Hasan Ali Yücel Klasikleri Dizisi

Darısı biyografi serisine olsun

2 Beğeni

Çok teşekkürler. İyi akşamlar.

2 Beğeni

Benim bir ricam olacak buraya mı yazmalı yoksa yeni bir konu mu açmalı bilemedim Homeros - İlyada yı okumak istedim ancak okuma şekli nasıl olmalı düz yazı şeklinde mi yoksa şiir gibi mi (shakespeare gibi)? Bunu sormamı sebebi ikisini de denedim ama çok anlamlı bir ilerleyiş olmadı açıkçası.

2 Beğeni

Çok fazla karakter olduğu için anlamamış olabilirsin. Mitoloji sözlüğü almayı öneriyorlar genelde.

2 Beğeni

Yok ben okunuş olarak soruyorum, düz yazı olarak okudum sanki bir eksiklik var gibiydi,olmadı. Shakespeare gibi okuyayım dedim onu da oturtamıyorum kafiye vs. filan. Kısaca okuma tekniğini çözebilsem karakterler problem olmayacak :slight_smile:
Şiir gibi satır satır yazılmış bir eser sonuç olarak. Düz yazı gibi derseniz bir daha deneyip bakacağım. :thinking:

2 Beğeni

Ben böyle şeyleri okurken otomatik olarak tiyatro repliği gibi okuyorum. Vurgulu bir şekilde ama şiir gibi de değil. Yani ne çok düz ne de çok sanatsal, ikisinin ortası gibi. Aklımdan okuduğum şekliyle sesli okusam aşırı komik gelir kulağa ama kendi kendime bu tarz metinleri böyle okurken daha iyi anladığımı gördüm. :joy:

3 Beğeni

Benim son tercihim bu dediğiniz şekildeydi. Sonuç olarak, galiba Cem Yılmaz’a bağlayıp odanın ortasında "Arthur !! Arthur !!! " diye bağıracağım :rofl: :rofl:

3 Beğeni

8 Beğeni

6 Beğeni

Gogol’un Taras Bulba ve Mirgorod Öyküleri H.A.Y. baskısı hakkında bilgisi olan var mı? Başka yayınevlerinde bulunabiliyor tabii fakat İş Bankası neden basmıyor merak ettim. Ergin Altay çevirisinin haklarını mı bıraktılar acaba?

2 Beğeni

Çok baba kitaplar var burada.

24 Beğeni

Yeri burası mı bilmiyorum ama İş Bankası Kültür Yayınlarından bir kitap alacaktım,
Dorian Gray’in Portresi fakat sansürlü olduğunu söyledi bir arkadaşım.
Bu bilgi doğru mu?
Bir de doğruysa sansürsüz versiyonunu hangi yayınevi basıyor?
Teşekkür ederim.

2 Beğeni
  1. Evet doğru. Yalnız sansür yayınevi tarafından yapılmış bir sansür değil bilginize. Oscar Wilde’ın ilk baskıdan sonra aldığı tepkiler üzerine kendi sansür ve değişikliklerini içeren edisyonunu basmışlar.
  2. Şu baskılar sansürsüzdür;
  1. Konu hakkında detaylı açıklama;
    (Ötüken baskısından alımıştır.)
Eser Hakkında

Oscar Wilde, Dorian Gray’in Portresi’ni ilk kez 1890’da Lippincott’un Monthly Magazine adlı dergisinde yayınladı. Romana verilen “Okuyan her genci zehirleyecek…” şeklindeki gürültülü kamuoyu tepkisinin ardından, Wilde eseri yeniden gözden geçirdi. Eserin yarısı kadar eklemeler yapıp sakıncalı kısımları çıkararak 1891’de, halen yaygın biçimde basılan standart şeklini verdi.
Yazarın sonradan yaptığı eklemelere, şimdi ünlü olan “Önsöz” dâhildir. Bunda sanatın, sanatçının ve okurun ahlâkıyla olan ilişkisi izah edilir.
Bu “Önsöz”ü nasıl okumalıyız? O tarihte Wilde’ın tahmin edilen eşcinselliğine yapılan eleştirilerden kaçınmasının ironik bir yolu olarak mı; yoksa samimi, estetik bir manifesto olarak mı ya da toplum yapısının belli sınırları içinde kalma akıllılığını, değerini öğrenme olarak mı?
Her iki halde de “Önsöz”, roman hakkındaki görüşümüzü tümüyle etkiler. “Sanatçı güzel şeylerin yaratıcısıdır. Sanatın amacı, sanatı öne çıkarmak, sanatçıyı gizlemektir” diyen “Önsöz”, dikkatleri eserin estetiğine yöneltme, yazarın amaç ve sosyal hedeflerinden uzaklaştırma hususunda bir hakem görevi yapar.
Wilde, sanatçıyı bir sosyal eleştirmen olarak görür ve eserlerinin, kendisi kadar estetiğini de ortaya koyduğunu yazar. Ona göre sanat eseri, sadece “güzel şey” olmaktan ve sanatçı da bunların sadece yaratıcısı olmaktan daha fazla bir şeydir.
Bu arada hangi “Dorian Gray’in Portresi” romanını okuduğumuzu da bilmek isteriz elbette. 1890 tarihli olan ve hem İngiltere’de hem ABD’de yayınlanan ilk baskıyı mı, yoksa her zaman, her yerde bulunan ve sosyal eleştirilere anlamlı bir cevap veren standart 1891 baskısını mı? Öğrenciler ve sıradan okurlar için, 1891 baskısı kolayca erişilebilen baskıdır.
Elinizdeki kitap, “eserin ilk baskısından haberdar olmak her iyi okurun hakkıdır” düşüncesiyle, çoğunlukla göz ardı edilen 1890 tarihli ilk baskısının çevirisidir. Bu 1890 baskısının tercih edilmesinin bir başka sebebi vardır; 1891 baskısı, çok yaygın olmakla birlikte enikonu kısaltılmışıdır da. Wilde’ın daha sonra yaptığı gözden geçirmeler ve eklediği “Önsöz”, eleştirmenlerinin cüretkâr eleştirilerinden kaçınma arzusu kadar, farklı bir okuma ruhunu da yansıtır. “Önsöz” kuşkusuz dikkatleri 1890 baskısındaki ifşaattan uzaklaştıran bir saptırmadan daha fazla bir şeydir. Ne var ki, çoğunlukla sosyal karmaşa ve güçlükleri bertaraf eden sonraki baskının tercih edilmesi, yetkin kılınması için adeta bir öneri gibi kullanılmıştır. Bunun için “Önsöz”, okuru 1890 tarihli karartılmamış, muğlaklaştırılmamış ilk baskıyı okumaktan alıkoyarsa, olumsuz olacaktır. İşte bu yüzden elinizdeki kitapta, 1891 tarihli gözden geçirilmiş baskılarında yer alan ünlü “Önsöz”, başta değil sonda yer almaktadır. Zira bu baskı için “Önsöz”, asıl değil yardımcı niteliktedir.
“Önsöz” bir süre Wilde’ın güvenliğini sağlama rolü oynamıştır. Bunda, romanın kendisinden hiçbir şey yansıtmadığını yüzeysel bir şekilde beyan etmek suretiyle Wilde, geçici bir süre eşcinsellik suçlamalarından kurtulmuştur. Zira bu, o tarihte ve daha sonra yazarlık mesleği ve kişisel özgürlüğü için bir felâket olabilirdi. O günlerde eşcinsellik, ağır cezalık bir suçtu ve ancak 1861’de idamlık bir suç olmaktan çıktı.

9 Beğeni

Sonunda yeni Dickens!

5 Beğeni

Evet, yeni Dickens, biz HAY takipçilerinin gönüllerine su serpti, lâkin arkadaşlar, size soruyorum, ismi ‘Klasikler Dizisi’ olan bu dev yayın hizmeti nasıl olur da gerçek bir klasik olan Don Quijote’a bu seride yer vermez? Sizce de çok tuhaf ve büyük bir eksiklik değil mi bu?

1 Beğeni

Klasiklerin ne kadar geniş olduğunu düşünürsek, ve aynı zamanda HAY Klasikleri’nin neredeyse her çağdan ve türden eseri kapsadığını, çok büyük ve büyümeye devam eden bir seri olduğunu düşünürsek eksikleri olması çok normal bence. Yani burada oturur bir çok klasik eser sayarız olmayan, ama o eserlerin çevrilmesi veya çevirinin satın alınması gibi süreçler de var. Belki çok önemli bir çevirmen oturdu ve birkaç senedir Don Quijote çevirisi üzerine çalışıyor. Mesela Sait Maden’in o efsanevi Kötülük Çiçekleri çevirisini yapması 40 yıla yayılmış bir süreçtir. Mutlaka planlarında vardır yani Don Quijote gibi eserler, sadece en iyisini yapmak istiyor olabilirler. Sonuçta eser bağlamında en önemli rakipleri YKY ve Roza Hakmen çevirisi.

3 Beğeni

Benim de sorduğum bir soru bu. Hatta aynı tonla soruyorum ama her seferinde aynı durumla karşılaşıyorum. Piyasada Roza Hakmen çevirisi çok iyi bir alternatifi olduğundan olacak, halen o topa girmediler. Girerler illa ki.

Kendi kafamda ise özel bir sayıyı bekledikleri var. 400 olabilir örneğin. Seviyorlar böyle şeyleri arada sırada yapmayı. İlk roman diye geçen esere de yakışır açıkçası.

Ara ara konuşuyoruz aslında bunları burada :slight_smile:

4 Beğeni

5 Beğeni

Tolstoy’un çevirmeni okunamıyor, direkt ekran görüntüsünü aldığınız kaynağı da atabilir misiniz?

2 Beğeni

Direkt linkleri atayım. :blush: :blush:

6 Beğeni