Kokular

İyi bir okuma sunmak için elimden geldiğince noktalama işaretlerine, yazım yanlışlarına ve akışı baltalayan kelimelere dikkat ettim. Umarım beğenirsiniz, iyi okumalar.

Uyuyor musun? Hayır, burnuma uyumayan insan kokuları geliyor. İnsanlar nasıl kokuyor, biliyor musun çocuğum? Onların soyut bildikleri birkaç şey gibi: Kibir, hırs, kin, arzu, yalan ve kendilerinin bile isimlendiremediği şeyler gibi. Bazıları gece yastığa başını koyduktan sonra hemen gündüz olacağını ve sonra uyanıp hayat meşgalelerine döneceklerini sanırlar. Bazıları uykunun onları sarıp sarmalamasına izin verir. Ama bazıları ise gerçeği düşünür. Uyuduktan sonra yatağının altından uzanan ellerin sahiplerini, dünyanın her bir yanında cirit atanları. Denilir ki: “Her beden uykuyu tadınca bilinmeyen bir yerlerde gökten ve yer altından kilitli kapılar açılır. Kapılar dünyanın misafirlerle dolmasından sonra tekrar kaybolur ve o ay katili alevden top yeniden ortaya çıkıncaya kadar belirmez.”
İnsanların derin uykularındaki bedenleri misafirler tarafından bir oyun meşgalesi haline getirilince alev topunun kızdığını ve tekrardan ortaya çıktığını bilir misin çocuğum? Hayır, burnuma tekrardan kokular geliyor. Cahil olduğun ile ilgili değil. Korku kokusu. Senin türünden başka bir türün dünyayı arşınlaması hoşuna gitmedi mi? Bedeninin bir oyuncak olarak kullanılmasından da korkuyor olabilirsin. Uykularını gözlüyorum çocuğum. Vicdanın rahat değil, yalanların seni ve çevrendekileri üzüyor. Korkunun sebebi sana verilenleri kaybetmekken nasıl oluyor da ölümden korkmuyorsun? Vücudun halsizlikten kırılıyor. Nasıl oluyor da en değerli sermayene bu kadar az değer verebiliyorsun, bir göz için öbür gözü vermek sana neden kötü hissettirmiyor?
Sabahları herkesin kapısı aynı saatlerde açılıyor, herkes aynı saatlerde ailesini bırakıp tutsaklığa gidiyorlar. Neden, böyle bir hayatı kim ister ki çocuğum? Ayaklarını sürüyen o ruhsuz bedenler, hepsi yarın ve diğer günler aynısını yapıp duracaklar. Hepsi. Sanırım nedenini anlıyorum: Bolca kâğıt kazanmak için. O kağıtlar herkesin hayatından daha önemli. Sen kaç kâğıda ruhunu sattın çocuğum; kaç kâğıda seni kiralamalarına, hayatını kısıtlamalarına, seni kullanmalarına kaç kâğıda anlaştın onlarla?
Zihninin içine yağmur yağıyor, birkaç hayal kırıklığı beyninin etini mi kemiriyor? Üzülme, nasıl olsa yarın bolca kâğıt geçecek eline. Her şeyin ilacı.
Tekrar kokmaya başladın. Yatağının altındaki ellere dikkat et çocuğum. Bütün eller seni yutmadan önce onlara dikkat et.

1 Beğeni