Hansel ile Gratel Masalındaki Hansel'in Yolunu Kaybetmemek İçin Ardına Bıraktığı Ekmek Kırıntıları İle Yaşadığı Problemlere Dair Küçük Bir Hikâye

Öykü Seçkisi'nde okumak için: Hansel ile Gratel Masalındaki Hansel’in Yolunu Kaybetmemek İçin Ardına Bıraktığı Ekmek Kırıntıları İle Yaşadığı Problemlere Dair Küçük Bir Hikâye – Aylık Öykü Seçkisi

image

Ekmek kırıntıları doğaüstü güçlere sahipti. Yolunu kaybetmemek için ardına bıraktığı ekmek kırıntılarının ortadan kaybolduğunu fark ettikten sonra, ekmek kırıntılarının nereye kaybolduğunu düşünmeye başladığında aklına gelen ilk düşünce bu olmuştu. Oysa daha birkaç dakika önce onları yürüdüğü yerlere serpiştirmişti. Şimdi ise serpiştirildikleri yerlerde değildiler. Geri dönüş yolunu kaybetmişti. Hem geri dönüş yolunu bulup eve dönmeyi başarabilse… (DEVAMI…)

1 Beğeni

Merhaba Muhammet,

Bu ay ki okumalarıma senin öykünle başladım. Kısa bir öyküydü, hemen okuyuverdim. :slight_smile:

Şimdi sana hem kişisel hem de genel birkaç şey yazmak istiyorum. Lütfen bunları yazma isteğine karşı ket vurma eylemi olarak değerlendirme. Sürekli yazman dileğiyle.

Öncelikle, başlık ile ne anlatmaya çalıştığını gerçekten anlayamadığımı belirtmeliyim. Uzun başlıklara bayılırım. Hele etkileyicilerse tadından yenmez. Fakat senin oluşturduğun başlık bu haliyle, analiz yazısından alınmış bir bölüm gibi hissettiriyor insana. Bir açıklama yazısı gibi.

Birde şunu eklemeliyim ki, bu kadar kısa bir hikaye için bu şekilde bir başlık biraz fazla iddialı kanımca. Çünkü oldukça kısa olan bir hikaye için bir nevi bilgi veren ve açıklayıcı bir cümle yapısı ile karşı karşıyayız. :slight_smile:

Bir ikinci konu ise hikayenin odak noktasıyla ilgili. Varmak istediğin noktayı tam olarak kestiremedim galiba. Belki de benim gözden kaçırdığım bir şeydir bu. Biraz fazla yüzeysel ve tekdüze geldi bana bu yaklaşım. Söylediğim gibi, lütfen bu dediklerimi kırıcı birer eleştiri olarak algılama. Nasıl bir düşünce sistemi ve plan doğrultusunda yazdığını merak ettiğim için tamamen samimi bir şekilde yazıyorum bunları sana.

Bence biraz daha irdeleyici olmalıyız bu tür durumlarda. Bir James Joyce değilsek, (Kendisi cenaze ortamında geçen bir saatlik zaman dilimini 800 sayfada anlatmıştır.) bu tür düz konuları işlemekten kaçınmalıyız bence.

Bu her türde olabilir bu arada. Realist, bilim kurgu, fantastik, tuhaf kurgu, karanlık kurgu vs… Okuduğum zaman sana dair birkaç şey görebilmek isterim ben bir okur olarak. Hasan’ın koşması ve dayak yemesi, hemen ardından pasta diliminin kesilerek dağıtılması ve eve dönüş Bu konuya çok ilgi çekici motifler ekleyerek hikayenin derinliğini birkaç kat yukarıya çekebilirsin.

Burası birbirimizi eleştirmemiz ve ileriye taşımamız için geliştirilmiş çok güzel bir platform bence. Bu yüzden aynı şekilde canın okumak ister ve bu şekilde gözüne çarpan şeyler olursa, çekinmeden hepsini belirt lütfen. Hatalarımı görmeye ihtiyacım var. En azından bir gün onları tekrar yapmamak için.

Eline, emeğine sağlık. Kendine iyi bak. :upside_down_face:

1 Beğeni

Merhaba Oğuzhan :slight_smile:
Öncelikle öykümü okuma ve uzun uzun yorum yapma nezaketinde bulunduğun için teşekkür ederim. Burayı sevmemin en büyük nedeni yapıcı eleştiriler alıyor olmam. O yüzden yaptığın yorum benim tam olarak istediğim şey :slight_smile:

Uzun başlıklı kısa öykü fikrini Julio Cortazar’da gördüm ve ondan etkilendiğimi söylemeliyim. Öykünün olayı okuyucu kışkırtıcı olması bence, bu yüzden de başlık çok önemli. İlgi çekmesi için uzun bir başlık tercih ettim fakat söylediğin gibi fazla açıklayıcı ve belki sıkıcı bir uzun cümleye dönüşmüş olabilir.

Uzun zamandır kendisini Hansel zanneden ve ekmek kırıntılarını kaybeden bir çocuğu yazmak istiyordum. Hikâyenin başı ve sonu çok önceden belli olduğu için, bir de başı ve sonu biraz daha önemsediğim için orta kısım havada kalmış olabilir. Tamamen benim hatam… Aslında hikâyelerimi katmanlandırma durumu her zaman aklımda fakat işte bazen o katmanları oturtamayınca o kısımları silip hikâyeyi olduğu gibi bırakmayı tercih ediyorum.

Eser yazarın değil okurundur elbette. Yapılan her yorum çok değerli benim için. Tekrar çok teşekkür ederim. :slight_smile:

1 Beğeni

Ne demek, her zaman. :slight_smile:

Bu söylediğin durum zaman zaman benimde başıma geliyor bu arada. Bazen uzun zaman boyunca aklıma takılan ve yazmak istediğim birşey oluyor. Sırf onu yazmak istediğim için kalan kısımları aceleyle bitiriveriyorum hemen.

Bundan birlikte kaçınalım bence.

Önümüzdeki ay görüşmek üzere. :slight_smile:

1 Beğeni

Kısa yazmanız hoşuma gitti, hemen okudum.

Sadece gerçek hayatta Hasan için ekmek kırıntıları yerine geçen şey nedir? Onu pek anlayamadım. Belki de cevabı ben kaçırmışımdır.

1 Beğeni

Yeniden merhaba :slight_smile: Bir düzeltiden çok alternatifleri dillendirmek istiyorum.

Yinelemelerden kaçının. :slight_smile: Benzer ifadelerin yer aldığı çok cümle var. Bunlar sadeleştirilebilir. Anlatıcı olarak bize birtakım bilgiler vermek üzere oldukça açıklayıcı bir giriş cümlesi yazmışsınız. Fazla açık olması merakımızı öldüren bir etken. Bir nevi gerçek hayat gibi düşünün. Yazıyla ne kadar çok flört edersek heyecanımız ve bağlılığımız o denli artar. Bence bu kadar açıklayıcı olmak yerine “anlama” görevini okuyucuya yükleyebilirsiniz.

Ekmek kırıntılarının alıştığımız motiften farklılık arz edip doğaüstü güçlere sahip olan bir nesneye dönüşümünü okuyucunun kendi çabalarıyla anlaması sağlanırsa etki düzeyiniz artar. Şu an vereceğim örnek metin asla bir düzelti değildir. Bunu fikir jimnastiği olarak addedin lütfen.

“Geri dönüşünü güvenceye almak için ardına bıraktığı ekmek kırıntıları ortadan kaybolmuştu. Başka zaman olsa karıncalardan şüphelenirdi ancak dakikalardır pür dikkat biçimde toprağa bakarak yürüyordu ve hiç karınca görmemişti. Kargalar ise hırsızlık için fazla gürültücüydü. Toprağa inmiş olsalar veya ağaç tepelerinde gezinseler mutlaka duyardı. Geriye iki seçenek kalıyordu. Ya açlıktan hayal görüyordu(bu son derece mümkündü) ya da ekmek kırıntılarının ortadan kaybolmak gibi sinir bozucu, sihirli yanları vardı.”

Böyle bir metinde yukarıdakinin aksine birçok bilgiyi çaktırmadan anlatmış oluyoruz. Yürüyen kişi her kimse, kendine güvenen birisi. Bırakın kargaları, karıncaların bile farkında. Pürdikkat bir şekilde ormanda yürüyor olmasının endişeli olmasıyla veya başka korkularla derinden ilişkisi olabilir. Diğer yandan oldukça aç olmasıyla birlikte duyularının bozulabileceğini söylüyoruz. Üstelik, aç kalma pahasına elindeki ekmeği yemeyip geri dönüş yolu için saklayacak kadar tedirgin olduğunu da çaktırmadan anlatmış oluyoruz. En sonda ise “Hadi canım sen de!” minvalinde, ekmek kırıntılarına <doğaüstü, sihirli vs.> misyonu yüklüyoruz. Yine altını çiziyorum, bunlar alternatif senaryolar. “En doğrusu budur, bunun haricindekiler yanlıştır” gibi narsistik bir perspektiften yaklaşmıyorum.

Yinelemeleri kovalayalım :). Parantez içine aldıklarımı yazıdan çıkarsak da anlamda bir eksiklik oluşmuyor. Diğer yandan bildiğimiz şeyleri uzun uzun anlatmanın da yazıya somut bir katkısı yok.

“Geri dönüş yolunu kaybetmişti. Hem (geri dönüş) yolu(nu) bulup eve dönmeyi başarabilse bile, (yolda kırıntı haline getirmek için) mutfaktan çaldığı, geriye kalan son bayat ekmek parçası yüzünden evdeki büyük bireylerin birinden çok temiz bir sopa yiyebilirdi. Dönerse yarım kalan macerasının sopayla tamamlanacağı fikri onu dönmekten alıkoyuyordu.”

Önermelerinizi daha güçlü, hikaye örüntüsünü daha tutarlı ve diyalogları daha sindirilir yapmaya gayret edin. Bazı şeylerin üstü o kadar kapalı ki gerçekten anlaşılır olmaktan uzaklar. Kurguyu daha gerçekçi ama işleyişi daha karmaşık hale getirebilirsiniz. Diğer seçkilerde görüşmek üzere.

1 Beğeni

Metni sadeleştirmek üzerine bayağı bir çalışmam gerekiyor. Bunlara dikkat çektiğiniz ve uzun uzun yorumladığınız için teşekkür ederim :slight_smile:

Sevgili @muhatakur

Okumak ne kadar subjektif. Benim ilgimi çeken de başlık oldu ve analiz yazılarına benzediği için okuma isteği doğdu. Bu senin okuyacağım ilk öykün ve sanırım beni de daha önce okumadın. Bu yüzden seninle daha önce tanışmadığımızdan Seçki’de arada sırada yazdığım bir şeyi seninle paylaşmak isterim.

Seçki, farklı yaş gruplarından (nedense bana gittikçe gençleşiyor gibi geliyor), kendine has ilgi alanlarına sahip yazarların oluştırduğu bir atölye olduğunu görüyorum. Seçki yazarları bazen kollektif bir canlı gibi bazen bilimkurguya bazen polisiyeye bazen de gerçekçi yazıma kayıp edebiyat dğnyasında kendilerini deneyecekleri yeni alanlar içinde gezinebiliyorlar - ki bu yönünü de çok özel bulurum. Bu yüzden okumak ve paylaşmak konusunda herkesin cömert olması gerektiğini düşündüğüm gibi üzerime düşeni de yapmak isterim. Aşağıdaki yorumlarımı bu bağlamda yazdığımı bilmeni isterim:

Ekmek kırıntıları olağanüstü güçlere sahip ise geriye kalan son bayat ekmek parçası olduğunun belirtilmesi sanki ekmek kırıntılarının hikayedeki yerini sanki biraz sınırlamış gibi geldi bana nedersin? O kırıntıların olağanüstü olması o kadar güzel bir fikir ki :slight_smile: Burada şöyle bir ekleme belki bu geçişi okuyucunun içselleştirmesine yardımcı olabilirdi “ya da Hasan ekmeğin kutsal güçleri olmasını dilemişti…” böylece hikayeyi gerçekliğe bağlamak okuyucunun zihninde de karşılık bulabilir.

@Aremas yukarıda oldukça teknik olarak açıkladığı için burada tekrarlamadığım konulara da katılıyorum.

Bunun dışında içimde sosyal adaletsizliğe dair hissettiğim ve vicdanımı her defasında zorlayan ne varsa oraya dokunan bir hikaye oldu. Önemli olan da herşey bir yana bize dokunması zaten. Bu öyküde bunu başarıyla yerine getiriyor.

Elinize ve düşgücünüze sağlık
Sevgiler
Dipsiz

1 Beğeni

Öncelikle tanıştığımız için memnun oldum :slight_smile:
Ekmek kırıntıları ile ilgili söylemek istediğiniz ayrıntıları uzun uzun anlattığınız ve tabii öykümü okuyup beğendiğiniz, yorum yapma incelediğinde bulunduğunuz için çok teşekkür ederim.
Seçkinin en sevdiğim yanı tamamen katıksız eleştiriler almak. Kendimi, öykümü ancak böyle geliştirebilirim.
İlk fırsatta yazdıklarınızı okumaya çalışacağım.
Çok teşekkürler :pray:t2:
Sağlıcakla kalın…

1 Beğeni

Merhaba @muhatakur

Ben beğendim. Güzel bir alt metin, doğru kullanılmış bir dil. Başlığını gerçek dünyanın dinamikleriyle açıklayan bir final ve gerçekle masalın acı ama yine de çocukça bir saflıkla yorumlanmış kesişimi…

Elinize sağlık

1 Beğeni

Merhaba
Okuyup yorumladığınız için çok teşekkür ederim :pray:t2:

1 Beğeni

Rica ederim, ne demek…

1 Beğeni

Merhabalar, konunuz gerçekten ilgi çekici ama sizin de bir cevabınızda dediğiniz gibi biraz fazla çabuk sona başlanmış ve aralar fazla boş kalmış. Güzel giriyoruz, boşluğa düşüyoruz ve güzel çıkıyoruz gibi. @Dipsiz’in yazdığı yorumda belirttiği gibi ekmek kırıntılarının güçlerini ben de merak uyandırıcı buldum ama yarıda kaldı. Elinize sağlık, diğer aylarda görüşmek üzere.

2 Beğeni

Merhaba.
Okuduğunuz ve eleştirdiğiniz için çok teşekkür ederim :slight_smile:
Görüşmek üzere…