İstihkak

Öykü Seçkisi'nde okumak için: https://oykuseckisi.com/istihkak-gizem-cetin/

Alçak tavanlı penceresiz oda kirli bir kablonun ucunda sarkan sarı bir ampulle aydınlanıyordu. Daha doğrusu, ampulün üstünü kaplayan kül ve tozdan dolayı pek de aydınlandığı söylenemezdi. Sadece tavandan duvarlara sefaletin sarı izi yayılıyordu. Kapının tam karşısındaki kavlamış duvarın önünde nefes alan bir beden vardı. Belinden sarkan bir bez parçası hariç çıplak olan zavallının kolları çarmıha…

2 Beğeni

Tarzınıza az çok alışmaya başladım. Önce bir olay örgüsü seriyorsunuz, sonra da bu olayların sebeplerini / öncesini anlatıyorsunuz. Önceki bir kaç öykünüzde de aynı tarzı kullanmıştınız. Bu bir eleştiri değil, sadece bir tespit.
Öykülerinize gri, uğursuz bir ton hakim. Bu öyküde ise grilik siyaha doğru kaymış durumda. Uğursuzluğun dozunu ise oldukça artırmışsınız. Ben bu tarzı oldukça severim ve bu öykü benim açımdan oldukça başarılı bir öykü. Kaleminize sağlık.
Öyküdeki İbn-i Haldun referansı tarihle/felsefeyle ilgili biri olduğunuzu da gösteriyor. Ve tabii ki Türkçe’yi kullanma becerinizi tebrik ediyorum.
Not: “Hissettiği dehşetten dolayı fark etmeden örgülerini asılıyordu.” Sadece bu cümleyi anlayamadım.

2 Beğeni

Çok teşekkür ederim güzel yorumunuz için. :slight_smile:

Şöyle hayal etmiştim. (Hızlı çizince biraz cin alimsi oldu :smiley: )

2 Beğeni

“…örgülerine asılıyordu.” Bir harf hatası cümleyi eksik bırakmış. :slight_smile:

2 Beğeni

İnce iş, daha çok dikkat etmeliydim :slight_smile:

2 Beğeni

Minik bir hata, olur böyle şeyler. Öykünün güzelliğinin yanında adı bile anılmaz aslında ama gene de haberiniz olsun istedim.

2 Beğeni

İstikhak’ı seslendirdim:

1 Beğeni