İşbu post sadece kişisel görüşlerimi belirtecek olup, herhangi bir “doğru” dayatması içermeyecektir.
@magicalbronze reis sağolsun, bu forum sayesinde çevirmen, editör, yazar, birçok insan görüyoruz edebiyat dünyasından, alanında ehil veya ehil olma yolunda ilerleyen. Üstteki uyarıya ek olarak belirteyim, hiçbiri değilim, lâkin üç-dört yıl boyunca gün içinde Türkçe’den daha çok İngilizce konuştuğum için aklıma gelen örnekleri buraya yazmak, tartışmaya yeni bir boyut kazandırmak istedim. O sebepten ötürü yazdıklarımın kişiselleşmeyeceğini umuyor ve bu gereğinden uzun "trigger warning"den sonra örneklere başlıyorum.
Çoğunluğu Britanyalı olmak üzere bir grup insanla epey uzun süre gerek sanalda, gerek gerçek hayatta muhatap oldum. Zannediyorum ki tamamı ateistti (ateist olmasa da pek dini bütün insanlar değildi), lâkin çok sık “for Christ’s sake” kalıbını duyuyordum kendilerinden. Ben, şu cahil hâlimle, çevirmen olsam bunu “Allah aşkına” olarak çeviririm. Belirteyim, Britanya’da yaşayıp müslüman olanların ağzından da duydum bu kalıbı, yani müslüman bir birey “İsa aşkına” diyor, lâkin kastettiğinin bu olduğundan şüpheliyim. Yaşadığı kültürden, doğduğundan beri konuştuğu dilden olsa gerek.
Yukarıda bahsettiğimin bir benzerini Türkiye’de de görebiliriz. Bir ateistin “Allah Allah” diyerek şaşırmasına, estağfurullah, inşallah, selâmun aleyküm/aleyküm selâm demesine şaşıran bir güruh vardı ve son derece zekâdan yoksun şekilde “nasıl ateistsin sen?!” diyorlardı bu insanlara. Ülke pekâlâ müslüman bir ülke, dilin yarısı (belki de daha fazlası) Arapça’dan ve Farsça’dan gelen sözcüklerle, kalıplarla dolu, e bu ülkede yaşayan bir insanın bu tarz kalıplar kullanmasının nesi saçma? Ben pek sokamadım kendimi açıkçası böyle çevirilere. Evet, yer yer ucu kaçıyor bu işin ama, gördüğüm on insandan dokuzu (dinî görüşünden bağımsız olarak) tanrı yerine Allah sözcüğünü kullanıyor, teolojik bir sohbet dahilinde değilse.
Kişisel tecrübelerimden yola çıkarak verdiğim örneklerle genelgeçer bir şeylerin varlığını iddia etmiyorum lâkin Hristiyan/Musevi olup, Müslümanlarla yakın yaşamaktan veya onlarla yakın ilişkiler kurmaktan ötürü İslâm’a dair tabirleri kullanan insan sayısı da çok. Üniversite yıllarımda İzmit Protestan Kilisesi’nin papazını görmüştüm, elinde tesbih, besmele çekerek yürüyordu xD Benzer bir örnek Haçlı Seferleri sırasındaki Hristiyanlar, neredeyse yüzyılı aşkın bir süre o topraklarda bulununca dualar Lâtince’den Arapça’ya kaymış.
İşin politik veya kültürel kısmını bilemem, o yüzden hiç girmeyeceğim, zira düzenlemeler konusunda bilgim yok, fakat bir yazar bir yere küfür yazdıysa o küfrü direkt olarak görmek istiyorum ben.
—MİNNOŞLARA ÖZEL KÜFÜR UYARISI—
Trainspotting ve Porno’da (ki ikisinin de çevirisinin iyi olduğunu düşünüyorum) yer yer karşıma “otuzbirci” sözcüğü çıkıyordu. Direkt olarak “wanker” sözcüğü, ama verdiği anlam bu mu, yoksa daha ziyade “yavşak”, “puşt” vs. gibi mi?
Argo genişledikçe çevirmenlerin işi daha da zorlaşıyor, zira yakın sözcük bir yanadursun, karşılığı olmayan sözcükler var. Lehçe’deki “kurwa” meselâ, bi’ milyon tane anlamı var. Olayı daha da zorlaştırayım, Rusça’daki “hohol” sözcüğü. Rusların Ukraynalıları aşağılamak için kullandığı bir sözcük. Amerikanların kullandığı “wop” meselâ, İtalyanları aşağılamak için kullanılan bir sözcük, türediği yer de “without papers”.
—MİNNOŞLARA ÖZEL KÜFÜR UYARISI—
2013 yılında TRT’nin bir belgeseli için altyazı hazırlıyordum, o vakit anladım neden buna özel bölüm olduğunu ve İngilizce konuşabilmekle çeviri yapmak arasında dağlar kadar fark olduğunu. Zor iş, cidden zor iş.