan yapay zeka yazılımını aktarması kalmıştı. Bu yazılımı 7 yıl içinde bitirmişti ve telefona aktarması 5 saat sürecekti. Bluetooth ile telefonu birbirine bağladıktan sonra heyecanlı bekleyiş başladı. Yazılım laptop üzerinden telefona aktarılıyordu. Eğer verilen komutlara işlemci çaresiz kalırsa yıllar ve paralar çöp olacaktı.

Toplam 6 saatin sonunda aktarma işlemi bitmişti. Telefon kendi kendine kapanmıştı. Enver bunun olacağını biliyordu. Telefonun açma düğmesine 3 saniye bastıktan sonra telefon açılmıştı… Kol ve bacak aktif hale gelmişti! Telefon bacakları üzerinde duruyordu. Enver tokalaşma maksadıyla elini uzattığında, 5 saniye gecikmeli bir şekilde telefonda elini uzattı.

Gerçek akıllı telefon uyanmıştı

Okuyan dostlar eleştri yaparsa sevinirim :slight_smile:

Ufak bir hatırlatma yapayım; hareket ettikçe kendini şarj etmesi (başka bir kaynak yoksa) teknik olarak yetersiz olur. Ben okurken “devir daim” makinelerini anımsattı. Bu noktayı biraz daha derinleştirerek vermek daha tutarlı olacaktır.

Kurguladığınız cihaz ve yazılımı biraz daha detaylandırmak kurguyu geliştireceği gibi gerçekçiliğine de katkı sağlar.

Mesleğim gereği yapay zekayı yakından takip eden biri olarak şu notu da ekleyeyim. Eğer enerji kaynağı olarak bir şeyler düşünmeniz lazım. Belki torium enerjisini piş boyutuna taşıyan( kurgu sonuçta) bir teknoloji.

Günümüz yapy zekalarının en büyük sorunu “fişini çekince” kapanmaları. Yani enerji kaynakları bir iphone’un ki ile aynı olması.

1 Beğeni

Merhaba,

Hikaye şuan yaşadığımız evrende ve yakın gelecekte yaşandığı için birkaç yorum yapma ihtiyacı duydum.

Birinci olarak telefonun hareket ettikçe kendisini tekrar şarj etmesi mümkün değil, bu yol yaptıkça pilini dolduran elektrikli araba gibi olurdu.

İkincisi, telefonlar gibi hassas teknolojik cihazlara kaynak yapılmaz, hani dışı tamamen sert metal ile kaplı ise belki diyeceğim ama oluşan ısı telefon içindeki çipseti eritir. ‘‘kaynak makinesi ile sabitledi’’ derken ‘‘lehim yapılması’’ mı kast ediyorsun?

üçüncü olarak da, yazılım güncellemeleri için Bluetooth teknolojisi kullanman garip geldi, 5 saatlik aktarma süresiyle yüklenecek yazılımın boyutunun yüksek olduğunu vurgulamaya çalışıyorsun sanırım. böyle durumlarda direk wifi ac ile veri aktarımı yapılır, bluetooth veri aktarımı için çok hantal ve eski bir teknoloji.

bunlar gibi aslında gözardı edilebilecek şeyler var. hikaye baya ilgimi çekti umarım güzel bir yere bağlanır bu gerçek akıllı telefon.

Yorumlarınız ve vermiş olduğunuz bilgiler için çok teşekkür ederim. Şarj konusunda ve yazılımın aktarımı konusunda bir sözüm yok, haklısınız. :slight_smile: Kol ve bacaklar telefonun kendisine değil, başka bir sistemin arkasına kaynaklanıyor (Telefon tutacaklarını düşünün, mandallar sayesinde telefonu kavrarlar. Kol ve bacaklarda bir nevi özel olarak tasarlanmış bir tutacağın arkasına sabitleniyor) Yani kol ve bacak sistemi istenirse telefondan sökülüp tekrar takılabiliyor.

Yorumlarınız için tekrar çok teşekkür ederim. İlerleyen bölümlerde telefon bol bol arıza yapacak, vermiş olduğunuz bilgilerden yola çıkarak bu arızları gidereceğim :slight_smile: İlk defa bilimkurgu yazdığım için çok fazla eksikliğim var, kusura bakmayın :):droll:

İlk olarak hayırlı olsun diyelim.

Teknolojik yönde yapacağım eleştrileri benden önce davranıp arkadaşlar yapmış fakat katılmadığım bir nokta var. Yazarımızın konusu 2020 yılında geçiyor. Evet şu an belki kendi hareketi ile enerji depolaması fiziksel olarak imkansız ama iki yıl içinde neler olabileceğini bilmemiz imkansız… Bence bilimkurgunun güzel yanı da bu, hayal kurdurabilmesi…

Burada ben bir konuya değinmek istiyorum. Biraz daha detay verirsen çok daha güzel olur. Arkadaşımızın verdiği örneği geliştirebilirsin. Sonuçta Ironman de şarapnel parçası kalbine ulaşmasın diye ark reaktörü taşıyor göğsünde =)

Edebi olarak eleştirmeye gelirsek (haddimi aşmadan tabii:slight_smile: ) her iki bölümün sonu da merak uyandırıcı şekilde olması gerçekten güzel…

fakat bu kelime biraz eksik olmuş. ““Yıllar ve paralar”” kısmının başına harcanan eklesen sanki daha güzel olurdu.

saygılar…

Öncelikle yorumlarınız için teşekkür ederim. Bu hikaye benim için bir anlık hevesti, bir anda başladım… Lakin şuan bu hikayeye devam edemeyeceğim. Belki daha sonra hikayeyi daha fazla geliştirir öyle devam ederim. Kusura bakmayın :slight_smile:

1 Beğeni