Kemal Küçükgedik'e sorular

Merhaba hocam sizi çok severek takip ediyoruz o yüzden size sorular hazırladım.

Yayınevinde yere düşen kitapları ne yapıyorsunuz?

Ofiste Marvelcilerle DCciler birbirine giriyor mu sizinde?

Anime izleyenler hakkında ne düşünüyorsunuz?

Ofiste çalışan herkes haftada kaç kitap okuyor?

Kitap okumayan çalışanınız var mı?

Bir kitabı basarken kapitalist güdülerle mi hareket ediyorsunuz?

Yayınevini 5 sene sonra nerede görüyorsunuz?

Yayınevine girince “ben Yayın yönetmeniyim lan” havasıyla mı giriyorsunuz?"

Bisiklet sürüyor musunuz? Sürmüyorsanız niye yayınevinde çalışıyorsunuz?

Forumdaki diğer yayınevlerini siz mi kapattırdınız? Lobinizin adı nedir?

Kaç saat ofistesiniz? Ek mesaiye kalınca patrona sövüyor musunuz?

Yayınevinde çalışmanın güzellikleri nedir?

Matbaadan yeni gelen kitapları karpuz gibi tokatlayarak mı kalitesini belirliyorsunuz yoksa koklayarak mı?

Kapitalizm hakkında ne düşünüyorsunuz? Bir yayınevi olarak siz de bunun parçası mısınız?

Ofisi Türkiye’de bir yere taşımak isteseniz nereye taşırdınız?

Kitaba kutsal gözle mi bakıyorsunuz yoksa bir tüketim malzemesi olarak mı görüyorsunuz?

Yurtdışından yazarları imza için gelmeye nasıl ikna ediyorsunuz?

  • Yayınevinde yere düşen kitapları hemen geri dönüşüme gönderiyoruz çünkü biz bilinçli ve çevreye saygılı bir yayıneviyiz.
  • Girmez olur mu? Ama ben Marvelcı olduğum için biz yeniyoruz.
  • Kyaaa! >.<
  • Haftalık iki kilo kitap kotamız var. Kotasını tutturamayanların berelerini ve pipolarını ellerinden alarak cezalandırıyoruz.
  • Var. Ne iş yaptığını söyleyemem.
  • Kapitalist güdülerden kastınız, "bu kitabı en fazla kişiye nasıl ulaştırırım"sa, evet. Zaten modern revizyonist kırması, menşevik alaşımı, deri kaplamalı yeni oportunist cepheye karşı kitaplar basan yayınevleri hariç bütün yayınevleri de kapitalist güdülerle hareket eder.
  • Kazancı Yokuşu’nda.
  • Kesinlikle hayır. Çünkü ben yayın yönetmeni değilim. Ofise daha çok şöyle giriyorum:
    indir
  • Hiç süremedim. Biraz dombili olduğum için galiba.
  • Tabii ki ben kapattırdım. Ben saksı değilim, en çok bana soracaksınız, dedim kabul etmediler. Hacker arkadaşlarıma IP’lerini verip dövdürttüm.
  • 9 saat ofisteyiz. Genelde 18 saat çalışıyoruz. Patrona da hiç sövmedik. Çoğumuz sözelci, işin matematiğini hâlâ çözemedik, bence ondan böyle oldu.
  • Bazen baklava ikram ediyorlar.
  • Tokatlayan var, koklayan var, sapık gibi elleyen var. İlim irfan yuvası mı, batakhane mi belli değil.
  • Kapitalizmin parçası olmamız değil de, parçası olmadığımızı düşünenler bence çok ilginç.
  • İzmir. Girişimlerim sürüyor. Başarısız olacağımı biliyorum ama yine de uğraşıyorum.
  • Siz kitaplarla ibadet mi ediyorsunuz, yoksa okuduktan sonra bir kenara mı kaldırıyorsunuz/satıyor musunuz/başkasına mı veriyorsunuz?
  • Uçak biletleri ve otel rezervasyonları çok ikna edici oluyor.

O zaman bende sorayım bişiler.

  • Kemal Küçükgedik kaç yaşındadır ve nereli ?
  • Kaç senedir bu işi yapıyor?
  • Yaptığı iş göz önüne alınınca piyasaya göre ve ülkemiz standartlarına göre fiyat performansınız tatmin edici mi ?
  • Yayıncılık sektörünün ülkemizdeki geleceğiz olumlu mu yoksa olumsuz mu 1 ila 10 arası puan yeterli.
  • Ekitap ve sesli kitap işlerinizi nasil etkiliyor ?
  • 1982 İstanbul doğumluyum. Aslen Konyaliyim. Yarışmacı arkadaşlara başarılar dilerim.
  • 13 yıl oldu bu işe başlayalı. 22 yılım kaldı. (Adam mı öldürdüm? Bu nasıl bir cezadır.)
  • Bu soru biraz yanlış anlaşılmaya müsait ama ben düzgün anlayayim :slight_smile: cevabım: çok şükür.
  • Küçük yayıncı için 1. Büyük yayıncı için 6,5. Kitap satan büyük siteler için 10.
  • Şu anda o kadar küçük bir payları var ki hiç etkilemiyor. İlerde steam, Netflix vs. vizyonunda e-kitap satan bir yer çıkınca yayınevlerini titretir.

Yanıtlar için teşekkürler Kemal Bey. Benim de birkaç sorum var.

  1. Yeni yayın evi açma maliyeti nedir?
  2. Tavsiye eder misiniz ticari olarak?
  3. Orta şeker bir yayın evi kaç yılda başa baş noktasına gelir?
  4. Yayın evinde en önemli kalem hangisidir (çevirmen, editörya vb.)?
  5. Kendi yayın evinizi açma düşünceniz var mı?
  6. Batan yayın evleri neden batıyor?
  7. Kitabın yazılmasından, okuyucuya ulaşma sürecinde en çok parayı yayın evi mi kazanıyor?
  8. Bu sektörün herhangi bir yerinde yer almak isteyenler için tavsiyeleriniz var mı?
  9. Özellikle çeviri ve dil bilgisi hatalarından çokça şikayet ediliyor. Neden bu kadar çok hata oluyor?
  10. Yaptığınız işin artı ve eksi yönleri nelerdir?

Şimdiden teşekkür ederim.

Peki bunun yaygınlaşabilmesi için tam olarak ne yapılması gerekiyor? Yayınevlerinin birleşip tek bir çatı altında böyle bir sisteme mi girmeleri mi gerek? Yoksa her yayınevi kendi başına bir sistem mi oluşturacak? Bununla ilgili herhangi bir şey konuşuluyor / gündeme getiriliyor mu?

Mesela bağımsız X bir kişi böyle bir üyelik sistemi geliştirmek istese tam olarak ne yapması lazım? Pegasus Yayıneviyle toptan kitap fiyatına mı anlaşması gerekiyor yoksa her kitap için ayrı anlaşmalar mı yapması gerekiyor? Prosedürleri bilmediğim için böyle soruyorum.

Yani gel bana diyor bütün sermayeni harca bir mobil uygulama üzerinde çalış diyor da ben de bilmiyorum prosedürleri. Prosedürlü işlere gelemem.

@toz @AeroKnight-sama Bu bir girişimcilik işi olduğu için bu işlerde prosedür olmaz. Bu girişim işleri sermaye ve vizyon işidir. Vizyon geleceği doğru okuyup ona göre pozisyon almak için, sermaye de pozisyon aldığınız gelecek gerçekleşene kadar hazırlık yapmak için veya o geleceği gerçeğe dökmek için gerekir. Geri kalanı pazarlık, ikna vs. işleri.

Yine de merak ettiğiniz noktalarda şahsi görüşlerimi paylaşayım:

Bunun yaygınlaşabilmesi için ne gerekiyor? Bunun yaygınlaşabilmesi için e-kitapların 1-5 lira arasında satılması gerekiyor. E-kitap okuyucunuzdan, pc’den, tabletten ve telefonunuzdan anında ulaşabileceğiniz bir uygulama olması lazım.

Yayınevlerinin birleşip tek bir çatı altında böyle bir sisteme mi girmeleri mi gerek?
Yayınevlerine, “Dile benden ne dilersen ama komşu yayınevi iki katına sahip olacak,” deseler hepsi, “Bir gözümü al,” der. Hayatta öyle birleşme vs. olmaz. Yayınevlerinin dışında güçlü bir kurum e-kitap satışlarını patlatırsa diğerleri treni kaçırmamak için ancak atlarlar. Her bir yayınevinin kendi başına bir sistem oluşturması da çok maliyetli olur.

Bununla ilgili herhangi bir şey konuşuluyor / gündeme getiriliyor mu?
Bildiğim kadarıyla e-kitabın Türkiye’de başarısız olduğu dışında konuşulan bir şey yok. Kimse de telifsiz Sabahattin Ali’lerin fiziksel kopyasını 5 liraya, e-kitabını 8 liraya satıyoruz, bu yüzden başarısız olmuş olabilir mi? diye sormuyor.

Mesela bağımsız X bir kişi böyle bir üyelik sistemi geliştirmek istese tam olarak ne yapması lazım?
Öncelikle ciddi bir sermayesi olması lazım. Ve bu ciddi sermayeyi riske atabilecek kadar gözükara olması. Kısa bir süre içinde reklama ciddi paralar akıtabilmesi, yayınevleriyle anlaşmalar imzalaması ve belirli bir kullanıcı sayısına ulaşabilmesi gerekir. Tam olarak neresi olduğunu bilmediğim kritik bir noktayı geçtikten sonra (aylık abonelik ödeyen yüz bin kişi mesela veya aylık bir milyon lira ciro) trene atlamak isteyecek yayınevi sayısı da artacaktır.

Riskler:

  • Türk insanının okuma oranına güvenmeniz gerekir.
  • Türk insanının e-kitap okuma sevgisinin artacağına güvenmeniz gerekir.
  • Benim burada anlattıklarımı okuduktan sonra ticari bir kafayla bakıp nerede yanıldığımı, nereyi düşünemediğimi çözebilmeniz gerekir. Netekim kelin merhemi olsa başına sürer, değil mi? :smiley:

Benden de bir soru Nevernight’ın 3. kitabı Dark Down çıkış tarihi hakkında bir gelişme var mı? Birde Aurora ve Replika13’ün devam kitapları gelecek mi ve bu sene gelir mi?
Şimdiden teşekkür ederim :slight_smile: