Hangi Dizileri İzliyorsunuz?

The Dark Crystal: Age of Resistance

Konu: Dünyaya hayat veren Hakikat Kristali, uzun süredir Skeksis adındaki türün kontrolündedir. Skeksislerin amaçları ebediyete kavuşmak ve dünyevi tatları sonsuza kadar tadabilmektir. Bunun için yapmadıkları ve yapamayacakları şey yoktur. Kristal’le yaşıt, asıl muhafızla, yani bilge Aughra Ana’yla bilgilerini paylaşarak onu Kristal’den uzaklaştırmış ve her şeye sahip olmuşlardır. Dünyadaki hayat ve ölüm kutbunda dönen enerjiye müdahale ederek ömürlerine ömür katma peşindedirler. Elbette bu amaçlarını olabildiğince gizli tutmaya çalışmaktadırlar. Kristal’in Efendileri sıfatıyla, özleri gereği Kristal’e en yakın canlılar olan Gelfling kabilelerini kontrolleri altına almışlardır. Gelflingler Skeksislere hizmet ederken varoluşla uyumlu yaşam biçimlerini de farkına varmadan kaybetmişlerdir. Yedi kabileden altısı birbirleriyle sürtüşmektedir; yedincisi toprakaltında yaşadığından varlığı unutulmuştur. Skeksisler her ne kadar yaptıkları yağmaları gizlemeye çalışsalar da dengede yaptıkları tahribat “Karanlık” olarak kendini belli eder. İmparator Skeksis bu güçten de faydalanmaya kalkışır. Elbette bu uğraşısının karşılığını ömründen tüketerek alır; bu da İmparator’daki fanilik korkusunu derinleştirmiştir. Kristal’den çekilen gücün Skeksislere yetmeyişi, İmparator’un ölüm korkusu ve Skeksislerin Kristal’in Ölümsüz Efendileri algısı üzerinden yarattıkları iktidarın tehlikeye girmesi, her şeylerini ebedi olabilmeye adamış saplantılı Skeksislerde endişe dalgası yaratır. Bilimci Skeksis’in Kristal’den öz çıkarma deneyi Skeksisler için umut, dünyanın geri kalanı için kötücüldür.

Bu sıralarda, aynı kötücüllüğün farklı sonuçlarına şahitlik eden üç farklı kabileden üç Gelfling vardır. Birbirlerinden habersizce, kötülüğe karşı verilecek mücadelenin kıvılcımını ateşleyecek yolculuklarına çıkmışlardır.

Genel Yorumum: Bayıldım. 1982 tarihli filmde her şey nihayete erdirilmişken geçmişe, hikâyenin başlangıcına dönüp dizi yapmalarına ilk başta şüpheyle karşılamıştım. Filmin can damarı temaların dizide nasıl sunulacağıysa ayrı kafamı kurcalıyordu. Sonuçsa fevkalade. Dizi vesilesiyle, filmde -zamanının teknik imkânlarının ve hikâyenin etkisiylen de- ucundan kıyısından sunulabilmiş büyülü dünya daha derinlemesine ve genişçe yansıtılmış. Üstelik filmdeki “Ayrılan ve ayrı düşen bir olmalı.” teması etrafında biçimlenmiş zıtların çatışmasıyla oluşan dengesizlik ve felaket, uyumluca kavuşmasıyla oluşan denge ve düzen, söylemi, dizide, bireysel, toplumsal, ekolojik ve genel varoluşsal sorunlara temas edecek yönde bolca örneklendirilerek sunulmuş.

Dizi, hikâyesi ve anlatılmak istenenler gereği, yeri geldi mi çirkinlikleri ve irkiltici gerçekleri hatırlatmaktan çekinmeyen bir masal kıvamında. Kendini ciddiye almasını da bilmiş, olgun bir yapıya sahip. Mizaha başvurulduğunda bile anlatımın cıvıklaşması söz konusu değil. Hatta o bi avuç mizahın bile dizinin kasvetli hikayesini yumuşatmak için özellikle kullanıldığı görüşündeyim.

Alışıla gelmiş, klasik iyi kötü çatışması ayağı olabildiğince yere basan gerçekçilikte işlenmiş. Temelde, varoluşun doğasını reddeden kötücüllük ile varoluşun doğal akışına uyum göstermeye çalışan iyicilliğin mücadelesi var. Güç ve iktidar oyunları, statüsel, sınıfsal ve türsel farklılıklardan doğan ayrılıklar, kişisel sorunlarla ait olunan dünyaya karşı yerine getirilmesi gerekilen sorumlulukların yarattığı kafa karışıklıkları, nesnel gerçekler yerine kişisel itikatlere/yargılara göre karar almalar, ya yöntemi ya da sonucu gereği özü hatalı/çürük çıkar ortaklıkları vs. etken, iyi kötü çatışmasındaki çetrefilli, yer yer bulanıklaşan ilişkinin doğasını yansıtılmış.

Üstüne düşününce fark edilen bazı mantıksal soruncuklar ve soru işaretleri elbette var. Ama olay örgüsü ve diğer artılarını dikkate alınca o eksiklik ve olumsuzcuklar da sineye çekilebiliniyor.

1982 tarihli filmde, kuklalar ve mekanik efektler kullanarak da yetişkin ve evrensel bir hikâye anlatılabilineceği ispatlanmıştı. Dizide de bu mirasa halel getirmeden epik bir macera ortaya çıkartılmış.

Umarım ikinci sezon gelir; olası devam sezonları için açık kapı bırakmışlar. Tabii, bu işler izlenme sayısına ve onunla ilgili onaya bakar. Ha, ne olur ne olmaz diye, yapımcılar filmle bağlantısını kuvvetlendiren ve izleyicinin boşlukları doldurmasını sağlayacak cinsten ayrıntılar eklemiş. Yani, ikinci sezon olmasa bile, filmi izleyince “Ha, demek bu yüzden.” çıkarımları yapmaya yetecek ayrıntı var.

Neyse, yazdıkça yazasım geliyor. Ben, mutlulukla kaçar :blush:

6 Beğeni