Hangi Kitabı Okuyorsunuz? (Detaylı İnceleme)

Brandon Sanderson’un okuduğum tek kitabı, nasipse ilerleyen zamanlarda diğerlerini de okurum ama Elantris çok güzel be! Ben böyle güzel, birbirinden çok farklı 3 karakter daha önce görmedim. Şimdi Zaman Çarkı okuyorum ama karakterler çok bariz şekilde bir birinin aynısı ama Elantris’teki karakterler 3’ü de bambaşka

1 Beğeni

Zaman Çarkı’nın devamını yazan insan o ya. Robert Jordan’ın öğrencisi. Robert Jordan mezarında ters döner valla ben okumadım daha ama :d

2 Beğeni

Zaman Çarkı’nda hangi hangi karakterler benziyor birbirine? Ana olayla alakasi olmayan bir aes sedai bile detaylı betimleniyor. Birbirine benzemeyen 5 karakter sayayım ilk aklıma gelenlerden. Mat, Rand, Perrin, Lan, Moiraine.

2 Beğeni

Elantris okurken karakterlerin ne yapacağını çözebiliyorsun “bundan da bu beklenir” diyebiliyorsun. 3 karekterde farklı. Ama elantriste kötüysen kötüsündür iyiysen iyisindir ama karekterlerde bir derinlik yok bu yanlış anlaşılmasın kitaplar çok güzel ben daha 2.kitabı okumaktayım

Çok özür diliyorum ama ne anlatmak istediğinizi anlamadım?

1 Beğeni

Düşüncelerimi kağıda dökmekye zorlanan birisiyim anlatmak istediğim zaman çarkındaki kareketerler ile elantris arasındaki karakterler arasındaki farklardı
Elantristeki kareketerlerin kişilikleri belirgin şekilde farklı ama zaman çarkındaki kareketerler bir biri ile aynı kişilikleri çok yakın
Anlatabildim sanırım :slight_smile:

En son Batman dedektif hikayelerini okudum 9. Cilt halinde ve her kitapta 2-3 tane suçluya ait mücadele konu alınmış. Her hikaye çok güzel bir şekilde işlenmiş, çizimlerde harika.

4 Beğeni

Görselden sonra enter tuşuna bastığın günleri görecek miyiz :slight_smile: ? Gözlerimiz kanıyor, yapma, etme :grin:

Keyifli okumalar.

6 Beğeni

Onu ben benim ekrandan dolayı kaynaklanıyor felan sanıyordum, yalnız değilmişim ehe.

2 Beğeni

Konu ne anlamadım valla. :slight_smile: direk paylaşınca bulanık oluyor ondan mı acaba tam anlamadım.

Şöyle oluyor masaüstünde senin mesajlar…

meali: :slight_smile:
Görseli yükle bir satır aşağı in yazacaklarını yaz, yoksa yazdıklarının bir kısmı ekledigin görselin yanında çıkıyor.

3 Beğeni

Anladım bilgi için saol telden yazınca hiç fark edememiştim.

2 Beğeni

Anladım ama katılmıyorum :slight_smile: Mesela Mat ile Perrin ya da Nynaeve ile Moirane (ikisi de dediğim dedik karakterler orası ayrı) arasında pek bir benzerlik göremiyorum ben. Örnekleri çoğaltabilirim. Her ne kadar Brandon Sanderson’ı çok sevsem de Elantris İle Zaman Çarkını kıyaslamak bile Robert Jordan’a haksızlık olur bence.

2 Beğeni

Frank Herbert - Dune

Okuması büyük keyif gerçekten. Usul usul derinleşen bir evren, çıkar ilişkileri, kişilik çatışmaları, planlar, komplolar…

Daha dörtte birindeyim ama nefis gidiyor şu ana kadar… Muhtemelen bütün kitapları okumaya uzanacak bir yolda hissediyorum kendimi.

4 Beğeni

Puslu Kıtalar Atlası’nı okudum. (Evet, daha yeni okudum) Umduğumdan çok daha farklı bir romanla karşılaştım. Genel oalrak beğendim ki beğenilmeyecek gibi de değil.

Bugün Michael Talbot - Holografik Evren’e başlayacağım.

2 Beğeni

Hocam daha fazla katıldamadığım bir yorum yapmanız zannedersem mümkün değil. Zaman Çarkı’nın konusu özgün değil temelde aslında kehanetteki Mesihin dünyayı kurtarmak için çıktığı bir kurgu. En önemli kozu karakterleri ve ince ince işlenmiş dünyası. Yani ben birbirine benzeyen iki karakter bile bilmiyorum ki Zaman Çarkı 860 karakterden daha fazlasına sahip yan karakterlerle. En basitinden ana karakterler Perrin ve Mat birbirinden daha farklı olamaz. Rand’in kor gibi öfkesine karşı Perrin’in soğuk tavırları. Egwene’in kendini kanıtlama arzusu içindeki şımarık hareketlerinin yanında Nynaeve’nin huysuz takıntılı tavırları. Moiraine’in içten pazarlıklı hesap kitapçı Cairhienli yapısına karşılık muhafızı Lan’ın düz dogrudan ama her daim kuzeyli asil prensiplere sahip yapısı. Aynı şekilde Lan’ın duygusuz yüzüne rağmen diğerlerinin kızaran moraran yüzleri. Fain en basitinden sinsi, iğrenç Fain ve Mordeth. Robert Jordan Fain karakterini yazarken eşi onun huysuz tavırlarına karşı bugün Fain karakterini mi yazdın diye soruyormuş. Bunlar 2. Kitaba kadar olan karakterler bunun bir de 12 kitap boyunca karşımıza çıkan karakterlerle düşünün

Brandon Sanderson her çıkan kitapla birlikte seriyi baştan okuyormuş. Elantris zaten ilk kitabı (tez olarak yazdığı hariç) bir sürü hatası olmasına rağmen çok güzel bir kitap. Yaratıcı yazarlık dersinde Brandon Sanderson: Sürekli insanların konuşmalarını hareketlerini analiz edin karakterlerinizi önce kendi kafanızda yazın, bir süre sonra neredeyse Robert Jordan kadar iyi karakter yazıyor olabilirsiniz demişti. Bir söyleşide de Zaman Çarkı’nı yazarken en zorlandığı şeyin karakterlerin çeşitli olması ve onları Robert Jordan’ın yazdığı gibi yazmanın onu çok zorladığını söylemişti.

Evet düşünceler kişiye özeldir ama Zaman Çarkı’nın en güçlü olduğu yerden eleştirilmesine dayanamadım ne yapayım. Çünkü Elantris ne kadar iyi olursa olsun Zaman Çarkıyla kıyas edilmesi… C’mon.

4 Beğeni

Ben zaman çarkı ile elantrisi kıyas etmedim kıyaslamak doğru olmaz zaten birisi koskoca bir külliyat
Benim amacım zaman çarkını yerden yere vurmak değil zaten zaman çarkını seven bir insanım ama bana göre elantristeki karakterler daha ayağı yere basan karakterler ne yapması gerektiğini ne yapabilecekleri tahmin edebiliyorsun

Zaman çarkındaki kareketerler yanlış anlaşılmasın lafım şirenlerdeki ki gibi huysuz, sinirli gözlüklü vb. Karekterler en azından benim okuduğum yere kadar böyle…

1 Beğeni

Zaman Çarkı’nın serisinin ikinci kitabı Büyük Av’ı okuyorum.
471.sayfadayım…Kitap gerçekten çok akıcı, sayfalar su gibi akıyor. Uzun betimlemeler de var, zaten betimlemelere bayılan birisiyim. Zaman Çarkı evreninin düalist yapısını da çok sevdim ben. Karanlığın taraftarları, onlar ilgi uyandırıcı fazlasıyla. Ba’alzamon. Favorilerimden. Spoiler olmasın diye ondan daha fazla bahsedemiyorum.

Bazı kısımlar okurken, nefes kesiciydi. İlk kitaptaki dövüş sahneleri ve rüyalar…

Karakterlere gelince 14 kitabın tamamını okumadan hakkıyla pek yorum yapamam üzerlerinde. Yine de bir iki şey söylemek istiyorum. Kitabı okudukça, karakterleri bir parça daha fazla tanıdığımı düşünüyorum ve yukarıda onların benzerliklerinden dem vurulmuş. Biraz bunu garipsedim. Her biri ayrı mizaçlarda, farklı hikayeleri var. Rand, Perrin ve Mat’in bir kaç benzer yanı var, onlar da karakter olarak benzerlikler değil.

Kitaptaki karakterlerin her biri derin ve onların arkaplandaki hikayelerini okudukça o derinlik artıyor, mesela Lan’ı baştan beri sevdim, hikayesini öğrenince benim gözümde daha bir gerçek oldu. Sonrasında oluşan olaylar da bunu etkiliyor tabi.

Kadın karakterlerden bahsedeyim. Bazıları gerçekten huysuz. Egwene bunun içine kolayca girer fakat ilk kitaptaki kadar olamaz. Nynaeve’yi de huysuzluklarına rağmen sevmeye başladım. Gerçekten güçlü bir kadın olduğunu düşünüyorum. Dişi bir kaplan gibi. Aes sedailardan da pek hazzetmediğimi söylemeliyim. Her türlüsü var aslında ama genel olarak sevmedim.

Seriyi bitirince asıl yorumumu o zaman yapacağım. Ve kötülüğün, karanlığın kazanmasını dilemekteyim. Işık yolunda olanları sevsem bile böyle istiyorum. Çok uzattım sanırım. :joy:

2 Beğeni

Noel Baba’dan Mektuplar - J. R. R. Tolkien

Yılın son günleri, yapılmaya çalışılan yılbaşı organizasyonu, tesadüfen konusu açılan ilkokul anıları, kitaplığı düzeltirken bulunan eski mektuplar, kartpostallar, kar yağacak mı yoksa yağmayacak mı derken bir baktım ki elimde bu kitap.

Yazım ve imla olarak hiç bir sorun göremedim. Güzel tasarlanmış bir kitap olmuş. Çeviri konusunda bazı şüphelerim var. Sadece bazı noktalarda karışıklık hissine kapıldım. Bazen resim önce mektup sonra verilmişti. Bazen de mektup önce resim sonra verilmişti. Tek gözümü tırmalayan nokta mektuplarda aynı cümlelerden sıkça bulunmasıydı. Resimlere doya doya bakıp yeniden okumaya geri dönebiliyorsunuz. Ancak sonda bir çevirmen notu var ki oraya sonra geleceğim.

1920 ile 1943 yılları arasında çocuklarına Noel Baba adıyla kaleme aldığı mektuplar ve resimler yer alıyor kitapta. Bazıları eksik olduğu için arada ufak bir kopma olmuş. Tolkien’in kendi el yazısıyla ve renkli mürekkeplerle yaptığı çalışmaları görmek çok güzeldi. Hem orijinal metin hem de çeviri mevcuttu içerisinde. Açıkçası bazı el yazılarını okumak çok güç ama resimler bir harika. Belki de ben böyle çizimleri çok sevdiğim için beğeniyorum, bilemiyorum. Kitaptan birkaç görsel aşağıda paylaşacağım. Okurken kendimi sobanın başında geçirdiğim çocukluk günlerine götürdü biraz. Bunun payının elbetteki Noel Baba’yla bir alakası yok. Mektup olmalarının ise payı büyük. Çocukken kartpostal ve mektup çok yazardım ya da yazdırırdım.

Okurken bir yandan da kendi çocukluğumu düşündüğümden bir noktaya takılıp kaldım. Seksenlerin sonu doksanların başı gibi kırmızı kalem bile lüks sayılıyordu. Tükenmez kalemler bildiğiniz bakkal kalemlerinden halliceydi. Renkli kalem ise yok denecek kadar azdı. Mektupların renkli mürekkeplerle yazılması sebebiyle bu nokta dikkatimi çekti. Mutlaka o tarihlerde de vardır ama öyle kolay ulaşılabilecek bir şey değildi bunlar. Varsa yoksa siyah veya lacivert mürekkep. Hatta bazen lacivert bile zor bulunurdu. Tahminim resimlerin de mürekkeple yapıldığına dair. Bir babanın çocukları için -belki biraz da kendisi için- bu kadar detaylı çalışması ve yılmadan 23 sene boyunca buna devam etmesi takdir edilesi. Büyük emek, zaman ve özen gerektiren bir şey.

Mektupların içerikleri genelde Kuzey Kutbu’ndaki Noel Baba’nın Kutup Ayısı ve zaman zaman onlara katılanların yaşadığı maceralar, çocukların hediyeleri ve dünyada olup bitenleri anlatıyor. İşte bu noktada kitabın son sayfasındaki çevirmen notuna geliyoruz. Son mektuptan sonra bir anda günümüz dünyasına dönmenin verdiği hüzün varken üzerimde kısmen değiştirilen, bilinçli bir şekilde atlanan noktaların olduğu açıklama hoşnutsuzluk yarattı. Acaba atlanmasaydı böyle keyifli bir okuma olur muydu? Bunu bilemiyorum ama yine de o noktaların es geçilmesini istemezdim. Yazarı doğru olarak tanımak, çocuklarına tam olarak nasıl yaklaştığını görmek isterdim. Mademki bu kısımlar yok sayıldı bari bunları en başında bilseydim daha iyiydi, dedim. Son sayfada böyle bir açıklama hoşuma gitmedi çünkü kafama takıldı. Acaba Tolkien o atlanan kısımlarda tam olarak ne demişti? Düşüncesizce tekrarlanan dinsel bir ön yargı neydi? Yayınevinin böyle bir karara varması da bir ön yargı değil miydi? Bu kararı biz okuyucular verseydik daha iyi değil miydi? Okuyarak kendi fikirlerimi edinmeye çok önem veren bir insanımdır. Toplumun yüzde 99.99’u bir kitabı, filmi vs. beğense bile ben kendim izleyerek beğenip beğenmeyeceğime karar vermek isterim. İlk resim bu açıklamayı, diğerleri ise kitaptan görselleri içermektedir. (Kameram çok iyi değil arkadaşlar. Bunun için kusura bakmayın.)

NOT: Belki orijinal mektuplarda bu kısımlar vardır. Ben anlarım ve bu düşüncesizce tekrarlanan dinsel ön yargıları bulurum diyeniniz varsa mektupları didik didik edebilir.

NOT2: Kitabı son 3-4 ay içinde tam hatırlamadığım bir gün 10 tl gibi bir fiyata aldım.

Unutmadan kitapta bir-iki adet farklı alfabe var.



11 Beğeni

Ben gecen kis almistim ve tamamini okumadim. Parca parca her yil sonu bir iki tane okuyorum. Haftaya okuma gunu geliyor diye iple cekiyorum. Cok guzel bir eser. Madem ustayi andik bir resimde benden gelsin. Kendisini ziyaretimden ufak bir kare… ve mutlu yillar…

10 Beğeni