Sadece içindekiler kısmı için 2. baskıyı bekleyecekseniz, bu bekleyiş birkaç yıl sürebilir. Maalesef bunlar kısa sürede tükenebilecek kitaplar değil.
Çok okuru olan bir yazar değil, karton kapaklar çıkalı 5 sene oldu, hala satışta aynı baskılar. Belki baskı sayısı azdır belki ciltli diye artı 100 okur daha olur ama bence de 3-4 seneden önce bu baskılar bitmez.
Okunmayı bekleyen o kadar çok kitap var ki hiç problem değil. Zaten eğer mümkünse e-kitap olarak okuyorum, aldığım kitaplar kütüphanemde bulunması için oluyor.
Yok kutu görmedim ben.
Kutu bekliyorlarmış, o nedenle İnternet satışı açılmamış kitapların.
Alfa ile dün konuştuğumda, almayın geri gidecek diyin, bize geldiğinde para iadesini yapıp size bilgilendirmek için mail atacağız demişlerdi.
Bana kargo bugün geldi. Kabul etmedim geri gidecek dedim.
Kargocu birkaç güne gider dedi.
Hallettim rahatladım valla hiç içime sinmemişti çünkü kitaplar o halde 
Belki ilk baskı alan bizler için ayraç olarak düzenleme yapılabilir tabi. İletirim kendilerine. 
Ayraç ben de yaparım, fotograf kağıdı ile ama sığdırmak mesele.
Kitapta olsaydı iyiydi, yazıcıdan çıkarıp, kitabın içine koydum ben. Öyküleri kronolojik sıraya dizip okuyacağım zaten, işaretlemiş olurum. ( Teselli
)
Öyküler zaten kronolojik sıra ile verilmiş gibi gördüm ben. Mesela ilk öykü 1904, sonraki 1908, Temmuz 1917, Kasım 1917 diye gidiyor. Açıklama kısmında tarihler belirtilmiş.
Başka bir yerde karışıklık var mı bakamadım daha. 
Olabilir, Henüz bunu inceleme fırsatım olmadı. Kitabın çıktığı gün, Forumda buna yönelik “kronolojik değil” diye bir eleştiri vardı. O neden olmadığını düşündüm. İlk basıldığı tarihi değil de yazıldığı tarih şeklinde 2-3 gün sonra kronoloji sıralaması yapacağım.
W. Scott Poole’un yazdığı Lovecraft’ın biyografisiymiş.
Yanlış okumuşum 
Yayımlandığı tarihi değil Lovecraft ın öyküye son şeklini verdiği basıma hazır metnin tarihine göre kronolojik sıra yapılmış. Örneğin sırasıyla öyküler;
Mağaradaki Canavar - 1905 de son şeklini vermiş.
Simyacı - 1908
Mezar - 1917
Dagon - Temmuz 1917
Dr. Samuel Johnson’la İlgili Bazı Anılar - Kasım 1917 nin hemen öncesinde
.
.
.
.
Bu şekilde devam ediyor. Öyküleri yazarın tamamladığı tarihlere göre sıralamışlar.
Tamam ben de böyle yapacaktım, gerek yokmuş. Bu iyi oldu. İncelemeden çok olumsuz şeyler yazıldı baskılarla ilgili, ister istemez satın almamızı değil ama içerikle ilgili olumsuz önyargı olarak bizi de etkiledi.
Öykü başlarındaki kısa açıklamalarda belirtiyor. Önemli olan zaten yazdığı tarih net biliniyorsa ya da yazdığı aralık belirlenebilmişse buna göre sıralamak. Yoksa çok karmaşık bir durum çıkardı ortaya.
Benim ön bilgi verilmesi çok hoşuma gitti. Ayrıca sayfanın hemen altında dipnot olarak düşülenler de var.
Mesela Dr. Samuel Johnson’la İlgili Bazı Anılar öyküsünde sayfanın hemen altında Dr. Samuel Johnson ile ilgili bilgiler dipnot olarak verilmiş.
Ben hastayım bu olaya zaten. Ben dahil forumda kitap ve yayınevlerine karşı bir anda galeyana geliyoruz bazen.
Bu kitap özelinde ben verdim sipariş alıyorum. İçindekilere normalde de bakmıyorum ben zaten. Sadece okuduklarımı işaretliyordum. Elle yazarım okudukça.
Evet ülke insanı olarak zaman zaman ben de yapıyorum, bilgi kırıntılarıyla, tam olarak ne olduğunu anlamadan “gömüyoruz” 1-2 gün ne olduğunu anlamak için biraz baskıları, başka baskılar ve yabancı baskılarla karşılaştırdım. Daha önce söylediğim gibi ben genel anlamda hem içerik hem baskı olarak hoşnut kaldım.
Bu kağıtla bez cilt olsa daha iyi olurdu, içindekiler olsa daha iyi olurdu ama olmaması da baskıyı kötü, alınmayacak, okunmayacak bir baskı yapmaz.
Tabii ki yapmaz ama sorun, 1-2 günlük bir uğraş sonucunda çok daha iyi olabilecek olması. İki Novella olayının tamamen baştan savma iş yapmaktan kaynaklandığı açık. Bu, insanların kütüphanesine koyup uzun seneler saklayabileceği, bir yazarın hayatının 2 kitaba sığdırıldığı bir eser. En azından İletişim Yayınları’nın Poe derlemesi gibi düzgün emek verilmiş, uğraşılmış bir eser beklemek insanların hakkı.
Ama insanlar 1 senedir bekliyor ve 100 küsür lira para veriyor.
İçerisinden 5 sene öncesinde çıkarttıkları toplu eserlerdeki, bir araya getirmek için kitap kapağına “iki novella” yazarak satışa çıkarttıkları kitabın kapağınıda görmek insanın canını sıkıyor.
Tamam aynı kitapları tekrar koy satışa çıkart ta, ne bileyim iki eseri bir araya getirip adını “iki novella” yaptığın kitap kapağınıda bir esermiş gibi kitaba koyma yahu.
İnsanlar bir sene beklemiş, sen sırf içindekiler sayfalarının numaralarını güncellemeye üşenip o kısmı çıkartırsan, ve bu 7 kitabın kapağını cıkartmaya dahi üşenirsen(ki bunlardan bir tanesi eser ismi bile değil. bkz:iki novella), bu insanlarda haklı olarak gömer seni.
hem düzenli olsun diye set alacaz, hemde sadece 7 hikayenin önünde resimli görseller olacak.
Yahu bunları kitaba bir kapak yapmaları gerekiyor diye yaptılar. Toplu eserler diye cilt çıkartıyosun madem, önceki kitabın 7 kapağınıda kes ve cilde koyma.
Sizce bu çıkan 100 küsür liralık yapım düzenli mi ?
20 sene sonra aklınıza bi öykü gelse, açıp bulamadıktan sonra ne anladım ben bundan ?
leimdeki 7 kitaptan daha rahat bulurum en azından elimde içindekiler var diye. İnsanlar bu yüzden baya irdeledi bunu.
Bazıları oturmuş yapmış, bizimlede paylaşmış ellerine sağlık. Ama bunu bizim değil yayın evinin yapması gerekiyordu.
Sonuc olarak forum kullanıcılarının 1 günde yaptığını Alfa 1 yılda yapmamış. Tabikide birazcık tepki gösterecek insanlar.
Bunlar benim şansi fikirlerim. Herkesin fikrine saygı duyduğumu belirterek bu sitem dolu uzun postu noktalıyorum 
