Albüm ismi olmaz mı
Pink Floyd - of promises broken
Gercekten her okuduğumda çok çarpıcı bir etki yaratır;
of promises broken
Albüm ismi olmaz mı
Pink Floyd - of promises broken
Gercekten her okuduğumda çok çarpıcı bir etki yaratır;
of promises broken
Child is grown, dream is gone
Pink Floyd’un en sevdiğim albümü olan Animals albümündeki Dogs şarkısından bir bölüm paylaşmak istedim. Ama bir bölüm seçemediğim için tüm şarkıyı paylaşıyorum. Çeviri bana ait. Hata varsa belirtirseniz sevinirim.
Çıldırmış olmalısın, gerçek bir ihtiyacın olmalı.
Bir gözün açık uyumalısın, ve sokaktayken
Gözlerin kapalı kolay lokmayı kapabilmelisin.
Ve sessiz adımlarla, rüzgarla birlikte görüş alanının dışından
Zamanı geldiğinde bir an bile düşünmeden saldırmalısın.
Ve bir süre sonra imajına çalışabilirsin.
Şık bir kravat gibi mesela, veya sıkı bir el sıkışma
Gözlerindeki keskin bir bakış ve rahat bir gülümseme
Yalan söylediğin insanların güvenini kazanmalısın.
Ve sana sırtlarını döndükleri anda
Bıçağı saplama şansını bulacaksın.
Bir gözün omzunun üstünden etrafa bakmalı
Biliyorsun ki sen yaşlandıkça daha da ve daha da zorlaşacak
Ve sonunda toparlanıp güneye göçeceksin
Kafanı kuma gömeceksin
Sadece başka bir üzgün yaşlı adam
Yapayalnız ve kanserden ölen.
Ve kontrolün zayıflayınca ne ektiysen onu biçeceksin.
Ve korkun büyüdükçe kirli kan pıhtılaşıp taşa dönüşecek
Ve artık çok geç eskiden etrafta dolanırken ihtiyacın olan ağır imajdan kurtulmak için.
Öyleyse iyi boğulmalar, dibe battıkça, yapayanlız
Bir taş tarafından dibe çekilirken.
Kabul etmeliyim kafam biraz karışık.
Bazen bana öyle geliyor ki sadece kullanılıyorum.
Uyanık kalmalıyım, deneyip bu sıkıntıyı üstümden atmalıyım.
Eğer dediklerimin arkasında durmazsam bu labirentte yolumu nasıl bulabilirim?
Kör sağır ve dilsiz, sen rol yapmaya devam et
Herkes harcanabilirmiş ve kimsenin gerçek bir dostu yokmuş gibi
Ve sana öyle geliyor ki yapılacak iş dışlamak kazananı
Ve güneş altında yapılan her şeyi
Ve yürekten inanıyorsun ki herkes katil
Acı dolu bir evde doğan
Rüzgara karşı tükürmemesi öğretilen
Neler yapacağını başkasından öğrenen
Eğitimli personel tarafından kırılan
Tasma ve zincire vurulan
Sırtı sıvazlanan
Sürüden ayrılan
Evinde yalnızca bir yabancı olan
Sonunda yere serilmiş olan
Telefonda ölü bulunan
Bir taş tarafından dibe çekilen.
“Arkada kalana mı üzülürsün, bence giden de çok beter!”
Ceza - Sitem
Yalnız kesinlikle şarkıyı dinleyin pek bilinmeyen ama efsane bir parça.
Honey, you lied when you said you loved me
And I had no cause to doubt you.
But Id rather go on hearing your lies
Than go on living without you.
Elvis Presley
Şarkının tamamını dinlemenizi öneririm dostlarım.
Kahve bardağından yüzüme doğru vuran sıcaklık
Yaz gününde kaldı aşk ve mevsimimiz kış artık
Ruh halim bozuk plakta dönüp duran bi şarkı
Biz bir hayal kurar onunda birden içine --------
Çirkin ile bal yenmez, güzel ile taş taşı…
-----
Şu kanlı zalımın yaptığı işler, garip bülbül gibi zar eyler beni…
Yağmur gibi yağıyor başıma taşlar, ille dostun sözü pareler beni…
Şu ellerin taşı bana hiç değmez, ille dostun bir tek gülü de zar eyler beni…
------------
Kötülük haykıran yüce ilahsın,
Zalimin başında sahte külahsın,
Yobazın elinde korkunç silahsın,
Kalem seni parça parça kırarım…
------------
I was happy in the haze of a drunken hour
But heaven knows I’m miserable now
I was looking for a job, and then I found a job
And heaven knows I’m miserable now
In my life
Why do I give valuable time
To people who don’t care if I live or die?
Gezdin, tozdun aman aman aman
Sazdın, sözdün aman aman aman
Giderek üzdün bizi zaman
Giderek üzdün bizi zaman
Duman - Aman aman
Esiri miyiz para ya da maddelerin?
Telli telli telli şu telli turna
Sanma ki yaralı uçmaz bir daha
Takılmış kanadı göçmen buluta
Anlatır eski beni şimdiki bana
Sakın çıkma patika yollara
O dağlara, kırlara, o karlı ovaya
Yenik düşüyor her şey zamana
Biz büyüdük ve kirlendi dünya
Sevdiğim yazarlardan biri olan Murathan Mungan’ın sözleridir. Söz vermiş şarkılar kitabında da vardı. Severek okumuştum, herkese tavsiye ederim. Ve yeni türkü çok güzel seslendirmiş. Nedensiz çok hoşuma gidiyor.
Sen makinasın makina…
Uzi - Makina
Tired of lying in the sunshine staying home to watch the rain
You are young and life is long and there is time to kill today
And then one day you find ten years have got behind you
No one told you when to run, you missed the starting gun
So you run and you run to catch up with the sun but it’s sinking
Racing around to come up behind you again
The sun is the same in a relative way but you’re older,
Shorter of breath and one day closer to death
Every year is getting shorter, never seem to find the time
Plans that either come to naught or half a page of scribbled lines
Hanging on in quiet desperation is the English way
The time is gone, the song is over,
Thought I’d something more to say
(Pink Floyd - Time)
Benim de sözlerini çok sevdiğim bir şarkıdır. Ama herkes İngilizce bilmek zorunda değil. Bu sebeple kendim çevirmeyi deneyip aşağıya koyuyorum. Baştaki almadığınız kısa bölümü de alacağım. Çevirim ile ilgili yorumlarınızı bekliyorum.
Time
Alelade bir günü oluşturan anları sayarak
Saatleri düşüncesizce israf ve ziyan edersin
Memleketinde bir toprak parçası üzerinde koşuştururken
Birinin veya bir şeyin sana yol göstermesini beklersin
Gün ışığında yatmaktan yorgun evde kalıp yağmuru izlersin
Gençsin ve hayat uzun, ve öldürecek vaktin var bugün
Ve bir gün varırsın ki farkına on yılı bırakmışsın ardında
Kimse ne zaman koşacağını söylememiş sana, başla işaretini kaçırmışsın*
Ve koşarsın, koşarsın güneşe yetişmek için ama güneş batmakta
Dolanıp sana tur bindirmek için
Güneş aynı güneş ama sen bir gün daha yaşlısın
Nefesin kesilmiş, ölümüne bir gün daha yakınsın
Yıllar giderek kısalıyor, tekrar vakit bulamayacağız galiba
Planlar ya boşa çıktı ya da yarısı karalanmış bir sayfa gibi durmakta
Sessiz bir keder içinde dolanmak tam da İngiliz işidir
Zaman doldu, şarkı bitti
Oysa söyleyecek ne çok sözüm vardı daha
*: Türkçede tam karşılığını bulamadığım tek bölüm. Orijinali starting gun yani yarışlarda başlamak için havaya sıkılan silah. Türkçede o silahın özel bir ismi varsa bile ben bilmiyorum. Bilen biri yazarsa memnun olurum.
Güzel bir çeviri olmuş.
Sözlerde starting gun olarak kullanılmış ama genelde starting pistol deniyor diye biliyorum, o da çıkış tabancası diye Türkçeye geçmiş. Ama başla işareti de gayet yerinde bir çeviri bence.
Geldiğimizde otlar yemyeşildi
Ve kuzeydeydi güneş
Kömür deposu boşaldı işte
Mamağa sonbahar geldi
Güneş altında tutsaklar
Geçen sonbahara bakıyorlar
Şirin mi şirin gecekondu evleri
Samsun asfaltında otomobiller
Ne güzeldir yollarda olmak şimdi
Yaşam kadar gerçek
Yaşamak gibi sahte
Öyle çok şey var ki
Yaralayan insanı.
Bir yürek çarpıntısı
Onu her gördüğünde
Öyle çok şey var ki bak
Sana dair.
Yanlış aşklar yaşadık
Yanlış köprülerde
Yanlış gemiler yakıp
Aldırmadan
İki damla su çaldık
Zamanın pençesinden
Aldırmadan, aldırmadan.
Mucize gerek bize
Gidecek bir başka düş
Bir düş ki korkmamış
Zamanın karşısında
Ve bir çağ gerek bize
Ve bir çağ bundan özgür
Öyle çok şey var ki bak
Sana dair.
Sonra kuşlar gitti
Anladım dünya yorgun
Sen yorgun, tortusu kalmış
Eski bir korkunun
Görmedin, duymadın
Demedin bunlar kötü.
Biz var mıydık?
Aşk var mıydı?
Bu ne senden ilk kaçışım
Ne de ilk düşüşün yüreğime
Ne bu serden son geçişim
Ne de son küsüşüm kaderime…
[Kumdan Kaleler - Sana Dair]
'Cause losing me is better than losing you
Ümitsiz günlerimde
Kendimle avundum
İçimdeki her şeyi yitirdim
Seni buldum
Şimdi ben
Senin oluyormuş gibiyim
Sıcak geceler gibi
Al beni kollarına bu gece
Dokunsalar ağlayacak
Çocuk gibiyim
Denizdeki dalgaların ucuna
Beni sal bu gece
Her yeni gün doğacak
Çocuk gibiyim
Gibi gibiyim gibiyim
Gibi gibi gibiyim
Gibi gibiyim gibiyim
[Grup Gündoğarken]
Haydi gel benimle ol
Oturup yıldızlardan bakalım dünyadaki neslimize
Ordaki sevgililer özenip birer birer
Gün olur erişirler ikimize
Sezen aksu