Hepsini Anlatıyorum

Öykü Seçkisi'nde okumak için: Hepsini Anlatıyorum – Aylık Öykü Seçkisi

image

Tren durdu, floresanların yıkadığı zavallı Krom İstasyonu’nda indik. Tehlikeli, çıplak bir duraktı bu. Evsizlerin sığındığı postmodern bir mağaraydı. Bir zamanlar kübist heykellerin durduğu kaidelerde artık vandallığın sergisi vardı. Grafitilerle kaplanmış ve tüm yıldızları soyulup atılmış isli bir geceydi sanki. Üç kişiydik. Hızla geçip gittik bu gecenin içinden. Hastalanmaktan korkuyorduk. Bakteriler her yandaydı. Havanın lifleri onlardan… (DEVAMI…)

3 Beğeni

Merhaba Tuğrul,

Oldukça karamsar bir öykü ile katılmışsın bu ay. Kahramanın kafa karışıklığı ve hayatına dair yaptığı içsel sorgulamalar bana da işledi. Öykünün geçtiği ortam zaten kasvetli ve tehlikeliyken bir de karakterler tekinsiz olunca sürekli arkamı kollayarak ilerledim öykünde.

Öykünün sanki daha büyük bir eserin özetiymiş gibi bir havası vardı. Genişletmeye oldukça açık bir dünya gibi görünüyor. Biraz distopik biraz post-apokaliptik.

Karakterleri olduğu gibi bize aktarmışsın. Motivasyonlarını yakalamakta zorlanmadım. Fakat evreni sanki çekinerek aktarmışsın gibi geldi bana. Biraz daha net aktarılabilirdi gibi hissettim. Biraz dolambaçlı anlatımı seçmişsin gibi hissettim. O yüzden evrene aidiyet hissetmekte güçlük çektim açıkçası.

Temayı doğrudan kullanmamış, öykü içerisinde bir araç olarak yerleştirmeyi seçmişsin. Sanırım bu öyküyü aslında başka bir amaç için yazmıştın ama bu Seçki için yeniden düzenledin.

Betimlemeler, diyaloglar senden görmeye alıştığımız gibi gayet iyiydi. Bu güzel öykü için teşekkür ederim. Yeni bir Seçki’de görüşebilmek dileğiyle.

1 Beğeni

Selamlar Ufuk,
Bu güzel yorum için çok minnettarım. Çoğu zaman yazarların kendi eserlerine karşı biraz körleşmiş olabileceklerini düşünürüm. Hikayede ismini koyamadığım tatsız bir his vardır mesela ama anlayamam sebebini. Bir şeyler eksik ya da fazla gibidir. Bir şeyler olmamıştır ama bir türlü tespit edemem. Böyle durumlarda bir süre boyunca eseri kendi haline bırakmak sonra dönüp tekrar okumak gerek diye düşünüyorum. Ama hakikatli bir eleştiri de son derece yerinde olur. Bunun için teşekkür ederim.

Bu hikaye aslında başka bir eserin parçası değil. Bir paralel evrenin parçası. Şöyle söyleyebilirim, seçkide yazdığım pek çok hikayeyle ortak bir evrende geçiyor. Bu evreni epey sevdim. Özellikle son hikayelerimin hepsini bu evrende yazmaya gayret ettim.

Örneğin bu hikayede bahsettiğim Kyp Adası, özel seçkiye gönderdiğim hikayede de vardı. Özel seçkideki hikayenin bir kısmı Kyp Adasında geçiyordu.

Ya da bu hikayede bittiğinden bahsettiğim Glasnost Çağı’nın son yıllarından bir kesit de bu hikayede anlatılıyordu.

Gerçek dünyada geçen bir şeyler yazmak kimi zaman sakıncalı olabilir diye düşünüyorum. Bu yüzden kendi tasarladığım yerlerde yazmak daha keyifli ve güvenli geliyor. Hikayeye kriptolanmış mesajlar gizlemek de çok keyifli. Lakin bunların büyük sorunlar yarattığını kabul ediyorum. Örneğin hikaye anlaşılmaz ya da saçma görünebilir, ya da işlenilen o evren karşı tarafa layıkıyla aktarılmamış olabilir. Kısaca her şeyi dengede tutabilmek gerek. Ben evrenin detaylarını hikayelere yayarak anlatmayı tercih ettim.

Biraz uzun bir cevap oldu sanırım fakat hikayedeki bir takım açıklıkları böyle kapatabilirim diye düşündüm. Yorum için tekrardan teşekkür ederim. Önümüzdeki seçkilerde görüşmeyi dilerim.

1 Beğeni

Merhaba,
Özellikle geceleri uyandığım zaman hikayelerinizi okuyorum. Kriptolanmış mesajlarınızı çözmeye çalışmak çok zevkli. Yazılarınızı okudukça yarattığınız evren zihnimde daha çok belirginleşiyor. Kullandığınız kelimeleri ve kendinize has cümle yapınızı çok seviyorum bebi bambaşka hissettiriyor. Umarım ileride yazılarınızı sadece sanal olarak okumakla kalmam, elime alıp dokunarak okuyabilirim.

1 Beğeni

Tuğrul’un ödül kazanan bir öyküsünü Yerli Bilimkurgu Yükseliyor Öykü Seçkisi 2019’da okuyabilirsiniz. Kendisi sanal alemle sınırla kalmamış bir yazardır. :slight_smile:

Şimdi yerli yerine oturdu her şey. Diğer öykülerini kaçırmışım sanırım. Bu şekilde düşününce öykünün seviyesi daha da yükseliyor. Acaba öykünün başında bu öykülerin aynı evrende geçtiğini belirtsen mi? Böylece tekil bir öykü gibi değil de, ortak evren öyküleri olduğunu bilerek okumak okuyucu tecrübesini zenginleştirebilir. Kalemine sağlık.

1 Beğeni

Merhaba,

Bu öykünüzü okurken, zihnimde, “madem kitap yok o zaman ben de bütün ilintili öykülerin çıktısını alıp, birbirine bağlamak suretiyle ciltleyip hepsini bir çırpıda okusam” diye bir düşünce belirdi. Sanırım bunu da gerçekleştireceğim :slight_smile:

Öykülerinizin ve anlatımınızın, daha öncede bir yerlerde söylemiştim, belirgin bir gücü var. Çok kelime bulamıyorum ama tebrik ediyorum sizi

Kaleminize sağlık

1 Beğeni

Merhaba,
Foruma attığınız ilk mesajın bu başlık altında olduğunu gördüm, hoş geldiniz. Bu güzel yorumunuz için çok teşekkür ederim, çok mahcup hissettim. Birinin ruhuna azacık da olsa dokunabilmek çok güzel bir duygu.
Henüz kendi kitabımı çıkarmak için erken diye düşünüyorum. Biraz daha zaman ve olgunlaşmak gerekli. Eskiden yazdığım hikayelere bakınca ve şimdikiler ile kıyaslayınca epey bir ilerleme kaydettiğimi görüyorum ve bu ilerlemenin sürmesini umut ediyorum. Bunun için elimden geleni yapıyorum. Yazmak uzun ve sabır isteyen bir yolculuk. Bu arada isminiz sanırım bir animedeki karakter ile aynı. Yume rüya anlamına geliyormuş. Çok güzel bir isim.
Yorumunuz için çok teşekkür ederim, umarım sizden de bir hikaye okuyabiliriz ileride.

@Gurlino
Aslında bu hikayelerin başına bir not koymayı düşünmedim değil, lakin bunun rahatsız edici olabileceğinden endişelendim. Doğal gözükmeyebilir diye düşündüm. Hem belki de biraz muğlaklık bırakmak iyidir. Bunu Murakami’de de sık sık görüyorum. Tatmin edici bir muğlaklık. Tekrardan teşekkür ederim yorumların için.

@Muge_Kocak Merhabalar,
Siteden az önce bir başlığa peş peşe mesaj atmak yerine, gönderileri tek bir mesaj altında toplamanın daha iyi olduğunu belirten bir uyarı aldım. Bundan dolayı buradan devam etmenin daha makul olduğunu düşündüm. Gönül isterdi ki bu güzel yorumlara ayrı ayrı mesajlar halinde cevap verebileyim. Böylesinin bir mahsuru yoktur umarım.
Yarattığın eserlerin nihayet insanlar tarafından keşfedilmesi, hatta onlar tarafından okunmak istenmesi çok güzel, çok tatlı bir duygu. Çok büyük bir motivasyon sağlıyor, bir öncekinden daha iyi olmak ya da hiç olmazsa kaliteyi düşürmemek konusunda. Bunun için minnettarım. Bu evrenin henüz daha sığ bir düzeyde olduğunu düşünüyorum. Belki toplarsak yirmi kadar hikaye ancak vardır burada geçen. Bunların da %70’i Aylık Öykü Seçkisinde bulunuyor. Burada yazmak ve insanlarla etkileşime geçmek kat ettiğim yolu biraz daha keyifli kıldı. Bunun için sizlere ve bu seçkiyi tasarlayan Kayıp Rıhtım’a teşekkür etmem gerek.

1 Beğeni

Merhabalar,

Okuduğum ilk öykünüz, diğerlerine de göz attım (Şimdilik diyelim).
Sanırım seçkinin en güçlü yazarına denk geldim. İlerde hacimli kitapların ünlü yazarı olarak tanınacağınız belli.

Sonraki seçkilerde görüşmek dileğiyle.

Merhaba,
Hikayenizin geçtiği ortamı iyi bir şekilde yansıtmışsınız. Şehrin kasvetini hissetmemek mümkün değil. Fakat bunu yaparken çok fazla betimleme kullandığınızı düşünüyorum. Cümleler sadece bir ya da en fazla iki betimlemeyle de oldukça güçlü durabilecek durumda ama siz onlara bir kat daha ekleme yapınca gücünü yitiriyormuş hissi uyandırdı bende. Hikayenin genel akışı içinse “kafa karıştırıcı” diyebileceğim. Belli ki sizde inanılmaz güçlü bir yazma tutkusu ve becerisi var. Ama zihninizdeki her şeyi aynı anda çıkarıyormuşsunuz gibi görünüyor hikayede. Atom bombasının ardından yayılan ışık gibi. Yaptığınız yorumları da okudum. Diğer hikayelerle bağlantılı bir evren olduğunu söylemişsiniz. Bence içinde bulunduğu evrenden bağımsız bir şekilde de hikayeyi anlayabilsek harika olurdu. Çünkü ben daha önce bu evrende geçen hikayelerinizi okumadım maalesef. Bir sonraki hikayenizi merakla bekliyorum. Şimdi bir hikayenizi okumuş oldum ve devamını oturtmak daha kolay olacak belki de. Bir sonraki seçkide görüşmek dileğiyle :slightly_smiling_face:

@Haluk_Cevik
Selamlar,
Nazik yorumunuz için teşekkür ederim.
Öykülerinizin birkaç tanesini okudum, yazım tarzlarımızın benzediğini hissediyorum ve hikayeler bana çok yakın hissettirdi. Bir sonraki seçkilerde görüşmeyi diliyorum.

@leyl
Merhabalar,
Şu dünyadaki en kıymetli şeylerden biri hiç şüphesiz zamandır, zamanınızı ayırıp hikayemi okuduğunuz için size teşekkür ederim. Bu dikkatli ve incelikli yorum için de ayrıca minnettarım. Tespitiniz çok doğru, sahiden de zihnimdeki her şeyi bir anda yazmak telaşı duruyorum. Aynen bir nükleer patlamanın ardından gelen fırtına gibi. Aklımdaki imgeleri bir anda, eksiksiz bir şekilde yazıya dökmeye çalışıyorum. Bu şekilde farkında olmadan hikayeyi boğuyorum aslında. İsmini koyamadığım o olmamışlık hissi bundan ileri geliyor olmalı. Lakin geri dönüp düzenlemek için okuma yaptığım zaman bazı betimlemeleri silmeye kıyamıyorum. Sanki onları oradan çıkarırsam hikaye eksik kalır ya da güzelliğini yitirir gibi hissediyorum. Tabii zaman içinde yazma becerim arttıkça neyin eksik neyin fazla olduğunu rahatça görebilecek seviyeye gelebilirim. Bunun için çalışmak ve tabii ki böylesi incelikli eleştiriler gerekli. Teşekkür ederim. Daha iyi hikayelerde görüşmek üzere.

2 Beğeni

Bazen televizyonda kanal değiştirirken, bir film denk gelir. Değiştirmek istemezsin kanalı, film kendisini ortasında da olsa izlettirir. Öykünüz bu hissiyatı yaşattı bana. Yarattığınız karanlık atmosferde buldum kendimi. Tek eleştirim Açelya adlı karakterin isminedir. Açelia olsa sanki daha oturaklı olurdu gibi geldi diğer isimler dikkate alındığında.

İyi ki zaman ayırıp okumuşum. Başkaca öykülerde buluşmak dileğiyle. Sevgiler…

Bu arada oyun oynama isteğimi depreştiren bir öyküydü :slight_smile:

1 Beğeni

Merhabalar,
Karakterin ismi ile ilgili olan eleştiriniz oldukça hakikatli, hikayedeki zayıf yönlerden birine işaret ediyor. Aslında bu karakterlerin uyrukları birbirinden farklı. Bundan hikayede bahsetsem de pek fark edilmiyor olmalı. Esasında Açelya karakteri Türkçe konuşan bir ülkeden geliyor. Dolayısıyla ismin yazım biçimi Türkçe’ye göre. Tabii bu ayrıntıları hikayede vermek yerine bazı yönleri belirsiz bıraktım. Bu da hikayeyi zayıflattı.
Bu arada zaman ayırıp okuduğunuz için minnettarım. Zaman çok hızlı tükeniyor ve çok kıymetli ama elbette oyun oynayabileceğim kadar boş zamanın olmasını bir lütuf olarak görüyorum.

1 Beğeni

Açıklamanız sonrası karakterin ismi anlam kazandı bende. Bir Türk’ü bilimkurgu bir hikayeye yakıştıramamak benim eksikliğimden kaynaklı oldu. :slight_smile:

Görüşmek üzere.