Kitap Okumak Hayatınızın Neresinde ?

Kitap sizin için ne kadar önemli ve hayatınız da ne kadar hacim kaplıyor? Kapladığı kısmın yeterli olduğunu düşünüyor musunuz ? (Bu soruya özellikle cevap bekliyorum "Kitap okumak karşısında bir susuzluk mu çekiyorsunuz yoksa kendinizi zorlamanız mı gerekiyor ?)

Merak işte…

Uzun süre okuyamadığımda tabiri caizse elim kaşınıyor okumak için. Ancak okul için sürekli ve sürekli okumam gerektiğinden ders çalışma dönemleri hiç elime alamıyorum. Yani yazın ve uzun süreli tatiller hariç yeterli yer kaplamıyor hayatımda. Özellikle bazı insanlar, işleri başından aşkın da olsa boş zamanlarında yine alır okur bir şeyler. İşte bende o yok.

1 Beğeni

Çocukken kitap okumayı çok severdim, ama artık kitap okuyamadığım zamanlar yoksunluk sendromuna giriyorum. Bazen birileriyle sohbet ederken, telefonda muhabbet uzadığında, başka bir evde mecburen tv seyrederken “Şimdiye şu kadar sayfa okumuştum” diyorum. Artık zevkten çok mecburiyete dönüştü sanırım benim için. Okumazsam bir şeylerden eksik kalıyormuşum gibi geliyor, ama belki de bu kadar çok okurken başka şeyleri kaçırıyorum.

Bu durumu elimden geldiği kadar düzeltmeye, kendimi dizginlemeye çalışıyorum ama elbette bir yere kadar. Okumayı hiçbir zaman bırakamam. Zaten bırakmak da istemiyorum, bir kere tadını almışım artık. Bazen okuduğum kitabın üstüne, normal hayata adapte olmak zor geliyor.

Böyle yazılı ifade edince bu duruma canım sıkılmadı değil.

7 Beğeni

Henüz diğer aktiviteler kadar bağımlılık yapmadığı için genellikle kendimi zorlamam gerekiyor.

1 Beğeni

Ben bu seviyede değilim.Hayatın diğer olanaklarından elimden geldiğince faydalanmaya çalışıyorum eğlenmek, gezmek ,dizi izlemek vs benim için keyif verici şeyler “fakat” boş konuşan insanlarla konuşamıyorum . Kitap bu kabiliyetimi elimden aldı . Karşımdaki insan boş konuşunca hemen sinirleniyorum hele de bu kişiler büyüklerim,akrabalarım olunca sesimi çıkaramıyorum,sinirimi yutmak zorunda kalıyorum .

2 Beğeni

Evde aşağı yukarı dokuz kitaplık kadar hacim kaplıyorlar. :smiley: Hayatımda ise oldukça yer kaplıyorlar. Bence gayet yeterli yer kaplıyorlar. Herkes benim kitaplara deli olduğumu bilir. Kitap okuduğum zaman bu bir gerekçe sayılmaya başladı artık. Mesela annem arayıp “Ne yapıyorsun? Bana gelsene.” dediğinde “Kitap okuyorum,” diyorsam ertesi gün için şansını dener. Ne zaman biteceğini sorar. Yine bu benim için zorunluluk değil. Tamamen zevki bir durum. Canım istemezse hiç kitap okumam günlerce ama kitabın başına oturduysam da kalkmam kolay kolay. Gün içerisinde yüzlerce iş yapıyorum. Hangisini canım isterse onu yaparım. Hayatı da kaçırmak istemem. Eğer kitaba kafamı veremeyeceksem sayfasını bile açmam ki daha sakin bir zamanda daha verimli okuyabileyim. Bu yüzden hiç kaçırıyormuşum hissine kapılmam. Yaşıyoruz sonuçta. Olması gereken neyse o an ona göre davranırım. Böyle bir eleğim vardır. O an canım resim yapmak istiyorsa resim yaparım. Yapabildiğim yere kadar yaparım. Aniden canım kitap okumak istemişse hemen kitap okurum ama yetiştirmem gereken bir iş varsa da olması gereken işimi yapmaktır. Bu sebeple işimi yaparım ve bittiğinde mutlaka bir-iki günü okumaya ayırırım. Zaman zaman susuzluk çektiğim olur. Zaman zaman ise zorlamam gerekir. Bu tamamen hissi bir durum. Her gün bir önceki gün kadar acıkmayız sonuçta. Bu da öyledir. Her gün beş yüz sayfa okuyamazsınız. Gün gelir hiç, gün gelir on sayfa okursunuz. Gün gelir okumak istemezsiniz ama size iyi gelecek şeyin kitap okumak olduğunu bildiğiniz günler vardır. Bu günlerde kendinizi zorlamanız gerekir. İçinde bulunduğunuz durumdan sizi kurtaracak şeyi yapmalısınız. :slight_smile:

3 Beğeni

Okumayı sevdiğim kadar yazmayı da seviyorum. Kitaplar benim için bir kaçış yolu; hem başkalarından, hem kendimden. Sanki kitabın kapağını açtığımda sadece orada yazılanları okumuyor, orada yaşayan kişilere misafir oluyorum. Ben bir kitap kurdu değilim… Bazen aylarca kitap okumadığım zamanlar oluyor, bazen bir günde kitap bitirdiğim oluyor. Kitap okumak benim için bir zorunluluk veya zevk değil; tamamen bir kaçış yolu. Ne zaman bir şeylerden kaçmak istesem kitapların içine dalarım. Bir başkasının kurguladığı dünyada kendimi kaybederken bir yandan da kalemimi beslemiş oluyorum.

1 Beğeni

Çok güzel bir noktaya değinmişsiniz.Benim merak ettiğim şey ise kitap okumayı mecburi olarak hissetiğinizde okumaktan keyif alabiliyor musunuz? Kitabın anlattıklarını odaklanmaktan ziyade ben bunu okumalıyım dendiğinde burda sanki biraz işler değişiyor.Bende tam olarak böyle olmasada kendimin bir durumunu yazmıştım.

2 Beğeni

Alıntı yaptığınız yazıdaki durumun tamamen aynısını yaşıyorum. Kitap planladığım süreden bir gün ile geç bitse mutsuz hissedebiliyorum bazen. Hatta kitap okumaktan değil de kitabı bitirmiş olmaktan mutlu oluyorum sanki. Bir paragraf okumayı bile kâr sayıyorum. Üniversite sınavına hazırlanırken bir soru bile çözmeyi kâr saydıran ruh hâline dönmüş artık sanırım.

Ben bu duruma rağmen keyif aldığımı düşünüyorum, ama bu bir yanılsama da olabilir. Aksilikler sebebiyle kitap okuyamadığım ya da az okuduğum zamanlarda yaşadığım gerginlik, aldığım keyfi gölgeliyor olabilir. Belki de kitap okumaktan, çoğu insana göre daha az zevk alıyorum ama farkında değilim.

3 Beğeni

Bazen tamamen aynı şekilde düşünüyorum.Geçmişe bakınca şu kadar kitap okudum, zamanımı boşa harcamadım demek için mi okuyoruz diye bir ara düşünmedim değil.

2 Beğeni

Aslında ilginç bir biçimde, çok kitap okuyunca olay tam tersine dönüyor; yani boşuna okuyup zamanımızı da boşa harcadığımız kitap sayısı artıyor. Geriye bakınca “Şu kitapları okumasam da olurmuş” ya da “Keşke şu yazarın seksen beş bin kitabını okuyacağıma yalnızca iyi olan birkaç tanesini okusaymışım” diyebiliyorum. Ama bunları da muhtemelen okuma deneyimine dayanarak keşfediyorum. Bu kadar çok okumasaydım, çoğu kitabın aslında yetersiz ya da sığ olduğunu göremeyebilirdim.

Gerçekten derin ve tartışmaya açık bir konu.

3 Beğeni

Bölümümde bir sürü yabancı ve Türkçe kaynağı düzenli okuyorum. İçlerinde romanlar, şiirler ve tiyatro oyunları zaten oluyor. Bunun dışında keyfi okumamı yoksunluk çektiğim zaman gerçekleştiriyorum. Bazen canım hiç okumak istemiyor, bazen ise oturup bütün gün okuyabiliyorum. Yeri geliyor 1 ay kitap okumuyorum okuldan ve isteksizlikten, diğer zamanlarda ise 1 aya kaç tane kitap sığdırıyorum. Bir de okuyacağım kitaplarımı dikkatli seçmeye çalışıyorum ki vaktimi harcamayacak, yalan yanlış bilgiler vermeyecek kitaplar olsun, zaten ömrüm bütün kitapları okumaya yetmeyecek. Gerçi okumadan da vakit kaybı olacağını kestiremiyorum pek haha orta noktayı bulmak lazım. Sevdiğim yazarlara daha çok olanak sağlıyorum mesela Victor Hugo,Agatha Christie ve klasik Ruslar ne yazdıysa okurum :smiley:
Yanımda çoğu zaman kitap taşırım. Ders aralarında tek isem beklerken okurum. Sevmediğim bir ortama girdiysem elim kitaba gider. Nadiren sabah erken okula geldiysem okurum (nadiren çünkü ancak yetişiyorum :sweat_smile:) Bir de düşünmekten kitap okuyasım gelmiyor. Böyle zamanlarda ise telefondan, daha rahat okunan mangaları seçiyorum uyumadan önce okuyorum, onları okumak beni çok rahatlatıyor.
Özet geçersem ruh halime ve işlerime göre değişse de aralara sığdırmaya çalışıyorum.

2 Beğeni

Ben de bilmiyorum söylediğim insanlara garip geliyor ama eğer çok sevdiğim yazar olmazsa(Tolkien,Lovecroft,Frank Herbert,Asimov,Rick Riordian,Dimitri Glukovski,Sapkowski vs vs…) her yazarın 1 kitabını okumayı tercih ediyorum böylece bol bol çeşitlilik görüyorum, eğer olağan üstü etkilendiğim bir kitap olursa yazarın diğer kitaplarına da fırsat veriyorum. Biliyorum yazarı sevip sevmeyeceğimi 1 kitapla anlayamam ama okunacak o kadar çok yazar var ki ve ben hepsine en azından bir göz atmak istiyorum bu da benim kusurum olsun

4 Beğeni

Kesinlikle. Seri kitapları bağlayıcı oluyor ve devam etmek gerekiyor, özellikle tek kitapları tercih ediyorum tabi bazen çıldırıp game of thrones serisi gibi seri bitene onun dışında hiçbir kitap okumadığım oluyor.

Hayatı algılama ve yorumlamadaki rolleri sebebiyle tüm kurmacalarla aynı noktada: Kendim ile içinde bulunduğum hayat arasında anlamlandırıcı/açıklayıcı/arabulucu rolünde.

1 Beğeni