Dünyanın hızla dijitalleştiği mâlumunuz. İlim ve fennin gelişmesine mukabil önce fotoğraf, ardından sinema; hatta bugünün dünyasında video oyunlarını da sayabileceğimiz birtakım dijital sanatlar doğdu. Para göndermek, yol bulmak, müracaat etmek gibi işlerinse artık ne denli dijital hâle geldiğinden bahsetmiyorum bile.
Bu gelişmeleri düşününce, insan kendine sormadan edemiyor: ‘‘Her şeyin böylesine hızla dijitalleştiği bir dünyada acaba kitapların yeri ne olacak?’’
Kast etmeye çalıştığım şey, fiziki kitaplara ne olacak? Yani bir kapağı, bir sayfası olan, elimizle tutulabilen, bildiğimiz kitapların yerini elektronik kitaplar alacak mı? Sayfalar yerine, ekranları mı okuyacağız? Kütüphanelerimiz artık bir bir cihazın içinde mi olacak?
2 Beğeni
MelihAntepli
(Edebiyat bir kişinin kendisiyle diyaloğunun sonucudur)
2
Elektronik kitap okuyucu cihazlar kur üzerinden zaten dolayısıyla pahalı. Hadi cihazda paraya bakmadık aldık diyelim; basılı kitap ile arasında aman aman fiyat farkı yok. Hatta bazen basılı olandan bile daha pahalıya geliyor. Dünya için bilmem ama bizde daha uzun süre basılı kitap kalmaya devam eder. İşin açıkçası e-kitap taraftarı da değilim, ben basılı kitabı e- kitaba tercih ederim. Kitaplığıma koyup orada öyle görmek hoşuma gidiyor.
Ben tam olarak öyle düşünmüyorum çünkü örneğin hayatımızda her daim olan kalem bile bunca dijitalleşmeye rağmen sabit kaldığını düşünüyorum. Yani kurşun kalemden uçlu kaleme geçildi ancak bunun dışında köklü bir değişim olmadı (klavyeyi saymazsak.) Tutup da kimse ekranlara eliyle yazmıyor. Çünkü bu, sadece bir tercih meselesi değil aynı şekilde eldeki en iyi seçenek olduğu için. Aynısını basılı kitaplar için de düşünüyorum. Kimilerine göre elektronik olan tercih edilebilir ama yine de bence basılı kitap bir çoğumuz için eldeki en iyi seçenek.
Umarım hiçbir zaman e-kitap tamamen basılı kitabın yerini almaz. Bence kitap iki kapağı olan, dokunabileceğimiz sayfaları olan "şey"dir. Özellikle kurgu metinler için söylüyorum bunu. Kitaptan haz almak sadece metnin kendisinden değil sayfaların hışırtısından
, kokusundan, kapağından da zevk almaktır. Bu konuda çok tutucuyum. Tabiki de kesilen ağaçlara üzülüyorum ve artan kitap fiyatları karşısında eziliyorum. Yine de kesilen ağaçların yerine yenileri dikilerek ve artan kitap fiyatlarına karşı da bir şekilde çözümler bulunarak basılı kitapların en azından yüz sene daha devam etmesini diliyorum. Kurgu dışı kitaplar için e-kitap okuyucu kullanabilirim belki ama roman ve öykü için gidebildiğim yere kadar basılı kitap kullanacağım.
Kitaptan ziyade matbaaların dijitalleşmesi gerek. Yayınevinin en tırt kitabı bile min. 1000 tane bastırıp kağıt israfı yapması, fiyatı 3-5 TL’ye kadar düşen yüzbinlerce sayfalık binlerce kitabın depolarda çürümesi, Mars’ta drone uçurabilen bir medeniyet için fazlasıyla absürd bir durum. Sattığı kadar kitap basılması, Kitapyurdu’nun KDY sistemi gibi kitap satın alındıktan sonra basılıp gönderilmesi lazım.
Kağıt paracıklarına veda edip dijital paraya geçmek zorunda kalacağı için üzülen hiç kimse yoktur herhalde.
Kitapların akıbetini arz talep meselesi olarak görüyorum. Annihilator’ın bahsettiği gibi, basılı kitaplardan haz alan bizim gibi insanlar tamamen tarihe karışmadıkları sürece e-kitap egemenliğini asla ilan edemeyecek bence.
Ama muhtemelen baskı adetleri azalacak, fiyatlar oldukça pahalılaşacak ve bazı eserler sadece dijital olarak piyasaya sürülecek.
Ama buna katılıyorum. Kağıt gerçekten baya bir probleme çok güzel bir çözüm. E-mürekkep de baya bir probleme çok güzel bir çözüm ama ikisinin de birbirinin yerine geçebileceğini sanmıyorum. Bana da öyle geliyor ki toplam baskı adetleri oldukça azalır, spesifik kitap türleri (kurgusal olmayan eserler gibi) durumdan daha az etkilenir; belli çeşit kitaplar da durumdan daha fazla etkilenir gibi. Yine de açıkçası ben kökten çok büyük bir değişim beklemiyorum açıkçası.
Temelde anonimlik ve “fungibility” hocam. Esasında kağıt paraya da bayılmıyorum ama dijital temelli para birey çözünürlüğünde hedeflenebilen baya baya mutlak güç (bkz. Çin). O tarz bir distopyada (yine bkz. Çin) yaşamak istemezdim şahsen.
Biraz açar mısın hocam? Anonimlik/güvenlik konusunu anlıyorum ama fungibility dediğin şeyde kağıt paranın neden tercih edilmesi gerektiğini anlamadım. Bir de Çin usulü distopyadan kastın totaliter devletlerin dijital paraya müdahelesi gibi bir şey mi?
Hocam dizinlerin otomatik oluşturulduğunu sanıyordum ben. Manuel mi hazırlanıyormuş?
Tam doğru kelimeyi kullandığımdan yüzde yüz emin değilim ama en nihayetinde -black company’den gelsin- “money has no provenance”. Bence bu totalde iyi bir şey.
Evet. Ama devletin totaliter olması da şart değil hocam. Fazla büyük güç, fazla yüksek çözünürlük, fazla kolay algoritmik/otomatik olarak yönetme potansiyeli. Tek bir elde. Tam bir kabus. Meleklerin kurup yönettiği devlet bile valla zebaniye dönüşür.
Türkiye’de bu olayın gerçekleşeceğini sanmıyorum. Çünkü bunla ilgili ilk olarak içi boş bir varsayım yapmak istemem. Alıntıladığım kaynak: https://kayiprihtim.com/dosya/kitapta-sabit-fiyat-yasasi-yayinevleri-sorusturma/
Kemal Küçükgedik – Editör (Pegasus Yayınları)
"Son olarak, Türkiye Yayıncılar Birliği yıllardır Avrupa ülkelerini taklit etmeye çalışacağın internette ve bilişime yatırım yapsaydı belki de bugün Netflix veya Steam benzeri bir aktör Türkiye’deki okurlara çok ucuza e-kitap satıyor olabilirdi. "
Benim kendi görüşlerimde bu yönde genel olarak ülkemizdeki yayıncılar bu konularda oldukça geri planda kalıyor. Sesli kitapta e-kitaba kıyasla daha büyük bir başarı var ama o pek okumak değil de daha çok sesli sinema gibi geliyor. Yayıncıların ortak bir şekilde e-kitap yayınlayacağı bir platform kurup orada her elektronik cihazdan okuma yapabileceğimiz düzgünce çalışabilecek bir platform yapabilecekleri fikrinin şimdilik güzel bir hayal olduğunu düşünüyorum. Ben baskı konusunda sıkıntı çektiğim eserleri elde etmek açısından yasal bir alternatif seçmeyi tercih ederim şahsen ve basılı kitapların fiyatlarını etkilemeden Türkiye’deki insanların kitaplara olan erişimini kolaylaştıracaksa asla hayır demem.
Max 15 sene içerisinde plak gibi bir araca dönüşecek bence en azından basılı kitapların böyle olacağını düşünüyorum. Ki bence de mantıklı olur artık hobi olarak biriktirenler haricinde basılı kitapları almanın gereksiz israf ve yer kaybı olduğunu düşünüyorum. Ben mesela okuduğum kurgu kitaplarını elden çıkartırım. Geriye önemli notlar aldığım bir defter kalır.
Dizin yarı otomatik. Sayfa sayıları otomatik geliyor ama dizin maddeleri otomatik değil. A’dan Z’ye çevriliyor veya editör tarafından belirleniyor hangi maddelerin dizine gireceği. Sayfa sayıları otomatik olarak giriyor ama ben manuel olarak da Ctrl+F kontrol ediyorum çoğu maddeyi. Tashih yüzünden kaçırma olabiliyor.
Fakat editörlüğünü yaptığım ilk kitapta bana dizini manuel yaptirmislardi ilk yayinevimde. Bir hafta saç baş yolmustum.
