KR Kitap Kulübü #18 Robert Bloch - Sapık

Geldik etkinliğimizin en keyifli bölümüne. Neredeyse bir ay süren okuma etkinliğimizin sonuna doğru gelirken artık kitap hakkındaki düşüncelerimizi yazma vakti. :slight_smile:

Robert Bloch, yirminci yüzyıl korku-gerilim edebiyatının en üretken ve yenilikçi zihinlerinden; Alfred Hitchcock tarafından sinemaya uyarlanan ve yıllardır tartışma konusu olan romanı Sapık ise yazarın en başarılı ve en sansasyonel eseri. Dönemin korku salan psikozlu katili Ed Gein’in gerçek yaşamından esinlenen Sapık en az ünü kadar sert ve sapkın bir roman.

Karanlık ve fırtınalı bir gecede yolunu kaybeden Mary Crane yol kenarında Bates Motel tabelasını gördüğünde tükenmiş bir haldeydi. Motelin sahibi Norman Bates tuhaftı ama iyi biri gibi görünüyordu.

Norman Bates kadını odasındaki delikten izliyordu. Ama anne oradaydı. İğrenç düşüncelerinden Norman’ı korumak için gelmişti. Ve elinde bir bıçak tutuyordu…

Tepenin yamacındaki ıssız Bates Motel yeni konuklarını bekliyor.

(Tanıtım Bülteninden)

5 Beğeni

Normalde katılacaktım ama idefix stokta gösterdiği kitabı bulamayıp iki hafta beklettiği için katılamıyorum. Gelir gelmez başlasam bitirirdim muhtemelen ama geldiğinde de başka bir kitap okuyordum. İyi yorumlamalar.

1 Beğeni

Etkinlik için okumamıştım ama ben de yorum yapayım. Zaten kitap yorumu başlığına yazacaktım ama burası daha iyi oldu. Ben Sapık kitabını okurken 1962 basımı olan Üç Ruhlu Adam kitabını da aynı anda bölüm bölüm okuyup eksiklikleri veya fazlalıkları not aldım.

Öncelikle 2020 basımı olan kitabın kapağını daha çok beğendim. Kült olan sahneyi çok iyi eklemişler kapağa. 1962 tarihli kapak ise biraz basit kalıyor. Hemen aşağıya o kapağı ekliyorum.

Özet

Eski basımda ölen kadının kız kardeşi kapıyı açmaya uğraşırken basitçe açıp giriyor ama yeni basımda maymuncuk ile biraz uğraşıp öyle giriyor. İngilizce halini bilmediğim için hangisinde o kısım atlandı veya tekrar eklendi bilmiyorum. Ayrıca yeni basımda cinsellik konusu ve ilk baştaki vahşet kısımları rahat anlatılırken eski basımda üstünkörü geçilmiş. Hatta cinsellik kelimesi de bazı yerlerde atlanmış. Yeni basımda son 1.5 sayfalık kısım, eski basımda farklıydı. Eski basımda biraz daha fazla farklı kısım içeriyordu. O kısım yeni basımda biraz kısa geçilmiş veya anlam bütünlüğü açısından çıkarılmış olabilir.

Yukarıda yazdıklarım haricinde eski imla kurallarının farklılığı haricinde pek bir fark yok zaten. Yeni basımda son kısımda bulunan inceleme yazısı da gayet hoştu. Oradan da bazı bilgiler öğrendim. Ayrıca eski basımlarda kitapların sonlarına farklı bir öykü ekleme modası olduğu için eski basımda 10 sayfalık farklı bir polisiye öykü daha bulunmaktadır. Öykü, George H. Coxe’un Yakalayana Mükafat Var adlı öyküsüdür. Ondan da kısaca bahsedeyim. Karısına sarkıntılık eden adamı öldüren kocanın kaçış öyküsünü anlatan kısa bir öyküdür.

Norman karakterini Bates Motel dizisini hiç izlemediğim halde az çok biliyordum ama kitaba başlayınca büyük bir meraka kapıldım. Zaten 2 gün bile sürmeden eski basımıyla birlikte bitirdim. Kitap, İthaki Karanlık Kitaplık dizisinde çıkan eserler arasında ilk beş listeme girmiş oldu. Ayrıca kitaptan sonra çıkan filmi de hiç izlemediğim için onu da izleme isteği uyandırdı. Kısa zamanda izlemeyi düşünüyorum.

Konusu veya detayını uzun uzun bahsetmeye gerek yok. Hem kitabı hem filmi kült olan nadir eserlerden biri bana kalırsa. Kitabı türe meraklı herkese tavsiye ederim. Puanım 10/10.

1 Beğeni

Siz yazmışken ben de kendi yorumumu yazayım artık.

Ben kitabın başka baskısı olduğunu yeni sizden öğrendim. Gerçekten kapak görselleri arasında hem hayal gücü hem de dönem farklılıkları çok belli.

Robert Bloch ilk kez okuduğum yazarlardan birisi oldu. Sapık kitabı da bu konuda iyi bir referanstı. Kitabın kapak görselinin iyi olması ve sayfa sayısının da az olması okumamda fazlasıyla kolaylık sağladı. Hele ki yazarın sade anlatımı ve dolambaçlı olmayan kurgusu kitaptan aldığım zevki daha da arttırdı.

Kitap, Karanlık Kitaplık tanımına pek uymasa da içindeki polisiye kısımlarıyla oldukça lezzetliydi. Olayların ıssız bir motelde geçmesi ve yazarın hikayeye yedirdiği gizem ve gerilim unsurları kitabın atmosferini başarılı kılıyor. Dedektifin de olaylara dahil olmasıyla polisiye severler bu kısımdan ayrı bir tat alacaktır.

Yazarın Anne, Norman ve Norman’ın küçüklüğüyle olan sürprizi hikayenin sonunda öğrenmiş oluyoruz. Bu noktada yazarın kurgusu da çok iyiydi. Çünkü öyle bir gerçeklilikle anlattı ki hiç böyle bir son beklemiyordum. Bu son kısımla beraber kitabın sonundaki sonsöz diyebileceğimiz yerle Sapık romanının ne kadar etkili ve iyi olduğunu pekiştirmiş oluyoruz.

Kitap, seride en beğendiğim kitaplardan biri oldu. Ben seri içinde 10/10 veririm ama genel bir puan verecek olursam da 8 veririm. :slight_smile:

1 Beğeni

Üç Maymunlar ile Hayat Yayınları baskıları aynı yılda çıkan ilk baskılarıdır. Ben Üç Maymunlar Yayınlarını toplamadım ama Hayat Yayınları Macera ve Dedektiflik adlı 1962-1967 tarihleri arasında basılan 30 kitaplık serisi kütüphanemde bulunuyor. Üç Maymunlar polisiye serisi de güzeldir. Belki onları da bir gün toplarım.

Yazarı ben de ilk kez okudum. Kısa olması benim için bir etken olmadı. Böyle güzel ve sade üsluplu kitap, 400 sayfa olsa yine meraktan hemen okumaya çalışırdım.

Polisiye mevzuları daha ağır bassa da karanlık tema olarak benim hoşuma gitti. İlk başlarda karakterin vahşete merakı, psikoloji olarak Oedipus sendromu olayları güzel harmanlanmış. Anne, Norman ve annesinin sevgilisi mevzuları çok iyiydi.

Sapık 2, Sapık: Ev adlı devam kitapları gözüküyor. Gönül ister ki onlar da basılsın ama Goodreads puanları düşük olduğu için pek beğenilmedi sanırım.

1 Beğeni