KR Kitap Kulübü Soru Cevap #2 - Mehmet Berk Yaltırık

Hoşbulduk, merhaba :slight_smile:

1- Sözlü geleneğe dayanırken yazdığım kültürün/dönemin/bölgenin üslubundan, karakterleri ele alış şeklinden etkileniyorum elbette. Diyalogları bölgesel şive ve ağıza göre yazma dışında belli tabirler, vurgular ve tasvirleri hikâyelerimde de kullanmaya dikkat ediyorum.

2-Korku hikayelerinin çıkışı genelde hikmet hikayeleriyle bağlantılı olduğundan yapısal bir benzerlik taşıyor. Bununla birlikte çizgi dışına çıkmayan karakterlerim dahi canavarın kurbanı olabiliyor. Hayal ederken daha çok dehşete düştüğüm için genelde pek açık kapı bırakamıyorum karakterlere. Gece okunduğunda insanlara biraz heyecan yaşatması veya başka bir diyara yolculuğa çıkması dışında bir amaç gütmüyorum.

3-Bu husus biraz bazı yerel anlatılardaki canavar tasavvurundan kaynaklanıyor. Canavar, cin yahut doğaüstü varlık kendisini insanların arasına saklıyor, onlarla birlikte yaşıyor. Ben bu temanın dehşet dozunu arttırmak için biraz daha kasti amaçlar güden canavarlar tasarlamayı seviyorum. İkisi birden ekleniveriyor diyebilirim.

3 Beğeni

Cevaplar ve linkler için çok teşekkürler Mehmet :slight_smile: Beridçilerle ilgili kitap fikrin de gözümden kaçmadı. Severek okurdum onların öykülerini. İnşallah kitap olarak da görebiliriz.

Öykü Seçkisi’ndeki öykülerinden bugünlere nasıl geldiğini öyle bir düşünüyorum da… Bir arkadaşın olarak seninle gerçekten gurur duyuyorum. Çok daha iyi yerlere gelmen dileğiyle. Başarılar :slight_smile:

2 Beğeni

Merhaba.

1-İbro karakteri roman taslağı ilk oluştuğunda söz konusuydu ancak bu kadar detaylı tasavvur etmemiştim. Sadece Abdülharis’in bir dönem etkilendiği bir kişi olacaktı ve dönüşümünü sağlayacaktı. Ancak Gölge e-Dergi’de yazdığım “Şerruh Paşa’nın Sırrı” adlı hikayede “yaşlı bir eşkıya” diyerek kurgu gereği yaptığım bir atıf, İbro karakteri üzerinde biraz daha durmaya sevk etmişti. Balkan tarihini araştırırken hayduk-eşkıya tiplerini motiflerini okuyup (özellikle şu eseri inceledim: Avrupa ve Önasya’da Eşkıyalık) İbro’ya uyacak bir eşkıya lideri tipi oluşturduktan sonra romanı yazarken hikayenin akışına göre bazı boşlukları doldurmaya çalıştım. İbro’yu yazarken etkilendiğim ikinci eser ise yine kaçak göçek yaşamın doğasını olduğu gibi yansıttığından Halil Dural’ın “Bize Derler Çakırca” adlı kitabı oldu. İbro romanda her iki anlamda da Abdülharis’teki kırılmaların sebebi olacaktı, nitekim öyle de oldu.

2-2003 yılında da korkulu mevzularla ilgilendiğimden o dönemde sık sık bu tür şeylerin batıda vs. daha yaygın olduğu konusunda bir önyargıya denk gelirdim hep. Bunu romana da aktardım dönem itibarıyla. Kendimce bir şeylere dikkat çekmeye çalıştım :slight_smile: Sinema uzmanlık alanım olmadığından kesin bir şey diyemem ama bir izleyici olarak daha farklı motifleri görebilmeyi isterdim.

3-Gerçekten de can alıcı bir soru :slight_smile: Istrancalı Abdülharis Paşa’yı Hakan Boyav’ın canlandırmasını isterdim. İbro’yu da sanırım Turgut Tunçalp’in canlandırmasını isterdim. Yönetmen konusunda emin değildim. Asil’le Güldem’in çehreleri için de belirgin bir isim gelmedi aklıma.

4-

3 Beğeni

Merhaba. Istrancalı Abdülharis Paşa’nın kısmen görüneceği yahut tamamen onu konu alacak bir-iki taslak dosyası (şimdilik fikir aşamasında olsa da mevcut). Yazıp yazamayacağımı zaman gösterecek. Abdülharis’in devam romanını bir anlamda “Varkolakların Gecesi” tefrikasıyla yazdım, Abdülharis’in daha çok Osmanlı dönemindeki yaptıklarıyla alakalı taslaklarım.

Bununla birlikte bir süre yine farklı karakterlerin göründüğü, temaların söz konusu olduğu tarihi dönemlerde geçen korku romanları yazmayı planlıyorum. Eser miktarda tarihi kurgu taslağım da var.

Yeni kitabımın ne zaman geleceği belirsiz ancak arayı fazla uzatmamaya gayret edeceğimi söyleyebilirim :slight_smile:

6 Beğeni

Merhaba :slight_smile: Dergi ve fanzin okumayı seviyorum, kısa hikayeler, çizgi maceralar hep ilgimi çekiyor. Yazma aşamasında kendimi geliştirmemi de sağladığı için yazarlık anlamında katkılarını inkar edemem. Alacakaranlık dergisini, Umut Sarıkaya’nın Naber dergisini ve Özer Aydoğan’ın Çene dergisini takip ediyorum. Bunun dışında Hayalet e-Dergi, Polisiye e-Dergi ve Yerli Bilimkurgu Yükseliyor e-dergisini, Post Öykü dergisini takip ediyorum. Düzenli olarak takip etmeyip dosya konularına göre aldığım, okuduğum dergiler de oluyor (Tarih dergisi, Atlas Tarih gibi). Edebiyatın mutfağı denebilir, zira hem belli kanallardan edebiyatı besliyor hem de okura alternatif seçenekler sunabiliyorlar

6 Beğeni

Bazı taslak öykü dosyalarım da var. Bir kısmı yayımlanmamış öykülerimden oluşuyor. Kafama eserse bir gün elbet onları da yayınlarım, öykü yazmayı da seviyorum.

2 Beğeni

Rica ederim abi, öyle güzel malzeme birikti ki onlarla ilgili :slight_smile: Sadece biraz hacimli olduğundan gözümü korkutuyor dosya :slight_smile: Çok teşekkür ederim desteklerin için :slight_smile:

2 Beğeni

Cevaplarınız için teşekkür ederim :slight_smile:

2 Beğeni

Merhaba,

Henüz kitabın 120 sayfasını okuyabildim zamansızlıktan. Çok keyifli gidiyor kitap benim için devamı için sabırsızlanıyorum. Asil’in sevgilisini özellikle mi sevlisine her fırsatta kızan bir tip seçtiniz. Bir trip atma kadın adamın kafası yoğun diyesim geldi😅 Asil’i okurken hep sizin simanız canlanıyor ve repliklerini hep sizin sesinizle okuyorum kafamda.

Abdulharis paşanın yazdığınızın diğer hikayelerini (Varokların Gecesi, Şerruh Paşanın Sırrı vs. ) basılı olarak yayınlamayı düşünüyor musunuz? Kendi adıma bilgisayar veya telefon ekranından okumak çok zorluyor beni.

Yedikuleli Mansur’un da devamı üzerinde çalıştığınızı söylemiştiniz. Onu da yakınlarda görebilecek miyiz?

Anadolu kültüründen etkilendiğinizi her seferinde belirtiyorsunuz ancak orta asyaya misal Hun ve Göktürk dönemlerine bizi götüreceğiniz hikayeleriniz ya da planlarınız var mı?

Şimdiden teşekkür ederim😀

2 Beğeni

Merhaba. Çatışma olmadan hikaye olmazdı, sadece toplumda gözlemlediklerimi, dinlediklerimi yazıya döktüm o kadar :slight_smile: Netice de o çift de kendi dönemlerinin tipleri. Eserler yaratıcısından parçalar, izler taşır elbette ama yazarken ve kurgularken, sadece üslup anlamında benzerliklerimiz var :slight_smile:

Belki ilerisi için hikayeleri basılı olarak yayımlayabilirim şimdilik o yönde bir çalışmam yok.

Mansur’un devamına ilişkin bir taslak dosyası var ama üzerinde çalışmıyorum şu sıra.

Bir-iki roman taslağım doğrudan olmasa da Hun ve Göktürk dönemlerine temas ediyor.

3 Beğeni

Yine keyifli bir etkinliğin sonuna geldik. Tüm sorular için katılanlara çok teşekkürler. :heart:

Ayrıca @Son_Gulyabani’ye davetimizi yanıtsız bırakmadığı ve etkinliğimize konuk olduğu için teşekkür ediyoruz. Kendisini kulübümüzde ağırlamaktan onur duyduk. Ürkünç yeni hikâyelerini de heyecanla bekliyoruz! :krs:

5 Beğeni