Kitaplardaki Çeviri Sorunları

küçük bir ekleme yapayım Allah tanrı kullanımına (tanrıyı bilerek küçük yazdım ki konunun esası budur aslında). @Firtinakiran’ın belirttiği üzere Allah özel isim. Tanrı ise genellikle “yaratıcı” olarak kullanılsa bile -en azından ülkemiz müslümanları- müslümanlar tanrı kelimesini gayri müslimlerin kullanmasından dolayı doğru bulmazlar. Tanrı kelimesinin kullanıldığı her cümleden de “özel isim olarak mı” yoksa tanımlama olarak mı kullanıldığını kestiremeyebiliriz.

Öz Türkçeci arkadaşların bazıları Allah Arapçadır, tanrı Türkçedir gibi bir sava sahipler ki bu ayrı bir garabet bence.

Bu noktada @mit’in söylediği karaketerin/kitabın inancına göre yaklaşım sergilemek daha mantıklı duruyor.

Küfür ve argo kısmına gelince, küfürü sevmeyen biri olarak (Trainspotting kitabına en fazla 4 sayfa katlanabildim) küfürlerin sansürlenmesine/oto sansüre karşıyım. Özellikle kitabın, cümlenin, olayın akışını bozacaksa küfürler aynen çevrilmeli. İşin yasal kısmı açıkçası -bir çevirmen veya yazar olmadığım için- beni pek ilgilendirmiyor :slight_smile: fakat küfürler yumuşatıldığında kitabın bütünlüğü bozulacaksa o kitap hiç çevrilmemeli, yazarın emeğine haksızlık bence bu.

5 Beğeni

Habersiz şekilde bir değişiklik yapılması yasal değil. Yazarla konuşup, onunla anlaşıp, sadece yazarın izin verdiği değişiklikleri yapabilirsiniz. Biz bu konuda hassasız ve eğer bir değişiklik yapma ihtiyacı duyarsak yazarından veya temsilcisinden yazılı izinle yaparız.

İkinci sorunuza gelirsek: Denetim pek yok.

7 Beğeni

Katılıyorum. Küfürlerin ya da günlük ifadelerin çevirisinde eşdeğerliliğin göz önünde bulundurulması taraftarıyım. Ecnebi bir memlekette “fuck, fucking” gibi ifadelerin günlük hayatın bir parçası olduğunu tahmin ediyorum. Röportajlarda bile oyuncular ağızlarından kaçırdıklarında o kadar sorun olmuyor, tabi benim bilgim sadece filmler ve internetle sınırlı. Bu kadar sık kullanılan bir ifadenin de Türkçe’de benzer sıklıkla kullanılan bir ifadeyle karşılanması gerek, birebir çevrilmesi değil.

Örneğin, kapıya eli sıkışan bir roman kişisinin gayri ihtiyari söylediği “fucking door!” ifadesinin “hay senin kapı gibi!” çevrilmesi bana göre daha uygun, “s.ktiğimin kapısı” fazlaca abartılı düşüyor bu topraklara, iki kültür arasında denklik gözetilmeli.

5 Beğeni

Bir de tersinden düşünelim, Türk edebiyatından bir eser var ve İngilizceye çevrilecek. İçinde “allahını seven defansa gelsin”, “senin allahın yok mu şerefsiz”, “allahsız pezevenk”, şaşkınlık nidası olarak “allah allah” gibi ifadeler geçsin. Tercümanın nasıl çevirmesini isterdiniz?

Bana kalırsa allah sadece özel isim değil. “Allah var mı yok mu?” sorusunun cevabı İslam’la alakasız bir yaratıcının varlığına/yokluğuna işaret ediyor mesela.

İngilizceden verilen örnekler de Hristiyan dinine ait laflar değil. Genel geçer, inançlı inançsız herkesin kullandığı ifadeler.

Kendi sorduğum soruyu cevaplamam gerekirse, god’ın allah olarak tercümesi caizdir. Yerine göre değişebilir.

3 Beğeni

Pimp daha iyi sanki :slight_smile:

1 Beğeni

Heeee, onu hiç bilmiyorum ben :grinning: sorri

1 Beğeni

Bunu duyunca aklıma izlediğim dizi geldi, Brooklyn nine-nine. İngilizce tamamen anlamama rağmen sırf daha fazla gülebilmek için altyazılı izliyorum. Adam Sergent’ın kısaltması olan Serg’ü isim gibi Sarge yapmış. Adamın ismi Terry ama sanki ona Sarge diyorlar gibi çevirmiş.

Mesela karakter “Lanet olsun çavuş” diyor. “Goddamnit Serg!” diyelim.
Adam bunu “Allah seni kahretsin Sarge!” diye çeviriyor ahahaha, sanki Sarge adamın ismiymiş gibi. (Goddamnit’in nasıl çevrileceğini tartışmıyorum öylesine örnek çeviri.)

Yani herkes hata yapabilir de, kelimenin anlamını nasıl bilmezsin, ya da bu kadar özensiz niye çevirirsin? Hiç mi araştırmadın o neyin kısaltılmışı diye mesela? Ya da kültürel bir şey olur bilmezsin bunu anlarım. Hadi bunu yaptın, üst üste 3-4 bölüm nasıl yapıyorsun? Kimse çıkıp seni düzeltmiyor mu güzel kardeşim? Ben biliyorum ki düzeltiyorlar, çünkü dizinin altındaki yorumlarda insanlar tepki gösteriyor. Altyazı sitelerinde de gösteriyorlar ama geri dönüşleri okumamak ya da bir işi baştan savma yapmak gelişmeyi çok engelliyor.

Dipnot: Başlıkta tartışılanların çoğuna katılıyorum ama en çok dikkatimi çeken bu oldu çünkü bu direkt ve çok sık gördüğüm bir yanlışlık. O yüzden yukarıda yaptığım örnek çeviriyi başlıkta tartışılanlara göre eleştirmemenizi rica ederim. Diziden bir bölümmüş gibi öylesine bir örnek sadece, amacım yanlış çevrilen kelimeleri, kısaltmaları örneklemek.

1 Beğeni

Bana hatalı veya kusurlu bir davranış gibi gelmiyor nedense “Allah” denmesi, yani bu yerelleştirme değil hakiki bir çeviri ve “Allah” kelimesi de zannettiğimiz kadar Müslümanlıkla eşleşmiş halde değil. Ben çoğu Türkçe konuşan Hristiyan’ın Tanrı’dan çoğu kez “Allah” diye bahsettiğine şahit oldum, aynı şekilde Allah da Araplar içerisinde doğrudan “Tanrı” anlamında kullanılıyor; mesela ki Arap paganizmindeki Tanrılardan şu Allah’ı, bu Allah’ı diye bahsedilir.

Allah kelimesinin kökü yanılmıyorsam “El İlah”, bu da vurgulanan anlamıyla “İşte o Tanrı” gibi bir yere geliyor. Aşağı yukarı “El” de İngilizce’den tanıdığımız “The” artikeline denk geliyor. Bu yüzden Kur’an’ın İngilizce çevirilerinde Allah sözcüğü “The Lord” diye çevrilir.

Bütün bu anlattıklarım, Allah kelimesinin Türklerin arasında kalıplaşmış olduğunu anlatmak için. “Allah” o kadar özelleşmiş bir kelime değil, doğrudan Tanrı anlamında kullanmakla aynı şeyi işaret ediyor. Gözünüzde pekala bir Anglikan papazının “Allah” diye konuşması garip gelebilir, ancak özünde çevirmenlerin bu yaptığı “yerelleştirme” sayılmaz.

1 Beğeni

Zamaninda Elmalı Hamdi Yazır’ın tefsirini okurken fatiha suresi kısmında bu konu hakkinda değindiği bir bölüm vardi. Oldukça uzun ve tamamını yayınlamadan özet geçersem yanlış anlamlara süreklemiş olabilirim.

http://www.kuranikerim.com/telmalili/fatiha.htm

Bu yazıyı okurken bir kısımda belli bir kesimin var saydığı gibi Allah adının Hz. Muhammed tarafindan vahiy yoluyla iletildiği değil Hz. İsmail zamanina kadar dayandiğından bahsediyor. Bu durumda kısaca bir fikir yürütürsek; Allah ismi zaten diğer dillerdeki tanrı tanimlarindan çok önce kullanılıyordu. Bu durumda kullanilan bir ismin, sonradan gelen bir isimle yer değiştirilip rahatsizlik duyulmasi çok anlamsız olur.
Ayrıca bizim kültürümüzde 100-200 değil binlerce yıldır tanri yerine kullanilan kalıplaşmış bir Allah ismi varken, her kesim tarafindan anlasilip, konuşma dili içerisinde kullaniliyorken dilde erezyon yapmaya ne gerek var merak ediyorum.

3 Beğeni

Kesinlikle katılıyorum. Allah yerine Tanrı sözcüğü kullanılmalı. Allah, müslümanlar tarafından kullanılan Arapça bir sözcük. Tanrı ise Türkçe bir sözcüktür. Söz konusu bir kitap çevirisi ise, o çeviride, çevirmenin dini anlayışı yerine, kitabın yazarının kastettiği anlayış göz önünde bulundurulmalıdır

Bana göre dil, kültürün yansımasıdır. Tabi ki cami-hutbe vs ise, Allah kullanılır. Çünkü belli ki burada müslümanlık dini ve o dinin çevresinde oluşan kültürü anlatıyor. Yazarın (veya kitabın konusu), o sözcüğü kullanma kasdı ne ise, çevirmen bunu göz önünde bulundurmalıdır.

İthaki Yayınları şu fazla/eksik harf hatalarından da arınsa keşke. Acele işe klavye karışıp duruyor. :confounded:

14 Beğeni

Eksik/ fazla harfler beni fazla yormuyor açıkçası, mesela Sissoylu serisindeki gibi Spook/Dikiz tarzında artık yazım yanlışını da aşan hatalar yoksa pek takmıyorum.

2 Beğeni

Ben rahatsız oluyorum. Her sayfada en az bir hata olan kitaplar filan var. Her seferinde isim başka olan yerler var filan. Bazen öyle harfler giriyor ki araya hangi kelime olduğunu çıkartmak için dedektifçilik oynuyoruz. :smiley:

9 Beğeni

Ciddi yayınevleri böyle hatalar yapmamalı. Yayınevleri bir kitaba 30-40 TL eder koymayı biliyorlar; bir zahmet üzerlerine düşeni de yapsınlar, yazım/ baskı hatalarını da engellesinler…

13 Beğeni

Katılıyorum. Bu sebepten okuyamadığım kitaplar var benim. Üstelik okumak için büyük işkence çektiğim kitaplar ama bir türlü devam edemediğim kitaplar… Sadece İthaki için demiyorum ama zaten “zort” yayınlarından aldığım bir eserde böyle bir hatayı önemsemiyorum çünkü onların bir prestiji yok. Zaten üç-beş liraya almışım. İthaki’den ise bekliyorum çünkü prestijli bir yayınevi. En üzücüsü de alıyorum seri tamamlansın diye bekliyorum ve seri tamamlandıktan sonra okumaya başlıyorum bir de görüyorum ki onlarca hata. Hem de daha ilk sayfalarda. Bu da okuma zevkini öldürüyor. İnsan sevdiklerine karşı her zaman daha fazla toleranslı davranır. Her zaman sevdiklerine daha fazla hak tanır ama sevdikleri de buna ısrarla devam edince kendisini aptal yerine konuluyormuş gibi hissetmeye başlar bir yerden sonra. Üzen kısım bu.

11 Beğeni

Bilge Adamın Korkusu’nda son 13 sayfa tekrar basılmıştı ve ben bunu iki defa okumuştum :joy: Dolaşıp dolaşıp aynı yere gelen çizgi film karakterleri gibi hissetmiştim.

4 Beğeni

Ayrıca yayınevleri Türkçe’de bir cümle içinde birden çok “ve” kullanmanın anlamı bozduğunu bilmeyen, Türkçesi yaygın bir şekilde kullanılır iken inatla o sözcüğün yabancı kökenlisini kullanan, “onunla, benimle, seninle” yerine “onla, benle, senle” gibi saçma sepelek kullanımları yeğleyen çevirmenleri/yazarları kapı dışarı etmeli, hatta bunları kasıtlı olarak yapanlara haddini bildirmelidir…

Bütün bunlar, Türkçe kitaplar satarak para kazanan, bin bir emekle kazandığımız paraları yayınladıkları kitaplara harcadığımız yayınevlerinin boynunun borcudur…

7 Beğeni

İş ciddiyeti bizim ülkede pek yok maalesef. Para kazanma açlığı var. Bu yamyamlık bizi yok edecek diye düşünüyorum. Her neyse…

Kötü olan aslında bu sanırım. Önünüze gelen kitapta “onla, benle, senle” görürseniz bunun doğru olduğu algısına kapılıyorsunuz. Bunları okuyan insanlar da bu şekilde kullanmaya başlıyorlar.

Bağlaç sonrası virgül kullanımına da çok takılıyorum ben…

İnsan elinden çıkıyor sonuçta mutlaka hata olacaktır. Bence bir kitap için hata miktarı on sayfada bir ya da iki kelime olmalı. Şeytan diyor üşenme aç bir başlık. Ayrım gözetmeksizin okuduğun her kitapta gördüğün hataları kalem kalem yaz. Sonra da seni vursunlar. :rofl:

6 Beğeni

Ben bu konuda Türkiye İş Bankası Yayınları’nı çok beğeniyorum. Baskı hatası, yazım yanlışı neredeyse yok; Türkçe ise çok güzel kullanılıyor…

Haaaa… Delidolu’yu da eklemeliyim… O da çok iyi…

7 Beğeni