KR Kitap Kulübü #14 Shirley Jackson - Piyango ve Diğer Öyküler

Öncelikle yazarın diğer kitaplarında olduğu gibi çevirmenliği üstlenen Berrak Göçer’in çıkardığı tertemiz işi tebrik etmek gerekiyor. Jackson’ın edebî dilini güzelce deneyimlemeye olanak sağlamış.

Kitapta yer alan bazı öyküler yazarın kalemine aşina olanlar için oldukça naif. Kötülüğün filizlenmesini ve huzursuzluğun sınırlarını zorlayacak seviyede seyretmesini beklerken o noktanın çok altında sonlanabiliyor. Rahatsızlık düzeyi nispeten hafif hikâyeler mevcut. Düşündürücü ve etkileyici yönü benzer olsa bile okuyucu için asıl şok da bu oluyor. Ama Piyango gibi bazılarıysa tekinsizliğiyle her zamanki gibi rahatsız etmeyi başarıyor.

İnsan davranışlarına dair derin sorgulama, psikolojik rahatsızlıkların iyi bilgisi ve bunların sunumu yazarın romanlarında olduğu gibi bu öykülerde de mevcut. Panik atak, kaçınmacı davranış örüntüsü, şizofreni vesaire bazılarında doğrudan bazen sezdirerek vurgulanıyor.

Amaçsız şiddet, topluluk olduğunda bireylerin mantığı kenara bırakması, daha sivri kararlar alabilmesi gibi davranışları çok iyi işliyor. Bunu Sineklerin Tanrısı gibi kitaplarda da görüyoruz, özellikle masum çocukların nasıl ‘zıvanadan’ çıktığını. Aslında bu davranış tepkileri bilimsel olarak da Asch’in Uyum yahut Muzafer Sherif’in Robbers Cave deneyleriyle de ortaya kondu. İlginç olanıysa Jackson’ın bilhassa Piyango başta olmak üzere bunu deneylerden çok daha önce yazması… Yazarın gözlem gücü ve yaratıcılığının seviyesini bu gayet net gösteriyor galiba.

“James Harris diye biri yok,” düşüncesindeyim. Özellikle yazarın tarzını da göz önünde bulundurunca ve öyküdeki ufak ipuçlarıyla da beraber buna çıkıyor gibi. Tamamen kafasında kuruyor; aslında nereye gittiğini sorgularken ‘ısrar’ etmesi, ‘kadın’ olduğu için sorduğu insanların onun ilgisini kaybetmemek için bir yanıt ‘uydurması’ veya söylediği tanımın öyküde de vurgulandığı üzere birçok insana benzerlik göstermesi sebebiyle sorduğu esnaftan hep bir yanıt alıyor. Ama bunlar hiç net değil ve yukarıda saydığım nedenlerden kaynaklandığı sezdiriliyor.

Evdeyken olan davranışlarına bir bölüm ayrılması da yine bizi olmamasıyla ilgili şüpheye götüren bir başka sebep. Karakterini psikolojik problemlerle beslemeye devam ediyor hep öykü boyunca. Gördüğümüz gibi psikotik değil, lakin kıyısında dolaşıyor. Yine de var diye okunmasına da bir itirazım olmaz. Zaten yazarın ikilem yaratmasındaki ustalığı da burada yatıyor. Benzer keyif Henry James’in “Yürek Burgusu” romanında da alınıyor.

4 Beğeni