Kayıp Rıhtım'la Nasıl Tanıştınız?

@zehir beni duygudan duyguya sürekledi :relaxed: Bir an Home Again eşliğinde radyo sohbet ve gıybetlerine gittim. Özledim sizleri :heart:

Peki ben 9 senelik Rıhtım maceramda yolumu buraya nasıl düşürdüm?

Bakın, bu bir modern Faust hikayesidir. Üstelik bu uzun bir hikaye.

O dönemler üniversite 1. sınıfta bir öğrencisi ve 3 senelik blog yazarydım. Blogumda bir chatbox vardı, tıpkı 2 ya da 3 önceki portalda olduğu gibi. Bir gün bir baktım Hakan diye biri mesaj atmış. Takdir etmiş yazılarımı, tanışmak istermiş. En yakın arkadaşım da, “Tanışmalara kapalıyız” yazmıştı benden önce. @magicalbronze 'u böyle de siber sapık diye damgalamıştık. Hey gidi.

Bu tanışma konusunda ciddi olacağını hiç düşünmemiştim. Israrcı çıktı. Sonra blogda mesajlar bırakmaya devam etti. Son adım olaraksa mail attı.

Bir süre böyle konuştuk aslında. Hakan arada sitesini anlatırdı (yok, arada değil hep aslında). O dönem çiçeği burnunda Rıhtım’a verilen emeğe saygı duyar, bir parçası olmayı düşünmezdim ama.

Bir gün Diablo 3’e dair yazdığım bir yazıya olan beğenisini söyledi ve forumda da olan aynı konuya yorum yazmamı istedi. Foruma şöyle bir bakmıştım, o kadar. Ben buralarda çok kalmayacaktım ya. Öyle de oldu. Önce direkt reddettim bu teklifi. Aşırı gururlu olunca bir de insan, Hakan’ın reklam yaptığını sanıp, kendim blogumda yazarken neden gidip başkasına ait bir ortamda bulunayım demiştim. Ayrıca forumlar benim için Donanım Haber tarzı oluşumlardı. Asla içinde bulunmak istemeyeceğim ortamlardı. Bir de şimdi yüzüne bakmadığım, kapatalı birkaç sene olmuş bloguma o dönem sadakatim had safhadaydı.

Yazılarımı forumda yayınlayabileceğim söylendi tekrar, ama bunu da reddettim. Bloguma çok özen göstermiştim ne de olsa. Kimse okumuyorken bile yazmaya devam etmiştim.

Sonra foruma girip bakacağım ve ilk defa Diablo 3 konusuna yorumumu yazacağım an geldi. Tabii bir de, bu sitenin portalına girdiğimde çok sinirim bozulmuştu. Çünkü benim 3 senedir emek verdiğim mekanımla 1 senelik Kayıp Rıhtım’ın arasında dağlar kadar fark vardı. Sonuçta, ben bir elle ses çıkarmaya çalışırken Rıhtım kolektif bir topluluk olarak çok sesli bir koroydu.

Neyse, konuya girip yorum yazmadan önce, “Ya Hakan, ben buraya yazarım ama okuyan olmaz. Ben yazdım mı uzun yazıyorum görüyorsunuz.” demiştim.

İşte ben böyle zehirlendim. Elimi verdim, kolu bırak ruhumu kaptırdım. Şeytan ile antlaşmayı yaptık gitti. 9 sene oldu, benim ruhtan eser yok. Hayır bir de mürit olduk çıktık :frowning: Şimdi başkalarını ben zehirliyorum. Yetmedi, kendimi en tepede buldum. Arada tanrılara kurban veriyoruz Rıhtım gelişsin diye. Bu tepeler çok ilginç.

Bu hikayenin devamının şaklayan kırbaçlar, uçurulan kelleler, yaz günleri akın akın gelen troll saldırıları olduğunu her Kayıp Rıhtım yolcusu bilir. Yapmayın yahu, hikayemiz bile var :slight_smile:

30 Beğeni