Kazuo Ishiguro Kitaplığı

KAZUO ISHİGURO

Japon asıllı İngiliz romancı

1954’te Japonya’nın Nagasaki şehrinde doğdu. Eğitimini, babasının Ulusal Oşinografi Enstitüsü’nde çalışmaya başlaması üzerine beş yaşındayken ailesiyle birlikte geldiği İngiltere’de tamamladı. Kent Üniversitesi’nde İngilizce ve felsefe eğitimi aldı. Mezun olduktan sonra Londra’da sosyal hizmetler görevlisi olarak çalışmaya başladı. East Anglia Üniversitesi’nde Malcolm Bradbury’den yaratıcı yazarlık eğitimi aldı ve yazarlık kariyerinin ilk dönemlerindeki akıl hocası Angela Carter’la tanıştı.

1981’de üç öyküsü yayımlandı ve Kazuo Ishiguro o tarihten beri sadece yazarlık yapıyor. 1982’de ilk romanı Uzak Tepeler yayımlandı ve Winifred Holtby Memorial Ödülü’nü kazandı. 1983’te Granta dergisi tarafından en iyi genç İngiliz yazarları arasında gösterildi. 1986’da yayımlanan ikinci romanı Değişen Dünyada Bir Sanatç’yla Whitbread Yılın Kitabı Ödülü’nü aldı, Booker Ödülü’ne aday gösterildi. 1989’da yayımlanan üçüncü romanı Günden Kalanlar , Booker Ödülü’nü kazandı ve 1993’te James Ivory tarafından sinemaya uyarlandı.

1995’te Cheltenham Ödülü’nü alan romanı Avunamayanlar , 2000’de Booker Ödülü’ne ve Whitbread Ödülü’ne aday olan Öksüzlüğümüz yayımlandı. Beni Asla Bırakma , yayımlandığı yıl Time tarafından İngilizce yazılmış en iyi 100 roman listesinde gösterildi, Alex Ödülü’nü aldı ve Ulusal Kitap Eleştirmenleri Birliği Ödülü’ne aday oldu. 2005’te The Saddest Music in the World adlı ilk uzun metraj sinema filmi senaryosunu tamamladı, ilk öykü kitabı Noktürnler: Müziğe ve Günbatımına Dair Öyküler 2009’da yayımlandı. Gömülü Dev ve Klara ile Güneş yayımlandıkları yılların en büyük edebiyat olayları arasında gösterildi.

Kazuo Ishiguro, 2017 yılında Nobel Edebiyat Ödülü’ne layık görüldü. İsveç Akademisi, ödül gerekçesinde Ishiguro’yu, ‘‘büyük bir duygusal güce sahip romanlarında, dünyayla bir bağlantımız olduğu yanılsamasının altında yatan dipsiz uçurumu açığa çıkaran’’ bir yazar olarak tanımladı.

ROMANLARI:

A Pale View of Hills (1982) (Türkçesi: Uzak Tepeler, Can Yayınları, 1992; Yapı Kredi Yayınları, 2012)

Japon asıllı İngiliz yazar Kazuo Ishiguro, ilk romanı Uzak Tepeler’de büyük toplumsal dönüşümlerin bireyler üzerindeki yıkıcı etkisini, görev duygusu ile özgürlük arzusu arasındaki çatışmayı ve modern çağda kimlik arayışını ustalıkla anlatıyor.

İngiltere’de yalnız başına yaşayan yaşlı Japon kadını Etsuko’nun büyük kızı Keiko intihar eder. Kısa süre sonra Etsuko’nun küçük kızı Niki annesini ziyarete gelir ama anne kız arasındaki duygusal mesafe, Etsuko’nun anılarına gömülmesiyle daha da artar. İkinci Dünya Savaşı’nın bitişinden sonra ilk kocasıyla birlikte Nagazaki’de yaşayan Etsuko, o yıllarda komşusu Sachiko ve onun küçük kızı Mariko’yla kurduğu arkadaşlığı hatırlar. Bugünle ilgili bazı gerçekleri açıklayabilmek için, geçmişin bu dönemini gözden geçirmeye ihtiyacı vardır.

An Artist of the Floating World (1986) (Türkçesi: Değişen Dünyada Bir Sanatçı, Yapı Kredi Yayınları, 2015)

Dünyaya bir ressamın gözünden bakmak, ayrıntılarda gizlenenleri keşfetmemizi sağlar. Masuji Ono, İkinci Dünya Savaşı’nda harabeye dönmüş şehrini ve artık sonuna geldiği yaşamını betimlerken, her bir cümlesi öyküsüne yeni boyutlar katıyor.

Anıların değişken aynasında kâh büyüyüp kâh küçülen, sürekli biçim değiştiren imgesinde Japon toplumunun geçirdiği değişimi özetleyen Ono, bu süreçte üstlendiği rolü günahıyla sevabıyla paylaşırken, gelenekle yeniliğin sonsuz bir çevrim içinde birbirini doğurup yok edişini müthiş bir incelikle resmediyor.

Geçmişten kopmak için verdiği savaşın hemen ardından bizzat aşılması gereken bir engele dönüşen insan, savaşın, ölümlerin, inançların ve değişimlerin akışına, hatta kendi öyküsüne ne denli hâkimdir?

“Değişen Dünyada Bir Sanatçı”, zaman nehrine kapılıp giden ömürlerimizin muhasebesi, her insanın taşıdığı kaygılarla umutların buluştuğu o ıssız yerden hayatın karmaşasına bir bakış.

The Remains of the Day (1989) (Türkçesi: Günden Kalanlar, Can Yayınları, 1993 - Günden Kalanlar, Yapı Kredi Yayınları, 2015)

Bir roman düşünün ki asıl anlattığı, tek bir satırında dahi geçmeyen duygular, umutlar, hayal kırıklıkları, özlemler olsun. Kazuo Ishiguro’nun benzersiz tarzını en iyi ortaya koyduğu eserlerinden biri olan “Günden Kalanlar” böyle bir roman…

İngiliz malikânelerinin ihtişamını yitirdiği dönemin son büyük başuşaklarından biridir Stevens. Amerikalı yeni işvereninin arzuladığı düzeni kurmak için birlikte çalıştığı eski kâhyayı ziyaret etmeye karar verir ve İngiliz taşrasında bir yolculuğa çıkar. Yol boyunca karşılaştığı manzaraların ve insanların yarattığı izlenimler anılarıyla ve mesleğinin gereklerine dair düşünceleriyle birleşerek, özenle bastırdığı duygularını ortaya sererken, hayatını idealleri uğruna harcayan Stevens basmakalıp fikirleri ve saplantılarıyla okurun kalbini fetheden eşsiz bir kahramana dönüşür.

Dokunaklı bir dramın özündeki komiği okura yaşatmayı başaran “Günden Kalanlar”, edebiyat tarihinin köşetaşlarından biri.

The Unconsoled (1995) (Türkçesi: Avunamayanlar, Yapı Kredi Yayınları, 2009)

Dünyaca ünlü piyanist Ryder, önemli bir konser vermek için isimsiz bir Avrupa şehrine gelir. Birkaç gün sonra sahneye çıkacağını bilse de, bundan başka hiçbir şey hatırlayamaz; karşılaştığı herkesin niçin ondan bir şeyler istediğini, çok uzak olması gereken yerlere nasıl hemen ulaşıverdiğini, saatler sürmesi gereken bir sohbeti üç dakikalık asansör yolculuğuna nasıl sığdırdığını anlayamaz. Kendini olaylara ve çevresindeki insanlara teslim eden belleksiz piyanist, geçmişin ve geleceğin kırılgan bir şimdiki anda çakıştığı sürreal bir dünyaya savrulur. Çok geçmeden, yaklaşan konser gecesinin hayatının en önemli performansı olduğunu fark edecektir.

İşlevini yitirmiş toplumsal düzenin bireyler üzerindeki yaralayıcı baskısını hemen her eserinde zarafetle ilan eden Kazuo Ishiguro, Avunamayanlar’da hayatı kontrolden çıkan bir adamın çok boyutlu hikâyesini anlatıyor.

When We Were Orphans (2000) (Türkçesi: Öksüzlüğümüz, Yapı Kredi Yayınları, 2014)

Dinmek bilmez karmaşadan yorgun bir dünya; yaklaşan yeni felaketin işaretlerini okuyan gözlerde kaygı. Çözdüğü davalarla Londra sosyetesini büyüleyen dedektif Christopher Banks, 1930’ların bu gergin atmosferinde, bütün tehlikeleri göze alarak Şanghay’da bıraktığı geçmişinin karanlığına dalıyor.

Öyküsünü nasıl anlatırsa anlatsın, satır aralarında beliren arayış, umut ve yitiriş girdabına kapılmış Banks’in güncesi iç içe geçmiş iki metin sunuyor adeta. Şatafatlı hayatlar, parlak başarılar, kahramanlık, fedakârlık ve tevazu perdesinin ardında, örselenmiş bir çocuğun ve çevresini sarmış ruh kardeşlerinin, kederli hikâyesi…

Çağdaş dünya edebiyatının en önemli isimlerinden Kazuo Ishiguro’dan gerçeklerin acılığını yankılayan bir hayaller âlemi…

Never Let Me Go (2005) (Türkçesi: Beni Asla Bırakma, Yapı Kredi Yayınları, 2007)

Yatılı okul Hailsham’ın öğrencileri, bahçe duvarının arkasındaki karanlık ormandan çok korkarlar. Hafta sonları veya tatillerde evlerine gitmez., Hailsham’dan önceki yaşamlarını hatırlamazlar. Dış dünyayla bağlantıları yoktur. Öğretmenler değil, gözetmenler tarafından eğitilirler. Spor ve sanata büyük önem veren gözetmenler, Hailsham öğrencilerine sürekli özel olduklarını hatırlatır ve bedenlerine çok iyi bakmaları gerektiğini tekrarlar. Kazuo Ishiguro, yayımlandığı yıl Time tarafından İngilizce yazılmış en iyi 100 roman listesine alınan Beni Asla Bırakma’da, yıkıma götüreceğini bile bile kendi kaderini kabullenenlere odaklanmış görünüyor.

The Buried Giant (2015) (Türkçesi: Gömülü Dev, Yapı Kredi Yayınları, 2015)

Romalılar Britanya’yı terk edeli çok olmuş. Viraneye dönmekte koca ülke. Neyse ki ortalığı kasıp kavuran savaş bitmiş.

Britonlar’dan Axl ile Beatrice yıllardır görmedikleri oğullarına kavuşmak için tehlikeli topraklarda zorlu bir yolculuğu göze alıyorlar. Başlarına türlü belanın geleceğini de biliyorlar, fakat üstü örtülmüş sırlarını aydınlatacak ateşten haberleri yok henüz. Bir de yollarının kesişeceği kişiler var: Sakson savaşçı, öksüz oğlan ve tıpkı Axl’la Beatrice gibi geçmişinde kaybolmuş, hatıralarının vaat ettiklerine ve alıp götürdüklerine yenik bir şövalye. Hep birlikte sürüklendikleri macera bir kurtuluş mu olacak, yoksa yeni bir felaketin habercisi mi?

Kazuo Ishiguro’dan unutuş ve anıların gücü üzerine zamanı aşan bir öykü; özenle korunmuş bir aşka, intikama ve savaşa dair bir mesel.
“Gömülü Dev”, hüzünlü, gizemli, her satırı iz bırakacak bir roman.

Klara and the Sun (2021) (Türkçesi: Klara ile Güneş, Yapı Kredi Yayınları, 2021)

“Güneş her zaman bize ulaşmanın yolunu bulur.”

Günümüzün en büyük yazarlarından Kazuo Ishiguro, Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazandıktan sonra yayımlanan ilk romanı “Klara ile Güneş”te, yeni teknolojilerin etkisiyle köklü değişimler geçirmiş bir toplumda yaşanan, sevgi, umut ve fedakârlığa dair unutulmaz bir hikâye anlatıyor.

Sıra dışı gözlem yeteneğine sahip bir yapay zekâ olan Klara, kendisi gibi “Yapay Arkadaş”ların satıldığı mağazadaki yerinden insanları izleyip dış dünyayı öğrenmeye çalışır, onu yeni evine götürecek o özel çocuğu sabırla bekler. O çocuk nihayet çıkageldiğinde, Klara kendini ezici kaygılar ve kırılgan umutlarla dolu bir dünyada bulacak, sarsılmaz bir adanmışlıkla bağlandığı Güneş’in yardımıyla bir mucizeyi gerçek kılmaya çalışırken insan denen canlıyı bütün zaafları ve çelişkileriyle tanıma fırsatı bulacaktır.

ÖYKÜ:

Nocturnes: Five Stories of Music and Nightfall (2009) (Türkçesi: Noktürnler : Müziğe ve Günbatımına Dair Öyküler, Yapı Kredi Yayınları, 2015)

“Noktürnler”de bir araya gelen beş öykünün hepsi müzisyenleri ya da müziği yaşamının merkezine koymuş kişileri konu alıyor. Akşam saatlerinin alacalı ışığında kaygılar ile umutlar, düş kırıklıkları ile baştan başlama dürtüsü, pişmanlık ile inanç arasında döne döne ilerliyoruz.

Sona ermiş bir ilişkinin ilham veren finalini, unutulmuş bir yakınlığı dirilten geçmişten bir ezgiyi, kendi sesini bulmak için insanlardan kaçan genç bestecinin belki de gelecekteki haliyle yüzleşmesini, müziğini kitlelere ulaştırmak için akla gelmedik sıkıntıları göze alan saksofoncuyu ve ömrü boyunca müziğini içinde saklı tuttuğuna inanan gizemli kadını anlatan öyküler, Ishiguro’nun imzasını taşıyan bütün eserler gibi insanı sonsuz karmaşası içinde resmediyor.

Çağımızın en önemli romancılarından Kazuo Ishiguro’nun ilk öykü derlemesi olan “Noktürnler”, müziğe, müzisyenlere ve günbatımına dair incelikli bir beste.

ANLATI:

My Twentieth Century Evening and Other Small Breakthroughs (2017) (Türkçesi: Yirminci Yüzyıl Filmini İzlediğim Akşam ve Başka Küçük Keşifler,Nobel Konuşması, Yapı Kredi Yayınları, 2018)

“Büyük bir duygusal güce sahip romanlarında, dünyayla bir bağlantımız olduğu yanılsamasının altında yatan dipsiz uçurumu açığa çıkardığı” gerekçesiyle 2017 Nobel Edebiyat Ödülü’ne layık görülen Kazuo Ishiguro, Nobel konuşmasında, yazarlık hayatının dönemeçlerini ve sihirli keşif anlarını romanlarından alıştığımız yalınlık ve vuruculukla, okurlarla paylaşıyor.

Çok yakın gelecekte –yoksa o an çoktan geldi mi?– bilimde, teknolojide ve tıpta çarpıcı buluşların yol açacağı zorluklar bizi bekliyor… Şimdi altmışlarında bir adamım, gözlerimi ovuşturup pusun içinden düne kadar varlığından bile haberdar olmadığım bu dünyanın anahatlarını seçmeye uğraşıyorum. Aklı yorgun bir kuşağın mensubu, yorgun bir yazar olan ben, bu yabancısı olduğum yere bakacak gücü bulabilir miyim?.. Yola devam etmek ve elimden geleni yapmak zorundayım. Çünkü hâlâ edebiyatın önemli olduğuna ve biz bu zorlu alanı geçerken bilhassa önemli olacağına inanıyorum. Ancak bize genç kuşaktan yazarların yol göstereceğine ve ilham vereceğine güveniyorum… Bu yüzden iyimserim.

ESERLERİNİN SİNEMA UYARLAMALARI:

Günden Kalanlar, (Yönetmen: James Ivory, 1993)

Beni Asla Bırakma, (Yönetmen: Mark Romanek, 2010)

Kazuo Ishiguro için hazırladığım bu rehberi, yazara olan sevgime borçluyum. Aklımda ve kalbimde yeri büyük olan ve kaleminin yaratıcılığını olağanüstü bulduğum bu yazardan ben üç kitap okudum. Bunlar sırasıyla; Günden Kalanlar, Beni Asla Bırakma ve Klara ile Güneş’ti. Diğer kitaplarını da okumak için oldukça istekliyim. Her okurun sevemediği, sevenin de kolay kolay vazgeçemediği, Kazuo Ishiguro’ya sizler de bir şans vermek istemez misiniz?

KAYNAK: Wikipedia , 1000kitap , Yapı Kredi Yayınları

13 Beğeni
3 Beğeni