Orijinal olarak burada paylaşıldı.
Merhaba. İlk gotik şiirim bu. Kendimi geliştirebilirim umarım.
Azrail’e Davet
Geceyi hissediyordu içinde, kalbindeki boşlukta,
Geceyle bütünleşmek, büyülenmek istiyordu, karanlıkta,
Geceyle kendi meczup dünyasını yaratacaktı, imgelere boğulmuş kafatasında,
Gecenin karanlığında ölüme gidecekti, derin sessizlikte ve hoş soğukta.
Karanlığın örtüsü gökyüzünü bürümüşken,
Soğuk ellerinde, ölüm daveti, baletvari dans ederken,
Karanlığın yerini günışığının sahte asaleti kirletmemişken,
Soğuk nefesinin, kar beyazın eşliğinde, kesilmesini isterken,
Azrail’i davet eder, çaresizce ve bir o kadar da kendinden.
Boğazı yanıyordu, cehennem gibi, Azrail’in yakınlığından,
Demlenmişti kederi, kadehler taşmıştı, arzusunun baskısından,
Boğaza mı atlasaydı acaba, hararet basmıştı, ölümün sıcaklığından,
Denenmişti atılan diğer zarlar, olmamıştı, ölmemişti,
Ya aptallığından ya yalandan ya da Tanrı’nın lütfundan.
Azrail gelmiyordu, icabet etmiyordu kederine tezat zayıf davetine,
Ay onu izliyordu, gecenin hediye ettiği sessizliğinde,
Hal bu ki Ay’a baksa kendisini izleyen,
İki koca kara kanat görecekti onu bekleyen.
O burada, ölüm burada, Kara Melek burada,
Bekliyor onu, elindeki baletin, dans etmesini,
O burada, Ay’ı kaplarcasına burada, koca kanatlarını açmış tüm görkemiyle burada,
Bekliyor onu, bahsi davetin tam anlamıyla gerçekleşmesini,
O burada, izler durur vaziyette burada.
Azrail’i görmüştü, dehşetengiz bir halde donmuştu,
Kara kanatların sessiz davetini almıştı, korkmuştu,
Azrail kaçınılmaz sonu ima edercesine bakıyordu, düşmüştü,
Katı karanlıkta, bulanık ve çürümüş kafasında, gülmeye haykırmaya başladı, delirmişti,
Baleti aldı, zarifçe dans ederek girip çıktı, ölmüştü.
Azrail alacağını almıştı, gitti,
Ay’ın ışığı söndü, gecenin ışığı bitti,
İnsanlık kendi karanlığıyla baş başa kaldı,
Ak ve pak Ay’ın ışığı Azrail’di,
Ölüm aydınlatıyordu bizleri, koca insanlıktı,
Azrail, ölüm gitti,
Kara Melek’in ışığı bitti.
Yapay zekaya verdim, meraktan, analiz etmesini istedim, şu şekilde bir çıktı verdi:
Sizler ne düşünüyorsunuz?