En son okuduğunuz kitapları buradaki okurlarla paylaşabileceğiniz, üzerine yorum yapıp konuşabileceğiniz bir başlık.
Kitap, dergi, çizgi roman vb. ne varsa paylaşabilir, üzerine muhabbet edebilirsiniz.
En son okuduğunuz kitapları buradaki okurlarla paylaşabileceğiniz, üzerine yorum yapıp konuşabileceğiniz bir başlık.
Kitap, dergi, çizgi roman vb. ne varsa paylaşabilir, üzerine muhabbet edebilirsiniz.
Roman olarak Frankenstein okudum efenim. Çevirisi ve editörlüğü zayıftı, teşekkürler İthaki.
Hangi basımını okudun @Nemo? Bilimkurgu Klasikleri mi?
Ben de Cam Kule’yi okudum, Robert Silverberg’den. Zaten aşık olduğum bir yazar, bir kez daha ne kadar güzel yazdığını kanıtlamış oldu.
Şimdi de uzun süredir ertelemiş olduğum Sandman’e başladım. Biraz ilerleyince yine burada yorumlarımı yaparım.
Benim elimde İş Bankası Kültür Yayınları’ndan var, umarım akıbetleri aynı olmaz o halde
Kral Arthur’un Sarayında Connectıcutlı Bir Yankee, okuyun ve okutturun.Yeni bitirdim ve çok hoşuma gitti.Alt metinleri gayet başarılıydı.
Sandman’e ben de başlamak istiyorum. Aldım duruyor öyle uzun zamandır. Ama galiba ilk olarak Vaizi okumayı düşünüyorum.
Ben bizim türlerin dışında okuyorum şu sıralar daha çok ama bk olarak en son Kurt Vonnegut, Maymun Evine Hoş Geldiniz’i okudum çok lezzetli bir kalemdi. Öykü sevenlere de sevmeyenlere de öneririm. Onun dışında Hermann Hesse’den Bozkırkurdu’nu henüz bitirdim, o da fantastik öğelere yer veren daha çok varoluşsal, felsefi ve güzel bir metindi. Bazı kısımlarında istemeden de olsa kurgudan koptuğumu söyleyebilirim yalnız. Şimdi de feminist vejetaryen kuramın kutsal kitaplarından biri diyebileceğimiz Etin Cinsel Politikası’nı okumaktayım. Bu konulara ilgi duyan varsa muhakkak bir bakmasını öneririm.
Söyleyeceklerim bu kadar
Aynen, şu seri içindekilere keşke özel önem verilse.
Sanmam, daha iyi olma olasılığı çok yüksek.
Ben de yeni çıkan kitaptayım, valla her kitabı ayrı büyüleyiciydi.
Ben tex okuyorum Emekli öğretmen bir abiden bulaştı. Ve evet itiraf ediyorum “Müthiş keyif alıyorum”
Eleştiri kısmı içinde ise; son çıkan özel albüm 31. Sayıyı Enrique Breccia çizmiş kendisinin Batman için de çizdiğini belirteyim. Ayrıca Heronimus Bosch isimli ressamdan da etkilenmiş. Aynı ressamdan etkilenen michael connelly de var ve yarattığı dedektifin adını Harry Bosch olarak koymuş. Bir ihtimal Jo Nesbo’nun dedektifinin ismi de buradan geldiğini tahmin ediyorum: Harry Hole
Şurada da ressamın bir kaç resmi var. Çok ilginç yüzyıllar önce ve kesin deli diye adamı öldürmüştür o dönem insanları :)
Harbiden çok ilginç ve güzel çizimler var. İlgimi cezbetti.
inceleme için de bekleriz efenim
Okuduk Bayramcım ellerine sağlık
Okuduğum son birkaç kitaba bakarsam; Ömür İklim Demir’in Muhtelif Evhamlar Kitabı’nı okudum geçenlerde. Bu ara yerli öykücülere iyice merak saldım ve 2-3 kitapta bir yerli öykü kitabı okumaya çalışıyorum. Muhtelif Evhamlar Kitabı epey övülüyordu, neredeyse övüldüğü kadar da varmış. Öykülerde kurgusal anlamda bir olağanüstülük yok ancak dertleriyle, düşünceleriyle uzansam dokunabileceğim kadar gerçekçi karakterleri ve yazarın Türkçeyi kullanmadaki becerisi ile epey sevdim bu kitabı. Kitabın devamındaki öyküler ilk öykülerin yarattığı beklentiyi tam olarak karşılayamıyor ama sadece ilk iki öykü için dahi alıp okumaya değer.
Sonra Sandman’ın dördüncü cildi Sisler Mevsimi’ni okudum, muazzamdı. Öyle ki gönül rahatlığıyla diğer üç cildin üzerine koyabilirim. Sandman’i her ciltte kısa hikayeler şeklinde okurken de seviyordum tabi. Ama Sisler Mevsimi’nde önceki ciltlerde yer alan hikayelerin de bir kısmının dahil edildiği tek ve büyük bir olay örgüsü o kadar şahane anlatılmış ki hayran kaldım. Neil Gaiman kişisel gelişim yazsa okurum diye boşuna demiyorum.
Şu an ise Matt Haig’in İnsanlar isimli romanına başlayacağım. Bilimkurgu diye geçiyor ama anladığım kadarıyla İçeriden Ölmek gibi kitabın sosyal tarafı çok daha ağır basıyor. Yorumlar oldukça iyi, ben de beğeneceğimi umuyorum. Bitirince buraya birkaç cümle yazarım muhtemelen.
Aman! Kişisel gelişim kitapları göze güzel görünmeye başlar falan.
Dune Mesihi’ni okuyorum. İlk kitapla karşılaştırıldığında bu biraz fazla hızlı, sanki olaylar özet geçiliyormuş gibi bir havası var. Yazarın acelesi varmış gibi böyle. Ama çok güzel yine de.
İlk kitabı Kabalcı basımından okumuştum. Bunda yeni basım olduğu için çok daha özenli olacağını düşünerek İthaki versiyonunu aldım ama beklediğim özeni bulamadım tam olarak. O yüzden belki devam kitaplarında Kabalcı’ya dönüş yapabilirim. Onun o küçük puntolu tuhaf baskısı biraz nostalji hissi veriyor sanırım.
Locke Lamora’nın Yalanları’nı okuyorum, türünü çok sevdiğim bir kitap olduğu için okumakta geç kaldığımı bile düşünüyordum. “Geç olsun, güç olmasın,” diyerekten başladım, iyi ki de başlamışım. Pek bir şahane gidiyor doğrusu.
Alıp başlayıp yarıda bıraktığım kitap.Evet pişmanım