Kitsch 1001: Bir "Gönderme" Masalı

Öykü Seçkisi'nde okumak için: Kitsch 1001: Bir “Gönderme” Masalı – Aylık Öykü Seçkisi

image

“Sherazade…” dedim, kafam bin bir yere giderken. “Ne?” diye sordu. “Sherazade… Belki beş yıldır her sefer, nasıl yazılacağını klavyeye dokunmadan bilmediğim ama dokununca elimin otomatik olarak yazdığı isim.” “Şehrazat?” diye sordu bu sefer bir evreka anı ile. Civilization VI’ya gitti aklım ama durdum. “Fransızcası. Vince Banderos, Porno…” “İndir, ne uğraşıyorsun her sefer?” bu sefer de… (DEVAMI…)

3 Beğeni

Murat selamlar;

Diyalog yazmak hiç kolay değildir. O anın doğallığını, gerçekliğini korumak zor iştir. Ama sen bu diyalog işini hakikaten çok iyi kotarıyorsun. Uzun bir metin ve neredeyse diyalogdan ibaret. Tebrik ediyorum seni. Öykünün duygusu da çok iyiydi. Bekarken, özellikle üniversite dönemindeki arkadaşlarım ve onlarla paylaşımlarım geldi aklıma :slight_smile:

Kalemine sağlık Murat, pek güzel bir öyküydü…

1 Beğeni

Tekrar merhaba Ebuzer,

Sabahladığım bir mesai gecesinde, bir nevi gerçeklikten kopup yazdığım bu öyküde, o iki kişi oldum denilebilir evet. Hatta bir noktada beynim ısındı başkaları adına dolaşmaktan. Sonra okuduğumda, kendim de şaşırdım mühendisliğinin mekanikliğine hatta. Kesinlikle deorganizeydim yazarken.

Buna mukabil, üç aşağı beş yukarı bir benzerlik var artık yazdıklarımda ve biraz da sıkıyor bu beni. Ara ara dışına çıkıyorum çabayla ama bıraksam bu çıkıyor.

Beğenmene ayrıca sevindim. Bu çok uzun metni ilk gününde okumana da çok sevindim.
Çok teşekkür ederim.
Görüşmek üzere

1 Beğeni

Merhabalar,
Gerçekten belirli çağı görmeyenlerin zorlanacağı, benim bile bazı kısımlarında boşluğa düştüğüm bir metin olmuş karakterinin de dediği gibi. Ama çok güzel aktı. Eline sağlık.

1 Beğeni

Merhaba @nkurucu,

Dün birkaç arkadaşıma uzun ama akıcı diye takıldım :sweat_smile:
Beğenmene sevindim. Yazması da, söylediğim gibi zamanın büküldüğü bir aralığa denk geldi. Keyifli geldi bana da sonra okuyunca.
Teşekkürler zaman ayırdığın için, uzun bir metindi… :fist_left:
Görüşmek dileğiyle…

Serbest çağrışımın da böylesi:) Eh bazı konuşmaları göz ucuyla, bazılarını gülümseyerek bazılarını da ne diyor acaba diyerek okudum. Fazla eril dille yazıldığı zaten aşikar. Sakin kafayla yazılamayacak bir öykü. Sevgiler…

1 Beğeni

Merhaba,

Eril dil kullanımı bazen karanlık bir anarşizmle yöneldiğim bir tarz olmakla birlikte, buradaki konunun erillikten kurtulamaması esasen kaderden kaçamamakla ilgiliydi. Kaçamıyorlardı…

Bunu atlamışım. Kesinlikle astral bir yolculuk oldu yazmak. Yorucuydu…

Çağrışımları beğenmeniz ve zaman ayırmanız beni mutlu etti.
Teşekkürler…

Merhaba 4677 Murat :slight_smile:

Uzundu ama kolay okuyabildim. Anlattığın hikaye aslında çok yabancı değil. “Boys boys boys”, erkekler ve o bildik muhabbetleri. Bu anlatımı bir şekilde itiraf olarak bile yorumlayabilirim, bir erkeğin kendi eril dilini böyle açığa koyması :slight_smile:

Karakterlerin kişiliklerini ele verenlerden biri de dönemlere yaptığın referanslar sanırım. Ben nasıl Uruk-hai’ye yabancılık çekiyorsam, Samantha Fox’a da öyle yabancılık çekecek olanlar vardır eminim.

Uçuk kaçık beğendiğim bir hikaye olmuş. Şehrazadın 1001 gecesine post modern bir dokunuş. Bilinç akışının nereye uçtuğu şifrelerle takip edilmeli :slight_smile:

Bazı klişeler hiç değişmiyor - boyundaki ruj izi :slight_smile:

Bilmiyorum Şehrazat olsaydım ben ne yapardım?

Eline sağlık :slight_smile:

1 Beğeni

Merhaba Müge (şanslısın bu ay yazmamışsın :wink:)

Evet diyalog baskın olduğu ve yine evet, bilinç akışının çılgın vakumunda geçtiği için akıcı olduğunu sanıyorum ben de.

Ve bir kez daha evet, yetenek olarak değilse de “aşırı erkek” yazımı ile bir Hemingway bir Bukowski olma yolunda ilerliyorum sanırım. Onlar belki bir tık daha yetenekli olabilirler ama…

Aslında adı üstünde Kitsch bir yeniden sahneye koyuştu ve yine karaktere söylettiğim gibi, aslının aksine son derece dönemsel ve zamanın testine yenilmeye mahkumdu referanslar.

O ruj izi, klişe olan ruj izi değildi aslında. Inglorious Basterds filmindeki cesaret madalyasına refere ediyordu. Klişe sevmiyoruz.

Şehrazat olmak zor, tek bildiğim o…

Bu “4677” kelimeyi okuduğun ve detaylıca bir yorum yazdığın için çok teşekkürler. Beğenmene de çok mutlu oldum.
Görüşmek dileğiyle

1 Beğeni

Merhaba @MuratBarisSari
Kısa dünya tarihi, eril dilin çarpıcılığı -ki herkes bu şekilde net yazamaz cesaret ister-, aslında sanırım o dönemlerde hiç yaşamadığım için anlayamadığım birçok terim, bilinç akışı ve işin Şehrazad’a bağlanışı. Ustacaydı. Özellikle de kahramanın oğlu göçebeyken başka bir çocukla yaşamak istemediği için yeniden evlenmek istememesini belirtmesini hiç unutmayacağım herhalde çünkü çok naif bir ifadeydi. Şenol Güneş emojisi de iyiydi bak olsa kullanırdık mesajlaşırken :slight_smile:

Kalemin daim olsun.

1 Beğeni

Merhaba Merve,

Öncelikle yoğun bir tatilde dönemediğim için kusura bakma lütfen. Yorumun beni çok mutlu ve onore etti. Gerçekten çok teşekkür ediyorum.

Beğendiğin kısımlar beni de gülümsetti. Bir baba olarak oğluna dair hissettiği olgunun derinliğini görmen ise gerçekten tüm öyküyü yazmaya değdiğini hissettirdi bana. :pray:

Eril dil konusunda; bildiğimiz şeyi yazmanın kolaylığından, Şehrazat öyküsünün seksapelinin iki arkadaş arasındaki ihanet şüphesine yansıyış şekline kadar uzanan bir mühendisliği olduğunu söyleyebilirim. Bir yerde dikkat çekmeye kaçmasından korktum çünkü. Hatta konunun dönüp dolaşıp aynı yere gelmesini de bu korkuyla dile getirdim öyküde.

Bu uzun öyküye zaman ayrıp dikkatle okuduğun için tekrar teşekkür ediyorum.
Tekrar görüşmek dileğiyle…

1 Beğeni

@MuratBarisSari selamlar,

Seçkinin dokuz günlük bayram tatiliyle paralel olarak öyküleri yayınlaması iyi oldu. Binbir gece olmasa da dokuz gün/gece öykünü okumak için zamanım oldu. :smiley:

Şaka bir yana, uzun fakat oldukça akıcı bir yazıydı. Öyküye başlamadan önce yorumlara göz gezdirdiğimde kafamda oluşan fikirle tamamen örtüştüğünü söyleyebilirim okuduklarımın. Eril dil, evet, bu sensin zaten. Çağrışımlar yine sensin. Seni az çok tanıyan biri olarak ve seninle sohbet edebilme fırsatı olan biri olarak yer yer bu diyalogları biz bile yapardık gibi düşündüm okurken. Düşün ben de neler yaşamışım. :smiley:

Eline, emeğine sağlık. Özel sayıya ve tamı tamına “sana” yakışır bir yazı olmuş. Oldukça beğendim ve okurken eril dünyanın farklı duygu ve düşünceleri arasında da yolculuğa çıktım. Şehrazat’la bağlantısı da gayet zekice bir kurgu olmuş. Tekrar kalemine sağlık.

Sevgiler,

Sena

2 Beğeni

Selam Sena,

Bayram tatili gerçekten de okuma yapmak için iyi bir dönem oldu. Kesinlikle katılıyorum.

Evet, özellikle beni bir noktaya kadar beni tanıyan herkes, bu klasik Murat oldular bu öyküde. Bir taraftan tabi ataerkil bir hava verse de, esasen trajedi olduğunun da anlaşılması beni mutlu etti. Açıkçası yazma amacıma ulaştım diyebilirim.

Fahri bro madalyasıyla ödüllendirelim seni o zaman :medal_sports: :rofl:

Gerçekten emek verdiğim bir yazı için “yakışır” tanımını okumak son derece mutluluk verici. :pray:
Ama şakası bir yana, eril dünyanın keşfi konusunda tekrar vurgulamak gerekirse, özellikle dikkat çekmesi için yaptığım bir şey değildi. Kahramanları erkek, konusu ihanetti o kadar.

Son derece uzun olan bu öyküyü okuyup yorumladığın için teşekkür ederim.
Gelecek seçkilerde görüşmek dileğiyle.

1 Beğeni