Karanlık

Umarım kullanmak zorunda kaldığım argo kelimeler sorun teşkil etmez. İyi okumalar.


Zifiri karanlıkta, kenarında durduğu uçurumun dibine vuran dalgaların sesinden başka bir ses duymuyordu. Atlamaya hazır olmasına rağmen düşeceği yerin deniz olması ve havanın aşırı soğuk olması canını sıkıyordu. Ölmek için bile düzgün bir yer seçememiş olduğu geliyor aklına ve kendine küfür ediyordu.

Denizin iyotlu kokusunu her çekişinde içi titriyordu. Oysa bulunduğu yeri seçmek için çok araştırma yapmış, kimsenin fikrini değiştirmek için müdahale edemeyeceği kadar sakin ve şehre uzak bir nokta seçmişti. Yaz aylarında olsa bulunduğu yer günün her saatinde cıvıl cıvıl olurdu, ama ocak ayının ortasında hem de kış mevsiminin tüm özelliklerinin hissedildiği bir gecede buralara sarhoşlar bile gelmiyordu.

Cebinden bir sigara çıkarıp dudaklarının arasına yerleştirdi, sonra çakmağını çıkarıp manyetosuna bastı. Lanet çakmağın alevi rüzgardan dolayı bir türlü sigarasını yakmasına izin vermiyordu. Elini siper etmesine rağmen yanmayan çakmağa ağız dolusu bir küfür savurdu.

Evden çıkarken yanına sadece iki lira, bir sigara ve manyetolu ucuz bir çakmak almıştı. Cebindeki iki lirasını bulunduğu yere son seferini yapan dolmuş şoförüne vermiş, geri dönmek için kendi kendini kandıracak bahaneler uydursa da eve dönememeyi garantilemişti.

“Ne kadar da soğuk” diye geçirdi içinden, “su da buz gibidir şimdi.”

Sonra kendine kızmış, suyun ya da havanın sıcaklığının, yapmaya çalıştığı şeye etkisini düşünmemek için kendini zorlamaya başlamıştı.

Geriye doğru birkaç adım atıp çakmağı yakabileceği kuytu bir köşe için etrafına bakındı.

“Bu sigara bu gece içilecek!”

Bir önceki gelişinde dikkatini çeken yaşlı zeytin ağacı geldi aklına. Ağacı görünce, gövdesinin kalınlığı dikkatini çekmiş, en az beş dakika ağacın genişliğini hesaplayabilmek ve yaşını tahmin etmek için ağacın etrafında gezinmişti.

Karanlıkta göremeyeceğini bile bile ağacın olduğunu tahmin ettiği tarafa döndü. Elini cebine sokup, yürümeye başladı. 10 - 12 adım attıktan sonra durup etrafını saran derin karanlığa baktı. Yoktu. Koca ağaç yerinde değildi. Etrafına bakındı hiç bir şey göremiyordu. Sadece uçurumun dibine çarpan dalgaların ıslak sesi…

Ağzındaki sigara geldi yine aklına. Cebinden çakmağını tekrar çıkarıp avucunu siper etti ve manyetoya yüklendi. Alev bir nefes süresinde bile yanık kalamıyordu. Elleri iyice üşümeye başlamış, çakmağı tutmakta da zorlanmaya başlamıştı. İnat etti. Tekrar tekrar manyetoya bastı. Yanmadıkça sinirleniyor, sinirlendikçe daha sert basıyordu.

“Yansana be!” diye bağırdı. Bağırması ile dudaklarının arasından kayan sigara yere yaklaştıkça kayboluyordu.

“Hay ben böyle şansın” diye bağırdı.

Yere eğildi ama bir şey göremiyordu. Çakmağın manyetosuna bastı. İşe yaramadı. Çakmağını cebine koydu. Elini yerde gezdirmeye başladı. Bir yandan da söyleniyordu. “Bu sigara içilecek”

Yoktu işte, bulamıyordu. Nereye gitmiş olabilirdi ki.

“Bir sigara tanesi ne kadar zıplayabilir ki”

Yine çakmağını çıkardı, birkaç kez denedi bir saniyeliğine alev oluştu ve söndü. Yüzü gülüyordu. “Gördüm seniiii.” Elini karanlığa doğru daldırdı ve sigarasını gördüğü yeri avuçladı. Elini geri çektiğinde biraz toprak, birkaç parça taş, biraz ot parçası da sigara ile birlikte gelmişti. Avucunu iyice yüzüne yaklaştırıp açtı. Oradaydı.

Karşısında yaramaz bir çocuk varmış gibi sigarayla konuşmaya başladı.

“Kaçacakmış. Hahaha. Hem de benden… Nasıl da yakaladım seni amaaa. Kaçamazsın izmaritine kadar yanacaksın bu gece.” Kendi kendine gülüyordu.

Birden birileri onun bu aptal sohbetini izliyor mu diye etrafına bakma ihtiyacı hissetti. Etrafında birkaç tur döndükten sonra “senden başka hangi aptal buraya bu saatte gelir ki?” diye söylendi. Avucundaki sigarayı diğer elinin baş ve işaret parmağıyla tuttu. Nazik hareketlerle üzerinde olabilecek kumları ve pislikleri temizledi ve tekrar dudaklarının arasına koydu.

Çakmağını çıkardı, sanki anlıyormuş gibi yüzüne yaklaştırdı ve “yanacaksın! yoksa seni parçalarım. Yanıcan lan!” Manyetoya bastı. Hazırda bekleyen dudağı alevi görür görmez bir vakum gibi çalışacak ve sigaranın ucundaki kor kırmızısını görene kadar durmayacaktı.

Çakmak yandı. Gözleri fal taşı gibi açılmıştı. Dudakları çalışmaya başlamıştı bile. İlk vakum işleminden sonra küfürü bastı ve sigarayı aceleyle eline aldı.

“Allah belanı versin. Gitti güzelim sigara.” Sigarayı filtre bölümünden yakmıştı. Daha önce de birkaç kez başına gelen bu olayın hiç yeri ve zamanı olmamasına rağmen tekrar olması sinirlerini bozmuştu. Ağzındaki iğrenç tattan kurtulmak için tükürmeye başladı. Etrafında dönüyor, ayaklarını yere vurarak bağırıyordu. “Hassiktirrrr, hassiktir… Beceriksiz herif, sigara bile içemiyorsun allah belanı versin… Allah belanı versin…” Etrafında dönmeyi bıraktı. Dizlerini büktü ve yere doğru eğildi. Ağlamamak için kendini zorluyordu.
Tadının ne kadar kötü olduğunu bilse de yanmış izmariti dudaklarına sıkıştırdı ve biraz önceki tehdidinden korkarak yanan çakmağını eline tekrar aldı.

İyice küçüldü, rüzgarı sırtına aldı, kafasını iyice eğdi. Manyetoya basarken “biraz önceki gibi. Yoksa… biliyorsun” dedi. Yanan çakmak hemen söndü. “Bak yaa” tekrar bastı, tekrar ve tekrar. Yanmıyordu lanet şey.
“Bir sigara yakamayan adam uçurumdan atlamaya çalışıyor bakar mısın” sinirlenmişti “hem de bu soğukta”
Bekledi…

Gülmeye başladı…

Ayağa kalktı…

“Kim demiş yapamıyor diye!”

Bağırıp çakmağı ve sigarayı fırlattı, koşmaya başladı. Birazdan, içine doğru koştuğu karanlığın herhangi bir noktasında ayakları boşluğa gelecek. İçi çekilecek hızla elli metre aşağıdaki denize ve hayal ettiği ölüme kavuşacaktı.

15 - 20 adım atmasına rağmen beklediği düşüş gerçekleşmedi. Yavaşlayıp durmayı düşündüğü anda sert bir şeye çarpıp düşerken aklına gelen şey, canı yanmasına rağmen gülümsemesine neden olmuştu.

Kendinden geçerken küfürü bastı. “Koduğumun zeytin ağacı…”

2 Beğeni

merhaba
zaman ekleri öykünün anlatımında sizin de başınıza dert olmuş gibi. (- yordu, -mış,miş). onun dışında öykünüzü okurken bir çok duyguyu bir arada yaşadım. duygu geçişleri sırasında bir baktım gülümsüyorum. :smiley: son olarak argo kelimeler ( bence) yerinde ve uygun dozda kullanılmış. kişinin yaşadığı duyguları kağıda dökmenize yardımcı olmuş.

1 Beğeni

Zaman ayırdığınız için teşekkür ederim.
Haklısınız anlatımda problemler var. Sanırım bu tarz konulara çok takılmadığım bir dönemde yazmıştım bunu. Tekrar gözden geçirmeden yayınlamak istedim. Edit edince sanki bozulacak gibi geldi birden :slight_smile:

4-5 sene öncesinden bir deneme. İntihara meyilli karakterlerin başarısızlık hikayeleri ile ilgili bir seri yazmak gelmişti aklıma bu da ilk çalışmaydı.

Tekrar teşekkürler. :pray: