İyi Altyazı Çevirmeninden İyi Kitap Çevirmeni Olur mu?

Bir süredir dikkatimi çekiyor. Altyazı çevirileriyle ünlü olan kimi çevirmenleri kitap çevirirken de görüyorum. Bunlardan son iki örneği dizi çevirileriyle tanıdığımız nazo82 ve Twitter’da sık sık rastladığım Ümid Gurbanov oldu.

nazo82’yi muhtemelen hepiniz tanıyorsunuz. Bir zamanların unutulmaz dizilerini filmlerini bizlere ışık hızıyla buluştururdu. Şu andaki durumunu bilmiyorum zira Divxplanet’in kapanması ile altyazı takip etmeyi bıraktım sayılır. Ümit Gurbanov’u da genel olarak sanatsal çalışmalardan tanırsınız. Deneysel filmlere bile el atar kendisi.

Bu konu şu iki haber ile aklıma takıldı:

nazo82’nin çevirdiği kitap;

Ümit Gurbanov’un çevirdiği kitap;

Bu kişilerin kitap çeviremeyeceğine yönelik bir kural yok elbette. Sadece aradaki farklılıkların etkilerini merak ediyorum. Üzerine tartışalım istedim. Siz altyazı çevirmenlerini kitap kapağında gördüğünüzde ne düşünüyorsunuz?

4 Beğeni

Teknik kitapları çevirmek için ilgili teknikte belirli bir düzeyde olmak gerektiği gibi, edebiyat yapıtlarını da çevirmek için edebiyat alanında belli bir düzeyde olmak gereklidir. Bu düzey düştükçe çevirinin niteliği olumsuz yönde etkilenmekte…

3 Beğeni

Aslında aynısını ben de merak etmiştim. Neden bilmiyorum ama çok da ön yargı ile yaklaşmış idim şahsen. Hala da ön yargılıyım. Şahsen altyazıyı nasıl çevirdiğini görmedim. Ne kadar kitap okuduğunu ve edebiyata ne kadar aşina olduğunu da bilmiyorum bu kişinin. Sonuçta bana garip geliyor. Belki hiç tanımadığım içindir. Aynı şeyi iki kitap çeviren insanlar için de düşünüyorum. Çok tereddüt ile yaklaşıyorum ki iyi de olmuyorlar bir kısmı zaten. Hatta İngilizce öğretmenliği okuyup kitap çevirene bile şüphe duyuyorum çünkü o bölümde duyduğum kadarıyla çok az edebiyat öğretiliyor.

1 Beğeni

Bence kesinlikle haklısınız. İngilizce öğretmenliği başka şeydir, İngilizce’yi çok iyi bilmek başka şeydir, çevirmenlik ise çok başka bir şey.

Yetkin bir çevirmen çeviri yaptığı dili de, çevirdiği dili de çok iyi bilmelidir. Ayrıca söz konusu bir edebiyat yapıtı ise, her iki dili de edebî açıdan çok iyi bilmelidir. Her İngilizce bilen çevirmenlik yapacaksa, o zaman çoğu kişi bu işi yapabilir demektir. Ama elbette, kazın ayağı öyle değil…

3 Beğeni

Reklam gibi olmasın ama divxplanet kapandıktan sonra planetdp kurulup oraya geçti herkes. Genelleme yapamam ancak kitap çevirisine başlayan çoğu altyazı çevirmeninin eğitimi de o alanlarda oluyor. Edebiyat ve dil mezunları ağırlıkta. Ben de uzun zaman çeviri yaptım divxplanet üzerinde, forum bahanesiyle şahsen tanıştığım çevirmenler de oldu. Genelde alan dışı olanlar kitap işlerine cesaret edemiyor pek. Çok farklı kulvarlar ikisi bence. Altyazı çevirisinde metni destekleyen görüntü de var, sahneye uyduğu sürece farklı farklı şekillerde çeviri yapılabilir. Kitap çevirisinde peş peşe cümleler akıcı olmalı, kelime kelime çeviri olmasa da çok yakın bir şekilde çevirisi yapılmalı yazarın da dili aktarılmalı çeviriyle birlikte.

2 Beğeni

Kesinlikle dediğiniz gibi, mesela İngiliz dili ve edebiyatı okuyan insan bile ezber yapıp geçmiş olabilir. Onları da bunun içine katıyorum ama en azından İngiliz’in edebiyatı öğretiliyor, ve bizim okulda aşırı ağır. Ha tabii kişi kendisini aşırı derecede geliştirmiştir, sonuçta İngilizce okulda öğrenilmeyebilir ama bu durumda da kendisini kanıtlaması gerekir. Aslında herkesin kendisini kanıtlaması gerekir bence, diploması olsun ya da olmasın. Ben yine de alır okurum ama dediğim gibi çoğu zaman hatalı çeviriler oluyor. Ben çok mu iyi yapıyorum da bunları söylüyorum? Hayır efendim, ben kendim dünya kadar hata yapıp kendimi geliştirmeye çalışan biriyim. Sonuçta bir şeyin iyi olup olmadığını eleştirmek hepimizin hakkı diye düşünüyorum, dolayısıyla bu kişiler de bence alınmamalılar.

Ve evet şuna da katılıyorum ki bu kişi Türkçe’yi ve edebiyatını da bir bu kadar bilmeli.
@_restlessness Ayrıca size de katılıyorum, orada ekrandan destek alabiliyorsunuz. Birkaç kez yapmıştım ve çok zor gelmişti bana. Ama insan alışınca kolay geliyordur elbette. Buna rağmen bana bir metin verseler dakikalar içinde çeviririm. Bu yüzden de size tamamen katılıyorum, her işin raconu ayrı gibi. Kitabı okumadım hiç, ama yapmışsa tebrikler tabii ki. Sonuçta insan kendini geliştirebilir, her şeyin bir ilki vardır ama bu ilk de kabul edilebilir derecede iyi olmak zorunda böyle bir iş için.

Bence de öğretmenlik okumak, grammer bilmek, altyazı çevirmek ve kitap çevirmek birbirinden gerçekten inanılmaz farklı meslek dalları. Hatta mesela simultane çeviri diye bir olay var ki o da bunların hepsinden daha farklı bir yetenek işi.

1 Beğeni

Ben de Divxplanet’te başlayanlardanım. 4 sene orada, kitap işlerine girdikten sonra da bir süre Netflix’e vs. iş yaptım. 1-2 vizyon filmi çevirmişliğim de var.

Kişiye bağlı, kendini geliştirdiyse iki alanda da güzel çeviri yapabilir. Çeviri işi zor ama bence sevilmeden yapılmayacak mesleklerden.

4 Beğeni

Ölüm yıldızına tşört sıkıştırsınlar da tam olsun :slight_smile:

1 Beğeni

Abi artık internette film cevirilerini suriyeliler yapıyor galiba hiç anlaşılmıyor altyazı,umarım oradaki çevirmenleri kitap cevirilerinde görmeyiz:) Eski film sitelerinin çevirileri çok iyiydi divxplanet bu kaliteyi belli ediyordu ama neden kapandı bir türlü anlamadım.

1 Beğeni

Kişinin öncesinde ne yaptığı değil nasıl yaptığı daha önemli olduğunu düşünüyorum. Bir kitap bile çevirmenin yahut editörün özenip özenmediğini ortaya koyuyor.

Ancak günümüzde “neyin ne kadar reklam yaptığı” önemli oluyor. Asıl sevimsiz olan da yere göğe sığdırılamayan reklamların sonucunda aldığım kitabın özensiz olması ki bu tahammül sınırını zorlayan bir durum. Eleştirilere maruz kalınca da sinirlenip altan alta ya da açık açık laf söylemeleri yok mu???

Asıl daha derinlerde şunu düşünüyorum: Yazar veya şair olanların, yani edebiyatın içinde üretenlerin çeviri yapması daha da önemli; çünkü yazarın kullandığı anlatı tekniklerini görüp onları koruyarak çeviri yapılması gerektiğini inanıyorum. Yoksa kaynak metni bir okur gözünden okumuş oluyoruz. Ya da bu konuda kendini geliştirenlerin eline teslim edilmeli, onlar yazarlardan da daha iyi çeviri yapabiliyorlar bazen, zira çok özenip çok uğraşıyorlar…

Örnek de vermek istiyorum. "1984"ün iki farklı çevirisi:

“Nisan ayının soğuk, ama açık bir günüydü; saatler on üçü gösteriyordu.”

“Pırıl pırıl, soğuk bir nisan günüydü; saatler on üçü vuruyordu.”

Burada saatler on üçü vurur mu gösterir mi? Eğer işinin ehli bir çevirmen çevirirse "vurur’ der ama bir okur gözüyle çeviri yapılırsa otomatik düzeltmeyle onu vurur değil “gösterir” yazar.

İşte yazarın üslubu, tekniği daha ilk aşamadan bize göz kırpıyor. Kaynak metin şöyle:

“It was a bright cold day in April, and the clocks were striking thirteen.”

Sonuç olarak nasıl yaptıkları daha önemli ama renklamlarla gözümüze soktukları bazı çevirmenler zamanla yayınevlerine okur kaybettirecek diye düşünüyorum.

2 Beğeni

İlk metinde zaten parlak kelimesi yazılmamış, oysa Ingilizce metinde bağırıyor. :slightly_smiling_face:
Konuya gelirsem, aslında ilk başta olmaz derdim ama yukarıda da söylendiği gibi kişiye bağlı biraz da. Kendini ne kadar geliştirdiği, kaynak dili ve türkçeyi ne kadar bildiği önemli, bir de edebiyat bilgisi olmalı tabii ki.

1 Beğeni