Yarattığı duygu, verdiği mesaj, anlattıkları, teknik açıdan etkilemesi, film içindeki yeri vb.
Buraya filmlerden sekansları, sevdiğimiz sahneleri ateşleyelim.
İlk olarak ben başlatıyorum.
Chariots of Fire - Filmin açılış kısmında bu sahneyle karşılaşıyoruz. Filmin geneline bakınca mükemmel bir başlangıç. Vangelis tarafından yapılmış akıllara kazınan, tekrar tekrar dinleten harika bir şarkı, bunların uyumuyla birlikte yarattığı duygusal etkisi.
Bence kusursuz bir film ve her sahnesi şaheser. Ama bir tane vermek zorundaysam, dövüş sahnesine bile kompozisyonu yedirebilen Olbdoy’un (2003) şu sekansını referans verirdim:
Filmlerde sanat denildiğinde aklıma ilk olarak gelen sahnelerden biridir. Nolan’ın Dunkirk filminin tamamı Atonement’ın 4-5 dakikada verdiğini veremedi. Tek çekim sahnedir ve detaylar her izlediğimde daha da hayran bırakmıştı.
Marlon Brando’nun sol elinin yüzük parmağıyla bıyıklarının ucuna dokunması sadece bana mı çok iyi bir oyunculuk şaheseri gibi geliyor bilemedim. Zaten sahnenin devamı da müthiştir (normalde olmaması gereken bir kediyle çekilen doğaçlama sahneler, adamla konuşması vs. vs vs.)
D-San
(Mrs Saturn (Af Bri, Elentâri) " İyi uyu ve Ev'i düşle. ")
9
Gözümün önünde canlanan ilk sahne. Söze gerek yok :
"Every man dies, not every man really lives. "
William Wallace
Fredooooom!
Sonrasında ise : King Arthur
Sinema tarihinin en hüzünlü sahnelerinden biri bence bu sahne.
We will go home!
13th Warrior: "Where the brave may live ,forever… "
Ve efsanem Interstellar. Filmi kusursuz buluyorum.
"Düşmanlarınla karşılaştığında, korkusuz ol!
Cesur ve dimdik ol ki, Tanrı seni sevsin.
Seni ölüme götürecek olsa bile, her zaman gerçekleri söyle.
Çaresizlerin yanında ol, yanlış yapma!
Bu senin yeminindir. "
Kingdom of Heaven
Pianist te Wladyslaw Szpilman’ın muazzam performansı…
Bu ordu seni öldürecek. Akıllıysan, kendine dikkat edersin. Başkaları için yapabileceğin bir şey yok. Kimsenin kurtarılamayacağı bir yangın evine dalıyorsun. Ne gibi bir fark yaratabileceğini sanıyorsun? Bu delilikte tek bir adam. Eğer ölürsen, bu hiçbir şey için olacak. Orada herkesin iyi olacağı bir başka dünya yok. Sadece bu var. Sadece bu kayalık.
O zaman Blade Runner’ın ikonikleşmiş son sahnesini bırakıyorum. Bir yanda Rutger Hauer’in oynadığı Roy Batty, diğer yanda Harrison Ford’un Rick Deckard karakteri. Harika bir sahne. Ruther Hauer’in doğaçlaması da bambaşka bir olay.
I’ve seen things you people wouldn’t believe. Attack ships on fire off the shoulder of Orion. I watched C-beams glitter in the dark near the Tannhauser gate. All those moments will be lost in time… like tears in rain… Time to die.
Bu film baştan aşağı akıldan çıkmayan sahneler bütünü değil mi zaten ya? Bir de her mekanın gerçek olması ve hepsinin gidip kendi yerinde çekilmiş olması detayı eklenince…