Kısa Öykü Ferruh Bey

FERRUH BEY
Kalabalığın yoğun olduğu günlerden biriydi. Uzun hat boyunca otobüsler yanaşıyor, yolcularını alıyor, kontrollerini yaptıktan sonra yola koyuluyorlardı. Bilet bulmakta zorlandığım için üç saat sonrasının otobüsünde yer bulabilmiştim ancak. Bende gerilerde boş bulduğum banklardan bulduğum bir boşluğa oturmuş çevreyi izliyordum.

Sıradaki otobüsler birer birer kalkmaya başlamıştı. Peronlar tamamen boşalacaktı ki yerine yenileri yanaşabilsin. Önümüzde sıralanan aynı firmaya ait otobüslerin hemen hepsi gitti ve bir otobüs kaldı. Görevli elinde bir liste bir o yana bir bu yana gidiyordu. Muhtemelen aracın içerisinde de homurdanmalar olmaya başlamıştı ki beyaz gömleği ve kocaman firma arması olan kravatıyla yolcu sayımının tamamlanmasını bekleyen araç şoförü sinirli bir şekilde, zayıf uzun boylu gencin üzerine yürüdü. Muhtemelen on sekiz yaşını yeni aşmış delikanlı, göbeğinden bütün heybetini alan kaptana listeyi verdiğinde burada yalnız olsalardı tokadı çoktan yiyeceğini biliyordu. Nereden biliyordu derseniz, genç adamın yüzündeki korkuyu görseydiniz hemen anlardınız sabitti.

“Ferruh Bey… 9 no’lu koltuk yolcusu Ferruh Bey” dedi. Adamın sesi cüssesine uygun yükseklikteydi ama ses seda çıkmayınca daha yüksek bir tonda “Ferruh Bey” dediğinde sesi yüksek beton tavanlarda yankılandı. Tam bir daha bağıracaktı ki içeriden bekleme salonundan iri yapılı bir hanım efendi “Geliyorum” diye bağırdı. Kaptan Şoför de titrek muavin de karşılarında böyle bir Ferruh Bey görünce şaşırdılar. Kalabalık hareketlendi, oturmakta olan birkaç kişi yerinden kıpırdandı. Meraklı adımlar o yöne atılmaya başladı.

“Ne oluyor” dedi gelen yolcu, en az kaptan kadar gür bir sesle, “Hiç mi Ferruh Bey görmediniz” Dikkatini önlerinde olanlara yoğunlaştırmış kalabalık birden eski karmaşık haline dönüverdi. Kaptan, “kimliğinizi görebilir miyim?” dediğinde kadın adam boynundaki çantadan bir cüzdan çıkardı önce. Cüzdandan çıkardığı kimliğini uzattığında mavi bir kimlik olduğunu görebilmiştim. “Aslında bana Feryal diyebilirsiniz” dedi şaşkın muavine, otobüse yürürken, kaptansa bir an önce yola çıkmak için koltuğuna yöneldi.