İthaki'den Yeni Bir Epik Fantastik: Destanlar Çağı

Dün gece bitirdim. Şöyle ki;
Öncelikle, okura inanılmaz saygılı bir yazar olduğu için sevmemek elde değil. Lakin okuma kısmına gelirsek, evet ilk sayfalar akıcı ama sanki bir koşu, bir acelecilik var. Aman okuyucu bu bölümlerde sıkılmasın, verebildiğimi bir an önce vereyim de hikayeden kopmasın havası aldım. Sonrasında ise, eyvah çok hızlı koştuk, dur şuraları bir sakin geçeyim bölümü var. Sonlara doğru ise düğümlerin çözüldüğü bir bölüm var ki, okuması çok zevkli ama aynı zamanda fena bir hayal kırıklığı. Bir metinde en nefret ettiğim şey tahmin edilebilirliktir. Son 30 sayfayı yazmasa da ben biliyordum ne yazık ki. Ve en kötüsü de, bir yazarın kendi yarattığı karakteri okurun gözüne soka soka kötülemesi. “Bak sevgili okur sen olayı çözdün ama görüyorsun bu sevimli ama beyinsiz küçük karakter hala farkında değil”. Iıhhh olmamış, sevemedim. Bir de kitabın kahramanı Raithe ama keşke biraz tanıyabilseydik kendisini. Ve yerginin son bölümü; İthaki’nin bugüne kadar okuduğum en kötü editesi sanırım bu kitaptaydı. Cümleler devrilmiş, harfler atlanmış/kesilmiş/karışmış, olmamış velhasıl.
Gelelim pozitiflere.
Cihan Karamancı hoş, akıcı bir çeviri yapmış (ah edite ahhhh)
Kitabın genel anlatımı, atmosferi, özgünlüğü güzel. Tanrı kavramı ile çatışma enteresan. Epik bir anlatıma giriyormuyuz? Evet. Tabi yolda biraz daha etrafı tanımak lazım.
Ama sonunu şöyle bağlayalım, ben kitabı sevdim. Devamı, hatta aslolarak bu serinin sonrasını anlatan ama daha öncesinde basılmış diğer serileri okumayı da çok isterim. Gerçi daha ilk okumayı yaptım. Edebi olarak okumadım. (ben her kitabı önce okurum, sonra edebi olarak okurum, sonra incelemek için okurum) Keşke bekleyip ikinci baskısını (tabi basılırsa) alsaymışım dedim hep okurken. Avrupada filan söylenen Tolkien’in Eddings akıcılığı versiyonu lafları ise, hiç mi hiç olmamış. Heee eğlenceli mi? Tabiki,. Kısa kısa gülümseten anlatılar var mı? Elbette. Ammaaaa… Suri/anne bölümünü, Raithe’nin tanrı ile ilk karşılaşmasını filan gerçekten Eddingsvari işlese o diyaloglar tadından yenmezdi.
Bir daha yazma ihtiyacı hissettim, siz bu yazdıklarıma bakmayın, kitabı gerçekten sevdim.

Editüs brütüs: Okuduğunuzda pişman olacağınız bir kitap asla değil. (içses; yerden yere vur, sonra oku de… Pffff)

10 Beğeni

Merak ettiğim bir kitaptı. Detaylı yorumunuz sağolsun acele etmeye gerek olmadığını farkettim. Zaten tamamı basılmadan İthaki’nin hiç bir serisine başlamama niyetim vardı -yarım kalması olasılığını elemek mümkün değil-, pekişti güzelce. İnceleme için teşekkürler. :+1:

Destanlar Çağı’nın yarım kalacağını sanmıyorum. Çünkü ben de dün kitap elime ulaşır ulaşmaz ilk 40 sayfasını okudum, yazar kitabın başında serilerini bitirmeden kitaplarını yayınlatmadığını belirtmiş. Yani seriyi bitirmiş durumda yazar.

Arkadaşın bahsettiği yazardan kaynaklı değil yayınevinin yarım bırakma ihtimali.

2 Beğeni

Evet aslında haklısın, o ihtimali unutmuşum

1 Beğeni

Kesinlikle. Bir kere ağzım yandığı için temkinli yaklaşıyorum.

Eh, bence keyfini çıkarın. :slight_smile: Serinin tamamlanmasını beklemek de ayrı bir yöntem fakat bu şekilde de her şey fazla hızlı oluyor gibi geliyor bana, beklerkenki o bağı kuramıyoruz sanki.
Ben kitabı bitireli on gün falan oluyor ve keyifli bir okumalık olduğunu söyleyebilirim. Kitabın tek sorunu olayların çok giriş niteliği taşıması olabilir, hemencecik akıp gidiverdi. Ama tadı damağımda kaldı, umarım devamını en yakın zamanda dilimizde görürüz.

3 Beğeni

Nihayet Kılıçlar Çağı’nı bitirmiş bulunuyorum, ilkinden çok çok daha başarılı ve beklediğime değer bir kitap olmuş. Az önce Good Reads’e yazdığım yorumu aynen kopyalıyorum.

Kılıçlar Çağı gerçekten uzun süredir beklediğim bir kitaptı ve beklediğime de gerçekten değmiş doğrusu.

Serinin ikinci kitabı olmasıyla birlikte, Kılıçlar Çağı Elan dünyasını epey bir genişletiyor. Destanlar Çağı karşımıza epey potansiyel vaadeden bir ilk adım olarak çıkmıştı, fakat tek başına havada kalıyordu, insanın damağında ayrı bir tat bırakıyordu orası ayrı tabii. :slight_smile:

Kılıçlar Çağı bizi Destanlar Çağı’nın bıraktığı yerden alıyor ve yepyeni ufuklara taşıyor, karakterlerimizin içlerini daha da dolduruyor, bize onları daha ayrıntılı tanıtıyor ve tabii onlara kendilerini keşfedecekleri farklı alanlar sunuyor ki bana kalırsa kitabın en önemli yanı da bu, keşifler.

Bana kalsa kitabın adı Keşifler Çağı da olabilirmiş. Günümüz insanının bildiği en temel şeyleri yavaş yavaş keşfediyor ve anlamaya çalışıyor kahramanlarımız. Bir yandan da kendi potansiyellerini ortaya koyuyorlar elbette.

Ben okurken gerçekten çok eğlendim ve zevk aldım Kılıçlar Çağı’ndan. Öncülünün bıraktığı yerden hikayeyi devralan ve onu dolduran bir kitap olmuş bence. Hem klasik, hem de modern fantastik edebiyat anlayışını tek bir potada eritebilen bir dünya yaratmış Sullivan, bence sırf bu yüzden okunmaya değer bir seri var karşımızda.

14 Beğeni