Bir kadın üstünüzde zıplarken hayatı sorgulamak yapılabilecek en büyük zamanlama hatalarından biridir. İçine girilen sıcak, ıslak ve son derece kaygan dünyada problemlere yer yoktur, olmamalıdır da. Ama insan her zaman doğru zamanda doğru yerde olamadığından çıkar tüm sorunlar. Kasıklarınız da 50 - 55 kiloluk bir kadının zıplıyor olması hiçbir ağırlık yapmaz üstünüzde ama tam o anda, içinizden “Hayatım nereye gidiyor?” diye düşünmek müthiş bir ağırlık yapar. Tam bu nokta da yanlış zamanda yanlış yerdesiniz demektir. Beyniniz çoktan içinde bulunduğu durumu reddetmeye başlamıştır ve kısa bir süre sonra vücudunuzun önemli bir parçası da içinde bulunduğu dünyadan kendini soyutlamaya başlayacaktır… Beyninizin içinden geçen hızlı düşünceler arasında bu düşünceyi fark ettiğiniz an “Zevk almaya odaklan” dersiniz ama nafile… Kendinizi zevk almaya odaklamaya çalışmakta bir düşünce sistemidir. Üstünüzde kendi kendine gidip gelen kadın durumu iyiden iyiye fark etmeye başlayınca, peşi sıra “Bir sorun mu var?” sorusu da gelir. Bu da çözülmesi gereken yeni bir problemi peydah eder; kadına sorununun onda olmadığını hissettirmek! Yüzünüzde sahte bir gülümseme oluşur. Yanlış zamanda yanlış yerde olmak ne onun suçudur ne de sizin suçunuzdur. Ortada bir suçlu yoktur ama tüm duygular ve zevk ölmek üzeredir. Faili meçhul bir cinayet mahallidir artık o yatak. “Her şey yolunda güzelim” dersiniz ama bu sözünüze ne kendiniz ne de üstünüzdeki kadın inanır. Düşüncelere sorular da ortak olmaya başlayınca artık geri dönülemez bir yola girmişsiniz demektir. Zıplamanın temposu düşer, nefes alış verişler artık kontrolsüz değildir; saçlar da sağa sola hoyratça hareket etmiyordur. Sıcak, ıslak ve son derece kaygan dünyanın içindeki tek başına ayakta duran savaşçı da artık bu mücadeleye dayanamaz ve yavaş yavaş dizlerinin üstüne düşmeye başlar… En sonunda o dünyanın içinden kayıp çıkar gider. Gürültülü başlayan savaş bittiğinde yerini derin bir sessizliğe bırakır. Kafalar karışmıştır. Aceleyle toparlanırken “İlk kez böyle bir şey başıma geldi” diye bir şeyler mırıldanırsınız. Terden ıslanmış bir yatak, düşünceler ve teselliler. Yanlış zamanda yanlış yerde olan iki kişi. Eğer düşünceler sizi ele geçirmeden önce o kaygan dünyada iyi bir mücadele verdiyseniz, yanınızdaki kadın gitmeden önce “Bunu saymıyorum diğer sefer kendini ver” diyebilir… Aksi takdir de düşünceler yerini büyük bir gurur kırıklığına bırakır. Doğru zamanda doğru yerde olmak dileğiyle…
-Koray Verakan-