Böyle bir konu yok diye bunu açtım ben de. Cemiyetler dünyasına bir yeni cemiyet daha katılmış oldu. Cemiyetin amacı malumunuz her kitapseverin başına gelmesi muhtemel durum hakkında sohbet etmektir.
Siz cemiyet üyeleri bu durumda hangi yöntemlere başvuruyorsunuz? Yakalandığınızda ne gibi olaylarla karşılaşıyorsunuz? Eminim çok ilginç ve gülünç şeyler duyacağız bu konu hakkında.
Ailemle yaşadığım dönemde ya ofise istiyordum ya da şubeden gizlice alıp eve getiriyordum bir şekilde. Ama şimdi yalnız yaşadığım için kargoları salonun ortasına atıyorum. Yalnızlık özgürlüktür. Zaten bu gidişle evlilik de olacak gibi durmuyor, rahatım yani. Ha bir de ben çok az alışveriş yaparım. O nedenle fazla da göze batmaz hiçbir zaman.
Ben de gizlice alıp eve getiriyorum.Küçük bir yerde yaşadığım için bazen yolda karşılaşınca aileden biriyle başka bir mağazaya falan giriyorum.Bir anda çok kitap almıyorum.Kitaplıkta yavaş yavaş artıyorlar ama en azından suç üstü yakalanmıyorum.
Çalıştığım dönemlerde aldığım kitaplar iş yerine gelirdi. Hafta sonları şirketin laptopunu eve götürürdüm. Götürürken de laptop çantasına artık kaç tane sığarsa kitap sıkıştırırdım. Kitaplığı düzeltme bahanesiyle yeni kitapları yerleştirirdim.
Şimdi ben işsizim eşim çalışıyor. Kitaplar artık eve geliyor. Evde ben ve çocuklar olunca sorun olmuyor. Tek sıkıntı kargonun cumartesi öğlenden sonra gelme ihtimali. Gerçi onunda çaresi var. Kargo hareketlerini takip edip şubeden almak ve arabanın içinde bekletmek.
Yoksa elimde ne zaman kitap görse yine mi kitap aldın vs… sorularla muhatap olacağım
Amazondan alırken kolay. Yanına başka bir eşya daha ekliyorum. Aynı kutunun içinde gelince gözden saklamak kolay oluyor. Zaten bir sürü kağıt filan var. Başka sitelerden alırken aynı kargo firmasını kullanan yerlerden bir şey daha alıp aynı gün gelsinler diye dua ediyorum. Kargocu zili çalıp kapıya geldiğinde, kitap kutusunu daha sonra gizlice içeri sokmak üzere kapı dışında bırakıp diğerini içeri alıyorum. Hiç olmadı evdekilere soruyorum. Bir kitap alacağım, kargo bedava olsun, sizinde almak istediğiniz kitap var mı? Aslında ordaki “bir” en az dört beş kitaba denk geliyor. Toplu geldiği zaman onlarınkini verip gizlice rafa saklamak daha kolay oluyor Son bir yöntem ise arkadaşlarımın evine yollamak. En zahmetsizi bu.
Eliniz ekmek tutmaya başlayıncaya kadar içinde bulunduğunuz ailenin yapısına, ekonomik gücüne göre dahil olabileceğiniz bir cemiyettir. ‘‘Oğlum/kızım, yine mi kitaba para verdin?’’ şeklinde sorulara muhattap olabilirsiniz. Hoş, kitaba vermeyip neye vereceksinizdir o parayı ya da hiçbir yere vermeseniz ve tutsanız o parayı ne gibi matah şeyler olacaktır? Orası pek bilinmez. Siz iyisi mi basın parayı kitaba.
Kendi mesleğime sahibim, kitap okuma hızım da gayet iyi (kendimi zorlamıyorum okumak için. Kitap okumayı seviyorum yani ve fena da okumuyorum). Ama çevremde kitap okuyan kişi sayısı çok az. Kitap okuyanlar da, az okuyorlar, dolayısıyla onlar da anlamıyorlar kitap almamızı. Küçük bir ilçede görev yapıyorum (ve tayin bekliyorum ). Buradaki arkadaşlarım falan kitaba ‘gereksiz’ gözüyle bakıyorlar (gören de kendileri atom parçalıyor zanneder). Tabi ki kimseyi ilgilendirmez bu durum, ama yine de yeni kitap aldığım zaman, “yine mi kitap aldın” şeklindeki basit eleştirilerden uzak kalmak için, ben de kargoyu karşılayıp, eve hemen getirmeye (ya da arabanın bagajına atmaya) dikkat ediyorum. Yani benimki biraz daha mahalle baskısına giriyor. ayrıca ben bilim kurgu seven birisi olarak, bir kitabı şimdi okumayacak olsam dahi, neden almam gerektiğini bir türlü anlatamadım. Maalesef almayınca tükeniyor, belki de bir daha basılmıyor bile. Yine de, maddi olarak çok zorlamadığı ve alınıp bir kenara atılmadığı sürece, kitaplar bozulan, çürüyen şeyler değil. Önünde sonunda okunacağı için, bunun bu kadar da sorun olmaması gerekiyor
Ben de son alışverişim üzerine bir olayı anlatmak isterim.
İlk aylığımı aldığım zaman çook istediğim bir seriyi tamamlamak adına sınırı aştığım bir alışveriş yaptım. Kargo ben işteyken eve gelmiş. Kardeşim de annem ve babam fiyatı görmesin diye faturayı yırtmış. Ama gel gör ki kitap sayısı fazla olunca annem ben işten eve dönerken beni aradı ve dürüst olmamı isteyerek kitapların hepsini kaça aldığımı sordu. Ben de yalan söylemeyi sevmeyen biri olarak fiyatı söyledim.
Eve gelince de karşılaştığım tepki de şu oldu; Bir daha bu eve kitap kargosu gelsin gör bak ben ne yapıyorum. Hepsini alıp çöpe atacağım. Tabii ki çok önemsemedim. Oğlunun kitaplara olan sevgisini gören bir anne bunu sadece caydırıcı olsun diye söylemiştir. Diğer taraftan babam ise sürekli kitap almamamı olan kitapları bitirmemi önerir. Ama ona da hemen biter korkusunu anlatmak zorunda kalıyorum.